Dolar 32,5510
%0.2
Euro 34,9531
%-0.05
Altın 2.448,050
%0.49
Bist-100 9.717,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Fuat Oktay'dan enflasyon açıklaması

Fuat Oktay'dan enflasyon açıklaması

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay "Para ve maliye politikalarımızı arz yönlü yapısal politikalarımızla, verimlilik artışıyla destekleyerek, enflasyonu tek haneye indirmeye kararlıyız" dedi.

  • Ege Postası
  • 20.10.2021 - 15:08

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunumunu yaptı. Oktay "Enflasyonu belirleyen en önemli faktörlerden biri olan enerji girdilerinde ve emtia fiyatlarında yaşanan olağandışı gelişmelerin etkisiyle dünya genelinde beklentilerin üzerinde ve rekor seviyede bir fiyat artışı izlenmektedir. Söz konusu küresel eğilime rağmen, para ve maliye politikalarımızı arz yönlü yapısal politikalarımızla ve verimlilik artışı kanalıyla destekleyerek, enflasyonu tekrar tek hanelere indirmeye kararlıyız." dedi

2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, 15 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulduğunu belirten Oktay, "Bugün ise Gazi Meclisimizde, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2020 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerine başlamış bulunuyoruz" dedi

İşte Fuat Oktay'ın sunumundan öne çıkan başlıklar;

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNDE DÖRDÜNCÜ BÜTÇE

Oktay, "2022 yılı bütçemiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişimizin ardından hazırladığımız dördüncü bütçemizdir. Bütçe teklifimizin temel misyonu; 2053’e giden yolda tüm sektör ve alanları kapsayan, sağlam, sürdürülebilir ve şeffaf bir mali sıçrama zemini oluşturmaktır.

Amacı; küresel salgına da bağlı olarak dengelerin yeniden şekillendiği bir konjonktürde, Türkiye ekonomisinin güçlü bir biçimde yükselişini sürdürmesi ve halkımızın refahının artmasıdır. Çalışmamız; ülkemizin iç dinamiklerinin yanı sıra bölgesel ve küresel gelişmelerin ışığında; iklim değişikliği ve dijital dönüşümün etkileri de düşünülerek hazırlanmıştır. Bu anlamda yeşil kalkınma devrimi ve milli teknoloji hamlesini odağına alan bütçe çalışmamız, yenilikçi ve çevreci bir yapıdadır.
2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifimiz; Sanayi üretimi ve yükselen ihracatıyla atılım dönemine giren Türkiye ekonomisinin bütçesidir. Tam donanımlı hastanelerimizle ülkemizin her yerinde vatandaşımızın ayağına götürdüğümüz sağlık hizmetlerinin ve Kovid-19 gibi bir salgında dahi sendelemeyen kaliteli sağlık altyapımızın bütçesidir.

Okullaşma oranından sınıf mevcuduna, eğitim materyallerinin kalitesinden uzaktan eğitim altyapısına, sahip olduğu potansiyelle pek çok ülkeden üstün konumda olan ve donanımlı nesiller yetiştiren Türk maarif geleneğinin ve eğitim sistemimizin bütçesidir." dedi

KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM

Küresel salgının etkileri, gelişmiş ekonomiler dahil olmak üzere tüm dünyada ciddi kapanma ve kısıtlama önlemlerini beraberinde getirdiğini söyleyen Oktay, "Alınan tedbirler ve aşıların geliştirilmesi neticesinde vaka sayıları düşmüş ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla dünya ekonomisi kısmi bir toparlanma sürecine girmiştir. Salgının başından itibaren gelişmiş ekonomilerin büyük çaplı genişletici para ve maliye politikalarını sürdürdükleri görülmüş, bu gelişmeler küresel ekonominin 2021 yılında göreli bir toparlanma eğilimine girmesinde belirleyici olmuştur. Ekonomik teşvik paketleri uygulamaya koyan ülkeler, ekonomilerini para veya maliye politikalarıyla desteklemeye çalışmışlardır. Ancak, salgın kaynaklı kapanma uygulamaları ve sosyal mesafe önlemleri ekonomileri olumsuz etkilemiştir. Bu anlamda salgından en çok etkilenen hizmetler sektörünün küresel düzeyde önemli bir istihdam kaynağı olması, işgücü piyasasındaki toparlanmanın üretimdeki toparlanma eğiliminin gerisinde kalmasına neden olmuştur.

Salgının etkisi ile küresel büyümeye ilişkin tahminler de aşağı yönlü güncellenmiştir. Uluslararası Para Fonunun 2021 Yılı Ekim Ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporuna göre, 2020 yılında görülen yüzde 3,1’lik daralmanın ardından, dünya ekonomisinin 2021 yılında yüzde 5,9; 2022 yılında ise yüzde 4,9 büyümesi öngörülmektedir" ifadelerini kullandı

Küresel Büyüme (%)

Oktay, "Rapor’a göre 2020 yılında yüzde 4,5 daralan gelişmiş ülkelerin 2021 yılında yüzde 5,2; 2022 yılında ise yüzde 4,5 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Küresel büyüme performansında ekonomiler arasında ayrışmanın devam etmesi beklenmektedir. Rapora göre, 2021 yılında, ABD’nin yüzde 6, Avro Bölgesi’nin ise yüzde 5 büyümesi beklenmektedir. 2022 yılında ise, bu bölgelerin sırasıyla yüzde 5,2 ve yüzde 4,3 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir.

2020 yılında yüzde 2,1 daralan gelişmekte olan ekonomilerinin, 2021 yılında yüzde 6,4; 2022 yılında ise yüzde 5,1 oranında büyümesi beklenmektedir.

