Dolar 32,3401
%0.19
Euro 35,1078
%-0.21
Altın 2.238,750
%-0.21
Bist-100 8,78
%0.66

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Dersimiz pandemi, siyaset değil!

Çin’den başlayan ve çok kısa süre içinde dünyaya yayılan Koronavirüs yani Kovid-19 pandemisi tüm insanlığı tehdit ediyor.

Bakın bir bölgeyi, bir ırkı, bir dini veya mezhebi, bir toplumu değil tüm insanlığı tehdit ediyor.

İnsanlar evlerine kapanmış...

Ne olacak şimdi kaygısıyla yaşıyor'

Ne zaman bitecek bu illet'

Soruları akıllarının her daim bir kenarında...

Esnaf dükkanını kapatmış kara kara düşünüyor...

Candan önce salgın bitince ekonomi nasıl olacak diye'

Günlük yevmiye ile çalışan emekçiler evine ekmek götüremezken, birkaç belediyenin ve hayırseverin çırpınışı ile ayakta kalmaya çalışıyor...

Peki, Türkiye’de siyasiler ne yapıyor.

Bir, iki tarafta kesinlikle bir araya gelemiyor.

İki, fikirler ve çözüm önerileri asla kabul görmüyor.

Üç, iki tarafın sempatizanları da dahil olmak üzere örgütler ve teşlikat yapıları sürekli birbirlerini eleştiriyor. Yapılan işleri küçümsüyor zaman zaman alay bile ediliyor.

Dört, ‘biz olsaydık’la başlayan cümleler kuruluyor.

Salgın şiddetini artırırken acı tablo her gün biraz daha ağırlaşırken tedbir alınmada geç mi kalınd? soruları çoktan sorulmaya başlandı.

Bu ayrışmalardan vatandaşlar bıkmış durumda

Çözüm bekliyor...

Verdiklerinin karşılığını istiyor.

Haksızlar mı'

***

Dönelim İzmir’e...

Kentimizde neler oluyor'

Bu zor günlerde yani modern toplumun gördüğü en büyük krizle mücadele sürerken, daha sık seçim zamanı görmeye alışık olduğumuz iktidar ve muhalefet partileri arasındaki atışma İzmir’de salgından sonra sıklaştı.

Hem AK Partili hem de CHP’li siyasetçiler birbirlerine sosyal medya hesaplarından zaman zaman ağza alınmayacak hakaretlere varan söylemlerde bulunuyor.

En son örnek; Büyükşehir Belediyesi’nin, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli sağlık çalışanları için “güvenli şartlarda dinlensinler” diye tahsis ettiği Balçova’daki yurt jestinde yaşandı.

Rektörlük,  ‘Böyle bir talebimiz olmamıştır. Öz kaynaklarımızla biz bize yeteriz’ dedi ve Büyükşehir’in jestini kimilerine göre “nezaketsiz” bir biçimde geri çevirdi.

Başkan Soyer ise bu tutumu, “bu ne kibir” ifadesiyle değerlendirdi.

Daha sonra gelişen süreçte kimse geri adım atmadı.

AK Parti cephesi DEÜ Rektörlüğü’nün kararının arkasında dururken, CHP ise rektörlüğe adeta bir yaylım ateşi başlattı.

Sanki 6 ay sonra seçim var!

Ardı ardına taraflara yakışmayan açıklamalar...

***

Birlikteliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanda bile iyi niyetle yapılan bir yurt tahsisi AK Parti-CHP kavgasına dönüşüyor.

Zaten ülkemizde son yıllarda herhangi bir olay AK Parti-CHP kavgasında dönüşmeden çözülmüyor!

Hepimizin sağlığı için bile bir araya gelemeyeceksek, ne zaman bu ülke bir bütün olacak'

Darbe girişiminde, Suriye meselesinde, Rusya ile ilişkilerde...

Hep ayrıştık...

‘Her gün bundan daha beter ne olabilir’ derken, 2019’dan paçayı zor kurtardık derken 2020’de Kovid-19 salgını oldu yine ayrıştık...

Her şeyden önce sağlığın ve can güvenliğinin siyaseti olmaz..

“Sorun küresel, mücadele ulusal” sloganı havada kaldı.

Böyle günlerde birlikteliğimiz hep lafta kalıyor. Bir türlü özlenen tabloyu sergileyemiyoruz.

Maskeli ve sağlıklı günler dilerim.