Dolar 32,5039
%0.29
Euro 34,5557
%0.18
Altın 2.500,670
%0.7
Bist-100 9.548,00
%-1.36

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Pekdaş'tan anayasa mesajı:Ben de olsam babam da olsa olmaz!

Pekdaş'tan anayasa mesajı:Ben de olsam babam da olsa olmaz!

Konak'ın hukukçu belediye başkanı Sema Pekdaş, Radyo Egepostası'na konuk oldu, anayasa değişikliği ve referanduma yönelik çarpıcı mesajlar verdi. Hukukçu başkan Pekdaş'tan anayasa değişikliği mesajları:

  • Ege Postası
  • 18.02.2017 - 10:10

EGE POSTASI - Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Radyo Egepostası'nda Sercan Avcı ve Mithat Umutoğulları'na konuk oldu.

Pekdaş, anayasa değişikliği ve referanduma yönelik çarpıcı mesajlar verdi. 

Pekdaş, programda şunları söyledi;

SORUMLULUĞUM VAR

"Tarihe tanıklık ediyoruz. Başkan olarak sorumluluklarım var. Hukukçu kimliğimle sorumluluğum var. Ayrıca bir yurttaş Sema Pekdaş olarak da sorumluluklarım var. Dolayısıyla tüm kimliklerimle çok sorumluluklarımızı yerine getirmek zorunda olduğum bir dönemden geçiyoruz. Tarihe tanıklık yapıyoruz. Bu tanıklıkların olumlu yürümesi ve Türkiye’nin aydınlığa çıkması için çabalıyoruz.


TEK ADAM SİSTEMİ

Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Anayasa yurttaşların en temel haklarını ve sorumluluklarını düzenler. Diğer tarafı da ülkenin yönetim şeklini belirler. Yurttaşların da devletin yaptığı toplumsal bir sözleşmedir. Dolayısıyla bu toplumsal sözleşmenin ülkenin tüm katmanlarının oluşturduğu asgari ölçüde mutabakatıyla geniş bir tartışma ortamından çıkarılması gerekir. Kendi içinde bir bütünlüğü olması lazım. Bir tarafı başka birşey, diğer tarafı başka birşey olamaz. Kira sözleşmesi bile yaparken içinde bir bütünlüğü olsun isteriz. Bu anayasa değişikliğinde de ülkenin yönetimiyle ilgili bir değişiklik getiriliyor ama yapılması gerektiği gibi değil, kaptı-kaçtı bir görüşme yapıldı. Mecliste tekme tokat anayasanın temel ilkeleri ihlal edilerek yapılan görüşme oldu. Bütünlüklü bir çalışma olmadı. Siz ülkenin yönetimiyle ilgili bir değişiklik getiriyorsunuz, o zaman tümüne ilişkin bir düzenleme yapmanız gerekir. Adına ister cumhurbaşkanlığı deyin, ister başkanlık deyin bu sistem özünde tek adam yönetimine dayalı bir sistemdir.

KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Mİ'

Biz geçen dönem başka birşeye şahit olduk. Tüm partilerin 3’er temsilcilerle katıldığı bir anayasa komisyonu oldu. Yaklaşık 65 maddeyi tartıştılar. Kamuoyu da bilgilendi, görüşlerini bildirdi. Ve bir mütabakatla hazırlanan metin vardı. Sonra o bir kenara itildi, başkanlık sistemi tartışması getirildi. 7 Haziran’a girerken ülkenin ekonomisi birinci sorundu ve farklı bir Türkiye olduk. 6 ay geçmeden 1 Kasım’a girerken ülkenin sorunu terör oldu. Hükümet kurulamadı. Hükümeti bir parti kuramadı, ikinci parti başkanına hükümet kurma yetkisi verilmedi ve anayasa ihlal edildi. Ve arkasından da anayasa değişikliği gündeme geldi. Türkiye bir krizde. Bu krizden çıkış yolu demokrasi mi olmalı yoksa anayasa değişikliği mi olmal? Biz daha açık tartışan ve sorunu bir mütabakatla çözen bir ülkemi olacağız yoksa olmayacak mıyız'

ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINI MECLİSİYLE MİLLETİYLE YÖNETTİ

