Dolar 32,3728
%0.17
Euro 35,0404
%-0.07
Altın 2.326,620
%0.27
Bist-100 9,14
%0.66

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Umutoğulları'ndan ciddi iddia: 'AK Parti açısından vahim bir durum'

Umutoğulları'ndan ciddi iddia: 'AK Parti açısından vahim bir durum'

Gazeteci Mithat Umutoğulları, FETÖ’den tutuklanan AK Partili iki isimle ilgili daha önce gönderilen dosyaların AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Abdurrahman Tosun tarafından sümen altı edildiği şeklinde ciddi iddiaların olduğunu belirterek, “Durum buysa, AK Parti açısından vahim bir durum var” dedi. Umutoğulları'ndan ciddi iddia

  • Ege Postası
  • 08.11.2017 - 12:42

HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI- Gerçek Haberci İmtiyaz Sahibi Adem Nakçı ve Gazeteci Mithat Umutoğulları’nın sunduğu Gün Ortasında programında AK Parti teşkilatında yaşanan sıkıntılar, FETÖ üyesi olmaktan tutuklanan iki isimle ilgili il başkanlığına götürülen dosyaların sümen altına itildiği iddiası, CHP İzmir İl Başkanlığı için adı geçen isimler ve yaşanan sürece dair konular masaya yatırıldı.

UMUTOĞULLARI: FETÖCÜ DOSYALARI TOSUN TARAFINDAN SÜMEN ALTI EDİLDİ İDDİASI VAR

Gazeteci Mithat Umutoğulları, AK Partili kaynaklarından kendisine, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan iki isim hakkında hazırlanan bir dosyaların daha önceden il başkanlığına gönderilmesine karşın, bu dosyaların Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdurrahman Tosun tarafından sümen altı edildiği şeklinde ciddi iddiaların geldiğini açıkladı.

UMUTOĞULLARI: DURUM BUYSA, AK PARTİ AÇISINDAN VAHİM BİR DURUM VAR

Bu ciddi hakkında konuşan Umutoğulları, AK Parti Genel Merkezi’nin bir kişi hakkında FETÖ şüphesi dahi olması durumunda gereğinin yapılması şeklinde talimat olmasına karşın gelen dosyalar hakkında bir şey yapılmadığı iddiasının ciddi bir töhmet olduğunu belirtti:

“AK Parti eski Bergama İlçe Başkanı, aynı zamanda büyükşehir meclis üyesi, Mustafa Durmaz FETÖ’den tutuklandı. Bu adamla ilgili bir işlem yapıldı m? İki, Ödemiş Başkan Yardımcısı Levent Ergin. Bu iki isimle ilgili il başkanına dosya gönderilmiş ilçelerden, gereğini yapın diye. Bana gelen bilgi, yanlışsa cevap verilebilir, teşkilat başkanı Abdurrahman Tosun’un bu dosyaları sümen altı ettiği şeklinde. Ben sadece bana gelen bilgiyi söylüyorum. Durum buysa, il başkanının haberi var mı yok mu bilmiyorum, AK Parti açısından vahim bir durum var. Gerçekten böyle bir şey varsa AK Parti İl Başkanlığı ciddi bir töhmet altında.”

NAKÇI: ADRES HAMZA DAĞ’I GÖSTERDİ

Gazeteci Adem Nakçı da, geçtiğimiz günlerde AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican hakkında genel merkezden gelen telefonlarla araştırma yapılmasının ardında AR-GE’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ olduğunu savunarak, Dağ’ın alanı dışında hareket etmesinin partisinin teşkilatında rahatsızlık uyandırdığını söyledi.