"ULUSLARARASI TİCARET 2020'DE YÜZDE 8.2 DÜŞTÜ"

2019 yılında yüzde 0,9 ile son yılların en düşük büyümesini kaydeden uluslararası ticaret, 2020 yılında yüzde 8,2 seviyesinde düşüş kaydetmiştir. 2021 yılında kapanma önlemlerinin hafifletilmesiyle, küresel aktivite ve ticarette ivmelenme görülmüş olup, uluslararası ticaretin yüzde 9,7 artış göstermesi beklenmektedir. Küresel ticaret hacminin 2022 yılında yüzde 6,7 artacağı tahmin edilmektedir

ARZ VE TALEP ARASINDAKİ DENGESİZLİKLER

Salgın nedeniyle küresel tedarik zincirlerinin işleyişinde dünyanın ana tedarik merkezi olarak kabul edilen Doğu Asya ülkelerine olan bağımlılık sorgulanmaya başlanmıştır. Belirli bir merkez yerine, tedarik mesafelerini ve sürelerini kısaltacak yeni tedarik zinciri ağları ve alternatif üretim üsleri oluşturulması çalışmaları hızlanmıştır. Küresel ticarette toparlanma görülmekle birlikte, salgının küresel arz ve talep üzerindeki etkileri halen sürmektedir. Tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar, ara malı temininde yaşanan sıkıntılar üretim faaliyetlerini olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir. Arz ve talep arasındaki bu tür dengesizlikler fiyatlara olumsuz yansımaktadır

Nitekim, 2021 yılındaki hızlı talep artışı ile birlikte, küresel ölçekte emtia fiyatları ile uluslararası navlun bedelleri artış göstermiştir. 15 Ekim 2021 itibarıyla, navlun fiyatları değişim oranı yüzde 229,3’e; emtia fiyatları değişim oranı ise yüzde 46,2’ye yükselmiştir.

Emtia ve navlun fiyat değişimi ( %, 2018-2021)

Küresel enflasyonun kalıcı olmasına bağlı olarak beklentilerin bozulmasının yanı sıra, gelişmiş ülke para politikalarının sıkılaşması durumunda küresel finansal koşullar çok daha kırılgan bir hale gelebilecektir."

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE GÖRÜNÜM

Salgına bağlı olarak 2020 yılının ikinci çeyreğinde ekonomik büyüme kesintiye uğradığı, ancak alınan etkili önlemlerle yılın ikinci yarısından itibaren ekonominin toparlamaya başladığını belirten Oktay, "Türkiye, salgına rağmen 2020 yılında yüzde 1,8 büyüme kaydederek G20 ülkeleri arasında Çin’den sonra en hızlı ve pozitif büyüyen ikinci ülke olmuştur. 2021 yılının ikinci çeyreğinde hız kazanan aşılamanın da etkisiyle ekonomimizdeki toparlanma süreci devam etmiştir. Yüzde 21,7 büyüme kaydettiğimiz 2021 yılının ikinci çeyereğinde G20 içerisinde en yüksek büyüme sıralamasında ikinci sırada yer aldık. Yılın ilk yarısında Türkiye ekonomisi yüzde 14,3 büyüme sağlamıştır. Bu dönemde özel tüketim yüzde 14,8 artarken, toplam sabit sermaye yatırımları yüzde 16,4 büyümüştür. Ayrıca, net mal ve hizmet ihracatının yılın ilk yarısında büyümeye katkısı 3,9 puan olmuştur. Yılın üçüncü çeyreği itibarıyla kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılması normalleşme sürecine önemli katkı sağlamıştır. Son çeyrekte de ekonomide canlılığın devam ederek 2021 yılı genelinde ekonomimizin yüzde 9 büyümesi beklenmektedir. 2022 yılında ise ekonominin üretim ve talep yönüyle dengeli bir görünüm sergileyerek yüzde 5 büyümesi hedeflenmektedir."

Ekonomik Büyüme Oranları (2020-2024)

"2020'DE İSTİHDAM 2.8 PUAN GERİLEDİ"

Oktay, "Kovid-19 salgınının özellikle yılın ilk yarısındaki etkisiyle, 2020 yılı genelinde, önceki yıla göre istihdam 2,8 puan, işgücüne katılım oranı ise 3,6 puan gerilemiş; 2020 yılı işsizlik oranı ise yüzde 13,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. Salgının işgücü piyasası üzerindeki etkilerinin azaltılması amacıyla kısa çalışma ödeneğinden fesih kısıtına pek çok tedbir uygulamaya konulmuştur.

Bu tedbirlerin ve toparlanma sürecinin etkisiyle, salgının başta hizmetler sektörü olmak üzere istihdam ve işgücüne katılımda meydana getirdiği kayıplar telafi edilmiştir. 2021 yılı Ağustos ayı itibarıyla sanayi, inşaat ve hizmetler sektörlerinin tümünde istihdam, salgın öncesindeki düzeyinin üzerindedir. Yılın kalan döneminde ekonomik faaliyette beklenen olumlu görünümün katkısıyla istihdamın ve işgücüne katılımın artması sonucunda, yıl sonunda işsizlik oranının yüzde 12,6 düzeyinde olacağı tahmin edilmektedir. Önümüzdeki dönemde normalleşmenin ekonomik aktivite üzerindeki olumlu etkisinin yanı sıra, işgücü piyasasına yönelik yapısal dönüşüm adımlarının da hayata geçirilmesi, istihdam ve işgücüne katılımda iyileşme sağlayacaktır. Program döneminde, istihdamın yıllık ortalama 1 milyon 170 bin kişi artması ve işgücüne katılım oranlarındaki artışa rağmen, işsizlik oranının kademeli olarak gerileyerek program dönemi sonunda yüzde 10,9 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülmektedir.

