Dolar 32,3919
%0.23
Euro 35,2334
%0.48
Altın 2.325,010
%0.2
Bist-100 9,08
%3.1

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

'Böyle siyasetin gözü kör olsun' dedirtmeyin

Belediye Başkanlığı, halkın kentsel problemlerini çözme, insanca yaşanabilir modern kentler yaratmanın siyasi mühendisliğidir. Belediye başkanlığı, ayrıca varlığının nedeni olan siyaset kulvarında birlikte yola çıktığı arkadaşlarını yarı yolda bırakmama, sahip çıkma erdemliğidir de. Koltuk uğruna arkadaşlarını yarı yolda bırakan politikacılar, bu vefasızlıklarının karşılığını, zamanın bir yerinde yalnız kalmışlıklarıyla ödemişlerdir hep.

Kişilikli, onurlu, erdemli bir politikacı; siyaseti, “Böyle siyasetin gözü kör olsun” dedirtecek kadar ayağa düşürmemeli, siyasetin yalan dolan, entrika, alavere dalavere mesleği olmadığını kanıtlamalıdır.

İster belediye başkanı olsun ister il başkanı olsun ister milletvekili olsun herkesin öncelikli görevi partisinin örgütüyle dayanışma içinde olmasıdır. Siyasi partiler, güçlerini örgütünün birlikteliğinden ve dayanışmasından alır. Dayanışmanın ve birlikteliğin olmadığı yerde çöküş kaçınılmazdır.

Bilindiği gibi Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Bayraklı belediyesi’nde usulsüzlükler yapıldığı iddiasıyla açılan bir dava nedeniyle 21 Haziran Salı günü 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk defa yargıç karşısına çıktı.

CHP Bayraklı ve Bornova İlçe teşkilatlarının yanı sıra çok sayıda belediye personeli, Başkan Karabağ’ı mahkeme salonunda yalnız bırakmadı, destek verdi.

Ancak, İzmir CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, partili ilçe belediye başkanları ve İzmir milletvekillerinin Belediye Başkanı Hasan Karabağ'ı mahkeme salonunda yalnız bırakmaları kabul edilemez bir vefasızlık örneğidir.

Kişiyi seversin-sevmezsin. Oturduğunuz koltuk, partinizin belediye başkanına sahip çıkmanın sorumluluğunu gerektirir. Kimsenin, kişisel duyguları nedeniyle partilisi bir belediye başkanına tavır koymaya hakkı yoktur. Günü gelince bunun bedelini mutlaka öder.

Sayın Aziz Kocaoğlu’na ve Sayın Alaattin Yüksel’e sormak gerekir; son İzmir CHP İl Kongresine kol kola girerek, “Ya biat ya da yok olursun.” Anlayışıyla yaptığınız gövde gösterisine yüreklice karşı çıktığı için mi Hasan Karabağ’ı o mahkeme salonunda yalnız bıraktınız'

Sayın Aziz Kocaoğlu’na ve Sayın Alaattin Yüksel’e sormak gerekir, 2009’da sıfırdan teslim aldığı bayraklı belediyesini kısa zamanda tıkır tıkır işleyen güçlü bir belediye konumuna getiren ve yeniden aday olduğu 2014 yerel seçimlerinde gitti gidiyor denilen Bayraklı Belediyesini, başı dik mağrur bir komutan gibi topuyla tüfeğiyle saldıran iktidar partisine teslim etmediği için mi Hasan Karabağ’ı o mahkeme salonunda yalnız bıraktınız'

Sayın Aziz Kocaoğlu’na ve Sayın Alaattin Yüksel’e sormak gerekir, her türlü asılsız suçlamalara, iddialara, söylentilere kulak asmadan, doğruyu, iyiyi, güzeli ilke edinerek kendisini Bayraklı halkına kabul ettiren, görevi süresince, halkın mutluluğu için neler yapabileceğinin en güzel örneklerini veren ve Bayraklı halkıyla, partisinin örgütünü birleştirdiği için mi Hasan Karabağ’ı o mahkeme salonunda yalnız bıraktınız'

Evet, Sayın Aziz Kocaoğlu’na ve Alaattin Yüksel’e sormak gerekir, İzmir’de belediyeciliğin duayeni Rıfat Özer’in bir konuşmasında, “Bayraklı Belediyesi Atatürkçülüğün Türkiye Manşetidir.”dediği için mi o mahkeme salonunda Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ’ı yalnız bıraktınız'