Tugay, nasıl bir Karşıyaka hayal ettiğini anlattı

HAZIRLAYAN: HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-TV 35 ekranlarında Mutlu Kopuz’un sorularını yanıtlayan CHP Karşıyaka Belediye Başkanı Op. Dr. Cemil Tugay, makamında oturup kağıt imzalayan bir başkan olmayacağını belirterek, gününün yarısını halkın arasında geçireceği ve hayata geçirilecek tüm projelere Karşıyakalılarla birlikte karar vereceği sözünü verdi.

Atatürk, merhum Ahmet Piriştina ve Bülent Ecevit gibi bir yönetim anlayışı sergilemek istediğini kayden Cemil Tugay, haksızlığa uğrayan, darda-zorda-muhtaç olan herkesin yanında olacağını dile getirdi.

DARDA-ZORDA-MUHTAÇ OLANIN YANINDA HALKÇI BİR BAŞKAN OLACAĞIM

CHP Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay,  “Halkçı bir belediye başkanı olacağım. Darda olanın, zorda olanın, muhtaç olanın yanında olacağım. Çünkü Atatürk de bunu yaptı. Hayran olduğum tüm siyasetçiler böyle yaptı. Rahmetli Piriştina, Ecevit böyle yaptı. Adaletsizliğe uğramış, Tunç başkanın ‘arka sıradakiler’ dediği insanlarımıza ulaşmalıyız. Her bir insana saygımızı göstermek zorundayız. Her bir insanın yaşadığı şehirde hak ve hukuku olduğunu anlamak zorundayız. Bunun için halkın arasında dolaşan bir insan olacağım. Makamında oturup kağıt imzalayan bir insan olarak görürse ne yaparsam  yapayım bana inanmazlar” dedi.

GÜNÜMÜN EN AZ YARISINI HALKIN ARASINDA GEÇİRECEĞİM

Karşıyaka Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, “Asla insanlara ceza kesen, baskı yapan  bir belediye yönetimi istemiyorum. Halkıyla barışık bir belediye yönetimi istiyorum. Kapımız sonuna kadar açık olsun istiyorum. Bana her sorunu iletsinler istiyorum. Günümün en az yarısını halkın arasında geçireceğim. Ben buraya  gideceğim dediğim yerde hazırlık olur, bu nedenle haber vermeyeceğim. Ahmet Piriştina böyle bir insandı. Sessiz, sedasız, pratik bir insandı. Onun bu yönünü de örnek alıyorum. Böyle bir çalışma sergileyeceğim” dedi.

İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Hekim kimliğimle bugüne kadar varoldum. Plastik cerrahi uzmanıyım. Mesleğimin 30’uncu yılında radikal bir kararla mesleği  bırakıp belediye başkan adaylığı için başvurdum. On yıldır devam eden bir siyasi yaşamım ve  birikimim var. Sadece doktorlukla böyle bir göreve talip olmadım. 52 yaşındayım, İzmirliyim. Vanlıyım. Babamın mecburi hizmeti nedeniyle Van’da doğdum. Öğretmen bir babanın çocuğuyum. Üç kardeşin en büyüğüyüm. Evliyim üç çocuğum var. 20 yıldır Karşıyaka’da yaşıyorum. Karşıyaka Devlet ve Kent hastanesi’nde çalıştım. Daha sonra da serbest hekimlik yaptım. Çeşitli mesleki derneklerde de görevlerim oldu.

KARŞIYAKA ÖRGÜTÜYLE İÇ İÇEYİZ, UYUMLU ÇALIŞIYORUZ

CHP’ye on yıl önce üye oldum. Karşıyaka Kent Konseyi’nde yürütme kurulu üyeliği yaptım. İbu dönem içinde 2014 yerel seçimleri, 2015’de yapılan iki seçim ve diğer seçimlerde aktif görev alan kişi oldum. Bu seçim çalışmalarda bana saha siyaseti konusunda değerli bir birikim sağladı. 3 farklı mahallesinde yaşadım Karşıyaka’nın. Oy almakta zorlandığımız mahalleleri biliyorum. Örgütümle daha yakın olmamı sağladı seçim çalışmaları. Adaylığım açıklandıktan sonra insanlar geçmişe dönünce aslında onlarla ne kadar iç içe olduğumu fark ettiler. Örgütle uyumlu bir şekilde çalışıyoruz.