İstihdam Edilen Kişi Sayısı (2020-2024)

"ENFLASYONU TEK HANELERE İNDİRMEYE KARARLIYIZ"

Enflasyonu belirleyen en önemli faktörlerden biri olan enerji girdilerinde ve emtia fiyatlarında yaşanan olağandışı gelişmelerin etkisiyle dünya genelinde beklentilerin üzerinde ve rekor seviyede bir fiyat artışı izlendiğini söyleyen Oktay, "Söz konusu küresel eğilime rağmen, para ve maliye politikalarımızı arz yönlü yapısal politikalarımızla ve verimlilik artışı kanalıyla destekleyerek, enflasyonu tekrar tek hanelere indirmeye kararlıyız.

Bu kapsamda uygulamakta olduğumuz politikalarla enflasyonun belirleyicilerinden olan enerji fiyatlarının enflasyona en az etki etmesini sağlıyoruz. Örneğin EUROSTART verilerine göre Avrupa’daki doğalgaz fiyatlarında son bir yılda 5 kata varan ciddi bir yükseliş yaşanmıştır. Dünya genelinde ise doğalgaz fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre dolar bazında yüzde 89 oranında artış göstermiştir. İthal kömürün tonu 2020 yılında 50 dolar iken 4 katın üzerinde bir artışla 2021 Ekim ayında 270 doları görmüştür. Ülkemizde ise yenilenebilir enerji başta olmak üzere enerji alanında yaptığımız yatırımlar ve doğalgazda uzun vadeli kontratlara sahip olmamız, arz güvenliği ve fiyat değişimlerinde önemli avantaj sağlamakta, doğalgaz fiyat artışlarının bir kısmı bütçeden karşılanarak tüketiciye son derece sınırlı bir artış miktarı yansıtılmaktadır

Örneğin fiyatlar reel olarak Bulgaristan’da yüzde 56,7, Yunanistan’da yüzde 54, Fransa’da yüzde 24,2, Avro Bölgesi’nde ise yüzde 11,7 yükseliş göstermiştir. Ülkemiz elektrik fiyatları Avrupa ülkelerinin elektrik fiyatlarının oldukça altında seyretmektedir. 2021 yılı ilk dokuz ay itibarıyla ülkemiz elektrik fiyat ortalaması megavat-saat başına 41 avro olup Almanya, Fransa ve İtalya’ya göre 30-40 avro daha düşük seviyededir. Küresel enerji piyasalarındaki anormal artışları göğüsleyerek vatandaşımıza yansıtmadık; bundan sonra da küresel eğilimlerin milletimize etkisini en asgari düzeyde tutmak için gayret göstermeye devam edeceğiz." dedi.

Tüketici Enflasyonu (2020-2024)

"CUMHURİYET TARİHİNİN EN YÜKSEK İHRACAT RAKAMI"

Dünyanın her köşesinde salgın kaynaklı engel ve riskler ne kadar zorluğa yol açsa da, 2020 yılında ihracatı OVP hedeflerini aşarak 169,7 milyar dolarla kapatıldığını belirten Oktay, "2021 yılının ilk dokuz ayında Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamlarına ulaştık. 2021 yılı Eylül ayı ihracatımız geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 30 oranında artışla 20,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Böylece, tarihimizde ilk kez aylık bazda 20 milyar dolar eşiğini aşmış bulunmaktayız. İhracattaki bu şahlanışımızla, ülkemizin dünya ihracatından aldığı pay, tarihimizde ilk kez yüzde 1‘in üzerine çıkmıştır. İhracatımızdaki bu başarının sırrı; ihracat desteklerimizin verimli kullanılması, sanayici ve ihracatçılarımızın yoğun talebe kapasite artırımlarıyla karşılık vermeleri, kaliteli mal sunmaları ve rekabetçi fiyatları ile coğrafya avantajını kullanmalarında yatmaktadır.

Bunu üreticimizle, sanayicimizle birliktelik içinde ortak çalışarak yaptık. OVP’de belirlediğimiz 2022 yılı için hedefimiz olan 230,9 milyar dolar ve 2023 yılı hedefimiz 242 milyar dolar ihracat için ve hatta bu hedefleri aşmak için planlı bir şekilde çalışıyor ve hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Bir taraftan uluslararası arenada ülkemizin menfaatlerini savunmak ve yeni pazarlara açılmak için diplomasi faaliyetleri yürütürken, diğer taraftan ihracatımızdaki artışın sürdürülebilirliğini de sağlıyoruz. Ana ihracat pazarlarımızdaki toparlanmanın yanı sıra, küresel tedarik zincirlerine hızlı bir şekilde eklemlenen rekabetçi sektörlerimiz ve destekleyici politikalarımızla ihracatımız yeni rekorlara imza atmaya devam edecektir. Son dönemde yeşil kalkınma devrimi adına attığımız adımlarla ekonomimizde önemli bir dönüşüm hamlesi başlatmış bulunuyoruz. Ekonominin pek çok alanını kesen yatay bir alan olan yeşil büyüme yaklaşımımızla hem iktisadi hem de çevresel kazanımları sürdürmeyi amaçlıyoruz. Yeşil Mutabakat Eylem Planımızla yeşil dönüşüm sürecini sistematik bir şekilde gerçekleştireceğiz. Ayrıca, Paris Anlaşması Meclisimizce onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız iklim değişikliği ve göç konusunda hayata geçirmeyi kararlaştırdığımız yeni yapısal düzenlemelerin müjdesini ilan etmiştir." dedi

- Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ismini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirerek, bakanlık bünyesinde İklim Değişikliği ve Uyum Koordinasyon Kurulu oluşturuyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza bağlı olarak altında ilgili tüm birimlerin yer alacağı bir İklim Değişikliği Başkanlığı kuruyoruz. Bu adımlar, ekonomimizin çevreye duyarlılığının arttırılmasına ve tüm sektörlerimizle yeşil ekonomiye ilerlemeye yönelik çabalarımızın göstergesidir

