Dolar 32,5418
%0.17
Euro 34,9253
%-0.13
Altın 2.443,630
%0.3
Bist-100 9.717,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Canan Kaftancıoğlu'na 'broşür' davasında beraat kararı

Canan Kaftancıoğlu'na 'broşür' davasında beraat kararı

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Genel Merkezi tarafından hazırlanan ve dağıtılması için il ve ilçe başkanlıklarına gönderilen "SaBıKa Holding" başlıklı broşürle ilgili sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek, ‘Cumhurbaşkanı ve devlet görevlisine hakaret’ suçlamalarıyla 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada tek celsede beraat etti.

  • Ege Postası
  • 02.06.2022 - 13:17

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında; CHP Genel Merkezi tarafından hazırlanan ve dağıtılması için il ve ilçe başkanlıklarına gönderilen "SaBıKa Holding" başlıklı broşürle ilgili sosyal medyada paylaşımında ‘Cumhurbaşkanı ve devlet görevlisine hakaret’ suçlarını işlediği gerekçesiyle 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkmesi'nde yargılandı.

Duruşmaya Canan Kaftancıoğlu avukatlarıyla birlikte katıldı. Kaftancıoğlu'na destek olmak için eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP Genel Başkan yardımcıları Muharrem Erkek, Seyit Torun, Yüksel Taşkın ve Ahmet Akın, CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay ve milletvekilleri Mahmut Tanal, Gülizar Emecan, Sibel Özdemir, İlhan Kesici, Yunus Emre, Süleyman Bülbül, Alpay Atmen, Rafet Zeybek duruşmayı izledi.

"MEMLEKETTE KİMLERİN HAKARET ETTİĞİ AŞİKARDIR"

Duruşma, Canan Kaftancıoğlu'nun kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasıyla başladı. Kaftancıoğlu şöyle savunma yaptı: 

"Paylaşmış olduğum yazının neresinde Cumhurbaşkanı'na ve kamu görevlisine hakaret olduğunu anlayabilirsem ya da iddianameyi düzenleyen savcı bunu bana izah ederse savunmamı yapacağım. Bu tweette hakaret yoktur. Memlekette kimlerin hakaret ettiği aşikardır. Parti çalışması yapmak hakaret değildir. Anlayanların bana açıklamasını, vatandaş olarak öğrenmek istiyorum. Şu ana kadar hakkımda açılan davalarda hakaret kastı, şununla yapılmıştır denilmedi."

Kaftancıoğlu, avukatlarıyla birlikte hazırladığı 2 sayfalık yazılı savunmayı mahkemeye sundu. Mahkeme Kaftancıoğlu'na, herhangi bir ceza verilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını isteyip istemediğini sordu. Kaftancıoğlu, "Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim, sorulmadığı mahkemelerden de geçtim. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmiyorum çünkü herhangi bir suç işlemedim" dedi.

DERHAL BERAAT TALEP EDİLDİ

Canan Kaftancıoğlu'nun avukatı Hasan Fehmi Demir, beyanında şunları söyledi:

"Hakaret ettiği iddia edilen cümle okundu. Cümlede bir hakaret veya küçük düşürme olmadığı açık. Mahkemenin başka araştırmaya gerek duymadan derhal beraat kararı verilmesini talep ederiz. İddia makamı mütalaa vermeyecekse, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Merkezi tarafından hazırlanan broşür ile ilgili soruşturma başlattı. Bu broşürle ilgili sorutmasının hangi aşamada olduğunun öğrenilmesini talep ederiz."

"HANGİ SUÇTAN NASIL ZARAR GÖRDÜLER ÖĞRENMEK İSTİYRUM"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları, Erdoğan'ın suçtan zarar görme ihtimaline karşı davaya katılma talepli dilekçe sundu. Duruşma savcısı, Cumhurbaşkanı vekillerinin bu taleplerinin kabul edilmesini ve sanık vekilinin bahsettiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca söz konusu broşürler hakkındaki soruşturmanın hangi aşamada olduğunun sorulmasına karar verilmesini istedi. Mahkeme, Cumhurbaşkanı vekillerinin katılma taleplerini kabul etti. Savcının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki soruşturmayla ilgili talebini ise reddetti.