DR. BEHÇET UZ BENİM DE ÖRNEK ALDIĞIM BÜYÜKLERİMİZDEN BİRİSİ

Bana sorulması gereken en doğru soru bu, neden siyase? Mesleğinde belli bir kariyere ulaşmış, hastaları tarafından her zaman tatminkar yoğunluk yaşatılan  bir plastik cerrahım. İlk kez bir plastik cerrah belediye başkanı olacak seçilirsem. Siyasete çok yakın bir meslek grubu değiliz aslında. Çok başarılı çdoktorlar var aslında siyasette. Dr. Behçet Uz en önemli örnektir. Benim de örnek aldığım büyüklerimizden birisidir. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı durum ortada.

SOSYAL VE GELİR ADALETSİZLİĞİ TOPLUMDA ADALET DUYGUSUNU ZEDELİYOR

Gelecekten endişeliyiz. Cumhuriyet ile ilgili birşeylerin farklılaştığını görüyoruz. Sistemin değiştiğini görüyoruz. Bir sosyal adaletsizlik ve kutuplaşma olduğunu görüyoruz. Zengin ve fakir arasında bu kadarbüyük bir uçurum yoktu. Özel okul diye birşey neredeyse hiç yoktu. Bugün sayısını net bilmiyorum ama tüm okulların en az yarısı özel okul gibi. Artık sadece parası olanlar özel okula gidiyor da olmayanlar devlet okullarına gidiyor diye anlaşılıyor. Oysa cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi olarak var edilmiş bir sistem. Bir çoban çocuğu Cumhurbaşkanı olabiliyor Cumhuriyet sayesinde. Ama artık sadece varlıklı iseniz iyi bir yere gelebiliyorsunuz algısı var. Bu da toplumda adaletsizlik duygusu oluşturuyor. Ben işçi, fakir olmaya mahkumum diyor insanlar artık. Bende bir öğretmen çocuğuyum. Çocukluğum yokluk içinde geçti, pazarlarda limon sattım. İşportacılık yaptım Kemeraltı’nda. Zabıtaların kovaladığı o çocuklardan biriydim. Okumak istedim. Okuyarak meslek sahibi olmak istedim. Bunun için çalıştım. Ama öyle bir Cumhuriyet ve devlet vardı. Üniversite sınavlarına girerken eşit muamele görüyorduk. Benim tıp fakültesinde sınıf arkadaşlarımın yüzde 90’ı benim gibi sıradan memur, işçi çocuğuydu. Bizler okuyarak kendi emeğimizle meslek sahibi olduk, kariyer yaptık.

HİÇBİR ZAMAN SADECE KENDİMİ DÜŞÜNEN BİRİ OLMADIM

Sadece kendimi düşünen biri olmadım. İyi bir yaşantım vardı. Geçmişimde yaşadığım sıkıntılı günler nerede şimd? Bu insanlara kim ne yapaca? Birilerinin birşeyler yapması lazım dedim ve siyasete girdim. Siyasetle ilgilenme nedenim tamamen bu. Ülkemizdeki haksızlıkların karşısında mücadele eden insanlardan birisi olmak istedim ben. Bunu Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi içinde yapabileceğime inandım. Sonradan kurulan partiler yarın olmayacak. Cumhuriyet tarihi boyunca CHP vardı ve bundan  sonra da olacak. Partiye üye olurken de kendi kendime yemin ettim. CHP oy oranı yüzde bire bile düşse ben bu partinin üyesi olarak kalmaya devam edeceğim. Asla parti değiştirmeyeceğim, çünkü inandığım değerler partide var. Elimden geleni yapmaya çalıştım bugüne kadar, bana verilen her türlü görevde. Belediye başkan adaylığını düşünmüyorken beni uygun gören parti büyüklerinin yönlendirmesiyle bu noktaya geldim. Doğru şeyler yapacağıma çok inanıyorum.

