Dolar 32,5004
%0.08
Euro 34,6901
%-0.12
Altın 2.496,860
%0.5
Bist-100 9.693,00
%1.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Doç. Dr. Emre Timur’dan Prof. Dr. Ercan’a 6.9 tepkisi; hangi istatistiksel veri analizini kullandı?

Doç. Dr. Emre Timur’dan Prof. Dr. Ercan’a 6.9 tepkisi; hangi istatistiksel veri analizini kullandı?

İzmir'de son zamanlarda ardı ardına yaşanan depremlere ilişkin Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Emre Timur Egepostası'na önemli açıklamalarda bulundu. Timur, yaşanan depremlerin 30 Ekim depreminin artçıları olduğunu dile getirdi ve bu artçı depremlerin yaklaşık 9 ay süreceğini, bu durumun da normal olduğunu aktardı. Timur, "Ege Bölgesi'ndeki depremsellik rejimi açısından depremlerin olması doğaldır. Dolayısıyla bu konuda vatandaşlarımız, 'anormal bir durum var, ne oluyor' gibi bir hisse kapılmasınlar. Bu büyük bir depremin habercisi de değil" ifadelerini kullandı.

  • Ege Postası
  • 26.07.2021 - 09:40

ÖZLEM KARA/ EGEPOSTASI-  İzmir 30 Ekim tarihinde Kandilli verilerine göre  6.9 şiddetinde depremle sarsılmış, depremde 17 bina tamamen yıkılırken 680 bina ağır, 800 bina orta dereceli hasar görmüştü.

30 Ekim depreminin ardından İzmir ve çevresinde ardı ardına depremler yaşanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde İzmir ve çevresinde bir günde 68 tane deprem yaşanırken vatandaşlarda korku dolu anlar yaşadı.

Son günlerde yaşanan depremlere ilişkin Deprem Bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın İzmir için "Bu bölge, yeniden toparlanarak 6.8- 6.9 büyüklüğünde bir depremi üretmeye gebedir' ifadeleri İzmirlilerde paniğe neden olurken, Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Emre Timur  ise yaşanan depremlerin, 30 Ekim depreminin artçıları olarak ve Ege Bölgesindeki depremsellik rejimi olduğunu belirterek Ercan'a tepki gösterdi. Timur, "Çok ayrıntılı jeofizik ve sismolojik araştırmalar yapılmadan deprem büyüklüğünün zikir edilmesini doğru bulmuyorum. Bir fay hattının üretebileceği, bugün ürettiği deprem zikredilebilir ama doğru cümle ile ifade edilmeli. Ahmet Hoca, 6.9 büyüklüğünde, bir deprem olacak derken hangi bağıntıyla hesapladı, hangi deformasyon analizini yaptı, hangi istatistiksel veri analizini kullandı?" dedi.

Öte yandan Timur, vatandaşların deprem büyüklüğüne değil de zemin etütlerine dikkat etmesi gerektiğini vurgulayarak "Vatandaşımız aldıkları evlerin beton kalitesini, sorgulasın. Evlerin, mutfağına, parkesine bakıp önemsiz ayrıntılara değerinden fazla değer vermesin. Önemli olan mutfağın güzel olup olmaması değil binanın güvenli olup olmaması" diye konuştu.

Timur ayrıca, Jeofizik Mühendisleri Odasının vatandaşlara ücretsiz bir şekilde zemin etüdü incelemesinde yardım edebileceklerini ifade etti.

"İZMİR'DE 120 YIL İÇERİSİNDE YIKICI BİR DEPREM OLABİLİR"

Timur, yapmış olduğu hesaplamalara dayanarak İzmir ve çevresinde 6.5 büyüklüğünde bir depremin olma olasılığının önümüzdeki 120 yıl içerisinde yüksek olduğunu belirterek "Biz İzmir depremini ve onun artçılarını da hesabın içine katarak istatistik olarak bir hesaplama yaptık. İzmir'de önümüzdeki bir asır içinde yıkıcı bir deprem olabilir. Şu anki hesaplamalar buna dayanıyor. Menemen depremini çıkardığımız zaman   Menemen depremi, biraz daha kuzeyde ve uzakta meydana gelmişti. O zaman bu rakam 170 yıllara kadar uzuyor. İzmir'de sadece karada 15-16 tane diri fay hattı var. Deniz'de 7-8 tane fay hattı var. İzmir'i etkileyebilecek Manisa'da da Akhisar Saruhan hattı, Salihli, Alaşehir... bunlar da İzmir'in doğu kısmında yani Bornova Bayraklı kısmında, yıkıcı olabilecek depremler oluşturabiliyorlar. 6 şiddetinin hemen üzerinde, ama 7'lik oluşturuyorlar. Tarihi veriler bize bunu gösteriyor" diye konuştu.

