Dolar 32,5004
%0.08
Euro 34,6901
%-0.12
Altın 2.496,860
%0.5
Bist-100 9.693,00
%1.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Şafak kuşları

    Kapının eşiğinden ayaz üfürüyordu
    Saçlarını yavaşça okşayıp uyandırdı annesi
    Şafağın sisli aydınlığı düşmüştü pencereye

    Kısa pantolonunu giyerek avluya çıktı
    Sisler dağılıyordu ufuktaki dağların sırtlarında
    Puslu aydınlıklar dörtnala koşuyordu sabaha

    Tulumbanın başında karaltı gibiydi babası
    Dışarı çıktığını görünce mırıldandı öfkeyle 
    Haydi, çabuk ol sallanma treni kaçıracağız

    Sürüklenip gidiyordu çocuksu özlemleriyle
    Yokuştan aşağıya akıp giden sular gibi çaresiz
    Umutlarını gizlediği kuytuların sessizliğinde

    Yıldızlar düşüyordu gökyüzünden düşlerine
    Her sabah onu alıp götürüyorlardı sonsuzluğa  
    Bir daha dönmemecesine gözyaşına acılarına

    Toprak yoldan demiryoluna çıktılar aceleyle
    5.15 treni hareket etmişti arkasına bakmadan
    Son vagona koşarak yetiştiler nefes nefese
     
    Boyu yetmedi elini uzattı babası haydi diye
    Vagon sahanlığının üç basamaklı merdivene
    Çekip aldı onu kader denilen bitmeyen çileye

    Ninni söylüyordu işçi trenin vagonları   
    Küçük çocukların omuzlarına yıkılıydı başları
    Uyukluyordu kısa pantolonlu şafak kuşları