Dolar 32,3606
%0.13
Euro 34,9545
%-0.32
Altın 2.325,550
%0.22
Bist-100 9,08
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Rektörlük önünde ihraçlara tepki gösterdiler

Rektörlük önünde ihraçlara tepki gösterdiler

İzmir'de bir araya gelen bazı siyasi parti, sendika ve odaların üyeleri, kanun hükmünde kararnameler ile keyfi olarak görevlerinden ihraç edilenlerin olduğunu öne sürerek, tepki gösterdi. Grup demokrasi için mücadele çağrısı yaptı. Rektörlük önünde ihraçlara tepki

  • Ege Postası
  • 10.07.2018 - 15:24

Türk Tabipleri Birliği, İzmir Tabip Odası, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyeleri, son kanun hükmünde kararname (KHK) ile görevlerinden ihraç edilenlere destek olmak amacıyla Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlük önünde ortak basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasına CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, CHP eski milletvekili Musa Çam, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Ferdan Çiftçi, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi de katıldı. AK Parti iktidarının, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ve peş peşe çıkarılan KHK'ler ile kendisine muhalif olanları susturmaya çalıştığını ileri süren grup, 24 Haziran seçimlerinden sonra parlamentoda salt çoğunluğu elde edememesine rağmen, partili cumhurbaşkanının KHK'ler ile tüm yetkileri kendisine bağlayarak gücü elinde tutttuğunu savundu. Gruptakiler sık sık 'Baskılar bizi yıldıramaz' ve 'Barış isteyen hocalara dokunma' sloganları attı. Ortak açıklamada 7 Temmuz'da 701 sayılı KHK ile çoğu akademisyen, sağlık çalışanları, öğretmen, polis olmak üzere toplam 18 bin 632 kamu personelinin daha memuriyetten çıkarıldığı hatırlatıldı. 21 Temmuz 2016 tarihinden beri 7 kez uzatılan OHAL ve KHK'lar sonucunda toplam 3 bin 162 KESK üyesiyle birlikte 701 nolu ihraç KHK'si ile İzmir özelinde Dokuz Eylül Üniversitesi'nden daha önce açığa alınmış olan barış bildirisi imzacısı 9 akademisyen ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi 4 sağlık çalışanının ihraç edildiği belirtildi.

KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Şenay Akyol, 698, 699, 700 sayılı KHK'ler ile Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum sağlamak amacıyla ardı ardına uyum KHK'leri yayımlandığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu KHK'lar ile başbakan ve bakanlar kurulu ifadeleri çıkarılarak yerine cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcıları ifadeleri konuldu. Bakanlar kurulu, hükümet, başbakanlık ifadeleri cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanlığınca şeklinde değiştirilerek, bakanlar kurulu cumhurbaşkanlığına devredilmiş oldu. Tüzükler yönetmelik, kararnameler artık karar haline dönüştü. Bu çıkan kararnameler 9 Temmuz'da cumhurbaşkanının yemin töreninden sonra tek yetkinin cumhurbaşkanında olduğu kararlar olarak hayatımıza girmiş oldu. Bakanlar kurulu ve parlamentonun fiilen ortadan kalktığı, tek yetkinin cumhurbaşkanında olduğu yeni bir sistem ile karşı karşıyayız. 2 yıl önce, üniversitelerde bir cadı avının fitili ateşlendi. 15 Ocak 2016'da barış akademisyenleri diye bilinen öğretim elemanları hakkında soruşturma başlatıldı. 2 bin 212 akademisyen barış talep eden bir metne imza attılar. Birlikte yaşamı savunan, devletin tüm yurttaşlarına eşit davranması gerektiğini belirten ve çatışmacı yollar yerine barış seçeneğini hatırlatan kısa bir metne imza attılar diye, devletin en tepesinden yan odalarımızda oturan kimi meslektaşlarımıza kadar ihbarcılık yayıldı."