- Küresel konjonktür ve salgının getirdiği olumsuz koşullara rağmen, finansal piyasalarımız sağlıklı bir şekilde işlemektedir. Bankacılık sektörümüz güçlü duruşunu sürdürmektedir. Yüzde 17’nin üzerinde seyreden sermaye yeterlilik rasyosu, finansal sistemimizin sağlam duruşunun örneklerinden biridir. En az yüzde 20 oranında paylarını halka arz eden şirketlere, kurumlar vergisi oranının iki puan indirimli uygulanması hayata geçirilmiştir. Böylece şirketlerimizin finansman temininde sermaye piyasalarını daha çok tercih etmeleri teşvik edilmiştir. Bu düzenlemenin de etkisiyle, küresel risk iştahının dalgalı seyrettiği bu dönemde dahi şirketlerimizin özkaynaklarla finansmanı artarak sürmüştür. 2021’in ilk dokuz ayında 38 adet halka arz işlemi neticesinde 16,3 milyar TL’lik arza ulaşılmış olup, birincil halka arz sayısı tarihi yüksek seviyesine çıkmıştır.

- Türkiye salgın döneminin getirdiği zorluklara rağmen finansal istikrar bakımından da güçlü duruşunu sürdürmektedir. Hanehalkı, reel sektör ve kamu borçluluğu bakımından Türkiye benzer ülke ortalamalarının altında düşük bir riskliliğe sahiptir. Uluslararası Ödemeler Bankası verilerine göre, 2021 yılı ilk çeyreği itibarıyla Türkiye’nin hanehalkı borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı yüzde 17 iken gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 52,8’dir. Finansal kesim dışındaki firma borcunun milli gelire oranında da Türkiye 2021 yılı ilk çeyreği itibarıyla yüzde 72,3 ile düşük riskliliğe sahiptir. Aynı dönemde, gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 117,3’tür

KAMU MALİYESİNDE BUGÜNE KADARKİ KAZANIMLAR

- Attığımız adımlar, aldığımız tedbirler ve gerçekleştirdiğimiz reformlar kamu maliyesine olumlu katkılar sağlamıştır. 2002 yılında faiz harcamalarının bütçe giderleri içerisindeki payı yüzde 43,2 iken, 2022 yılı bütçesinde bu oranın yüzde 13,7 olması öngörülmektedir. Bütçede yüklü faiz ödemeleri yerine başka alanlara kaynak aktarımına imkân sağlayarak bunu tüm iktidarımız boyunca sürdürmeyi başardık.

- Geride bıraktığımız 19 yılda taviz vermediğimiz bütçe disiplinimiz sayesinde bir taraftan kamu borç stokumuzu milli gelire oranla düşürürken diğer taraftan büyük altyapı yatırımlarını başarıyla gerçekleştirdik.

"KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE KARARLILIKLA DEVAM EDECEKTİR"

- Görüyorsunuz ki; mali başarımız kâğıt üzerinde kalmamış, hayata yansımış, halkımıza hizmet olarak geri dönmüştür. Salgın döneminde de, başta sağlık ve eğitim olmak üzere, kamu hizmetlerine verdiğimiz önem ve bütçeden ayırdığımız kaynak halkımıza verdiğimiz değerin göstergelerinden biridir. 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faiz harcamaları için ödenmekteydi. 2022 yılı bütçesinde ise her 100 liralık verginin sadece 19,1 lirasının faiz harcamalarına ayrılacağı öngörülmektedir. 2021 yılı Ocak-Eylül döneminde vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,7 oranında artmıştır. Vergi gelirlerinin yılsonu itibarıyla yıllık yüzde 27 oranında artarak 1 trilyon 58 milyar lira olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir. Program döneminde de mali disipline bağlı kalarak, kalıcı gelir kaynakları ile kamu gelirlerinin kalitesini ve vergi tahsilatında etkinliği arttıracağız. Vergi tahsilinde ilkeli duruşumuzu koruyarak, vergi yükünün dengeli dağılımı, vergi mevzuatının sadeleştirilmesi ile muafiyet, indirim ve istisnalara ilişkin güncelleme çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kayıt dışılıkla mücadelemize aynı kararlılıkla devam edeceğiz.

- Stratejik ölçütlere göre belirlenen borçlanma politikalarımız meyvelerini borç stokumuzun kompozisyonunda ve vade yapısında, salgına rağmen olumlu gelişmelerle vermektedir.

- 2002 yılında 9,4 ay olan iç borçlanmanın ortalama vadesi 2021 yılı ilk dokuz ayında 54 aya yükselmiştir. Devlet içi borçlanma senedi faizi 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesindeyken, 2021 yılı ilk dokuz ayında yüzde 14,2 seviyesine gerilemiştir. 2001 yılında yüzde 75,5 olan AB tanımlı borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı 2021 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 38,4 seviyesine gerilemiştir. Kamu borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı da 2021 yılı ilk çeyreğinde Türkiye için yüzde 40,3 iken, gelişmekte olan ülkeler ortalaması yüzde 65,2 düzeyindedir. Önümüzdeki dönemde Merkezi Yönetim borcu içinde TL dışı borcun payını azaltarak kamu borcunda kur riskini asgari düzeyde tutmaya devam edeceğiz.

"35 ADET EYLEMİN 31 ADEDİNİ HAYATA GEÇİRDİK"

- Salgın sonrası dönemin ekonomik yapılanmasına uygun, sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli büyümeye erişim sağlamak amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 12 Mart 2021 tarihinde Ekonomi Reformları açıklanmış ve 23 Mart 2021 tarihinde Ekonomi Reformları Eylem Planı yayımlanmıştır. Plan; fiyat istikrarı, istihdam, kamu maliyesi, finansal sektör ve cari açık alanlarında önemli yapısal dönüşümleri hedeflemektedir. Bu başlıklar altında oluşturulan eylemler, belirlenen takvim doğrultusunda kademeli şekilde hayata geçirilmektedir. Bu kapsamda, Haziran sonu itibarıyla takvimlendirilen 35 adet eylemin 31 adedini hayata geçirdik.

