Dolar 32,4786
%-0.19
Euro 34,9606
%0.38
Altın 2.436,080
%0.53
Bist-100 9.717,00
%-0.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İzmir depreminde 11 kişinin öldüğü yan yatan binanın kolonları aynı yöne bakıyormuş

İzmir depreminde 11 kişinin öldüğü yan yatan binanın kolonları aynı yöne bakıyormuş

İzmir'de yıkıma neden olan 6.6'lık depremde 11 kişinin öldüğü, 11 kişinin de yaralandığı Yılmaz Erbek Apartmanı'nın sorumlularının yargılandığı davada ifade veren tutuksuz sanıklardan tadilat projesinin mimarı E.İ. kolonların aynı yöne baktığını, bunun da domino etkisine neden olduğunu söylerken, 2001 yılında biten bina için 2006 yılında zemin etüdü yapan yüksek jeoloji mühendisi A.D. ise yeraltı su seviyesi 5 metre olarak ölçüldüğünü ifade ederek, “Raporun sonuç kısmında, zeminin alüvyon olduğu ve binanın buna uygun yapılmadığı takdirde güçlendirilmesi gerektiği veya yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini yazdık” dedi.

  • Ege Postası
  • 01.09.2021 - 14:27

İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen ve 115 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 10'u tutuklu 29 kişi hakkında 5 ayrı iddianame hazırlandı. Depremin ardından yan yatan Yılmaz Erbek Apartmanı ile ilgili iddianame, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı.

Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok'ta meydana gelen çökmede 11 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin ise yaralanması nedeniyle açılan davanın ilk duruşması başladı. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanıklar Nurettin Bozdoğan ve Mustafa Yılmaz, SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile katılırken, 7 tutuksuz sanık ve davacılar ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. 1 tutuksuz sanık ise Covid-19 karantinasında olduğu gerekçesiyle duruşmaya katılmadı.

1998 yılında Yılmaz Erbek Apartmanı'nın mimarlık görevine başlayan tutuklu sanıklardan Nurettin Bozdoğan, 1976 senesinden beri mimarlık yaptığını ifade ederek, “Şu an içinde bulunduğunuz İzmir Adliyesi'nin proje müellefi benim proje hocamdı. Benim çizdiğim projede özensizlik yok. Mesleğimi en iyi şekilde yaptım” dedi.

Depremde yıkılan diğer binaların enkaz halindeyken Yılmaz Erbek Apartmanı A Blok'un bütünlüğünü koruduğunu, B Blok'un ise alt katında çökme meydana geldiğini ifade eden Bozdoğan, “Binaya tadilat yapılırken ben görevde değildim, istifa etmiştim. Tadilat işleri benim dışımda gelişti. Dükkanların olduğu kısımda taşıyıcı duvar kaldırılmış, yerine başka bir şey konulmamış. Yani benim çizdiğim proje uygulanmamış. Yapı Kullanım İzin Belgesi 2006 yılında verilmiş. Ben projeden 2001 yılında istifa ettim” diye konuştu.

“Ben kiraya verdiğimde hiç kolon kesilmemişti”

Ticaretten kazandığı para ile bina yapım işine başladığını ifade eden, Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok'un çöken kısmındaki marketin mal sahibi olan tutuklu diğer sanık Mustafa Yılmaz ise “Muharrem Erbek ile birlikte arsayı alıp binaları kendimiz yapmak istedik. Maliyet fazla olunca arsayı kat karşılığı olarak bir kooperatife verdik. 1998'de inşaat ruhsatı alınarak binaların yapımına başlandı. Çizilen mimari projeye uygun olarak yapılan binalar sahiplerine teslim edildi. Ben 12 daire ve 1 dükkan aldım. Projede 6 dükkan olarak görülen yer inşaat yapılırken 2 dükkana çevrildi. Bu değişiklik yasalara uygun olarak yapıldı” dedi.

Kendisine ait dükkanı bir markete kiraya verdiğini anlatan Yılmaz, “Ben kiraya verdiğimde hiç kolon kesilmemişti. Market için ruhsat alma aşamasında belediye yetkileriyle içeriyi dolaştık yine bir değişiklik yoktu. Ben söz konusu markete dükkanı eksiksiz teslim ettim. Düzenli olarak dükkanı kontrol ettiğimde bir eksiklik görmedim. Herhangi bir kolon kesilmesine rastlamadım” diye konuştu.