KARŞIYAKA STADI’NIN  YAPILMASINI BEKLİYORUZ, YAPMAZLARSA  STADIN ÖNÜNDE EYLEM YAPACAĞIM

Karşıyakaspor bugün maçlarını Atatürk Stadı’nda oynuyor. Orada maç yaparken tribünde taraftar desteğini takıma hissettiremiyorsunuz. Taraftar ve takım arasında bir kopukluk oluyor. Bunun nedeni tamamen stadın yapısı. Karşıyakaspor Karşıyaka’da spor yapmalı. Bu başarı ve motivasyonu için önemli. O yüzden acilen, mümkün olduğunca kısa sürede bir stad yapılmalı. Eski stadın olduğu Yalı’daki yer alan olarak seçildi. Bakanlık burada bir proje oluşturdu. Teknik sıkıntılar olduğu için henüz istenilen düzeyde ilerleyemedi. Çevrede oturanların açtığı davalar oldu. Alanı aşan bir proje olarak yapılması planlanmış. O nedenle revizyonlara gidilmiş. Stadın önünde artık hemen hemen hiçbir yasal engel yok. Spor Bakanlığı stadı istediği şekilde yapabilir. Karşıyaka veya büyükşehir belediyesinden kaynaklanan yasal ve hukuki bir engel yok. Herşey hazır. Hükümetin bakanı, AK Parti siyasetçileri her fırsatta ziyaret edip stadla ilgili birşey söyleyip duruyorlar. Biz de artık onu bekliyoruz. Yapmaları gerekiyor artık. Biran önce yapmazlarsa stadın önünde gidip eylem yapmak istiyorum. Biz Karşıyaka Belediyesi’nden yardım istiyoruz derlerse, gücümüz yetiyorsa, hemen derhal. Taş taşımaya da hazırım stadın yapılması için. Ancak hala bekleniyor. Nedenini bilmiyorum. Bir açıklama yapmalarını bekliyoruz. Ama bu stat da yetmeyecek. Başka bir yerde ikinci bir stada ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. İnşallah böyle bir stadın projesini yapmak ve hayata geçirmek bize nasip olacak.

KARŞIYAKA BELEDİYE SPOR’U YARIŞMACI  BİR KULÜP OLMAKTAN ÇIKARMAK NİYETİNDEYİM

Karşıyaka Belediye Spor’u yarışmacı bir kulüp olmaktan çıkarmak niyetindeyim. Amatör kulüplerimiz var hepsi birbirinden başarılı ve değerli. Amatör kulüplerimizin de bütün çevrelerin bağlı olması gereken kulüp Karşıyakaspor Kulübü’dür. Basketbol takımıyla Karşıyaka’yı adeta basketbolun başkenti yapmıştır. Daha büyük başarıları elde etme potansiyeline sahiptir. En büyük desteğimiz altyapı ile ilgili olacak. Şu an ödemesi gereken borçlarıyla ilgili destek sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Net söylemem için önce başkan olmam lazım.

İZMİR’E GELEN HER TURİSTİN GÖRMEDEN GİTMEYECEĞİ EN AZ 3 SİMGE YAPIMIZ OLMASI GEREKİYOR

Karşıyaka’ya dönme dolap projesi sadece olsa ne güzel olur diye söylediğim birşey. Örnek aldığımız şey London Eye. Paris’tede. Bunlar dünyanın turizm açısından en gelişmiş kentleri. Karşıyaka’ya böyle birşey yapılabilir mi, nereye yapılması doğru olur gibi şeyleri tek başıma yapmayacağım. İlgili meslek kuruluşlarının, şehir plancılarının, mimarların, mühendislerin destek ve onaylarıyla yaparız. Turistik açısından iyi bir yatırım olabileceğini düşünüyorum. Simge yapı olabileceğini düşünüyorum. Buna Karşıyakalıların onayı gerekiyor, onların onayı olmadan asla böyle birşey yapmam. İzmir’e gelen bir turistin görmeden gitmek istemeyeceği en az 3 simge yapımız olması gerektiğini düşünüyorum. Bunlardan biri dönme dolap olabilir. Bir diğeri sergi sarayı olabilir yani kent tarihi müzesi oluşturacağız. Karşıyaka’nın en az 2 bin yıllık geçmişi var. Gün yüzüne çıkmayı hak eden tarihi birikimlerimiz var.

KARŞIYAKA KENT TARİHİ MÜZESİNİ YAPMAYI İSTİYORUM

Karşıyaka Kent Tarihi Müzesi’ni yapmayı çok istiyorum. Herkesi çok heyecanlandıran bir fikir oldu bu. Umuyorum bunu yapabileceğiz. Türkiye’nin en özel ve modern kütüphanesini yapmak istiyorum. Özel bir çarşı yapma düşüncemiz var. Bunları hali hazırda mevcutların üzerine yapacağız. Sanat sokaklarımız olacak. Gastronomi bölgelerimiz olacak. Ege yemeklerini sunacağımız konsept yerler olacak.