- Bugün itibarıyla, Eylül sonuna takvimlendirilen 13 eylemden 11’ini ve Aralık sonuna takvimlendirilen 74 eylemin 9’unu tamamladık. Böylece Ekonomi Reformları Eylem Planı kapsamında takip ettiğimiz 154 eylemin yaklaşık yüzde 80’ini bu yılsonu itibarıyla tamamlamış olacağız. Güçlü bir ekonominin güçlü kurumlar ve koordinasyonla desteklenmesi gerektiğinin de bilincinde olarak, kurumsal yapımızı daha da sağlamlaştıracak adımlar atmaya devam ediyoruz. Ekonomi politikalarının eşgüdüm içerisinde daha bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmasının ve daha etkin uygulanmasının sağlanması amacıyla Ekonomi Koordinasyon Kurulu kurulmuştur. Ayrıca, fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine ve sürdürülmesine katkı sağlamak amacıyla Fiyat İstikrarı Komitesi hayata geçirilmiştir.

- Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi ise Finansal İstikrar Komitesine dönüştürülmüştür. Daha önce Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bağlı kuruluşu olan Türkiye İstatistik Kurumu, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ilişkili kuruluş yapısına dönüştürülmüştür. Kurul ve Komiteler, kurumlarımız arasındaki işbirliğini güçlendirerek fiyat istikrarına yönelik yapısal konularda eşgüdümü sağlama konusunda önemli kazanımlar sağlayacaktır

KOVİD-19 SALGININA YÖNELİK EKONOMİK TEDBİRLER

- Yaklaşık iki yıldır kararlılıkla sürdürdüğümüz salgına yönelik ekonomik tedbirlerimizden de bahsetmek istiyorum. İlk vakaların ülkemizde görüldüğü 2020 yılı Mart ayında hızla harekete geçerek Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketini açıklamış ve üretim ve istihdamı destekleyen uygulamaları hayata geçirmiştik. İşletmelere yönelik finansman koşullarının kolaylaştırılması ile çalışma ve sosyal hayata ilişkin tedbirleri içeren birçok alanda sağladığımız desteklerimizi salgının seyrine göre genişleterek arttırmaya devam ettik. Bu süreçte gelir politikası araçlarını da etkin kullanarak 70,2 milyar TL vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerini erteleyerek işletmeleri destekledik.

- Başta birçok mal ve hizmetin KDV oranları ve işyeri kira stopajları olmak üzere salgının ekonomideki olumsuz etkilerini bertaraf etmek için indirimler yaptık. Ayrıca, salgından etkilenen işletmelerimize ciro kaybı, kira ve nakdi destek sağladık. Bu desteklerle 2,5 milyona yakın esnafımıza toplam 9 milyar TL hibe desteğinde bulunduk. İşletmelerin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla Kredi Garanti Fonu limitini arttırdık. Bu kapsamda, vatandaşlara, esnaf ve firmalara Hazine destekli kredi paketleri oluşturduk. Toplamda 143 milyar TL tutarında kurumsal ve bireysel kredinin ertelemesini yaptık.

- Salgının istihdam üzerindeki etkilerini en aza indirebilmek amacıyla daha fazla çalışan ve işletmemizin kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşullarını esnettik. Getirilen fesih kısıtıyla işverenlerin çalışanları ücretsiz izne ayırmalarına imkan sağladık, bu kapsamda ücretsiz izne çıkarılanlara “nakdi ücret desteği” verdik. İşyerlerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesini teşvik etmek amacıyla “Normalleşme Desteği” uygulaması getirdik. Salgın kapsamında ekonomiyi desteklemek amacıyla alınan tedbirler 2021 yılı Ağustos ayı itibarıyla toplam 705,5 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu kapsamda Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında uygulanan tedbirlerin ekonomik büyüklüğü ise Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 10,6’sına ulaşmıştır.

"AŞILAMADA DÜNYANIN EN BAŞARILI ÜLKELERİ ARASINDAYIZ"

- Aşılamada bu yıl önemli bir mesafe kat ettik. 19 Ekim 2021 tarihi itibarıyla, dünyada uygulanan toplam aşı sayısı 6,71 milyar düzeyine yükselirken, en az bir doz ile aşılanmış olanların dünya nüfusuna oranı yüzde 49 seviyesine ulaşmıştır. Ülkemiz aşılamada dünyanın en başarılı ülkeleri arasındadır. Uygulanan 114,4 milyon doz aşı ile Türkiye dünyada 7. sırada yer almaktadır. Ülkemizde 18 yaş üstü nüfusun yüzde 76,7’sine iki doz aşı uygulanmıştır. Toplam nüfusa oranla en az bir doz aşılananların oranı yüzde 66 olup, bu oran dünya ortalamasının üzerindedir.

- Güçlü sağlık altyapımızla, tüm vatandaşlarımızın aşıya erişimine yönelik süreçleri bugüne kadar başarıyla yönettik. Bununla birlikte, vatandaşlarımızın sağlığını ve refahını güvence altına almak için yerli aşı çalışmalarını destekliyoruz. Yerli aşımız olan “TURKOVAC”ın Faz-3 çalışmaları son hızla devam etmektedir. “Virüs Benzeri Parçacık (VLP)” aşımızın da Faz-2 aşaması tamamlanmıştır. Önümüzdeki günlerde Faz-3 aşamasına geçmesini bekliyoruz. Çalışmalarını yakından takip ettiğimiz yerli aşılarımızı, en kısa sürede vatandaşlarımızın ve tüm insanlığın hizmetine sunmayı hedefliyoruz.

