Dolar 32,3721
%0.17
Euro 34,9916
%-0.21
Altın 2.326,010
%0.24
Bist-100 9,10
%0.19

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Soyer'den dikkat çeken açıklamalar: Şu an itibariyle bir tehdit söz konusu...

Soyer'den dikkat çeken açıklamalar: Şu an itibariyle bir tehdit söz konusu...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, katıldığı bir televizyon programında koronavirüs salgınıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Haziran sonrası kentte vaka sayılarında artış olduğunu belirten Başkan Tunç Soyer, "İkinci faz için çok hızlı tedbirler almamız lazım. Şu an itibariyle bir tehdit söz konusu ancak felaketle karşı karşıya değiliz" dedi. Öte yandan Başkan Soyer, belediye gelirleriyle ilgili düzenleme çağrısında bulunarak, "Bu biçimde sürdüremeyiz" dedi.

  • Ege Postası
  • 07.08.2020 - 16:49

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Haber Global'de Günün Nabzı programında Saynur Tezel'in sorularını yanıtladı.

Koronavirüs salgınıyla ilgili İzmir'deki son durumu anlatan Soyer, tehlikeye dikkat çekti.

Soyer'in açıklamalarının satır başları şöyle: 

TABLO DEĞİŞMEYE BAŞLADI

"İzmir en çok vaka olan ikinci kentti, sonra gerek İzmirlilerin duyarlılığı gerek gösterdiğimiz hassasiyet sonunda gerilettik. Maskematiklerle hem hijyen hem de yaygın dağıtım ile erişimin önünü açmış olduk. 70 bin litre dezenfektan kullandık, vatandaşlarımız da buna büyük bir uyum gösterdiler. Sonra haziran sonundan itibaren tablo değişmeye başladı. Sahillerde fazlasıyla rehavet vardı. Tedbirler gözardı edildi. 40-50 bin nüfuslu Çeşme, bir anda 1 milyon kişiye ulaştı. Zabıta tedbirleri, birtakım kısıtlayıcı yasaklar, tabii ki düşünülmeli. Daha önemlisi, vatandaşın duyarlığını artırmak lazım. Büyükşehir olarak tüm mecralarımızı kullanarak, kapıdaki tehlikeyi hatırlatmaya başlıyoruz. 

BİR FELAKETLE KARŞI KARŞIYA DEĞİLİZ

Haziran ayından itibaren İzmir'de vaka artışı oldu.  Hastanelerde sıkıntı yok. Yoğun bakımlarda, yataklarda bir sıkıntı yok ama bu bizi gevşetmemeli. Her an parlayabilir vaka, vefat sayısı. O nedenle çok uyanık, duyarlı olmak mecburiyetindeyiz. Bilim Kurulu oluşturduk. Toplum Sağlığı Daire Başkanlığı kurduk bir yıl önce... İyi ki kurmuşuz.  Onlardan edindiğimiz bilgi, büyük bir tehdit var ama büyük bir felaketle karşı karşıya değiliz. Her an parlayabilir, her an yüksek noktalara çıkabilir, vaka sayıları açısından. Hızla tedbirler almamız lazım, önümüzdeki süreçle ilgili... İl Pandemi Kurulları'nda başka önlemler gündeme gelir. Görüşülecek konu var ama bunlar görüşülmeden bir şey söylemem doğru olmaz. İkinci faz ile ilgili ortada çok veri var dünyada. Bu işin şakası yok. Ciddiye almak mecburiyetindeyiz. Almayanların başına gelenleri biliyoruz"

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Atatürk'ün cumhuriyetine çok yakışan bir şeyken bugün bu tartışılıyor. Düzenlemeler kadın haklarını korumaya dair düzenlemeler. Kadın hakları erkeklere dair bir şey değil. Burada bazı kadınlar bunu destekliyor olabileceği gibi bazı erkekler de buna karşı çıkıyor olabilir. Birlikte sahip çıkılması gereken bir şey. 

İZMİR'DEKİ İSTANBUL SÖZLEŞMESİ EYLEMİNE SERT MÜDAHALE

Darp var ama çok şükür daha fazla büyümedi. Gözaltına alınan kadınlar serbest bırakıldı. Bu sözleşmeye sahip çıkmak her vatandaşın en doğal hakkıdır. 

