Baro Başkanı Yücel’den 9 aylık gecikme tepkisi

ÖZLEM KARA/ EGEPOSTASI- Geçtiğimiz yıl 17-18 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanan İzmir Barosu Genel Kurulu, pandemi gerekçe gösterilerek İlçe Seçim Kurulu tarafından daha önce dört kez ertelenmişti. 

İzmir Barosunun bugün yaptığı yazılı açıklamada Baro seçimlerinin 11 Temmuz'da gerçekleşeceği duyuruldu.  

İzmir Barosu Başkanı ve aynı zamanda Çağdaş Avukatlar Grubu adayı olan Özkan Yücel, Egepostası’na Genel Kurul’un 11 Temmuz’da gerçekleşmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.  Başkan Yücel, seçimlerin ertelenmesi hususunda İçişleri Bakanlığı ve İlçe Seçim Kuruluna tepki gösterdi ve “İçişleri Bakanlığı, bir genelge yayımladı. Orada dedi ki, ‘pazar günleri kısıtlamaya gelse bile, 400’ün üzerindeki barolar kanun gereği ancak pazar günü seçim yapabileceklerinden istisna kapsamındadır.’ Biz bunu altı aydır söylüyorduk zaten. Günaydın İçişleri Bakanlığı” dedi.  

İlçe Seçim Kurulu’nun, İzmir Barosu hakkında Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma başlattığını da belirten Başkan Yücel, “Bir başvurumuzda şunu da dile getirdik. Dedik ki, artık bahaneniz yok. Açık hava tiyatrosunu ayarladık açık alanda yapıyoruz. Pandemi koşullarına uygun bütün tedbirlereler alıyoruz. 12 kalem tedbiri gönderdik. YSK’ya sormayın da şu Genel Kurul kararını verin dedik. ‘Anayasa 138. Maddesine aykırı olarak hakimlere talimat’ veriyorsunuz diyerek hakkımızda soruşturma başlattılar. Cumhuriyet Savcılığına başvurdular” diye konuştu. 

“SEÇİM İSTEDİK DİYE SORUŞTUMA AÇTILAR” 

Başkan Yücel, Genel Kurul için 6 kez başvuru yaptıklarını belirtirken seçimlerin ertelenmesinin kanuna aykırı olduğunu hatırlattı ve şunları söyledi; “Biz 6 kere Genel Kurul başvurusu yaptık. Demokrasinin bir gereği olarak gördüğümüz sandığın avukatların önüne koyulabilmesi için Ekim ayından bu yana aralıksız olarak her ret kararının ardından, yeni bir Genel Kurul tarihi belirlemek suretiyle, bu konudaki kararlığımızı ortaya koyduk. Her yeni seçim tarihi belirlediğimizde Genel Kurul tarihinde İlçe seçim kuruluna, ilgili mercilere sürekli olarak yaptıkları şeyin kanuna aykırı olduğunu, kabul edilemez olduğunu belirttik. Hatta bu kararların altında imzası bulunan kişileri gerekli soruşturma için şikayet ettik.  Bir başvurumuzda şunu da dile getirdik. Dedik ki, artık bahaneniz yok. Açık hava tiyatrosunu ayarladık açık alanda yapıyoruz. Pandemi koşullarına uygun bütün tedbirlereler alıyoruz. 12 kalem tedbiri gönderdik. YSK’ya sormayın da şu Genel Kurul kararını verin dedik. ‘Anayasa 138. Maddesine aykırı olarak hakimlere talimat’ veriyorsunuz diyerek hakkımızda soruşturma başlattılar. Cumhuriyet Savcılığına başvurdular. İşin ironi tarafı o kadar vermiş oldukları bütün kararlarda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatlarıyla, hareket edenler bizim bahanemiz yok çıkışını kendilerine yönelik bir talimat olarak algılamışlar. Bu ironi bir yaklaşım tabii ki. Soruşturmadan falan çekiniyor değiliz. Yaptığımız şeyin ne kadar haklı ve doğru olduğunun farkındayız.  Bunun herkes tarafından görüldüğünü de düşünüyorum. Bugüne kadar siyasi partiler, sendikalar Genel Kurullarını yaptılar. Lebalep kongrelerden söz ettik. Türkiye bunların hepsini gördü, yaşadı. Ama ne hikmetse, baroların Genel Kurulu’nun yapılması bugüne kadar izin verilmedi. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle İçişleri Bakanlığı, bir genelge yayımladı. Orada dedi ki, ‘pazar günleri kısıtlamaya gelse bile, 400’ün üzerindeki barolar kanun gereği ancak pazar günü seçim yapabileceklerinden istisna kapsamındadır.’ Biz bunu altı aydır söylüyorduk zaten. Günaydın İçişleri Bakanlığı. Avukatlar istisna kapsamındadır. 4 milyonluk kentte, insanlar evinde kapalıyken 10 bin avukatın Genel Kurul alanına gitmesinden daha sağlıklı bir şey yoktur. Pandemiyle mücadele bunu gerektirir dedik. Bu izin verdik vermedik konuşmaları şunu gösterir, kısıtlamaların kanuna aykırı olduğunu gösteriyor. Türkiye bu eylemlerle, bir hukuk devleti olmaktan çoktan uzaklaşmış. Kanun devleti olma niteliğini bile yitirmiş durumda. Kanunların açıklık hükümlerinin kısmına, genelgelerle, il hıfzıssıhha kurulu kararlarıyla, yapılan düzenlemeler gelmiş durumda. Twittlerle yönetiliyoruz. Televizyondaki açıklamalarla yönetiliyoruz. Böyle bir ülke var şimdi karşımızda” dedi.  