ORTA VADELİ PROGRAMDAKİ TEMEL POLİTİKALAR VE BÜTÇE ÖNGÖRÜLERİ

- Bütçe sürecinin sadeleştirilmesi, kamuoyunun tek temel belgeye odaklanmasının sağlanması amacıyla Orta Vadeli Program (OVP) ve Orta Vadeli Mali Plan (OVMP) OVP altında birleştirilerek tek belge haline getirilmiştir. Orta Vadeli Programla salgın sonrası toparlanma sürecinde makroekonomik istikrarın korunduğu, cari açığın kademeli düşürüldüğü; sürdürülebilir, yüksek, kapsayıcı büyüme ortamını sağlamayı amaçlıyoruz. Enflasyonla mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek, yurtiçi tasarrufları artırmak, özel yatırım kaynaklı büyüme yapısını oluşturmak ve finansal istikrarı güçlendirmek program döneminde temel makroekonomik öncelikler olacaktır. Salgın sonrası toparlanma sürecinde gelişmiş ülkelere yakınsama sürecimiz de hızlanacaktır. 2002 yılnda 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesine göre kişi başı gelirimizin 2022 yılında hedeflediğimiz büyüme artışı ile 33 bin 605 dolara çıkmasını bekliyoruz

- 2021 yılı sonunda Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 3,5’i kadar bir bütçe açığı oluşacağını öngörmekteyiz. Salgına ilişkin tedbirlerin sürdürüldüğü bu yıl, sene başında yüzde 4,3 olarak hedeflediğimiz bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranını 2020 yılıyla aynı seviyede tutmayı öngörüyoruz. Bütçe açığının program döneminde sırasıyla yüzde 3,5, yüzde 3,2 ve yüzde 2,9 seviyelerinde gerçekleşmesini hedefliyoruz.

Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi/GSYH (2022-2024)

- 2021 yılında AB tanımlı genel yönetim borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranının bir önceki yıla göre 3,2 puan azalarak yüzde 36,6 olarak gerçekleşmesini ve 2024 yılında 34,7’ye gerilemesini hedeflemekteyiz.

BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ VE 2022 YILI BÜTÇE ÖNGÖRÜLERİ

- 2020 yılında; Bütçe giderleri 1 trilyon 204 milyar TL, bütçe gelirleri 1 trilyon 28 milyar TL, bütçe açığı 175,3 milyar TL, faiz dışı açık 41,3 milyar TL olarak gerçekleşmiştir

- 2020 yılında 175,3 milyar TL olarak gerçekleşen Merkezi Yönetim bütçe açığı, başlangıçta öngörülen açığın 36,4 milyar TL üzerinde; yılsonu gerçekleşme tahmininin ise 63,9 milyar TL altında gerçekleşmiştir.

2021 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞME TAHMİNLERİ

- 2021 yılında; Merkezi yönetim bütçe giderlerinin 1 trilyon 506,3 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 1 trilyon 276,3 milyar lira, bütçe açığının 230 milyar 16 milyon lira, faiz dışı açığın 50 milyar 473 milyon lira olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.

- 2021 yıl sonu bütçe açığının 230 milyar 16 milyon lira ile bütçe başlangıç hedefinin 14 milyar 977 milyon lira altında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Bu açığın milli gelire oranının ise yüzde 3,5 olacağını öngörüyoruz.

- Bütçe giderlerinin detaylarına bakacak olursak, 2021 yılında; Personel giderlerinin 351,4 milyar lira, Sosyal Güvenlik Kurumlarına 57,7 milyar lira, devlet primi giderlerinin mal ve hizmet alım giderlerinin 130,6 milyar lira, cari transferlerin 587,1 milyar lira, sermaye giderlerinin 125,1 milyar lira, sermaye transferlerinin 18,5 milyar lira, borç verme giderlerinin 56,5 milyar lira, faiz giderlerinin 179,5 milyar lira olarak gerçekleşmesini bekliyoruz

- 2021 yılında vergi gelirlerinin ise yaklaşık 1 trilyon 58 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 218,4 milyar lira olacağını öngörüyoruz.

2022 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ

- 2022 yılı bütçemiz, ele almış olduğumuz Orta Vadeli Program uyarınca amaçlanan ekonomik, sosyal ve mali hedefleri gözetecek şekilde hazırlanarak komisyona sunulmuştur.
2022 yılı bütçemizde; Bütçe Giderleri 1 trilyon 751 milyar lira, faiz Hariç Giderler 1 trilyon 510,6 milyar lira, Bütçe Gelirleri 1 trilyon 472,6 milyar lira, Vergi Gelirleri 1 trilyon 258,3 milyar lira, Bütçe Açığı 278,4 milyar lira olarak öngörülmüştür

- 2021 yılına göre 2022 yılı bütçe ödenekleri yüzde 30,1 artmaktadır. Bu artış yaklaşık 404,8 milyar liraya denk düşmektedir.

Bütçemizdeki temel harcama kalemleri ile artışı yüksek olan harcama kalemleri şu şekildedir;

- Kamu sermayeli kuruluşlar başta olmak üzere, borç verme giderleri 2021 yılına göre yüzde 62,2 oranında artarak 38 milyar liradan 61,6 milyar liraya yükselmiştir.

- Mal ve hizmet alım giderleri 2021 yılına göre yüzde 43,9 oranında artarak 89,1 milyar liradan 128,1 milyar liraya yükselmiştir.

- Sermaye giderleri 2021 yılına göre yüzde 27,5 oranında artarak 103,7 milyar liradan 132,3 milyar liraya yükselmiştir.

- Personel Giderleri ve Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri ile Personel Giderlerini Karşılama Ödeneğinin toplam bütçe giderleri içindeki payı yüzde 28,6’dır.

- Kamu personel giderleri enflasyon hedefleri ile kamuda istihdam edilecek yeni personel alımı kapsamında bir önceki yıla göre yüzde 29,8 oranında artarak 499 milyar 900 milyon liraya yükselmiştir.

- Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferler 2021 yılına göre yüzde 8,1 oranında artarak 280,7 milyar liraya yükselmiştir.

- Gelirden Ayrılan Payların toplam bütçe giderleri içindeki payı yüzde 11,3’tür. Gelirlerdeki artış nedeniyle gelirden ayrılan paylar 2021 yılı ödeneklerine göre yüzde 40,4 oranında artarak 197 milyar 507 milyon liraya yükselmiştir.

2022 Yılı Bütçe giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımı ise şöyledir:

- Personel giderleri 424,8 milyar lira, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderleri 69,1 milyar lira, Mal ve hizmet alım giderleri 128,1 milyar lira, Cari transferler 657,3 milyar lira, Sermaye giderleri 132,3 milyar lira, Sermaye transferleri 10 milyar lira, Borç verme giderleri 61,6 milyar lira, Yedek ödenekler 27,4 milyar lira, Faiz giderleri 240,4 milyar liradır

- 2022 yılında Merkezi Yönetim Bütçe gelirlerinin 2021 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 15,4 artışla 1 trilyon 472,6 milyar lira, vergi gelirlerinin yüzde 18,9 oranında artarak 1 trilyon 258,3 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise 214,3 milyar liraya ulaşacağı tahmin edilmektedir.

2022 yılında bütçe gelirlerinin alt kalemleri şu şekilde tahmin edilmektedir: Gelir Vergisi 257,2 milyar lira, Kurumlar Vergisi 172,4 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 219,4 milyar lira, Dâhilde Alınan KDV 123,9 milyar lira, İthalatta Alınan KDV 290,8 milyar lira, Motorlu Taşıtlar Vergisi 24,6 milyar lira, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi 34,3 milyar lira, Damga Vergisi 34,3 milyar lira, Harçlar 43,7 milyar lira, Diğer Vergiler 57,7 milyar lira, Vergi Dışı Gelirler 214,3 milyar lira

2022 YILI BÜTÇESİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

- 2022 Yılı Bütçemiz; nitelikli istihdam oluşturan, ihracata dayalı, istikrarlı, dengeli ve gelir dağılımı adaletini gözeten bir büyüme yapısı oluşturma amacı doğrultusunda salgın sonrası toparlanma sürecinde büyüme potansiyelini arttırma, ülkemizin yeşil dönüşümünü ivmelendirme ve milli teknoloji hamlemiz çerçevesinde yenilikçiliği yaygınlaştırma hedeflerini desteklemektedir. Sürdürülebilir ve sağlıklı gelir kaynaklarının arttırılması için vergilemede adalet, eşitlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri temelinde verginin tabana yayılması ve gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmalar 2022 yılı bütçesinde de sürdürülecektir.

- Bu dönemde, mali disipline kararlılıkla devam edilerek kaynakların verimli kullanılması sağlanacak ve tasarrufları arttıracak yapısal değişiklikler hayata geçirilecektir. 2021 yılı bütçesiyle birlikte hayata geçirilen performans esaslı program bütçe sistemi, paydaşlardan alınan geri dönüşler doğrultusunda geliştirilerek, çıktı ve sonuç odaklı bütçeleme yaklaşımının yaygınlaştırılması sağlanacaktır. Her bütçemizde olduğu gibi, 2022 yılı bütçemizde de yatırımlara ayrı bir önem veriyoruz.

"SULAMA SEKTÖRÜ YATIRIMLARINI 2022 YILINDA YÜZDE 37 ARTIRIYORUZ"

- Yatırım bütçemizi, sektörlerimizin yenilikçi ve rekabetçi yapısını güçlendirerek, istihdamı arttırarak ve vatandaşlarımızın yaşam kalitesine öncelik veren projeler üzerine oluşturduk. Onbirinci Kalkınma Planımız çerçevesinde sanayi, sağlık, eğitim, ulaştırma, Ar-Ge ve tarımsal sulama gibi sektörlere öncelik vermeye devam edeceğiz. Bu amaçla, 2021 yılında 2,5 katına çıkarılan DSİ’nin sulama sektörü yatırımlarını 2022 yılında da yüzde 37 arttırarak 12,2 milyar liraya yükseltiyoruz. Eğitim yatırımları her sene olduğu gibi bu yıl da öncelik verdiğimiz alanların başında gelmektedir. Tüm çocuklarımızın kaliteli eğitime erişimini sağlamak amacıyla okulların fiziki imkânlarının iyileştirilmesi, yeni derslik yapımları, eğitim yapılarının depreme karşı güçlendirilmesi, okulların ağ alt yapılarının iyileştirilmesi ve internet erişiminin sağlanması gibi faaliyetler başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı’nın yatırım bütçesini 11,3 milyar liradan 15,2 milyar liraya çıkarıyoruz. Böylece, Milli Eğitim Bakanlığı yatırım ödeneklerini 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 35 oranında artırıyoruz. Yükseköğretim de dâhil edildiğinde bu artış yüzde 26,4 olacaktır.

- Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerin sağlık sektörü yatırımlarını toplam 20,1 milyar liradan 30,8 milyar liraya yükseltiyoruz. 2021 yılında 1 milyar 125 milyon liraya çıkardığımız Organize Sanayi Bölgesi ve Küçük Sanayi Sitesi yatırımlarına ayırdığımız kaynağı, 2022 yılında 1 milyar 270 milyon liraya yükseltiyoruz. Aynı şekilde, TÜBİTAK TARAL için tahsis edilen Ar-Ge bütçesini 2,5 milyar liraya yükseltiyoruz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının toplam sermaye giderleri ödeneğini 17,8 milyar liraya çıkartarak kentiçi ulaştırma ve demiryolu yatırımlarına verdiğimiz desteği arttırıyoruz. Cumhurbaşkanlığı 2021 yılı bütçesinin başlangıç ödeneği olan 4 milyar 39 milyon lira iken, 2022 yılı bütçe teklifi yaklaşık yüzde 3,7 azalış göstermiş ve 3 milyar 890 milyon lira olarak belirlenmiştir.

