On binlerce işçi alanlara indi; DİSK Ankara'dan kadro istedi
İzmir’de kadro ve güvenceli çalışma isteyen on binlerce işçi DİSK’in önderliğinde Basmane’den Gündoğdu Meydanı’na yürüyerek “Taşerona hayır” dedi. Gündoğdu Meydanı’ndan Ankara’ya çağrı yapan DİSK, genel seçimler öncesinde verilen “Taşerona kadro” vaatlerinin yerine getirilmesini istedi. On binlerce işçi alanlara indi
- Ege Postası
- 18.12.2015 - 16:00
ON BİNLERCE İŞÇİ KADRO İÇİN ALANLARA İNDİ!
Öğlen saatlerinde Basmane Meydanı’nda toplanan yirmi bine yakın İzmirli emekçi, “Taşerona karşı omuz omuza”, “Taşeron çalışma yasaklansın”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları ve pankartlar eşliğinde Gündoğdu Meydanı’na yürüdü.
Türkiye çapında başlayan imza kampanyasının ardından taşeron işçilere ayrımsız şartsız kadro taleplerini dile getirmek için alanlara inen ve Gündoğdu Meydanı’nda miting düzenleyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, İzmir’de yarım günlüğüne iş bıraktı. “Söz verdiniz, sözünüzü tutun” diyen emek camiası, hükümetten güvenceli çalışma ve iş barışı için düzenleme yapılmasını istedi.
“TAŞERON DÜZENİ YOLSUZLUK DÜZENİDİR!”
Kitlesel yürüyüşün ardından Gündoğdu Meydanı’nda toplanan binlerce emekçiye seslenen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Bizi bitiremezler, susturamazlar, yıldıramazlar. Bir kez daha kol kola, omuz omuzayız. 13 yıldır taşeron cumhuriyeti yaratanlara, mahkemeleri, hukuku, adaleti hiçe sayanlara bugün burada “Artık yeter” diyoruz. Söz verdiniz, sözünüzü tutun diyoruz. Sevgili işçi kardeşlerim. Seçimlerden önceki gazete manşetlerini, afişleri, pankartları hatırlayın. Ne yazıyordu onlard? “Taşeron işçiye kadro müjdesi” yazıyordu. Milyonlarca taşeron işçiyi umutlandırarak “kadro” sözü verdiler. Biz DİSK olarak kayıtsız, şartsız, ayrımsız kamudaki, belediyelerdeki tüm işçilere kadro verilmesini, taşeron düzeninin tamamen son bulmasını istiyoruz. Taşeron düzeni başlı başına bir yolsuzluk düzenidir. Taşeron düzeni açlık düzenidir. Taşeron düzeni ölüm düzenidir. Türkiye’de son 13 yılda 16 bin işçinin çalışırken ölmesinin en önemli sebebi taşeron düzenidir. Taşeron düzeni köleliktir. Bu taşeron düzenini elbet yıkılacaktır. Gelin taşeron köleliğine de, sefalet ücretlerine de kol kola, omuz omuza son verelim” şeklinde konuştu.
ÜCRETLER ASGARİ, KARLAR AZAMİ!
“Bu hakkımızı almak için siyasetçilerin verdiği sözlere, vaatlere değil önce kendi gücümüze, kendi birliğimize güvenelim” diyerek konuşmasını sürdüren DİSK Genel Başkanı Beko asgari ücret taleplerine de değinerek, “Yıllardır asgari ücret için DİSK mücadele veriyor. Geçtiğimiz yıl yürüyüşlerle, mitinglerle asgari ücretin bin 800 lira olması gerektiğini söylemiştik. Bugün asgari ücrete yapılacak her kuruş zam bu mücadelenin bir sonucudur. Öncelikle bu mücadeleyi veren tüm işçileri, sendikalarımızı, yol arkadaşlarımızı ve dostlarımızı kutluyoruz. Sizleri kutluyoruz. Ancak şunu da söylüyoruz. Bin 300 liralık asgari ücret, işçilerin insanca yaşayabileceği, açlığı ve yoksulluğu yenebileceği düzeyden uzaktır.
Türkiye’de açlık sınırı bin 393 liradır. Yoksulluk sınırı 4 bin 403 liradır. Açlık sınırının bile altında bir asgari ücret işçiye zulümdür. Türkiye asgari ücret açısından Avrupa’nın üçüncü ligindedir. Oysa aynı Türkiye kar oranlarında rekorlar kırmaktadır. Yani Türkiye’de ücretler asgari, karlar azamidir! Bize göre asgari ücret bu yıl net bin 900 lira olmalıdır. Sanki bu ülkede işsiz kalan patronlar, aç kalan patronlar” dedi.
