Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
36 kişiye mezar olan Rıza Bey Apartmanı sanıklarından 'kağıt üzerinde imza' savunması

36 kişiye mezar olan Rıza Bey Apartmanı sanıklarından 'kağıt üzerinde imza' savunması

İzmir’de yıkıma neden olan 6.6’lık depremde 36 kişinin öldüğü, 17 kişinin de yaralandığı Rıza Bey Apartmanı’nın sorumlularının “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçuyla yargılandığı davada savunma yapan tutuklu sanıklar binanın betonarme statik proje müellifi ile sürveyanı, inşaata hiç gitmediklerini ifade etti. Öte yandan davada tutuklu sanıklardan sürveyan D.K.'nin tahliyesine karar verildi.

  • Ege Postası
  • 10.09.2021 - 16:43

İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen ve 115 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 10'u tutuklu 29 kişi hakkında 5 ayrı iddianame hazırlandı. Depremin ardından tamamen yıkılan Rıza Bey Apartmanı ile ilgili iddianame, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı.

Rıza Bey Apartmanı'nın tamamen yıkılmasının ardından 36 kişinin hayatını kaybetmesi, 17 kişinin ise yaralanması nedeniyle haklarında “bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan dava açılan 4'ü tutuklu 9 sanığın yargılanmasına, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatlarının katıldığı duruşmada savunma yapan tutuklu sanık, statik betonarme proje müellifi ve inşaat mühendisi Tamer Peker, hakkındaki suçlamaları reddetti. Bina için 1993 yılında kanunlara uygun şekilde inşaat ruhsatı alındığını ve sorumluluğun müteahhit, sürveyan ve fenni mesulde olduğunu savunan Peker, inşaatı kontrol etmek gibi bir sorumluluğu olmadığını iddia ederek, “Yıkıldığını izlediğimde zemin kattan yıkılmaya başladığını gördüm. Binanın üzerinde, projesine uygun olmadan yapılan ve ek yükler getiren balkon kapatmaların olduğunu gördüm. Bunlar tehlikeli olabilir. Ciddi inşaat hataları var. Yıkılmasındaki sebep, binanın 1999 ve 2005 depreminde hasar almasına rağmen gereği yapılmaması. Suçlu olmadığımı düşünüyorum” dedi.

“İnşaatı nasıl yaptılar bilmiyorum”

Binanın 27 yıl önce yapıldığını, o dönemde fay hattı ile ilgili bilgilerinin olmadığını, deprem yönetmeliğinin de çok farklı olduğunu anlatan Tamer Peker, savunmasını şöyle sürdürdü: “Yaptığım projenin uygulamasıyla ilgili bir kontrol yapmadım, böyle bir talep de gelmedi. Fenni mesul diye sorumlu bir arkadaş vardı. İmzaladık projeyi verdik, inşaatı nasıl yaptılar bilmiyorum. O dönemdeki kanunlara göre fenni mesul sorumludur. İnşaata hiç gitmedim, müteahhidi tanımam. İnşaat ruhsatı alındığını bile bilmiyordum. İnşaat Mühendisleri Odası'nın da mesul olduğunu düşünüyorum.”

Bir müşteki avukatının, “İnşaatın projeye uygun yapılmadığını görüp uyarsaydınız sonuç farklı olur muydu ?” sorusuna sanık Peker, “3 bin proje hazırlamışımdır. Hepsini kontrol etme imkanım yoktur. O inşaatın fenni mesulü, müteahhidi vardır. Telefonum hep açıktır. Sorsalardı” yanıtını verdi.

"İmzayı prosedür gereği attım"

Tutuklu sanık sürveyan Durak Kayar ise internetten baktığında “sürveyan” kelimesinin anlamının “en alt düzeydeki teknik eleman olduğunu, inşaatın yalnız iş güvenliği ve düzenini sağlayan kişi olduğunu” gördüğünü söyledi. Çalıştığı inşaat şirketinde zaman zaman mimari proje çizimine de yardım ettiğini ifade eden Kayar, “Ofis içi çalışıyordum. Hangi kanun ve yetkiyle gözetmenim ben? İnşaat alanına hiç gitmedim. İnşaat ruhsatı için müracaat ediliyordu. Belediye zorunlu tutuyordu. Sürveyan kısmını imzalamak durumunda kaldım. Birinin isminin yazılması gerekiyordu. Şantiyeye hiç gitmedim. İmzayı prosedür gereği attım” dedi.