SAĞLIĞA AYRILAN KAYNAKTA YÜZDE 47.3 ARTIŞ

- Merkezi yönetim bütçesinden sağlığa ayrılan kaynağı, Sosyal Güvenlik Kurumu hariç olmak üzere, 2022 yılında yüzde 47,3 oranında arttırarak 122,6 milyar liraya çıkardık. Kovid-19 ile mücadele kapsamında aşı temini başta olmak üzere sağlık hizmet sunumunda sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla hastanelerin yapım ve bakımonarım giderleri için ihtiyaç duyulan kaynağa bütçemizde yer verdik. Sağlık sektöründe bilimsel çalışmaların önemini göz önünde bulundurarak, yükseköğretim kurumları sağlık uygulama ve araştırma merkezlerine sağlık sektörü kapsamında 6,2 milyar lira kaynak ayırdık. 2002 yılında bütçeden sağlığa ayırdığımız pay yüzde 2,5 iken 2022 yılında bu oranı yüzde 7’ye çıkarıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da düşünüldüğünde sağlık alanına ilişkin ayrılan kaynak 304,6 milyar liraya ulaşacaktır. Bu kapsamda 2022 yılında tedavi harcamaları için 142,1 milyar lira, ilaç harcamaları için 75,9 milyar lira, aile hekimliği için 13,8 milyar lira kaynak ayırdık.

- 2022 yılında merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki idarelere sermaye giderleri için 132,3 milyar lira ödenek öngörülmüştür. Hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz önem doğrultusunda yerel yönetimlere bütçeden ayrılan kaynak miktarı da arttırılmıştır. Bu kapsamda büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayırdığımız kaynağı yüzde 38,6 artırarak 158,2 milyar lira seviyesine yükseltiyoruz. Hükümetlerimiz döneminde özel amaçlı bölgesel ve kırsal kalkınma projelerine önceki dönemlere göre çok yüksek kaynaklar ayırdık, ayırmaya devam ediyoruz. Köylerin altyapısını güçlendirmek amacıyla oluşturduğumuz KÖYDES projesi için 1,8 milyar lira, SUKAP projesi için 1 milyar lira kaynak ayırıyoruz. 2002 yılında bütçenin sadece yüzde 1,3’üne tekabül eden sosyal harcamalara ayrılan kaynağı da, 2022 yılında bütçenin yüzde 6’sına yani 104,2 milyar liraya yükseltiyoruz

- 2022 yılında; Ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 23,4 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 15,6 milyar lira, Engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 13,2 milyar lira, Yoksul ailelere elektrik tüketim desteği kapsamında 2,4 milyar lira, Ekonomik yoksunluk içinde olan çocuk ve gençlerimizin aileleri yanında yetişmelerine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 2,5 milyar lira, Engelli eğitim taşıma giderleri için 1,3 milyar lira, Eşi vefat etmiş kadınlara yardım kapsamında 353 milyon lira, Asker ailelerine yardım kapsamında 161 milyon lira, Koruyucu aile uygulaması için yaklaşık 295 milyon lira kaynak ayırdık

- 2022 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı 57,6 milyar liraya çıkartıyoruz. Bu kapsamda; Tarımsal destek programları için 25,8 milyar lira, Tarım sektörü yatırım ödenekleri için 16,3 milyar lira, Tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT’lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 15,5 milyar lira kaynak ayırıyoruz.

- Tarım sektörüne yönelik yatırım ödeneklerini yine arttırmaya devam ediyoruz. Tarımsal sulama yatırımı ödeneği 2020 yılında 3,7 milyar lira düzeyindeyken, 2021 yılında bu rakamı 9 milyar liraya çıkardık. 2022 yılında da bir önceki yıla göre yüzde 39 artışla 12,5 milyar liraya çıkarıyoruz.

"REEL SEKTÖR DESTEKLERİ DEVAM EDECEK"

- Özel sektör yatırımlarının yarattığı katma değer ve istihdamın bilinciyle, son yıllarda önemli ölçüde arttırdığımız reel sektör desteklerine, 2022 yılında da tüm hızıyla devam ediyoruz. Reel kesim destekleri için bütçemizden 68,9 milyar lira olarak ayırdığımız kaynak bunun göstergesidir. Bu kapsamda: Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 35,2 milyar lira, Hazine destekli kefaletle sağlanan krediler için 6,2 milyar lira, Tarımsal işletmeler ve çiftçilerimiz için faiz destek tutarı olarak 9,8 milyar lira, Halk Bankası aracılığıyla kullandıracağımız esnaf kredileri faiz desteği için 7,2 milyar lira, İhracat destekleri kapsamında 5,2 milyar lira, Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin desteklenmesi için 1,8 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız aracılığıyla kullandırılmak üzere teşvik ödemeleri kapsamında 2,9 milyar lira, Diğer destekler için 600 milyon lira kaynak ayırdık

"BES'TE DEVLET KATKISI 7.2 MİLYAR LİRAYA ÇIKACAK"

- Hanehalkı tasarrufunun arttırılması amacıyla oluşturduğumuz Bireysel Emeklilik Sisteminde doğrudan devlet katkısı olarak desteğimizi 7,2 milyar liraya çıkartıyor, bu sayede 2022 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarını da 38,6 milyar liraya yükseltiyoruz. Diğer taraftan, 2021 yılında yapılan değişiklikle birlikte 18 yaşın altındaki vatandaşlarımızın da bireysel emeklilik sistemine katılımına imkan sağlanmıştır. Bu kapsamda katılımcı sayısı 2021 yılı Eylül ayı itibarıyla çok kısa bir sürede yaklaşık 75 bin kişiye ulaşmıştır. HABERTURK.COM

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.