NAKÇI: HAMZA DAĞ AĞABEYLİKTEN YÖNETİCİLİĞE GEÇİŞİ SAĞLAYAMADI

Nakçı, “Bülent Delican hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce iyi başkan mıdır, kimi görmek istersiniz il başkanı olarak soruları sorulmuş. Beni arayanların tamamı gelen numaranın genel merkez numarası olmadığını söyledi ısrarla. Ben de arkadaşlarımla peşine düşün dedim. Onlar da tek ek arayanları aramaya başladı. 30 kişiyi aradılar. Evet dedi hepsi. Bu kez Ankara’yı devreye soktuk. Adres hep Hamza Dağ’ın Ar-Ge başkanlığını gösterdi. Birkaç ilde de aynı şey yapılmış. Bu iş teşkilat başkanlığının işi diye rahatsızlık oluşmuş. İzmir’den Hamza Dağ’ın Özgür Hızal sevdası var. Bu çalışmadan dolayı da zaten bir tepki var. Kaynaklarımızdan biri Başbakan bypass edilerek,daha önce sıkıntı yaşanmış Hamza Dağ ile ilgili. İzmir milletvekilleri ile Hamza Dağ arasında soğukluk olduğu belirtiliyor. Hamza Dağ ile ilişkilerde soğukluk olduğu ve İzmir’e müdahale konusunda kendi görev alanı dışında hareket ettiğine dair sıkıntılar olduğu belirtiliyor. Hamza Dağ gençlik kollarından geldi. Abi vasfıyla gelince o ağabeylikten yöneticiliğe geçişi sağlayamadı. Tavır değiştirdi birden. En büyük handikabı partinin içinde büyümesi. Birden yetki sahibi olunca bu tavrı sergilemeye başladı” diye konuştu.

İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Adem Nakçı: AK Parti kendi ayağına sıkmaya başladı. Dün birkaç isim beni aradı. Çoğu kurucu başkanlar, kurucu il ve ilçe başkanları, yöneticiler. Bülent Delican hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce iyi başkan mıdır, kimi görmek istersiniz il başkanı olarak. Beni arayanların tamamı genel merkez numarası olmadığını söyledi ısrarla. Ben de arkadaşlarımla peşine düşün dedim. Onlar da tek ek arayanları aramaya başladı. 30 kişiyi aradılar. Evet dedi hepsi. Bu kez Ankara’yı devreye soktuk. Adres hep Hamza Dağ’ın Ar-Ge başkanlığını gösterdi. Birkaç ilde de aynı şey yapılmış. Bu iş teşkilat başkanlığının işi diye rahatsızlık oluşmuş. İzmir’den Hamza Dağ’ın Özgür Hızal sevdası var. Bu çalışmadan dolayı da zaten bir tepki var. Kaynaklarımızdan biri Başbakan bypass edilerek,daha önce sıkıntı yaşanmış Hamza Dağ ile ilgili. İzmir milletvekilleri ile Hamza Dağ arasında soğukluk olduğu belirtiliyor. Nükhet Hanım ile de. Hamza Dağ ile ilişkilerde soğukluk olduğu ve İzmir’e müdahale konusunda kendi görev alanı dışında hareket ettiğine dair sıkıntılar olduğu belirtiliyor. Arayıp görüş aldığı isimlerin çoğu Bülent Delican’ın iyi olduğu, iyi çalıştığı. Kastı başkanı devirmek ise tam tersi sonuç. Olumlu rapor çıktı. Yalansa konuştuklarımdan gelen yalan. 

Ama AR-GE’nin parti çalışmalarıyla ilgili araştırma yapması gerekirken teşkilatın alanına girmesi sıkıntı yaratmış. Yıllardır AK Parti’yi takip ediyorum. İlk kez AK Parti içinde bu kadar keskin bir ayrışma ve kutuplaşma olduğunu, milletvekilleri arasında  kopukluğun olduğunu gördüm. 

