Dolar 32,3397
%0.18
Euro 35,1065
%-0.22
Altın 2.239,900
%-0.16
Bist-100 8,88
%1.8

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Robin Williams

Bugün bir haber okudum Robin Williamsla ilgili, kendisinin hayranıyımdır. Ölümüne üzüldüğüm ki normal bir ölüm değil (bi yakıştıramadım intiharı ona sanki)… Ama bir insanın neler yaşadığını ve neden yaptığını bilmeden, önyargılı olmamak lazım. Bir de beni üzen Whitney Houston’ın ölümü olmuştu ve yine ona yakıştıramadığım bir ölüm şekli ile…

İnsanlara yakıştırdığımız bir yaşam şekli varsa, ölümlerine de karışma hakkımız varmış gibi hissediyoruz, hayranları-sevenleri olarak. Biri intihar diğeri, neyse hiç bahsetmeyeyim bile… Genç okuyan okurlarımız için dikkat edebilmek adına, bilenlerin bilgisine bırakalım…

Şimdi konumuz aslında tükenmişlik sendromu... Whitney Houston bunu ne kadar yaşamıştı pek emin değilim ama ölümü ve ölüm şekli beni çok üzmüştü. Ancak Robin Williams’ın bu sendromu yaşadığı gerçeğini eşi dâhil çevresindeki iş arkadaşları ve yanılmıyorsam doktoru da söylemişti. Yine yanılmıyorsam hayatı ile çekilen belgeselde de bu durum yer alacaktır.

Biz bu sendromla veya bu terimle diyeyim, Meryem Uzerli sayesinde tanıştık. Önceleri şaşırdık, şımarıklık olarak algıladık. Anlamaya çalışmadık fakat bu durumu aslında birçoğumuz kendi hayatımızda yaşıyorduk. Hayat mücadelesinde olan ve birçok stresle aynı anda başa çıkmaya çalışan bizler millet olarak nelere göğüs geriyoruz yine de gık demiyoruz malum. Meryem Uzerli Alman terbiyesi ile büyümüş olmasına rağmen Türkiye şartlarında bir yıl bile dayanamadı.

Onun sayesinde öğrenmiş olduğumuz bu terim sonrasında hepimiz, kendi yaşadığımız o olumsuz hissiyatın aslında bir sendrom olduğu tespitini yaptık. Neydi peki bu tükenmişlik sendrom? Aslında hepimizin yakından tanıdığı bir kelimeye çok yakın belirtileri olan bir hastalık türü. ‘Depresyon’

Halsizlik, isteksizlik, mutsuzluk, tatminsizlik…

Tanıdık geliyor m? Yaptığın işten zevk alamama ya da zaten o işi yapmaya enerji bulamama durumu…

Stres… / Hangimiz stressiz bir hayatımız var diyebiliriz ki…

Maddi ve/veya manevi sorunların üst üste gelmesi... Hayatımızda hiçbir şeyin istediğimiz gibi yolunda gitmemesi vs… birçok nedenden insanlar depresyon belirtileri gösterdiği gibi, tedavi gerektirecek ya da destek almayı gerektirecek boyutta olup, ileri düzeyde rahatsızlıklarda söz konusu…

Robin Williams benim hayran olduğum bir sinema sanatçısı. Whitney Houston, eşi benzeri olmayan bir sese sahip harika bir kadın sanatçı. Başka, Amy Winenhosue…

Düşünebiliyor musunuz, o yaşında alkol zehirlenmesi yaşadı bu gencecik harika sese sahip sanatçı. Diğeri olgun yaşı, harika yaşantısına rağmen aşırı dozdan hayatı kaybetti ve diğeri ise yaşamını kendi isteği ile son verdi…

Şimdi bu örnekler yüzlercedir muhakkak. Tabi ki insanın hayatı ve yaşam şekli kendi elinde ama esir olduğu başka bir bağımlılık nedeni ile hayatını kaybedenlere gerçekten çok üzülüyorum. Hele de böyle dünyaca ünlü, kendini sanatında kanıtlamış insanlara ayrıca üzülüyorum. Belki burada farklı olan Robin Willams’ın içinde bulunduğu başka rahatsızlıklarla başa çıkamama durumunun onu intihara sürüklemiş olması olabilir…

Sonuç, hayatta kalabilme sanatı… / Sorunlarla başa çıkabilmenin adı hayat belki de…

Hayatta kalabilme sanatı… / İlerleyen süreçlerde adı tükenmişlik sendromu olmayacak, tıpkı şimdi depresyon demediğimiz gibi o zaman da buna başka bir isim bulacağız. Ama temelinde ki sorunlar bence hep aynı…

Değer yargıları, mihenk taşları… / İnsan insan yapan, bizi biz yapan doğrularımız. Geçmişimiz, tarihimiz… Geleceğe dair umutlarımız ve toplumsal bakış açısı kazanmış olmamız…

Sonuç olarak Robin Williams’ın hayatı ile ilgili belgeseli merakla bekleyenlerden biriyim sanırım. Çünkü onu o sürece getiren gerçekleri merak ediyorum. Hala onu ve filmlerini çok seviyorum. Bu hayattan geçti ve ben ona hayranı olarak bile olsa tanıklık ettim. Bu bile benim için yeterli…