Bakın Atatürk 1919’da Samsun’a çıkıyor. Samsun’a çıktıktan sonra kongreler yapılıyor. Ve 23 Nisan’da da hemen Samsun’a çıkıştan 1 yıl geçmeden meclis kuruluyor. Milli kurtuluş savaşını bile meclisiyle yöneten, toplumuyla bir mütabakat halinde sürdüren bir gelenekten geliyoruz biz. Ülke yönetilemiyor, herşeyi tek adam belirlesin deme noktasında mıyı? Şimdi bakarsak bakanlar kurulumuz iptal oldu, yok. Siyasi partiler demokratik düzenin en vazgeçilmez örgütleridir.  Egemenlik halkındır. Halk bu egemenliği anayasada yetkili organlarla kullanır. Yürütmeyi halk adına bakanlar kurulu yapar. Yargıyı halk adına mahkemeler yapar. Yasaları halkın seçtiği milletvekilleri yapar. Halkın seçtiği milletvekilleri hükümeti soru sorar. Meclis soruşturması ister. En önemlisi bir siyasi parti seçimlerden birinci çıktığında Cumhurbaşkanı o partinin genel başkanına hükümeti kurma yetkisi verir. Demokraside amaç birlikte çalışmayı, birlikte yönetmeyi becermektir.

BEN DE OLSAM BABAM DA OLSA OLMAZ

Biz bir cumhurbaşkanını seçiyoruz, kenara oturuyoruz. Bakanlar kurulu yok, güvenoyu yok. Bakana soru sorma yok. Meclis soruşturması istemek yok. Meclisin tüm yetkileri kalkıyor. Demokrasinin aşama aşama geldiği zengin noktalar kalkıyor. Meclisin kökeni parlementodur. Parlemento konuşulan yerdir. Meclis’te herşeyi konuşsunlar diye milletvekillerinin dokunulmazlığı vardır. Özgürce konuşalım ki en doğruyu bulalım denmiş. Meclis şuan konuşulan yer olmaktan çıktı. Cumhurbaşkanı istediği gibi yardımcı atayacak. Bunlar kim, hangi okulu bitirmiş, yetkisi ne, sorumluluğu ne, kaç tan? Bir belirsiz sistem, Cumhurbaşkanının keyfine göre olan bir sistem anayasal bir sistem değildir. Yürütmeyle ilgili böyle problemler var. İkincisi de yargı… Cumhurbaşkanının keyfine kalmış bir yargı olacak. Oysa yargının en önemli özelliği, bağımsız ve tarafsız olmasıdır. Biz bugün FETÖ ile mücadele ediyoruz diyorlar, doğru diyorlar. HSYK’yı ele geçirdiler, yargıyı ele geçirdiler. Devletin heryerine yerleşmişler. Ama onu kim yapt? Hep kandırıldığını söyleyen cumhurbaşkanının başbakan olduğu hükümet yaptı. Ne istediniz de vermediniz dediler geçmişte. Herşeyi vermiş, teslim etmiş. Bir başkası FETÖ’ye yardımcı olmuş diye onu tutukluyor ama en baş yardımcı kendisi. Bunu kendisi ifade etti. Dolayısıyla bunun ne kadar tehlikeli bir durum olduğunu yaşadık. Bu ülke bir takım komplolarla yıllarca hapislerde yatan insanları gördü. Biz bu sıkıntıları yaşamış bir ülke olarak bağımsız yargı oluşturmak yerine,  Cumhurbaşkanının iradesine teslim eden bir ülke olmamalıyız. Bu anayasa kötü. Kişiye karşı çıkmıyoruz. Bu ben de olsam babam da olsa olmaz. 

ANAYASANIN HUKUKA UYGUN OLMASI GEREK

Her iktidarın, her yetkinin sınırlı olması ve kontrol edilmesi şarttır. İnsan beşer, beşer şaşar. Bundan doğal birşey de yok. Hele bir de gücümüz sınırsızsa, kimse sana hesap soramıyorsa bunun kötüye kullanılması çok mümkün. Biz devlet olarak hukuka bağlı olmalıyız ve bu kurumları hukuki kurumlar olarak kurmak, korumak zorundayız. Bizim ülkemiz kendi başbakanını bakanlarını idam eden bir ülke. İdamlardan çok canı yandı bu ülkenin. Başbakan Adnan Menderes ve iki bakan idam edildi. Ve ondan sonra şöyle birşey konuşuldu. Yeni bir anayasa yapıldı, anayasa mahkemesi düzenlendi. Keşke o zamanlarda anayasa mahkemesi olsaydı, denge ve fren mekanizması yanlışları durdursaydı. Biz bunları kendi tarihimizde yaşadık. Bugün tekrar geriye gidişler değildir bu ülkenin kaderi. Demokrasiyi tam demokrasi haline getirmektir.  Her türlü olumsuzluğu engelleyecek tek şey hukuktur. Bu nedenle hukuğu gözümüz gibi sakınmalıyız ve anayasamızın hukuka uygun olması lazım.