Mithat Umutoğulları: Hamza Dağ, Atila Kaya, Kerem Ali Sürekli, Hüseyin Kocabıyık, Kalkan gibi isimlerin, İbrahim Kalın dışında-onun ne yaptığı belli değil-tüm vekillerin çok iyi görüştüğünü görüyorum. Dağ’ın böyle bir şey yapıp yapmadığını bilmiyorum. O konuda ısrarcı değilim, bilemiyorum. İl başkanının zaten gideceği konuşuluyor. Zaten dikkat edersen, giden belediye başkanlarına bakarsan, belediye başkanları hakkında önce sondaj yapıldı, kamuoyu nabzı yoklanıyor. Burada il başkanıyla ilgili, 3,5 yıl çok uzun bir süre. Bence Bülent Delican’ın handikabı insan ilişkileri ve ekibini oluşturamadı. Çalışmalarını anlatamadı. Sürekli birileriyle sorun yaşadı. Karşısına aldığı cephe sürekli çoğaldı. Bugüne gelindi. Şimdi bugün ismi geçen vekillerin, Kerem Ali’yi dışarıda  bırakıyorum, diğer vekillerin tamamı Delican’ın gitmesi konusunda hemfikir. Bununla ilgili çalışmaları da olur. Ama Hamza Dağ şey çatışmasını kabul etmem. Öyle bir şey söylenebilir. Hamza Dağ ve diğer vekiller arasında bir çatışma görmüyorum. Onların yaptıkları görüşme, konuşmaları biliyorum. Delican’a karşı topyekün bir muhalefet olduğu kesin. Bu şimdi değil uzun zamandır var. Ancak oluşan konjoktür ve şartlar nedeniyle operasyon yapılması sürekli ertelendi. Ama artık kaçacak bir yeri yok. Hedef 2019. Burada konuşurken de söyledik; benim başımdan beri tavrım ortada. Ben Delican’ın iyi bir siyasetçi olmadığını söylüyorum. Belirli dengeler var, satranç tahtası gibidir siyaset. Size bağlı 30 ilçe var, milletvekilleri var, beraber çalışmak zorunda olduğunuz gazeteciler var, stk’lar var. Bunlarla koordinasyonu sağlam bir şekilde götürürseniz başarı oradan gelir. İyi siyasetçi, milletvekili demeniz için tüm bu koşulların oluşturulması gerekiyor. Bunları yapamaz iseniz ne kadar iyi olursanız olun, isterseniz partinin tüm bütçesini kendiniz karşılayın, bu sadece vefanızı ve iyi partili olduğunuzu gösterir. Siyaseten hamle yapmanızı engeller. AK Parti içinde maddi ve manevi büyük fedakarlık yapan çok sayıda insan var. Partinin oyunu arttırmak, teşkilatları doğru kurgulamak farklı bir şey. 

Adem Nakçı: Bu adamı değiştirecek hiç mi ara olmadı bu adamı almak için pek? Balıkesir kurucu mali işler  başkanıydı. Bülent Delican ne k? Madem bu kadar başarısız, o zaman giderdi. Bir sürü il ve ilçe başkanı istifa etti. Madem bu kadar kötü ve bu kadar done var. Çok  süperdir demiyorum. Sen İstanbul gibi 15 milyonun belediye başkanını alıyorsun. Ankara’yı alıyorsun. Balıkesir’i alıyorsun. Bursa’yı ha keza. İzmir’de bu adamın varlığının kalması tartışma sebebi ise kesersin atarsın. Aydın Şengül, Ali Aşlık, Rıfat Sait’in il başkanlığını istediği ve ayrı ayrı çalışma yürüttüğünü herkes biliyor. Bu adam yanlış, siyaset bilmiyor amenna. Neden o zaman partinin tabanında birbirine grift olmuş yapılar var. Kim ki Bülent Delican. Madem bu kadar kötü ise at gitsin o zaman. 

Mithat Umutoğulları: Adaylık söz konusu ise zaten bu herkes için geçerli. Parti içinde tabiî ki iktidar kavgası olacak. Ömer Cihat Akay zamanında, 2011 tarihinde AK Parti tarihinin en büyük başarısını kazanmıştı. 2014 seçimlerinde Binali Bey, bir milyona yakın oy aldı. Bunlar hep Aydın Şengül’ün yapmış olduğu çalışmaların meyvesi. Şengül ve Aşlık ile başlayan çalışmaların meyvesi bunlar. Sonra geriye  dönüyoruz Bülent Delican geliyor. Geldiği zaman iki bakan ile çalıştı. Bir genel başkan yardımcısı ve iki bakanla çalıştı. Delican dönemi kötü geçmiştir, kötü sonuçlar almıştır. AK Parti’de tarihin en kötü teşkilatlanması oldu. Her ilçede istifalar var. Teşkilatlarda bir sıkıntı var. Bülent Delican yenileyemedi. Çiğli’de Ahmet Tok diye bir başkan vardı. Delican burada taraf oldu. Sonra döndü bu tarafa geldi. Hamza Dağ, Tok’u yeniden teşkilat başkanı yaptı. Hamza Dağ ile il başkanı arasında bir sürtüşme var. Kesin. Hamza Dağ iyi bir genel başkan yardımcısı değil. Başarılı değil. Milletvekili olduğu dönem de iyi değil. Nükhet Hotar mı Hamza Dağ mı dersen. Nükhet Hanım’ın bir ağırlığı vardı. Bir genel başkan yardımcısı gibi davrandı. Hamza Dağ geldiği koltuğu kendisi için, kendi teşkilatını yaratmak için kullanıyor. Her tarafa müdahale ediyor. Bu herkesi rahatsız ediyor. Bu durum il başkanını da inanılmaz rahatsız ediyor. Parti içindeki hiyerarşiye bakarsak il başkanının bir şey diyememesi normal. Bir vekil olsa arar azarlar ama genel başkan yardımcısına yapamaz. Hamza Dağ kötü bir sürece doğru gidiyor. Bülent Delican eminim kafasını iki elinin arasına almış, ben nerede yanlış yaptım, diyor. 