"ARAŞTIRMA YAPILMADAN DEPREM BÜYÜKLÜĞÜ ZİKREDİLMESİ"

Deprem Bilimci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın İzmir için "Bu bölge, yeniden toparlanarak 6.8- 6.9 büyüklüğünde bir depremi üretmeye gebedir' ifadelerinin ardından kamuoyunda büyük bir tedirginlik oluşurken Timur, Ercan'ın söylemlerine yanıt vererek "Ahmet Hoca, 6.9 büyüklüğünde, bir deprem olacak derken hangi bağıntıyla hesapladı, hangi deformasyon analizini yaptı, hangi istatiksel veri analizini kullandı? Bu konuda ben herhangi bir fikir sahibi değilim. Avrupa Birliği kodlarında yazar, herhangi bir insan bu bir yer bilimci, jeofizkçi, jeoloji mühendisi, inşaat mühendisi, mimar olabilir. Deprem ön kestirimi ile ilgili bir kanıta ulaştıysa, iki şey yapması gerekiyor. Birincisi, bunu bilimsel kongrelerde bilim camiasıyla bunu paylaşacak ve bu deneysel olarak tekrarlanabilir olacak. İkincisi de sıralı amirine bunun bilgisini verecek. Bir vatandaş o ilin valisine, kaymakamına gidecek değerlendirmesini isteyecek. Yani oturduğun yerden ne bir öğretim üyesinin, oda temsilcisinin  veya vatandaşın herhangi bir fay hattıyla ilgili deprem olacak demesi doğru bir şey değil.  Çok ayrıntılı jeofizik ve sismolojik araştırmalar yapılmadan deprem büyüklüğünün zikir edilmesini doğru bulmuyorum. Bir fay hattının üretebileceği, bugün ürettiği deprem zikredilebilir ama doğru cümle ile ifade edilmeli. Ben şunu diyebilmeyim, Tuzla fay hattında 92 yılında 6.0 büyüklüğünde bir deprem  meydana geldi. O zaman vatandaşların aklında şöyle bir şey oluşur 'Evet Tuzla fayının yeri belli. Doğan Bey'den İzmir merkezine doğru çapraz bir şekilde uzanıyor ve bugüne kadar kayıtlara yansıyan böyle bir deprem olmuş. Demek bu fay 6.0'lik bir deprem üretebiliyor. Vatandaşlarımızın bunu bilmesinde hiçbir mahsuru yok. Bu bilimsel bir gerçek zaten" dedi.

İZMİR'DE HANGİ BÖLGELER TEHDİT ALTINDA?

İzmir'in en kötü zemin koşullarına sahip olan ilçelerin Menemen, Bostanlı, Çiğli, Mavişehir, Karşıyaka, Bayraklı olduğunu belirten Timur,  Bu bölgelerde jeofizik denetimi yapılmıyor. Karşıyaka'nın sahil kısmı, Alaybey  demiyorum orası sağlam. Bostanlı, Bayraklı'nın tamamı ve Alsancak kısmı. Çiğli'nin delta kısmı, yamaç kısmı. Ama Çiğli'nin aşağısı düzlük kısmı Seyrek bölgesi tehdit altında" dedi.

BELEDİYELERİN ALMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Belediyelerin deprem konusunda alınması gereken önlemlere odaklanması gerektiğini belirten Timur, Çiğli, Menemen, Buca, Konak, Karabağlar Belediyelerinde jeofizik mühendisi yok. Olan belediyeler ise Karşıyaka, Bornova ve Bayraklı'da var. Jeofizik mühendisi olmayan belediyeler bizim için işini düzgün yapmayan belediyelerdir. Halkın sağlığını tehlikeye atan belediyelerdir. Çünkü yapmaları gereken denetimi yapmıyorlar demektir. Ruhsatı veren makam, mutlaka zemin etütlerini denetlemeli. Belediyelerde jeofizik ve jeoloji mühendisleri yer almalı" dedi.

JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASINDAN VATANDAŞLARA ÜCRETSİZ DESTEK

Timur, vatandaşların ev alırken zemin etütlerine dikkat etmesi gerektiğini, binanın yapısını incelemek için vatandaşların Jeofizik Mühendisleri Odasına başvurarak bina yapısına ilişkin ücretsiz yardım alabileceğini ifade etti. Timur, Halkımız deprem büyüklüklerine çok fazla odaklanmasın. Bizler Jeofizik Mühendisleri Odası olarak özellikle zemin etütlerinin sağlamlıklarına odaklanıyoruz. İnsanlar artık kaç büyüklüğünde deprem olacak, hangi hoca ne demiş bunlara odaklanması. Vatandaşlarımızın deprem büyüklüklerinden ziyade, evlerinin zemin etütlerinin sağlam olup olmadığına bakmaları gerekiyor. Satın aldıkları evlerin, eski sahiplerinden ve belediyelerden bu binanın zemin etüdü var mı yok mu ? Bu binları kim yapmış, bu firmaların sicili bozuk mu? Bunun sorgulanması gerekiyor. Benim görev sürem boyunca tüm vatandaşlarımız odamıza gelerek 'Benim alacağım evde böyle bir zemin etüdü yapılmış. Binanın zemin etüdü fotokopisini getirdim. Ne diyorsunuz bu zemin etüdüne, güvenli değil mi?' derse biz elimizden gelen desteği ücretsiz olarak veririz. Vatandaşımız aldıkları evlerin beton kalitesini, sorgulasın. Evlerin, mutfağına, parkesine bakıp önemsiz ayrıntılara değerinden fazla değer vermesin. Önemli olan mutfağın güzel olup olmaması değil binanın güvenli olup olmaması buna daha çok odaklanmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"EGE BÖLGESİ HER YIL İKİ SANTİM BATIYA KAYIYOR"

Ege Denizi'nde meydana gelen deprem fırtınaların doğal olduğunu dile getiren Timur, Deprem fırtınaları Ege bölgesinin tektonik rejimi açısından olağandır. 2005 yılında Seferihisar'da bir deprem fırtınası meydana geldi. Geçen yıl Manisa'da benzer bir fırtına meydana geldi. Çok kısa bir süre içerisinde çok küçük ve orta büyüklükte sık depremlerin meydana gelmesi, Ege Bölgesindeki depremsellik rejimi açısından doğaldır. Dolayısıyla bu konuda vatandaşlarımız, 'anormal bir durum var, ne oluyor' gibi bir hisse kapılmasınlar.  Bu büyük bir depremin habercisi de değil bu arada. Deprem fırtınaları oldu, ardından çok büyük bir deprem oldu böyle bir şey dünya literatüründe yok. Deprem fırtınaları enerjinin açığa çıkması konusunda son derece yararlıdır. Bir tane 5 büyüklüğünde deprem, 32 tane 4 büyüklüğünde bir depreme eş değer. Ege bölgesi ortalamaya  vuracak olursak yılda iki santimetre Batıya doğru kayıyor. Bazı yerlerde biraz daha fazla, bazı yerlerde biraz daha az. Ortalama iki santimetre diyebiliriz. Bu Kuzeyanadoğu fay hattında çok daha yüksek bir değer. Orada tek bir seferde kırılıp çok daha büyük depremler oluşabiliyor. ama Ege Bölgesinde, böyle depremler nadiren oluyor. Bu da bizim bir şansımız aslında. Evet belki biraz daha fazla sallanıyoruz ama bu bizim bölgemiz açısından da bir şans. Kısa kısa vadelerde değil de uzun bir periyottan sonra bir deprem meydana gelirse bu daha yıkıcı bir etki bırakabilir" dedi.

"30 EKİM DEPREMİNİN ARTÇILARI YAŞANIYOR"

30 Ekim depreminin artçılarını yaşadığımızı belirten Timur, 9 ay daha bu artçı depremlerin devam edeceğini ifade ederek 2017 yılından örnek verdi. Timur, "Karaburun açıklarında, Midilli ve Karaburun arasında Midilli Fayı bulunuyor Doğu Batı uzanımlı. Bu fay hattında 2017 yılında, olan ana şoktan sonra bizim baktığımız istatistiklere göre o bölgede ayda 30 veya 40 arasında deprem oluşmuş. 1 ve 3 büyüklüğü arasında. Tekrar o büyüklüğe geçene kadarki sürede olan depremlere, biz artçı deprem diyoruz.  2017 yılında olan 6.2 büyüklüğündeki depremden sonra bu artçı depremler tam bir buçuk yıl sürdü.  AFAD'ın verisine göre 6.6 Kandilli verilerine göre ise 6.9 büyüklüğünde 30 Ekim depremi Sisam adasında oldu. Dolayısıyla en az bir buçuk yıl 30 Ekim depreminin bu artçıları sürebilir. Biz daha bunun yarısını geçtik önümüzdeki 9 ay içerisinde arada sırada bu artçı depremlerin olması yine olabilir. Bu da İzmir'den hissedebilir bu  da doğaldır. Hatta bu artçı depremler 9 aydan fazla da sürebilir" diye konuştu.  

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.