
“Yasa dışı dinlemelerle bir yere varmak mümkün değil”
Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Bursa Milletvekili Bülent Arınç, partisinin İzmir İl Başkanlığı ziyaret etti. Arınç, gündemle ilgili soruları yanıtlayarak flaş açıklamalar yaptı. Sabah-Atv satışı ile ilgili işadamlarının aralarında yaptığı iddia edilen ses kayıtları ile ilgili Arınç, “Yasadışı dinlemelerle bir yere varmak mümkün değildir hükümeti, bakanları, sizi, bizi yasa dinlemelerle suçlamak mümkün değil. Dinleme rezaletine son verecek tedbirleri alacağız. Dost sohbetlerinde bir insanın çay içerken aile ortamında yaptığı konuşmaları yarın birgün bize lazım olur diye birileri dinlemiş ve kendilerine göre zamanı geldiğinde de servise koymuşsa bu bir insanlık suçudur.” dedi. Arınç, İsrail Hükümeti’nin Mavi Marmara’da hayatını kaybedenler ve yararlananlar için tazminat ödemesi konusunda bir iki pürüzün kaldığını söyledi. Arınç, “Çözümün yakın olduğunu hissediyorum” dedi.
- Ege Postası
- 03.02.2014 - 14:41
.jpeg)
ÇÖZÜM YAKIN HİSSEDİYORUM
Mavi Marmara konusunda İsrail Türkiye’den özür dilediğini hatırlatan ve iki ülke arasında süren görüşmeler hakkında bilgi veren Arınç, şunları söyledi:
“Bildiğiniz gibi üç yıl önce mavi Marmara gemisinde barışçı aktivistler Gazze ablukasını kırmak ve oraya yardım malzemesi götürmek için yola çıktılar. Açık sularda yapılan operasyonda çok kötü sonuçlar ortaya çıktı. 9 yurttaşımız hayatını kaybetti. Bir o kadarı yaralandı. Maddi ve manevi zarar görüldü. Bunun üzerine İsrail hükümetine 3 şart sunduk. Yaptığınız haksızlıktır Türk halkından, hükümetinden özür dileyeceksiniz. Zarar görenlere tazminat ödeyeceksiniz. Abluka ve ambargonun kaldırılması gerekir. İsrail 2 yıl buna itiraz etti. Geçtiğimiz Mart ayında Obama’nın İsrail ziyaretinde yaptığı baskılar ve teklifler sonucunda İsrail Türk halkından ve hükümetinden açıkça özür diledi. Bu Türk hükümetinin diplomatik başarısının yanında İsrail’in bu haksızlık karşısında açıkça ve alenen bir özür dilemesidir. Ölen ve yararlananların ailesine tazminat ödenmeseydi. Bunun görüşmelerine hemen başladık. Başbakanımız hükümet içinden bendenizi bu müzakereleri koordine etme görevini verdi. Bu işi bilenlerle bu müzakereyi yönettik. Önemli müzakereler yapıldı. Sadece biri iki pürüz kalmıştı. Henüz bu iki pürüz çözülmüş ve sonucunda bir anlaşmaya varılmış değildir. Ama çözümün yakın olduğunu ben hissediyorum. Bu tamamdır dediğimizde uluslar arası bir sözleşme imzalanacak. Anayasamız gereği sözleşmeyi TBMM’ye getireceğiz. Orada kanun haline gelirse orada ödemeler yapılacak. Gazze ve Filistin’e uygulanan ambargoların kaldırılması en azından insani geçişler için yumuşatılması gerekli. Bu konuda İsrail adım attı. Mal ve ilaç geçişlerine izin verdi. Tazminat konusu eğer bağlanırsa arkadan diplomatik ilişkilerin kurulması, büyükelçilik düzeyinde atamaların yapılması ve bununla ilgili çalışmaların yapılması başlaması gerekiyor. İsrail ve Türkiye ambargo ve ablukanın kaldırılması noktasında birlikte çalışacak”
Arınç, ödenecek tazminatlar konusunda İsrail hükümetiyle herhangi bir pazarlık içerisinde olmayacaklarını ve uluslar arası anlaşmalara göre bu rakamların belirleneceğini sözlerine ekledi.
ATV-SABAH SATIŞI İLE İLGİLİ HAVUZ KURULDUĞU İDDİALARINA YANIT VERDİ!