Bülent Delican, kendi yapısını oluşturamadı. Kendi teşkilat yapısını. Kendisi gibi düşünen, hareket eden, onu dışarıda doğru temsil edip anlatacak birileri lazım. Ama onu bırakmadı. Kimse yok. Ömer Gültekin, Nazmi Yılmaz, Abdurrahman Tosun yakınındakiler. Bu üç dört tane isim il başkanının yapmaması gereken birçok şeyi tolore edebilirlerdi. Etmediler. Sen kendine vizyon açabilecek, farklı vizyonları olan kişileri uzaklaştırdın ya da almadın. Beş tane adam dahi yazdıramaz mıyd? Kendisi gibi düşünen. Kendi siyasi anlayışına uygun bir yönetim yaratabilirdi. Bugün koltuktan düştüğü gün görecek. Genel başkan yardımcısı bir il başkanı aleyhine çalışıyorsa önce kendimi sorgularım. Yakın olduğu kişi kendisi aleyhine çalışıyorsa orada bir sorun var. Bir düğmeye basılmışsa kısa sürede çözülür. 

Adem Nakçı: Hamza Dağ gençlik kollarından geldi. Abi vasfıyla gelince o ağabeylikten yöneticiliğe geçişi sağlayamadı. Tavır değiştirdi birden. En büyük handikabı partinin içinde büyümesi. Birden yetki sahibi olunca bu tavrı sergilemeye başladı. Tamam kendi kadrosunu kuramadı. Beş adam koyabilirdi. Ondan önce çok kötü bir Ömür Kabak dönemi vardı. 

Mithat Umutoğulları: teşkilat başkanı medyayı da bilgilendiriyordu o zaman. Bazı ilçe başkanları bize ulaşmakta sorun yaşıyordu. Atila Kaya’nın muhabirleri çağırıp ilçe başkanımız  bu deyip bir araya getirip partinin daha iyi anlatılması anlamında çok desteği oldu. Herhangi birinin bunu yaptığını gördün mü' İbrahim Ölmez dışında, yapmıştır. İlçe başkanlarından seni arayan var m? Başındaki yapı içine kapanınca onlar da böyle yapıyor. 

Adem Nakçı: AK Parti Buca İlçe Başkanı Mustafa Arslan’ın kibar ve nezih bir dili var. Buca’da bu dili çok konuşturacak. 

Mithat Umutoğulları: En ufak tereddüt varsa uzaklaştırın genelgesi var AK Parti’de. Birçok belediye başkanı da bu kaygılarla görevden alınıyor. Bu da bir gerekçe. AK Parti eski Bergama İlçe Başkanı, aynı zamanda büyükşehir meclis üyesi, Mustafa Durmaz FETÖ’den tutuklandı. Bu adamla ilgili bir işlem yapıldı m? İki, Ödemiş Başkan Yardımcısı Levent Ergin. Bu iki isimle ilgili il başkanına dosya gönderilmiş ilçelerden, gereğini yapın diye. Bana gelen bilgi, yanlışsa cevap verilebilir, teşkilat başkanı Abdurrahman Tosun’un bu dosyaları sümen altı ettiği şeklinde. Ben sadece bana gelen bilgiyi söylüyorum. Durum buysa, il başkanının haberi var mı yok mu bilmiyorum, AK Parti açısından vahim bir durum var. Gerçekten böyle bir şey varsa AK Parti İl Başkanlığı ciddi bir töhmet altında. 

Mithat Umutoğulları: Kerem Ali Sürekli’nin TBMM’de konuşması oldu. Başkan Akpınar ile buluştular. Karşıyakaspor’a kalıcı bir gelirin sağlanması yönünde ittifakları oldu. Balık tutmayı öğretelim diye. 