OLUMSUZ ETKİLENİYORUZ

İzmir, Türkiye'de uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından en yüksek puanla değerlendirilen bir kent. Bu bir altyapıya bağlı. Çok güçlü bir bütçe dengesi oluşturduk. O nedenle yüksek puanlarla derecelendiriliyor. Temmuz sonunda sıra dışı, olumlu bir puan olan AAA'dan teyit etti. Biz de çok endişeliydik açıkçası. İzmir, itibarını kaybeder mi endişesi içindeydik. Çok şükür o olumlu tablo teyit edildi. Bu kadar güçlü mali yapıya sahip olduğumuz halde biz de olumsuz etkileniyoruz, içinde bulunduğumuz süreçten.

BU BİÇİMDE SÜRDÜREMEYİZ

Su gelirlerinde yüzde 55 düşüş var. Toplu ulaşımda 177 milyon lira kaybımız var. Yerel yönetimlerin çok muazzam gider kalemleri açıldı, gelirlerinde de düşüşler oldu. Köklü bir yerel yönetim reformuna ihtiyaç var. Bu biçimde sürdüremeyiz. Hiçbir belediye sürdüremez. En güçlü dengeye sahip İzmir Büyükşehir Belediyesi dahi sıkıntı altında. Biz toplu ulaşımda hala yüzde 18 KDV ödüyoruz. Biz kamu hizmeti yapıyoruz, bunun gibi çok örnek var. Sadece bir düzenlemeye ihtiyaç var. Bizim kamu kaynaklarına erişim noktasında sıkıntımız var.  Bunu aşmak için yurtdışı derecelendirme şirketlerinin notunun ışığında, dışarıdan kaynak arayışı içine giriyoruz. Gönül ister ki, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde de kaynak bulabilelim.  1 milyar 80 milyon euroluk  kredi alıyoruz, 13.5 kilometrelik Buca metro hattı için... Uluslararası ihale için ön çağrıya çıktık. Narlıdere metro inşaatını da pandemiye rağmen durdurmadık. İlk ray kaynağını üç hafta yaptık. Karşıyaka'yı Çiğli'ye bağlayacak tramvay hattının ihalesine çıktık.

İZMİR'İN DAYANIŞMA GÜCÜ ORTAYA ÇIKTI

Biz nakit bağış kampanyası açmadık. Ayni bağış kampanyası da açmadık. İhtiyacı olanla gücü olan arasında köprü olduk, onları buluşturduk. Vatandaşlarımız on binlerce gıda paketi bağışladı. Paketleri, ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Bunun gibi birçok adım atıldı. Halkımız, zor durumdaki insanların su faturalarını ödedi, İzmirim Kart uygulamasında destek verdi. Bu krizde, İzmir'in dayanışma gücü ortaya çıktı. İzmirli olmakla iftihar ediyorum. Su borcunu ödeyemeyen 268 bin hanenin suyunu kesmedik. 13 binin üzerindeki hanenin suyunu tekrar bağladık. Aynı zamanda biz bu salgından işini kaybeden vatandaşlarımıza da nakit yardımı yaptık. 33 bin 800 haneye 400 lira nakit yardımı yaptık. İzmir'in tüm dinamiklerini, odalarını, STK'larını, harekete geçirerek dayanışmanın bir parçası haline getirmelerini sağladık.

KÖYDEN KENTE GÖÇÜN ÖNÜNE GEÇMEK LAZIM

Tarım, bizim candamarımız. Kendi kendine yeten ekonomiyi oluşturmanın yolu tarımdan geçiyor. O bereketli toprakların kıymetini bilmezsek, deryayı bilmeden yaşayan balık gibi oluruz. Patatesi, samanı, ithal ediyoruz. Köyden kente göçün önüne geçmek lazım. Bu da tarımla mümkündür. Gençler, neden kentte ucuz işgücü haline gelsin ki... Yerli tohuma sahip çıkıyoruz. Seferihisar'dayken bir avuç karakılçık buğdayı tohumu bulduk, şimdi yüzlerce dönüme dönüştü. Kendi yerel gücümüzle yarattığımız buğdayımıza döndük. Üreticilerimizi, alım garantisiyle üretime teşvik ediyoruz.

"ASKIDA KİTAP" PROJESİ

Ekmek kadar önemli bir şeyi insanlarımızla buluşturmaya gayret ediyoruz. Askıda kitap ile vatandaşımız 3 kitap aldı, askıya bırakıyor, ihtiyacı olan da kitapları alıyor. Bir yandan da kitap okuyamı özendirmek istiyoruz.

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.