Katılma talebine ilişkin mahkeme, karar vermeden önce Kaftancıoğlu'na bir diyeceğinin olup olmadığını sordu. Kaftancıoğlu, "Böylesi gereksiz bir şey için özür dilemesi gerekenler adına ben özür dilerim. Suçtan zarar görme ihtimalleri nedir? Hangi suçtan, nasıl zarar gördüler öğrenmek istiyorum. Katılma taleplerinin reddedilmesini talep ediyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vekilleri, benzer konuyla ilgili olarak söz konu broşürleri dağıtan İstanbul il ve ilçe yöneticileri hakkında da açılmış bir dava olduğunu ve onların bu davayla birleştirilmesini talep etti. Mahkeme bu talebin reddine karar verdi. 

SÜLEYMAN SOYLU'NUN AVUKATI DA DAVAYA KATILMAK İSTEDİ

Duruşma savcısının esasa ilişkin savunmasını sunması için duruşmaya verilen kısa süreli aranın ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun vekili duruşmaya katılarak, Soylu'nun da suçtan zarar görme ihtimaline karşı davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, Soylu'nun vekili tarafından katılma talebini de kabul etti.

SAVCI 7 YILA KADAR HAPİS İSTEDİ

Esasa ilişkin görüş açıklayan Cumhuriyet savcısı, Canan Kaftancıoğlu’nun suça konu paylaşımının eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamını aşan, Cumhurbaşkanı'nın ve kamu görevlisi olan Süleyman Soylu’nun onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğunu öne sürdü. Savcı, Kaftancıoğlu’nun "Cumhurbaşkanına ve devlet görevlisine alenen hakaret" suçlarından 2 yıl 4 aydan 7 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Mütalaaya ilişkin diyecekleri sorulan Kaftancıoğlu, önceki beyanlarını tekrar ettiğini ve beraatını istediğini söyledi. Mütalaaya karşı savunma yapan avukat Hasan Fehmi Demir şunları söyledi:

"Yapılan paylaşımlar herhangi bir kişiyi rencide edecek, küçük düşürecek en açık yorumla bile ortaya konacak bir ibare yoktur. Esasen işlendiği öne sürülen suç, CHP Genel Merkezi'nin, bir yolsuzluk olayıyla ilgili olarak çıkardığı broşürle ilgili, broşür içeriğinin bu davada tartışılması kuşkusuz mümkün değildir. Zira az önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, numarasını verdiğimiz soruşturma dosyası ile bu konuyla ilgili olarak bir soruşturma zaten yürütülmektedir. İddianame, Türk yargısının geldiği nokta bakımından ve herkes bakımından üzücüdür. Olmayan bir suçun inşa edilmeye çalışılması bu şekilde yargı alet edilerek kişilerin itibarsızlaştırılmaya çalışılması ve onları düşüncelerini ifade edemeyecek şekilde baskı altına alınması hukuken kabul edilemezdir. Bu sebeplerle hiçbir hakaret veya küçük düşürücü veya incitici bir ifadenin bulunmadığı paylaşımla ilgili olarak müvekkilim hakkında beraat kararı verilmesi talep ederiz."

"SİYASİ ÇALIŞMALARIMIZI DEVAM ETTİRECEĞİZ"

Son sözü sorulan Canan Kaftancıoğlu, "Suç işlemediğimi biliyorum, hakaret etme kastım hiç olmaz, hakareti ayıp sayarım, hakaret edenleri de kınarım. CHP İstanbul İl Başkanı olarak siyasi çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bundan sonra da devam ettireceğiz. Beraatımı istiyorum" dedi.

BERAAT KARARI VERİLDİ

Kararını açıklayan mahkeme, sanığa atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığını belirterek Canan Kaftancıoğlu'nun her iki suçlamadan da ayrı ayrı beraatına karar verdi.