Adem Nakçı: Karşıyaka Çarşı’daki bir döner evinin görüşmeler sonrası bugün yapılacak tüm ciroyu bağışlayacağını öğrendik. Yarın da belediyenin kendi sosyal tesisi olan balık restaurantının tüm cirosu bağışlanacak. Başkan Akpınar’ın girişimleriyle de bir oluşum oluşturuldu.  Vekil Sürekli, ilçe başkanlığı da yapmıştı, ciddi anlamda Karşıyaka sevdalısı. Stat konusunda hiçbir yerde anlaşma olmayacak. 

Mithat Umutoğulları: Karşıyaka Stadı’nın yapılmasını isteyenlerdenim. Başkan Akpınar ile görüştüm. İtirazlar var, aşabilecek misiniz diye sordum. Bir önceki projeyi kabul etmemiz mümkün değil dedi. Otoparkı, takım otobüslerinin yanaşacağı bir alan olacak. Yeni projeyi görmemiş daha. Alsancak Stadı’ndaki gibi bir kriz bekliyorum Karşıyaka’da. Orman bölge müdürlüğüne ait alan statla ilişkilendirilip otopark yapılırsa, ama orada bir handikap var. 

Adem Nakçı: Orası Karşıyaka’daki ender yeşil alanlardan birisi. Başka yeşil alan yok. Orman bölge müdürlüğünün alanı vereceğini sanmıyorum. Sıkıntı var. Temel handikap otopark. 12 bin kişilik stada otopark yapacaksın arkadaş, başka çare yok. Yapacaksın beş sene sonra olmadı deyip yıkacaksın, olmaz. 

Mithat Umutoğulları: geçtiğimiz hafta Bornova Belediyesi Bornova TV’yi kurdu. Başkan Olgun Atila, ilk yayınını yaptı. Özel olarak seçilmiş o kadar gazeteci varken, sadece bir gazeteciyle bu işi yapmasını doğru bulmuyorum. Kendi kurduğu internet sitesinin yayın yönetmeniyle yayın yapmasını doğru bulmuyorum. Keşke beş gazeteciyle konuşsaydı. Şık olurdu. Kimse bunu yapmadı İzmir’de. 

Adem Nakçı: Ben beğendim projeyi. Belediyelerin televizyon kurmasını. Bunu Manisa ilk hayata geçirdi. Cihat Taysi vasıtasıyla. İzmir Manisa’dan örnek oldu. Güzel bir çalışma. Ama kötü bir başlangıç oldu. Bence çok verimli de olmadı, kimse konuşmadı bile üzerinde. Yanlış bir sistemle giriş yaptı yani. beni seni çağırması değil yedi sekiz gazeteciyi çağırmalıydı. 

OLGUN ATİLLA MELİH GÖKÇEK YOLUNDA

Mithat Umutoğulları: Bir arayışa girmen için medyayla ilgili sıkıntın olması lazım. Öyle bir sıkıntı yok İzmir’de. Bornova Belediyesi’nin böyle bir derdi mi va? Yok. Hangi radyoya televizyona çıkıp da hangi gazeteyle röportaj veremez. Böyle bir arayışını ben doğru bulmuyorum. O zaman biz gazeteciler de gidip başkanlık yapalım. Biz de bu işlere soyunalım. Onların nasıl gazete işine soyunuyorlarsa demek ki bizim de bundan sonra oturup siyaset yapma hakkımız var. Hem gazetecilik yapacağım hem siyaset yapacağım o zaman. Onu yapacağına medya kuruluşlarına destek ol. O zaman iktidarı niye eleştiriyorsun. Kendine yakın iki üç yandaş gazeteciyi al, akşama kadar başkanı övsün desin, e ondan sonra çık kendi kendini tatmin et. Buna ajitasyon derler. Sema Pektaş da yapsa aynı şeyi söylerim. İzmir’de buna ihtiyaç yok ki. Ankara, Yozgat, Çorum’da yaparsın anlatırsın da. Kime anlatıyorsun ab? Biz burada radyomuzdan her gün sesleniyoruz. Bizim gibi bir sürü arkadaşımız var. İnternetten yayın arkadaşımız var. Sen gazetecilerle yüzleşmekten korkuyorsun o zaman. Seçtiği adam da önemli. Sana muhalif gazetecileri çıkarsaydın. Bornova’da hiç sorun yok m? Programın tamamını izledim. Ama Bornova’nın beklediği o değil ki. Senin her gün tüm yerel gazetelerde, ulusal gazetelerin eklerinde zaten haberlerin çıkıyor. Orada neyi anlatacaksı? Tüm belediye başkanları üç yıllık icraatını anlatıyor, son bir yıla girerken de şunları yapacağız diyecek. Bu işe sonuna kadar karşıyım. Bana göre yanlış. Üç tane adamın eline vermişsin oyuncak gibi. Onlarla oynuyorlar. O zaman biz de oturup siyaset yapacağız. Siyaset yapayım o zaman. Buca’da iki gazeteci arkadaşımız var. Gazetecilik faaliyeti yapabiliyor m? Mustafa ve Necat Bahçeci var AK Parti’de. Onlar da o zaman siyaset yapsın. Bıraktılar arkadaşlar. İnsanlar gelip o koltuğa oturduğunda etik değil. Belediye başkanı oturmuş kendi medyasını yaratmaya çalışıyor. Olgun Atila Melih Gökçe’yi örnek aldı sanırım. Onun yolunda gidiyor. 