YERALTI OTOPARKLARI, ÜSTÜ KAPALI KÜÇÜK ELEKTRİKLİ ARAÇLARI DA KENT İÇİNDE KULLANACAĞIZ

Ulaşımla ilgili projelerimiz var. Yer altı otoparkları oluşturarak otopark  sorununu hafifletmeyi düşünüyoruz. Şehir içerisinde küçük elektrikli araçlarla, üstü kapalı olacak, ring tarzında toplu taşıma hatları oluşturmayı düşünüyoruz. İzban ve tramvay duraklarıyla, kentin iç kısımlarında yaşayan insanların bu duraklara ulaşmasını sağlayacağız.

KANSER DANIŞMA MERKEZİ KURACAĞIZ

Karşıyaka Devlet Hastanesi’ni yıktılar. Yap işlet devret şeklinde bir anlayışla 25 yıl devletin kira ödeyeceği bir kurum olarak özel bir şirket  tarafından inşa edilen şehir hastanesi var. Sağlık Bakanlığı’na başvurup Karşıyaka Deavlet Hastanesi’ni yeniden yapacak mısınız, yapacaksınız ne zaman ve nasıl bir hastane olacak diye soracağım. Yapacaklarsa da doğru iletişimi kurarak hızlanması için çalışacağım. Yapılmayacaksa Çiğli Bölge Hastanesi’ne, Ege Üniversitesi’ne düzenli ring seferleri koymayı düşünüyorum. Şehir içerisinde insanlara hizmet verecek birkaç sağlık kuruluşu kurmayı hedefliyorum. Birisi kanser danışma merkezi olacak. Psikolojik destek, imkan olursa maddi destek sağlayacağız. Kanser teşhisi konulduktan sonra ailenin dağılma süreci oluyor. Hemen bir telefon açıp bilgi ve destek alacakları bir ekibimiz olacak bu merkezde. Kaybettiğimiz arkadaşımız Bülent Zeren’in ismini vereceğiz.

BANA KALSA BİR HASTANE AÇMAYAI ÇOK İSTERİM

Biz de yaşlı nüfus fazla. Bu yaşlı nüfusu izlemek, evde bakım hizmeti vermek noktasında en ileri ve yaygın hizmeti vermek için çok daha büyük bir ekip kurmayı düşünüyorum. Bana kalsa bir hastane açmayı çok isterim. Yasal olarak buna izin varsa.

KENTSEL DÖNÜŞÜMLE İLGİLİ ROMANTİK HAYALLER KURABİLECEĞİMİZİ SANMIYORUM ANCAK...

Kentsel dönüşümle ilgili romantik hayaller kurabileceğimizi sanmıyorum. Yasaları inceledim okudum. Kentsel dönüşüm sağlanacak alanlarla ilgili bilgi sahibi oldum. İyi bir ekibimiz olacak. İmar planı ve imar planı revizyonu konusunda çalışacak çok değerli bir ekibimiz olacak. Binayı  yıkıp yeniden yapma ile kentsel dönüşüm farklı. Kentsel dönüşüm yapacak alan yok nerdeyse. Gerçek anlamda kentsel dönüşümü yapabileceğimiz alan ne yazık ki kısıtlı. Alaybey hemen hemen imkansız gibi mesela. Yapabileceğimiz ne varsa yapacağız. Zorlamak da istiyorum. Karşıyaka çok sıkışık yerleşimli bir yer, dar sokakları var. Varolanı sonuna kadar koruyacağımı bilmeli insanlar. Selimizde belediye hizmet alanı olarak bulunan yerleri yeşil alan olarak değerlendirmeyi düşünüyoruz. Ya da çocuklar için oyun alanları olarak değerlendirmeyi çok istiyorum.

DAHA YEŞİL KARŞIYAKA İÇİN HER ALANI AĞAÇLANDIRMALIYIZ

Karşıyaka’daki her ağacın envanterini çıkaracağız. Yaşlanmış ağaçları kesip yok etmek yerine mümkünse bir an önce ağaçlandırmak istiyorum. Bir metrelik bir alan bile varsa ağaç dikmeyi düşünüyorum. Bununla ilgili bir ekip kuracağız. Daha yeşil Karşıyaka için her alanı ağaçlandıralım. Binalarımızın bahçelerini yeşillendirmek için onlara danışmanlık hizmeti ve fidanlar vermek istiyorum, teşvik etmek istiyorum.