"SABAH AKŞAM HALKA HAKARET EDENLER, BİZLERİN HAKARET ETTİĞİNE DAİR DAVALAR AÇIYORLAR"

Duruşmadan sonra adliye önünde basın açıklaması yapan Kaftancıoğlu, "Sabah akşam halka hakaret edenler, bizlerin hakaret ettiğine dair davalar açıyorlar" dedi. Kaftancıoğlu, şunları söyledi:

"Bu memlekette sabah akşam, yatıp kalkıp halka, vatandaşa hakaret edenler yine sabah akşam yatıyorlar ve kalkıyorlar, bizlerin hakaret ettiğine dair davalar açıyorlar. Bizi koca çınarımızı (Altan Öymen) mahkemelere getirmek zorunda bırakıyorlar. Değerli yol arkadaşlarım, kıymetli basın emekçileri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı olarak ben hiç kimseye hakaret etmeyiz. Hakaret bizim hem insani hem de parti kültürümüzde yoktur. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler hakikati, gerçeği söylemek durumunda ve zorundayız. Gerçeği söylemek durumundayız dedim. Bugün de yargı, siyaset, rüşvet ilişkisinin anlatıldığı, bu halkın paralarının nasıl peşkeş çekildiğini, halka anlatmak için yaptığımız parti çalışmasından ötürü dikkatinizi çekiyorum içinde ne hakaret var ne birilerine ağır bir söz var, parti çalışmasından ötürü sabah akşam halka hakaret edenler tarafından dava açıldı. Bugünkü dava da beraatla sonuçlandı. Bunun dışında benim bu anlamıyla söyleyecek bir şeyim yok. Teşekkür ediyorum."

"HER GÜN MİLYONLARA HAKARET EDENLER VAR AMA ONLARA DAVALAR AÇILMIYOR"

Kaftancıoğlu'na destek olmak için adliyeye giden Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen da "Öyle bir hal oldu ki hakaret etmek bazıları için günlük olay. Her gün milyonlara hakaret edenler var. Onlar hakkında davalar açılmıyor. Çünkü dokunulmazlıkları var. Başka politikacılarda olmayan. Ama kimseye hakaret etmeyen, hakaret teşkil etmeyen kelimeleri yontarak, mana çıkararak davalar açılıyor. Bazen çok eski zamanlarda işlenmiş, 7-8 sene önceki suçlardır diye ortaya çıkarılıyor. Bugün ben ilk defa güzel bir sonuçla karşılaştım" dedi.

"SORUNUMUZ BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ YARGININ OLMAYIŞI"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek de yargının "saray tahakkümü altında" olduğunu savunarak, şunları söyledi:

"Bugün görülen davada da bir hâkim vardı. Ama maalesef ceza istemek zorunda kalan bir savcı da vardı. Çünkü maalesef yargı, saray tahakkümü altında. Sorunumuz, partili Cumhurbaşkanlığı sistemi, sorunumuz parti genel başkanlığı yoluyla yönetim tarzı, sorunumuz kuvvetler ayrılığının olmayışı. Çünkü kuvvetler ayrılığının olmadığı bir sistemde hukuk devleti olamaz. Bağımsız ve tarafsız yargı olamaz. Dün de yüksek sesle ifade ettik, yargının üzerinden ellerinizi çekin. İstanbul İl Başkanımız sayın Canan Kaftancıoğlu'nun hakkında açılan soruşturmaların davaları biz bile takip etmekte zorlanıyoruz. Asli görevimize dönün. Saray iktidarına, hükümete sesleniyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin il başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla mücadele etmek sizin göreviniz değil. Sizin göreviniz adaleti tesis etmek, hayat pahalılığıyla, işsizlikle, yoksullukla mücadele etmek. Toplum, derin bir yoksullukla karşı karşıya ve 40 milyonun üzerinde insan yoksullukla, açlıkla mücadele ediyor. Asli görevinizi size bir kez daha hatırlatıyoruz. Bugün bu davada da beraat çıktı ama devam edecek. Çünkü savcı bunu istinafa götürmek zorunda. Mütalaaya aykırı çıktığı için karar. Sorunumuz, bağımsız ve tarafsız yargının olmayışı."

"HAK ARAMA YERİ OLAN ADLİYELER HAK YEME YERİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR"

CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay da "Türkiye'de bugün içinde bulunduğumuz ekonomik buhranın temeli şüphesiz saraydır ama asıl temeli demokrasimizin yoksunluğudur. Demokrasi yoksunluğu, eksikliğidir. Türkiye'de bu adliyelerde normalde hak arama yeri olan bu adliyeler maalesef hak yeme yerine dönüşmüş. Kötü bir tabloyu hep birlikte yaşıyoruz" diye konuştu.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.