Arınç, Atv-Sabah satışı ile ilgili işadamları arasında bir havuz oluşturulduğu ve bunu yapan işadamları arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları ile ilgili bir soruya, “Böyle bir ses kaydını dinlemedin. Ne zaman, nasıl oldu bilmiyorum. İnternette bazı ses kayıtları yayınlanıyor olabilir. Başka bir yerde bunların tapeleri yayınlanıyor olabilir. Bunlar ne kadar gerçekti? Gerçekleri ne kadar yansıtıyor. Montaj mıdı? Bunlar konusunda bilgim yok. Ancak çok iyi bildiğim bir konu var. Sayın Bakanımızın, uzun süren bakanlık döneminde en çok uğraştığı ve hukuka uygun bir şekle getirmeye çalıştığı ve beklide bunların mağdurlarından olduğumuz için bu konuda insanların özel hayatlarına ve kişilik haklarına saldırı olmasın diye gecesine gündüzüne kattığı bir konudur. Dinleme konusu ister mahkeme kararıyla olsun, savcılar talep edebilir. Mahkemeler de belli bir süre içerisinde organize suçları ortaya çıkarabilmek için bazı kişilerin dinlenmesine izin verebilir. Ama bunun süresi bellidir. Bunun ne şekilde sonaereceği bellidir. Hukuk bunu tanzim etmiş. Ama böylesine ince bir konuyu yine hukuk alanında dinleme altına aldıktan sonra bunu uzatan bunun dışarıda yayınlanmasına izin ve imkan veren bunun üzerinden bazı spekülasyonları güçlendirmeye çalışanlar olabilir. Yargının ve emniyetin içinde olabilir. Bunların medya uzantısı olabilir. Bunlar yanlıştır. Hukuka aykırıdır. İnsanların özel hayatlarına müdahaledir” dedi.
.jpeg)
YASA DIŞI DİNLEMELERLE BİR YERE VARMAK MÜMKÜN DEĞİL
“Hakim ve savcılarla işbirliği yapılarak bir dinleme kararı alınmasına rağmen üç aylık bir dinlemenin 13 aya çıkabildiğini, ilgisiz kişilerin dinlenebildiğini hatta topluca dinlemeler kararları verilebildiğini son gelişmelerle biraz daha yakından görmekteyiz” diyen Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
“Hakim kararlarının bile ihlal edildiği Türkiye’de bu dinleme rezaleti hepimizi rezil ediyor. Bunla İli kanunda bazı hükümler var. Bu ceza maddelerinin daha da artırılması caydırıcı hale gelmesi bizzat benim takip ettiğimi bir yasa çalışması olmuştu. Daha sonra bu cezalar yeterliydi dendi ve o konu kaldı. Ayrıca insanlar yurtdışından temin ettikleri dinleme cihazları ile en küçük şeyleri bile dinleyerek, büyük alanları dinleyebiliyor. Savcı kararı yok. Hakim kararı yok. Tamamen insanların kötü niyetleri ile yaptığı dinlemeler. Bu iş çığırından çıktı. Kimin yaptığını , nasıl bunu elde ettiğini bilemiyorsunuz. Dost sohbetlerinde bir insanın çay içerken aile ortamında yaptığı konuşmaları yarın birgün bize lazım olur diye birileri dinlemiş ve kendilerine göre zamanı geldiğinde de servise koymuşsa bu bir insanlık suçudur. Bırakın özel hayatı, kişisel hayatı, bir insanın hayatına böylesi müdahale edilmesi ve bunun çirken amaçlar için kullanılması kötüdür. Başbakanımız bile beni bile dinlemişler dediyse, bizim ve sizin gibi insanların kimler tarafından ne şekilde dinlenildiğini bildiğimiz zaman bunun şüphesiz bir cezası var. Bunu bulmak ve tespit etmek noktasında sıkıntı çekiyoruz. Anaya Mahkemesi’nin bireysel başvurularla ilgili verdiği kararda da yasa dışı dinlemelerin suç delili olmayacağı karara bağlandı. Yasadışı dinlemelerle bir yere varmak mümkün değildir hükümeti, bakanları, sizi, bizi yasa dinlemelerle suçlamak mümkün değil. Dinleme rezaletine son verecek tedbirleri alacağız”
ORTALIĞI BİRBİRİNE KATTILAR!