Mahkeme başkanı, ifadelerin ardından duruşmaya ara verdi.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde dinlenen, binanın statik proje müellefi tutuksuz sanık A.Ö., binanın 1975 Deprem Yönetmeliğine göre yapıldığını ve belediyeden de onay aldığını söyledi. Yılmaz Erbek Apartmanı'nın projesini hazırlayıp mimar Nurettin Bozdoğan'a teslim ettiğini ifade eden A.Ö., “Ödemede sorun çıkınca Mustafa Yılmaz ile tanıştım ve paramın geri kalan kısmını ondan aldım. A ve B bloklar aynı proje ile yapıldı. Daha narin olan A Blok'ta bir şey yokken daha kütleli olan B Blok'ta ise çökme oldu. Bunun nedeninin bilirkişiler tarafından araştırılmasını istiyorum” dedi.

“Yeraltı su seviyesi 5 metre olarak ölçüldü”

Yılmaz Erbek Apartmanı için 2006 yılında zemin etüdü raporu hazırlayan tutuksuz sanıklardan yüksek jeoloji mühendisi A.D., “O yıllarda bina bitmişti ancak Yapı Kullanım İzin Belgesi için bizden rapor istediler. Bina bitmiş, insanlar evde oturuyordu. Sismik etüt ve sondaj çalışması yaptık. 2 noktadan 15 metre derinliğe indik. Yeraltı su seviyesi 5 metre olarak ölçüldü. Depremden sonra yeraltı su seviyesi 3 metre olarak ölçülmüş. 15 senede zeminde değişiklikler olabilir. Raporun sonuç kısmında, zeminin alüvyon olduğu ve binanın buna uygun yapılmadığı takdirde güçlendirilmesi gerektiği veya yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini yazdık” diye konuştu.

“Zeminde kolonlar üzerinde duran bir bina vardı”

Dosyanın kendilerine geldiğinde binanın bitmiş halde olduğunu savunan, tutuksuz sanıklardan yapı denetim firması sorumlusu B.B., “Zeminde kolonlar üzerinde duran bir bina vardı. Arada duvarlar yoktu. Eski projede olan duvarların kaldırılmasıyla ilgili tadilat projesi yapılmış. Binayı yerinde inceledik. Mimar olduğum için ben mimari projeyi inceledim. O dönemki yönetmeliğe uygundu. Duvarların kaldırılmasında bir mahsur yoktu” ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanıklardan yapı denetim firmasının müdürü E.P.T. ise belediyenin isteği doğrultusunda binada inceleme yaptıklarını ve binanın proje ile uyumlu olduğunu söyledi.

“Binada kolonlar hep aynı yöne doğru bakıyordu”

2001 yılında Nurettin Bozdoğan'ın istifa etmesiyle Yılmaz Erbek Apartmanı'nın fenni mesulü olan tutuksuz sanık E.İ., “Daha önce de Mustafa Yılmaz'ın birkaç binasını yaptım. O binalar hala sağlam. Bu binanın tadilat projesini çizmemi istediler. 460 metrekarelik alan için duvarların kaldırıldığı tadilat projesi istediler. Ben işe başladığımda zemin katta duvarlar örülmemişti, kolon ve kirişlerde eksik yoktu” dedi.

2001 yılında binaya gittiğinde bir fenni mesul olmadığını ifade eden E.İ., “Kimse sorumluluk almak istemiyordu. Daha önceki mimar, duvarları taşıyıcı olarak çizdiğini söylüyor ancak taşıyıcı duvar olacaksa projeye yazılması lazımdı. Binada kolonlar hep yanı yöne doğru bakıyordu. Bu da binada domino etkisi oluşturur. Ancak o zamanki yönetmelik bunun yapılmasına imkan veriyordu. Bitmiş bir binada yapabileceğim bir şey yoktu. Biz mimarlar çizeriz. Çizmekle adam öldürülmez ama hesap yapanların iyi hesap yapmaları lazımdı” diye konuştu.

Kooperatif yöneticileri formaliteden imza atmış

Binanın arsa sahiplerinden Mustafa Yılmaz'ın beyaz eşya dükkanında çalışan tutuksuz sanıklardan K.K., prosedür üzerine kooperatif yöneticisi olduğunu ve fiili bir sorumluluğu olmadığını söylerken, Yılmaz'ın kardeşi tutuksuz sanıklardan Z.S. de ev hanımı olduğunu ve inşaat işinden anlamadığı halde kağıt üzerinde kooperatifin başkan yardımcısı olarak imzasının olduğunu söyledi.

Sanıklarının ifadelerinin ardından duruşmaya ara veren mahkeme başkanı, tanık ve müşteki ifadelerini almak için duruşmayı Cuma gününe erteledi.(İHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.