YÜZDE 58’İN ÜZERİNDE OY LAACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM

Gönül yüzde 70’in üzerinde oy almayı istiyor. Şu anda biraz farklı bir konjoktör var. Karşıyaka’da İYİ Parti ittifakı yok. Kendi adaylarıyla seçime giriyor, oradan bizim bir ittifakımız yok. Diğer taraftan MHP ile AK Parti’nin ittifak yapmış hali var. MHP’den de oylar gelirdi bize eskiden. Tabanda bu karar verilecek gibi görünüyor. Bizimlye ilgili biraz böyle sadığa gitmeyeceğim diye konuşan bir kitle olduğunu da duyuyoruz. Bütün bunları kırabilirsek bu son bir hafta on güne kadar belli olmayacak gibi duruyor. Ama son genel seçimde bizim aldığımız oy oranı yüzde 58. Yüzde 58’in üzerinde olduğu sürece  başarılı olabiliriz. Yüzde 70-75 hedefini koymak istiyorum. Ama oturduğu yerden yüzde 80-90 alacağım da demem. Samimiyetsiz olur bu. Daha gerçekçi hedeflerden  bahsetmek istiyorum. Bu soruyu bana seçimden bir hafta önce sorarsanız daha doğru cevap verebilirim.

HAKSIZLIĞA UĞRAYAN, DARDA , ZORDA, MUHTAÇ OLANIN YANINDA OLACAĞIM PİRİŞTİNA, ECEVİT GİBİ

Benim beş seneden sonrası için bir hedefim yok. Benim hedefim var, ama bu  hedefim kendi siyasi kariyerimle ilgili değil. Halkçı bir belediye başkanı olacağım. Darda olanın, zorda olanın, muhtaç olanın yanında olacağım. Çünkü Atatürk de bunu yaptı. Hayran olduğum tüm siyasetçiler böyle yaptı. Rahmetli Piriştina, Ecevit böyle yaptı. Adaletsizliğe uğramış, Tunç başkanın arka sıradakiler dediği insanlarımıza ulaşmalıyız. Her bir insana saygımızı göstermek zorundayız. Her bir insanın yaşadığı şehirde hak ve hukuku olduğunu anlamak zorundayız. Çocuklarımıza iyi bir gelecek sağlamak için bizden bekledikleri umudu, sevgiyi göstermek zorundayız. Bunun için halkın arasında dolaşan bir insan olacağım. Makamında oturup kağıt imzalayan bir insan olarak görürse ne yaparsam  yapayım bana inanmazlar.

HALKIYLA BARIŞIK BİR BELEDİYE YÖNETİMİ İSTİYORUM, GÜNÜMÜN YARISINI HALKIN ARASINDA GEÇİRECEĞİM

Çöp  toplama sistemini değiştireceğiz. Çünkü konteynırlar yer işgal ediyor. O konteynırların sürekli temiz tutulması mümkün değil. Bunun yerine çöplerinizi koyun, trafiğin olmadığı saatlerde, en sakin olduğu saatlerde gezip toplayacak. Asla insanlara ceza kesen, baskı yapan  bir belediye yönetimi istemiyorum. Halkıyla barışık bir belediye yönetimi istiyorum. Kapımız sonuna kadar açık olsun istiyorum. Bana her sorunu iletsinler istiyorum. Günümün en az yarısını halkın arasında geçireceğim. Ben buraya  gideceğim dediğim yerde hazırlık olur, bu nedenle haber vermeyeceğim. Ahmet Piriştina böyle bir insandı. Sessiz, sedasız, pratik bir insandı. Onun bu yönünü de örnek alıyorum. Böyle bir çalışma sergileyeceğim.

İZMİR VE KARŞIYAKA TÜRKİYE’NİN UMUDU

Karşıyakalıların bir misyonu var. Bizler Türkiye’nin umuduyuz. Umut var Karşıyaka var. İzmir ve Karşıyaka gerçekten Türkiye’nin umudu. Eğer biz burada demokrasiyi huzuru, medeniyeti sahip olduğumuz değerleri yaşatırken ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlayabilirsek bu şehir bunu başardı, yerel yönetimiyle başardı diyebilirsek bunu insanlara gösterebilirsek Türkiye’nin kurtuluşu başlayacak. 2023’e kadar Cumhuriyetin yüzüncü yılına kadar herkesi bu duyguyla hareket etmeye ve tek yürek olmaya davet ediyorum bunun hepimizin boynunun borcu olduğunu düşünüyorum. Buna duyarlı olmalarını rica ediyorum. İletmek istediğim en önemli mesaj bu.