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde 2 yıldır haklarında soruşturma açılan 12 akademisyenden dördünün emekli olmak zorunda kaldığını ifade eden Akyol, 8 akademisyenin ise 1 yıl açıkta bekletilip, sonrasında ihraç edildiğini söyledi. Akyol, konuşmasının sonunda herkesi demokrasi için mücadeleye çağırdı.

'ÜNİVERSİTEYİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ'

İhraç edilenler adına konuşan Eğitim Sen 3 Nolu Şube Sekreteri Nuri Erkin Başer, 375 gün önce açığa alındığını söyleyerek, "Barış için imza attığımız günden bu yana 910 gün geçti. 3 rektör gördük, 12 soruşturmacı tespit ettik. Mahkeme kararı olmadan pasaportlarımız engellendi. Yetmedi hepimizi ihraç ettiler. Açığa alınan kadın arkadaşlarımıza 8 Mart'ta çiçek verildiği için soruşturma açıldı. Bugün üniversite diye bir kurumdan bahsedemiyoruz. Bilim, ifade özgürlüğü ve akademik özerklik bir bir ufalandı. Ama bugünler geçecek. Üniversiteyi yeniden inşa edeceğiz" dedi.

'İHRAÇ EDİLENLER OMUZLARINA ŞEREF MADALYASI ASTILAR'

İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Fatih Sürenkök de yaptığı konuşmada, "Tek adamlık, KHK'lık ve OHAL sağlığa zararlıdır. Bu ülkede barış içinde bir arada yaşamak isteyen üniversite hocaları öğrencilerine 'bilimden yana özerklikten yana olmak zorundasınız' demeyi öğrettiler. Ama rektör öğrenemedi. Onlar çocuklarının suratına nasıl bakacak 'ben ihbarcıyım o hocalar barış istedikleri için ihraç edilmelerini sağladım' mı diyecekler, bilmiyorum. 701 nolu KHK ile ihraç edilenler omuzlarına şeref madalyası astılar" dedi. (DHA)

BAYIR'DAN AÇIKLAMA

701 sayılı KHK ile ihraç edilen akademisyenlerle birlikte, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği, KESK, İzmir Tabip Odası, Türk Tabipler Birliğinin düzenlediği basın açıklamasına katılan İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, yayınlanan son KHK’ya sert tepki göstererek, ‘’Buradaki asıl amaç, akademisyenleri görevden alıp, onları itibarsızlaştırma çabasına girerek öğrencileri bilgiye aç bırakmaktır.’’ dedi.

AK Parti'nin nitelikli eğitim ve öğretimin karşısında olduğunu bir kez daha son yayınlanan KHK ile birlikte gördüklerini belirten Bayır, "İktidarın asıl yapmak istediği sadece akademisyenleri görevlerinden alıp onları işsiz bırakmak değil. İktidarın ülkede yaşayanları açlıkla terbiye edilmesi bunun karşılığında oy alınması zaten kendi programlarının bir parçası, asıl amaçları öğrencileri, gençleri, evlatlarımızı bilgiye aç bırakmasıdır. Gerçekte yapılmak istenen sadece eğitimsiz bir nesil yaratmaktır. Çünkü kendileri de açıkça ifade etmektedirler, eğitimin yükseldiği yerde oylarımız düşüyor diye OHAL ile birlikte toplumun her alanında eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi isteyenler susturulmak istenmekte, işinden ve özgürlüklerinden olmaktadır. Ülkemizde umutlarımızla birlikte yok edilmek istenen adalet, büyük bir toplum kesimini harekete geçirmiş ve onu arayanları ortak bir hedefte birleştirmiştir. Emeğin, demokrasinin, hukukun, toplumsal barışın güçlenmesi için bir an evvel görevlerine yeniden kavuşmaları talebini güçlü bir şekilde dile getiriyoruz. Ülkemizde yaşananlar, kendinden olmayana, kendinden farklı düşünene, konuşana, yazana çizene, ne kadar zalimce davranıldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Yılmayacağız. Umutlarımızı yok etmelerine izin vermeyeceğiz.’’ diyerek sözlerini bitirdi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.