Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Ağır romantik

Dilim varmıyor ki bir tek cümle kötüye dair yazayım.

Benim için tarihimde en güzel film olarak yerini alsa da genel mana da bunu söylemek pek de doğru değil.

Bu kadar iyi oyuncunun bir araya gelip, bu kadar kötü bir film olması enteresan geldi bana açıkçası. İzlediğim günden beri, yazmamak için direndim ancak bu da pek de mümkün olmadı gördüğünüz üzere…

Türk filmlerini izlememe kararı aldığım günleri de yıllar önce yazdığım gazetelerde paylaşmışlığım vardır. Ancak son dönem gerçekten çok iyi film ve senaryolarla karşılaşıyor hatta oldukça umutlanıyordum.

Önyargım neredeyse kırılmıştı. Ta ki Ağır Romantik’e takılana kadar…

Dizi film oyuncularından, ses sanatçılarından, iyi bir sinema filmi çıkabilir m? Diyeceğim ama orada işi oyunculuk olan ve benim gözümde en iyiler arasında gördüğüm isimlerde var. Peki bu karmaya neden ihtiyaç duyuldu'

İyiler ve kötülerle kurtarılmaya çalışılan bir senaryomuydu bu'

Zannımca hiç kurtarılabilir bir yanı yok.

Gülse Birsel ve Gupse Özay’la umutlandığım Türk sinemaları, Mahsun Kırmızıgül, ki hiç ummadığım bir isimdi kendisi, beni şaşırtmayı başarıyor hala… Cem Yılmaz da benim için sinemada değil, sahne de tek kişilik gösterileri ile oldukça iyi bir yerde, onu da ayrı tutuyorum ve bir bakıyorum ki, (ağır sanat filmleri şuan konumuz dışı) neyi izleyelim biz'

Bayi Toplantısını da izleyen biri olarak, Oğuzhan Koç’u gözlerimin araması dışında, yine maalesef ama Ağır Romantik kadar değil, diyeceğim bir film oldu-olmuş…

Güldük…

Tabi niyet önemli…

Sinema biraz böyledir.

Yazmak, eleştirmek için gidiyorsan farklı, sevdiklerinle izliyorsan farklı. Ben her iki filmi de en bi sevdiğimle izledim…

İnsan değer verdiği biriyle izlerse muhakkak güzel yanlarını da bulabiliyor ancak an geliyor, bir saniye deyip, NEDEN diye de sorabiliyor…

Her koşulda Türk sinemasının ilerlediği, ivme kazandığı aşikâr. Mutlaka iyi ve kötüler olacak aradan güzelleri sıyrılacak orası da muhakkak…

Beni Ağır Romantik’te şaşırtan, kadronun iyi olup, senaryonun kötü ve dahası çekim hatalarıyla dolu olması idi…

Ne tam ti’ye alınmış bir durum var -  ki gülemiyorsun… Ne de tam bir ciddiyet var aşka ve diğer ilişkilere saygı duyamıyorsun…

Arada kalmış bir film olmuş, sanırım gişe derdi de yoktur zannımca…

Emeğinize sağlık demek isterdim ki tam da şuanda aklıma Tuvana Türkay’ın yaptığı konuşma geldi. Oraya hiç girmeyeyim çıkamayabiliriz…

Bir pot ancak bu kadar kırılır ve ancak rol arkadaşı bu kadar incitilebilinirdi…

Meselenin güzellik olmadığı net… Ses’de başarılar o zaman…