Müşteki avukatları, Durak Kayar'ın savunmasından sonra inşaatı yapan şirket hakkında tüm avukatların katılımıyla suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Mahkeme heyeti duruşmaya öğle arası verdi.

DURUŞMANIN ÖĞLEDEN SONRAKİ BÖLÜMÜ

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde ifade veren tutuklu sanık yapı müteahhidi Hasan Hüseyin Özkan, yıllardır bu işi yaptığını ve yıkılan başka binası olmadığını, diğer konutlarında çizik bile bulunmadığını savundu. Sanık Özkan, hakkındaki suçlamaları reddederek, “Bu bina içerisinde çok oynama olmuş. 36 kişiye Allah'tan rahmet diliyorum. Çok üzgünüm. Binada oynamalar olduğunu iddianameden öğrendim. 28 yıl önce atılmış beton 28 yıl sonra aynı dirayeti gösteremez. Yaralı binaya epoksi ve mantolama yapılmış, bina bundan yıkılmış. Binayı sonradan yapılan müdahaleler bu hale getirmiş. İnşaat bittikten sonra binanın depremlerde hasar gördüğü hakkında bana bilgi verilmedi” dedi.

“Eğitimim yok ama bu işlere çok emek verdim”

Sanık bir soru üzerine, “İnşaatla ilgili bir eğitimim yok. İlkokul mezunuyum ama bu işlere çok emek verdim” ifadesini kullandı.

Bir müşteki avukatının, “Teknik okumaları yapmayı biliyor musunuz? Bir müteahhit olarak insan hayatı ile ilgili işin alaylı bir kişiye yaptırılması hakkında ne diyorsunuz?” sorusu üzerine sanık, “Teknik işleri biliyorum. Teknik ifadeleri okumayı bilsem ne olur bilmesem ne olur?” diye yanıtladı. Bunun üzerine avukat, “Anlamayınca işte böyle sonuçlar ortaya çıkıyor, o yüzden soruyoruz” dedi.

Sanığın savunması sırasında “Yalan söylüyor” diye bağıran izleyici salondan çıkartıldı.

“Evde yürürken bile ev sallanıyordu”

Depremde anne ve babasını kaybeden L.D.T. ise, “2018'de bu apartmana taşındık. Evde yürürken bile ev sallanıyordu. Babam depremden 10 gün önce, ‘Ev başımıza yıkılacak, buradan çıkalım' demişti. Hiç kimse hasarlı olduğunu söylemedi. Herkes birbirine atıyor suçu. Depreme kadar epoksi, tadilat haberimiz yoktu. Kiracıydık, hiçbir toplantıya çağrılmadık. Şikayetçiyim” dedi.

Deprem esnasında ofisinde yalnız başına olduğunu anlatan S.T. de, “Sağlam bir masa sayesinde hayatta kaldım. 10 gün hastanede yattım. 2018'de geldiğim için binaya yapılan tadilatı bilmiyordum. 4-5 saat enkaz altında kalan biri olarak toplum vicdanını rahatlatan bir karar istiyorum” diye konuştu.

“Ölümle burun buruna geldik”

Müşteki S.O., deprem günü kızı ile evde olduğunu belirterek, “Ölümle burun buruna geldik. Travmamız geçmiş değil. Kimin suçu varsa şikayetçiyim. Diş hekimliğindeki tadilattan sonra ağır bir araç geçtiğinde sallantı oluyordu” dedi.

Müşteki E.Y., sanıkların “Görmedim, duymadım” şeklinde savunma yapmasına tepki göstererek, “Kimde o zaman sorumluluk? 3-5 kuruş uğruna çocuklarımız toprak altında yatıyor. İhmaller silsilesi var. Tüm sanıklardan şikayetçiyim. Bizi para hırsı öldürdü” ifadelerini kullandı. Diğer müştekiler de sanıklardan şikayetçi oldu. Bazı müştekiler ifadeleri sırasında ağladı.

Mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan sürveyan D.K.'nin tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

(İHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.