Dolar 32,5332
%-0.04
Euro 34,8042
%-0.18
Altın 2.430,150
%0
Bist-100 9.722,00
%0.8

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

'Umudumuz Ecevit'

Alaybey vapuru, Karşıyaka’ya gitmek üzere Konak iskelesinden körfeze açılır açılmaz başlayan sağanak yağmur altında azgın dalgalarla boğuşmaya başlamıştı. Yarı yarıya boş olan üst kattaki geniş salonda yolcular, söz birliği etmiş gibi suskundu. Vapurun bordosuna vuran şiddetli dalgaların sesleriyle, yağmura aldırmadan vapuru Karşıyaka iskelesine kadar inatla takip eden aç gözlü martıların çığlıklarına kulak kesilmişti.
Karşımda orta yaşlı, saçları ve bıyıkları beyazlaşmaya yüz tutmuş, kılığı kıyafeti düzgün, elindeki gazeteyi, etrafa nefis bir koku saçan piposunu, keyifli keyifli içerek okuyan bir yolcu vardı. Yanı başındaki Bond çantasına bakılacak olursa, ya bir avukat, ya da bir doktordu. Her haliyle işi düzeni yerinde bir beyefendiye benziyordu. Gıpta edilecek, imrenilecek bir görünüşü vardı. O’na baktıkça, işi düzeni yerinde olmak, dertleri, sıkıntıları, kaygıları olmamak acaba nasıl bir şeydi diye düşünüyordum. Gelecekten endişe duymadan yaşamak; herhalde güzel bir yaşam biçimiydi Yoksa mutluluk denilen şey bu muydu'
Karşıyaka İskelesinde vapurdan inince, iyice bastıran sağanak yağmurda sırsıklam olmamak için koşarak iskelenin karşısındaki, gençliğimizin anılarıyla dolu Atlas sinemasının girişinde bulunan santral kahvesine atmıştım kendimi. Buraya her gelişimde çay ocağının duvarında yıllardır aynı yerde asılı duran, Bülent Ecevit’in kırmızı zemin üstündeki rengi solmuş büyük posteri gözüme ilişirdi hep.
1970'li yıllarda, sosyal demokratların ikonu olan bu ünlü posterin, üzerindeki “Umudumuz Ecevit” yazısı, ünlü yazar Samuel Beckett’in “Godot’u beklerken” adlı oyunundaki, Godot’tan farkı yoktu.
O oyunda Godot, kendisini bekleyenlere bir ulak vasıtasıyla her gün, bir sonraki gün geleceğinin haberini gönderiyordu. Fakat hiçbir zaman gelmeyecekti. Sadece gelecekmiş gibi kendisini beklettiriyordu.
Bizimde bir türlü gerçekleşmeyen ve her gün bir sonraki güne ertelediğimiz umutlarımızı kimi politikacıların yıllardır beklettiği gibi.