PARTİLİ CUMHURBAŞKANI NASIL TARAFSIZ OLUR!

Bizim cumhurbaşkanımız yürürlükteki anayasaya göre seçildi. Yürürlükteki anayasaya göre yemin etti. ‘Ben tarafsız’ olacağım dedi. Sonra alıştığınız gibi bir cumhurbaşkanı olmayacağım dedi. Ben halkın seçtiği bir cumhurbaşkanıyım dedi. Ve arkasından filli durumu hukukileştirmek için anayasa yapıyoruz dediler. Bu başlı başına hukuka aykırı bir durumdur ve suçtur.Partili cumhurbaşkanı mümkündür diyoruz. 18 maddelik bir değişiklik. Bunun 16 maddesi anayasa maddelelerinin değişikliği, bir maddesi yürürlükle ilgili değişiklik maddesi ve bir tane daha madde var. Aslında 97 madde değişiyor. Cumhurbaşkanı yemini değişiyor mu diye baktım. Değişiklik yok. Ama partili bir cumhurbaşkanı nasıl tarafsız olabili? Şimdi cumhurbaşkanımız yemin ederek tarafsız mı olacak, yoksa partisine mi bağlı olaca? Partiye üye olduğunuzda üyelik formu imzalarsın ve partinin ilkelerine göre hareket edersin. Şimdi cumhurbaşkanının hangi yemini geçerli olaca? İki yemin birden geçerli olmaz. 

HİÇBİR ÜLKE DİKTATÖRLÜKLE KURTULMAZ

Vatandaş herşeyin farkında. Bizim insanımız bıçak kemiğe dayanana kadar sabreder. Gerçekle iyice yüzyüze gelinceye kadar sabrediyoruz biz. Şimdi o noktadayız.
Bu anayasa tek adam yönetimi. Tek adamın belirlediği meclis, yürütme organı, yargı organı… Başka hedeflenen ne diye bakmaya gerek yok zaten. Anayasa değişiklik metnini okuduğunuzda bunu görüyorsunuz. Zorluklar hep birlikte aşılır. Bir kişinin aklıyla biz herşeyin üstesinden geliriz demek kendine güvenmemektir. Biz hep birlikte herşeyin ötesinden geliriz diyoruz. Atasözümüz bile var. Bir elin nesi var, iki elin sesi var demiş atalarımız. Bizim bir kurtarıcıya ihtiyacımız yok. Aksini düşünmek bu ülkeyi tanımamaktır. Hiçbir ülke tek bir diktatörle kurtulmaz. Atatürk meclisle savaşı kazandı. Arkadaşlarıyla birlikte devrimleri yaptı

OHAL SÜRECİNDE OLMAZ

Böyle bir süreçte anayasa hazırlanmaz. OHAL sürecinde yapılmaması gerekir. Özgür tartışma ortamında anayasa tartışılır. Bu sağlıksız bir ortamda anayasa oylaması yapılıyor. Bu sakat bir durumdur. Biz iradesi sakatlanmış bir meclisin, iradesi ipotek altına alınmış bir milletin oylamasıyla sandığa gidiyoruz. İnsanlar buna müsade etmezler, insanlar herşeyi görüyorlar.

FİKİRLERİMİZİ HERKESE ANLATACAĞIM

2 aylık zamanda belediye başkanlığı görevimi en iyi şekilde yapmaya devam edeceğim. Ayrıca ben bir yurttaşım, sorumluluklarımı yapmam gerekiyor. Ben Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanıyım. Benim rozet takarak kamu görevi yapmam kanunen düzenleme altına alınmıştır. Benim partime bağlılığım var. Partili bir kamu görevlisi olma hakkı bana anayasayla tanınmış. Biz görevimizi yaparken yemin etmeden başlıyoruz. Halkın başkanı olarak görevimize başlıyoruz. Kendi düşüncelerimi söyleyeceğim. Partimin görüşlerini tabi ki söyleyeceğim. Dilimin döndüğü, aklımın erdiği kadar anlatacağım. Bunun Türkiye için olumlu bir değişiklik olmadığını söylüyorum ve fikirlerimi herkese anlatacağım."
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.