“YAZIKLAR OLSUN!”
Sözlerinin devamında AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a seslenen DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “İzmirlilerin oy vermediği o Milyon Ali işçinin işsizlik fonundaki parasını çaldı. İşsizlik fonunda biriken milyonlarca lirayı alıp kullandılar. 92 milyar paranın içinden 42 milyarı aldılar. İşçiye 9 milyar lira verdiler. Yazıklar olsun size... Size oy vermediği için İzmirlilere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“SİLAHLAR SUSSUN, KARDEŞLİK KONUŞSUN”
Son dönemlerde artan terör olayları ve güneydoğudaki illerde yaşanan gelişmeleri de değerlendiren DİSK Genel Başkanı Beko, “Geçtiğimiz yılki bütçe görüşmelerinde de söylemiştik. O bütçede işçilere, işsizlere, emeklilere, öğrencilere yere yok. Biz bütçeye baktığımızda bütçe tam bir savaş bütçesiydi. O zamanlar biz uyarmıştık. Bu bütçe savaş bütçesi demiştik. Ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Biz bu ülkede dini, dili, ırkı ne olursa olsun herkes eşit olsun istiyoruz. Artık silahlar sussun, insanlar konuşsun, kardeşlik konuşsun” ifadelerini kullandı.
“KIDEM TAZMİNATINI LEŞ KARGALARINA YEDİRMEYECEĞİZ”
Hükümetin kıdem tazminatlarını kaldırmak için hazırlık yaptığını belirten Beko sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıdem tazminatlarımızı leş kargalarına yedirmeyeceğiz. Esnek çalışma koşullarını işçi arkadaşlarımıza dayatıyorlar. İşçileri köle satar gibi istihdam bürolarında satmak istiyorlar. Bunlara izin vermeyeceğiz.”
.jpg)
“SARAYINIZ BATSIN!”
Konuşmasının sonunda diğer sendikaları DİSK’in mücadelesine destek olmaya çağıran Beko, “Sarı sendikalara sesleniyorum, aklınızı başınıza toplayın… Kıdem tazminatı işçilerim son kalesidir. Kıdem tazminatı kalkarsa işçilerin hiçbir güvencesi kalmaz. Türk-İş ve Hak-İş’e sesleniyorum, artık sıcak odalarınızdan çıkın. İşçinin kıdem tazminatlarına el uzatanların ellerini kıralım, kadro için sokaklara inelim. Biz DİSK’iz, teslim olmadık, teslim olmayacağız da… Sarayınız da batsın, malınız, mülkünüz de batsın… Yaşasın işçilerin emeği, yaşasın halkların kardeşliği… Bu kavga burada bitmeyecek. Bundan sonra tüm alanlarda mücadelemiz sürecek” dedi.
ÇALIŞKAN: YALAN DEĞİL, KADRO İSTİYORUZ
Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ise, “Taşeron köleliğine ve adaletsizliğine son vermek için buradayız. Taşeron cumhuriyetine, sömürüye, köleliğe hayır demek için buradayız. Bu adaletsiz düzene son vermek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu sadece bir başlangıç. Toplumsal adaletsizliğin yükseldiği bir dönemdeyiz. Taşerona son dediler, ekonomi büyüyor dediler, işçiyi bataklığa sürüklediler, yine kendi ceplerine doldurdular. Biz yalan değil, kadro istiyoruz. Biz en başından beri taşeron sisteminin yasaklanmasını istedik. Ancak taşeron işçi sayısı her gün artmakta, rant ve kar uğruna alın terimiz çalınmaktadır. Biz buna asla müsaade etmeyeceğiz. Güçlüyüz, cesaretliyiz, korkmayacağız. İşçileri açlık sınırının altında asgari ücrete mahkum edip, örgütsüz, güvencesiz çalışma yaygınlaştırılmaktadır. Taşeron sistemi bataklıktır. AKP hükümeti bu düzenden vazgeçmeyecektir. Biz de mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızı direne direne alacağız” dedi ve kıdem tazminatlarının kaldırılarak işçi sınıfının kazanılmış haklarının yok edileceğini savundu.
Yorum Yazın