“İnternette sansür” olarak bilinen yasa teklifinin bu hafta TBMM’de görüşülmeye başlanacağını ve CHP’li Umut Oran’ın Sabah-Atv satışı ile ilgili verdiği soru önergesini yayınlayan internet sitelerinin TİB tarafından uyarılmasının hatırlatılması üzerine Arınç, şunları kaydetti:
“Pek çok şeylerin birbirine karıştığı bir ortamdayız. Bilgi kirliliği de yaşanıyor. Kimin ne söylendiğinin, bunların ne kadarının doğru olduğunun, bir kısmının nasıl hayali şeyler konuşulduğunu doğrusu zaman zaman farkına varamıyoruz. Her meseleyi net olarak ortaya koymak lazım. Soru denetim yollarından birisi. Bir vekil arkadaşımız soru sorar, bana bir yılda 700 soru önergesi geliyor. Biz bunların hepsine yanıt veririz. Hiçbirini cevapsız bırakmayız. Yeter ki soru olsun. Ama soru sormayı bilmeyenlerle, soru sormakla hakaret etmek arasındaki farkı bilmeyenlerle zaman zaman karşı karşıyayız. Bir soru önergesinin sansürlenmesi mümkün değil. Efendim 60 tane cezaevinde insan var. 49'ü Terörle Mücadele Kanunu'na (TMK) aykırı hareket etmiş. O zaman TMK kaldırmamız lazım. Ama oradaki hükümlerin bir kısmı TCK'da. . O bu kez TCK'ya aykırı davranmaktan bazı insanlar yargılanacak. Suç işleme imtiyazı hiç kimse için yok. Ne benim için ne gazeteci arkadaşım ne müdür ne işadamı için. Ceza Kanunu'na göre suç sayılan fiillerin icra edenlerin bir hesap verme geleneği olduğunu da hepimiz biliyoruz. Bugün sabah televizyonda bir kanal, şöyle bir haber yapıyor; Kadıköy'de AK Parti bir stant kurmuş. Üye kaydı yapıyormuş, orayı basmaya gelen bir grup olmuş, aralarında tartışma çıkmış ve kavgaya dönüşmüş. AK Partililer ile yolsuzluk ve rüşvet karşıtı olan grup arasında tartışma. Bu o kadar kurnaz bir ifadedir ki. Adına operasyon denilen şeyde yolsuzluk ve rüşvet ön plana çıkarılmak isteniyor. Halbuki bir iddia var. bu iddia araştırılacak. Bakanların istifası ayrı bir konu. Hükümet kabinede bir görev değişikliğine gitmiştir. AK Parti ile yolsuzluk ve rüşvet karşıtı olanların kavgasını söylerseniz, gizliden gizliye zihinlerde bir algı meydana getirirsiniz. Bu tarafta yolsuzluk yapanlar var, bir taraftan siyasi bir parti var. Halkın yüzde 50'sinin oyunu almış ve bir siyasi partinin ve 11 yıl aralıksız görev yapan ve yolsuzlukla mücadeleyi varlık mücadelesi haline getirmiş bir hükümetin böylesine utanmazca suçlanmasını ben kabul etmiyorum. Aynen bunun gibi. İnternette sansür. İki yıl önce de TÜSİAD Başkanı Sayın Ümit Boyner arasında tartışmamız olmuştu. Güvenli internet vardı. Tercihe bağlı olarak, ailesinin ve çocuklarının zararlı bazı porno ve şiddete yönelmiş birtakım şeylerden korumak amacıyla bir güvenli internet işini başlatmak üzere yola çıkmıştık, sansür diye ortalığı birbirine kattılar. Halbuki sansür değil. Düğme sizin elinizde. Sadece siz bunu tercih ederseniz, bu yolu seçebileceksiniz. O gürültüler gitti. Arkada ne kald? 2 milyondan fazla insan bunu tercih etmiş. Demokrasiler tercih noktasında farklı seçenekler sunabilme hakkıdır.
Niye internette sansür diye başlıyoruz. Doğru değil. Sayın Lütfi Elvan, bunun sansür olmadığını ifade ediyor. Umarım bu hafta görüşülecek. Çıktıktan sonra bu tartışmalardan eser kalmayacak. Çünkü bunlar spekülatif tartışmalar. AK Parti'yi demokrasi karşıtı göstermek, insan haklarını ihlal ediyor diye göstermek, özgürlük alanlarını kısıtlıyor demekle aynı noktaya getirmeye çalışıyorlar”
İNTERTEN MEDYASINA MÜJDE!
Arınç, haber portalları ile ilgili çalışmanın yakında tamamlanacağını belirterek, “Biz yaptığımız işi biliyoruz ve bir de benim düzenlediğim inşallah haber portalları ile ilgili bir düzenleme de yakın zamanda gelecek. Haber sitelerini biz değerlendiriyoruz. Basın kanunu içerisine alacağız. Sarı basın kartı vereceği. İlan ve reklam pasta payından vereceğiz ki bugün internetin haber portalları, yazılı basından daha çok izlenen, daha çok içinde yazı yazılan unsurlar haline geldi. O zaman ne diyeceği? Bu da mı internete sansü? Hayır. Bu da bir düzenlemedir. Hiç kimse endişe etmesin. Demokrasinin ve özgürlüklerin, demokratikleşme konusunda atılacak adımların nasıl 11 yıldır sahibiysek bundan sonra da böyle devam edeceğiz” dedi.

DUYGUSAL BİR AÇIKLAMA YAPTI!
Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la bir görüşme yaptığının hatırlatılması üzerine Arınç, “Hiç haberim yok. Siz benden daha çok takip etmişsiniz. Akşamları nerede yattığımı bile unuttum. Cuma günü İstanbul, Cumartesi Bursa, Pazar Manisa, bugün İzmir’deyim. Bu akşam evimin yolunu bulacağım. Ne konuşuldu, ne karar alında bilmiyorum. Ancak sayın Bayraktar bizim milletvekilimizdir. Bakanımız oldu. Esi TOKİ Başkanımız. Oğlu ile ilgili bir iddia var. Oğlu tutuklanmadı. Kendisi belki bir duygusal bir açıklama ile hem milletvekilliğinden hem de bakanlıktan ayrıldığını söylemişti. Milletvekilliğinden ayrılışı gerçekleşmedi. Mecliste eğer istifası kabul edilirse düşecekti. Tekrar yola devam kararı verilmişse, nasıl bir karar aldıklarna vakıf değilim” dedi.
Yorum Yazın