GENEL KURUL TEKRAR ERTELENİR Mİ? 

Pandemi gerekçesiyle Genel Kurullarının 4 kere ertelenmesinin ardından seçime giderken bir erteleme daha olup olmayacağı konusunda da değinen Başkan Yücel, “İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın göndermiş olduğu yazının 5. maddesinde ‘Koronavirüs önlemleri kapsamında Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve İzmir Valiliği yeni tedbirler aldığı taktirde, dosyanın yeniden ele alınmasına...’ Yani izin verdik ama yeni tedbirler gelirse düşüneceğiz diyor” diye konuştu.  

“GÜCÜMÜZÜ ÜYELERİMİZDEN ALDIK” 

İki buçuk yıllık yönetim döneminde, “sesi kısılmış” olarak tanımladığı İzmir Barosunun sesini tekrar yükselttiklerini ifade eden Başkan Yücel, ayrıca İzmir Barosunun bu gücünü üyelerinden aldığını belirtti ve tüm üyeleri Genel Kurula çağırdı. Başkan Yücel, “10-11 Temmuz Cumartesi- Pazar günü İzmir Barosu Genel Kurulu’nu neredeyse bir yıllık bir gecikmenin ardından gerçekleştirmiş olacağız. Ben bütün meslektaşlarımı genel kurul salonuna çağırıyorum. Genel Kurul alanında, bu tavra teslim olmayan, biat etmeyen, vazgeçmeyen, avukatlık, baro tavrına destek vermeleri en büyük beklentimiz. İzmir Barosu, gücünü üyelerinden alan bir kurumdur. Bu gücü, iki buçuk yıllık yönetimiz döneminde demokrasinin, hukuk devletini ün çanaklarına sunulması için var gücümüzle, kullanmaya çalıştık. Sesini kaybetmiş İzmir Barosu'nu sesini gür olan, ülke gündemini belirleyen, ülke gündemine yön veren bir hukuk kurumu haline getirdik. Bu yaklaşımı sürdürmek konusunda bir kararlılığımız var” ifadelerini kullandı. 

YÖNETİM KURULU DEĞİŞECEK Mİ? 

İzmir Barosunun mevcut yönetiminin de değişeceği mesajını veren Başkan Yücel, “Yönetim Kurulu arkadaşlarımızın bir kısmı kendi programları sebebiyle devam etmeyeceklerini açıkladılar. Biz ön seçimde listemizi belirledik. Şu anda listemiz hazır durumda. Kendimizi ekim ayında planlamıştık. Ekim ayında Genel Kurul’u yapamayanınca, ekim ayında ön seçim olarak oluşan kurul hala devam ediyor. Yönetim Kurulu’nda birkaç arkadaşımızın değişmesi söz konusu. Biz bir anlayışı temsil ediyoruz. Vazgeçmiyoruz, biat etmiyoruz o yüzden yönetim kuruluna yeni eklenecek arkadaşlarımız da aynı özveri, aynı güçle çalışmaya devam edecek. Çok genç bir yönetim kulumuz vardı. Aynı genç yönetim ruhunu sürdürüyoruz. Çok kararlı bir yönetim kurulumuz vardı. Aynı bir biçimde devam edeceğine inanıyorum. Benim için en büyük şanslardan biridir mevcut yönetim kuruluyla çalışıyor olmak” dedi.