Dolar 32,4746
%0.08
Euro 34,7987
%0.22
Altın 2.479,440
%0.7
Bist-100 9.530,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Başkan Çamlı’dan ‘PCR testi zorunluluğu’ yorumu: Altyapı için gerekli hazırlıklar yapılmadı

Başkan Çamlı’dan ‘PCR testi zorunluluğu’ yorumu: Altyapı için gerekli hazırlıklar yapılmadı

İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, dün İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ve okullar başta olmak üzere şehirler arası yolculuklar, tiyatro, sinema girişleri gibi birçok alanda getirilen PCR testi zorunluluğunu değerlendirdi. Başkan Çamlı, PCR testinin aşının yerini tutmayacağına dikkat çekerken artan PCR test talebini karşılayacak alt yapı hazırlıklarının yapılmadığını söyledi ve “Bu kadar test sayısını kaldıracak altyapı için gerekli hazırlıkların yapılmadığını görüyoruz. Bu sayıda bir PCR testi mevcut sistem için bir yük getirebilir ve laboratuarlar bu yükün altından kalkmakta zorlanabilirler” dedi.

  • Ege Postası
  • 01.09.2021 - 13:36

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İçişleri Bankalığı dün, PCR testi konulu bir genelge daha yayınladı. Genelge, yüz yüze eğitimde alınacak birtakım tedbirlere vurgu yapılırken PCR testi zorunluluğu getirilen alanlara ilişkin de bilgi verildi. 

Bu kapsamda; 6 Eylül Pazartesi gününden itibaren aşı süreci tamamlanmayan veya hastalığı geçirmemiş kişilere konser, sinema ve tiyatro gibi vatandaşların toplu olarak bulunduğu faaliyetlere katılımında ya da uçak, otobüs, tren veya diğer toplu ulaşım araçlarıyla gerçekleştirecekleri şehirlerarası seyahatleri için negatif sonuçlu PCR testinin zorunlu getirilecek. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 24 Ağustos 2021 tarihinde yayımlanan ‘Kovid-19 Salgınında Okullarda Alınması Gereken Önlemler Rehberi’nde öğrencilerle bir araya gelmesi zorunlu olan aşı olmamış öğretmen ve okul çalışanlarından haftada iki kez PCR testi istenilecek.

Bu çerçevede; başta öğretmenler olmak üzere eğitim personeli, kantin çalışanları ile öğrenci servislerinin şoför ve rehber personeli gibi öğrencilerle bir araya gelecek kişilerin, görevlilerin aşılı, geçirilmiş hastalık durumunda (Kovid-19 hastalığı sonrası bilimsel olarak bağışık kabul edilen süreye göre) olmamaları halinde; bu kişilerden haftada iki kez PCR testi ile taranmaları istenilecek. Sonuçlar okul idaresi tarafından gerekli işlemler yapılmak üzere kayıt altında tutulacak.

Alınan tedbirleri değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Lütfi Çamlı, PCR testi zorunluluğunun toplumsal bağışıklık için yeterli olmadığını söyledi. Test talebini artacağına dikkat çeken Başkan Çamlı, bu konuda gerekli yatırımların yapılması gerektiğinin altını çizdi.

“PCR TESTLERİ, AŞININ YERİNİ TUTAMAZ”

Aşılanmanın ön plana alınması gerektiğini belirten Başkan Çamlı, “Aşılanmamış kesimler toplum sağlığı açısından bir risk oluşturabilmektedir. Pademinin uzamasına, dolayısıyla yeni varyantların ortaya çıkmasına ve küresel salgınla mücadelede başarının elde edilmesinde bir engel oluşturabilmektedirler. Dolayısıyla bir an önce toplumsal bağışıklığı sağlayacak şekilde bir aşılanmanın hayata geçirilmesi ve aşılanmamış, bu konuda tereddüt yaşayan kesimlerin toplumsal sorumluluklarını göz önüne alarak bir an önce aşılanması öncelikli tercihimiz olmalıdır. PCR kontrolleriyle aşının sağladığı etkiyi elde etmemiz mümkün değil. Yani PCR testleri, aşının yerini tutamaz. Bu şekilde sürekli PCP testine bakarak aşının sağlayacağı bağışıklığı elde etmemiz mümkün değil. Tabii ki de PCR taramaları önemli. Ama aşın yerine geçemez. Dünyada bazı ülkelerde bu PCR testi zorunluluklarının aşı olmaya zorladığı da biliniyor” dedi. 