Bornova’da mecliste bir tartışma olmuş. Bir meclis üyesi var orada. Çok enteresan bir kişi. Nasıl susturulur bir adam. Gerekli gereksiz soru önergesi veriyor. Buraya şehit ailesinin ismini verelim diyor. Ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın ismini verelim. Kendisi AK Partili değil. Ben şuraya şehit ismini verdim, CHP’liler kabul etti, AK Partililer karşı çıkıyor diyor. Oysa sordum her iki parti grubu da soru önergesini gündeme alıp reddetmişler. Bu arkadaşın ismi ilçe başkanlığı için geçiyor. Daha önce kabul etmemişti. Ben bu görevi kabul edersem, vermiş olduğum mücadeleye ihanet ederim demişti. Rahmi Taştan. İsmini verelim. Onunla ilgili bu tip şeyler gelmesi yanlış. Bu meclis üyesi yarın da Recep Tayyip Erdoğan’ın ismini buraya verelim diyecek. İzliyorum. Allah Olgun Atila’ya sabır versin. Bornova Belediyesi’nde her meclis üyesine tablet verilsin denebilir mi' 

Adem Nakçı: Suçladığı isim herkesin önünde saygıyla iliklediği, il başkanının bile abi dediği bir insan. 

Gelelim CHP’ye. Abdül Batur ve Tahir Şahin başkanlarına da sorduk. Daha ilçe başkanları seçilmemişken ortada havada isimler uçuşuyor. Hergün başka bir iddia düşüyor. Şu şununla ittifak, bu bununla. Herkes bir ittifakta. Bu parti ittifakı bu kadar seviyorsa niye her seçimde kavga çıkıyor. Abdül Batur net konuştu. Ortak konsorsiyumla diyor, ittifak demiyor, seçelim diyor adayı. Başkanlık sistemi geldi artık. Bir de genel merkez isterse deniyor. Bakıyorsun kongrelerde herkes bir safı tuttu, savaşıma girdi. Bu kentin kendi iktidarı mı önemli ülkenin geleceği mi öneml? Bazı basın yayın organlarını el altından fişekliyorlar, şunu da yazsana diye. Bir iki medya üzerinden çalışıyorlar. Esamesi okunmayan,bitik adamların isimlerini ön plana çıkarıyorlar. Kimse kırsala bakmıyor. Senin büyükşehir belediye başkanının çalışmaları var buralarda. İnsanların hayatı düzelmiş. Bunları anlatacağına sen gidip nelerle uğraşıyorsu? Sizin bölüp parçalamanızla sekiz ilçe kaybedildi. Menderes, Ödemiş, Torbalı’da az farkla kaybediyorsun seçimleri. Aytekin Tunus, Rıfat Nalbantoğulları isimlerini ortaya attılar mesela. Oturursunuz ortak anlayışla isim belirlersiniz. 23 belediye başkanı var. 30 ilçe başkanı var. Hayatta olan eski il başkanları var. Toplanırsın nabız yoklarsın, çok çok bunun için de sandık kurarsın. Kentin geleceği kişilerin iktidarından daha önemli. Herkes şapkasını önüne koyup düşünsün. 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.