“BİRTAKIM DÜZENLEMELER VE YATIRIMLAR YAPILMALIYDI”

PCR testi zorunluluğunun test talebini artıracağını ve ilerleyen dönemlerde birtakım sorunlarla karşılaşılabileceğini belirten Başkan Çamlı, “Bu kadar test sayısını kaldıracak altyapı için gerekli hazırlıkların yapılmadığını görüyoruz. Bu sayıda bir PCR testi mevcut sistem için bir yük getirebilir ve laboratuarlar bu yükün altından kalkmakta zorlanabilirler. Böyle bir uygulama yapılacaksa bunun altyapısı için birtakım düzenlemeler ve yatırımlar yapılmalıydı. İzmir’de bu testleri yapan hocalarla görüştüğümüzde bu sayıyı sürdürmekte bile çok yoğun çaba sarf edip mesai harcadıklarını ve daha fazla gelecek test talepleri için mutlaka ek yatırım ya da yapılanmalara ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdi. Çok yoğun çalışıyorlar ve yıprandılar. Fazladan gelecek test talebini karşılamakta ciddi zorlanma olur. Bunun için ek yapılama ve yatırımlara ihtiyacı olur. İkincisi bu sayıda testin ücretsiz olması durumunda kamuya getireceği bir yük var. Bunun da mutlaka düşünülmesi gerekiyor” diye konuştu.

“BU EKSİK BİR İŞ OLUR”

Başkan Çamlı, toplumsal yoğunluğun yaşandığı AVM, düğün, cami gibi alanlarda da aynı zorunluluğun getirilmesi gerektiğine dikkat çekti ve “Şehirlerarası yolculuklarda ya da konser, tiyatro gibi yerlere giderken HES kontrolü gibi aşı kontrolü yapılması uygun. Ama aynı şeyin AVM, cami gibi diğer kabalacıklar için de geçerli olması gerekiyor. Siz tiyatroya girişte bu standardı getirirken AVM’ye girişte getirmezseniz bu eksik bir iş olur. Bunun mantıklı bir açıklamasının yapılması lazım. Ayrıca bu kural şehirlerarası yolculuklara getirilebildiği gibi şehir içi toplu ulaşıma da getirilebilir. Bütün bu çerçevede aşılanmayı teşvik etmek için getirilen bu uygulamada şu durumlar düşünülmeli: Bir, PCR aşının yerini tutmaz. Ayrıca bunu getireceği test talebini kaldıracak yatırımlar yapılmadı. Ekonomik maliyeti düşünülmeli ve buna yönelik aşı olmayanlardan ücret alınabilir” ifadelerini kullandı.

“GÜVEN YOK OLDU”

Aşılama oranlarının düşük olmasında ve halkın aşı olmaya tereddütle yaklaşmasında, pandemi sürecinde hükümete olan güvenin sarsılmasının etkili olduğunu ifade eden Başkan Çamlı, kanaat önderlerine çağrıda bulundu ve şunları söyledi; “Güven kaybının bir an önce tesis edilmesi için kamuoyuna sağlıklı ve doğru v,bilgilerin paylaşılması gerekiyor. Hükümetin söylediği şeye artık kamuoyu ve vatandaş inanmadığı için de bu aşı tereddütleri olduğunu düşünüyorum. Güven yok oldu. Hala hekimlere telefon açıp ‘Aşı olayım mı’ diye soran insanlar var. Demek ki hükümete güvenmiyorlar ve güvendikleri insanlardan teyit alıyorlar. Bu nedenle hükümetin, kanaat önderlerinin, siyasal parti liderlerinin, toplumun güvenini kazanmış aydınların ve sanatçılarının bu konudaki söylemlerinin etkili olduğunu düşüyorum. Çünkü hükümet bu süreçte kötü bir sınav verdiler ve toplumun güvenini kaybettikleri için bu tür açıklamaları güvenilir olmuyor.”

“İZMİR VARYANTI AÇIKLAMASI”

Son olarak İzmir Tabip Odası ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlığı Derneği ortak açıklama ile İzmir'de koronavirüs varyantlarının alt türlerinin saptandığı açıklamasının “İzmir varyantı” spekülasyonlarına neden olduğunu ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığın belirtti. Başan Çamlı, konuya ilişkin, “Biz bu belirsiz grup ve durumun netleşmesi için Bakanlığa ve yetkililere çağrıda bulunmuştuk. Ankara’da yapılacak dinomik testlerle bu belirsizliğin bir varyant mı yoksa testin değerlendirme kapasitesindeki bir sırlılıktan kaynaklı bir saptayamama durumu olup olmadığını kesinleştirmek ve bunu da kamuoyuyla paylaşılmasını istemiştik. Ancak henüz bir yanıt gelmedi ve kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı” dedi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.