Ömer Yahşi: 'Karne bir vasıta değildir!'

İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, 20 Ocak Cuma günü başlayacak yarıyıl tatilinde öğrencilerin dinlenmelerini, kitap okuyup sevdikleriyle birlikte zaman geçirmelerini tavsiye ederek, "Karne, sadece öğrencinin değerlendirilmesi için bir vasıta değildir. Aynı zamanda öğrencinin merkezindeki tüm eğitim bileşenlerinin değerlendirilmesini de mümkün kılan bir yoldur" dedi. 

2016-2017 Eğitim öğretim yılının ilk dönemi bu cuma günü sona erecek. İzmir'de ilk ve orta düzeyde eğitim gören 688 bin 690 öğrenci karne alacak. 56 bin 506 ilkokul birinci sınıf öğrencisi ise ilk defa karne heyecanını yaşayacak. Yoğun bir eğitim döneminin ardından tatile girecek öğrencilere tavsiyelerde bulunan İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, "Öğrencilerimiz, karnelerini alacaklar, yarıyıl tatiline girecekler. Bu tatil öğrencilerimizin dinlenmeleri, oyun oynamaları, daha fazla kitap okumaları, sevdikleriyle birlikte zaman geçirmeleri, sosyal, kültürel, sportif faaliyetlerde bulunmaları için önemli bir fırsat" dedi. 

Öğrencilere verilen karnelerdeki notların sadece onları değil bütün eğitim sürecini değerlendirdiğine dikkat çeken Yahşi, "2016-2017 eğitim öğretim yılı birinci kanaat dönemini tamamladık. Karne, sadece öğrencinin değerlendirilmesi için bir vasıta değildir. Aynı zamanda öğrencinin merkezindeki tüm eğitim bileşenlerinin değerlendirilmesini de mümkün kılan bir yoldur. Bu süreçte eğitime katkısı olan tüm öğretmen, öğrenci ve velilerimize teşekkür ediyorum" diye konuştu. 

ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN VE VELİ İŞBİRLİĞİ İÇİNDE OLMALI

Önemli hedeflerinden birinin de 21. yüzyıl becerilerine sahip bireyler yetiştirmek olduğunu ifade eden Ömer Yahşi, "Eleştirel düşünebilen, problemlere doğru ve etkili çözümler üretebilen bireyler olmaları yönünde öğrencilerimizi yetiştirmek aynı zamanda nitelikli bir eğitimin toplumumuzun her bir bireyine en üst seviyede ulaştırılması amacıyla milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif yönleri gelişmiş bireyler olarak da yetiştirmek öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Okullarımızda gerçekleştirilen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin etkili, kalıcı ve verimli olabilmesi; öğrenci, öğretmen ve velilerin yıl boyunca işbirliği içinde olmalarına bağlıdır. Okul dışı zamanlarındaki eğitim öğretim ve sosyal faaliyetlerin okul içi öğrenmelerle bağlantılı bir bütün oluşturması ise öncelikle velilerin öğrencilere desteğiyle mümkün olacaktır. Bu doğrultuda kazanımları ders dışı eğitim öğretim faaliyetlerinden ev ödevleri veya sosyal faaliyetler yoluyla öğrencilere kazandırılması ayrı bir önem taşımaktadır" dedi.

TEK ALANA YÖNLENDİREN ÖDEVLER VERİLMEMELİ

Yarıyıl tatilinde öğrenciye, onu tek bir alana yönlendiren ev ödevleri verilmemesi gerektiğinin altını çizen Ömer Yahşi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öğrencinin kendini tanıması geliştirilmesi ve sosyalleşmesine katkı sağlayacak faaliyetlere katılması teşvik edilmelidir. Herkesin, bu kısa tatil dönemini bir fırsata dönüştürüp; kendi payına düşen önlemleri alarak, daha dinamik ve daha yenilenmiş bir şekilde 2. yarıyıl dönemini karşılaması temennisi ile iyi tatiller diliyorum. (DHA)

Uzmanlar: Çocukların başarısını karneyle ölçmeyin

Okullar sömestr tatiline girerken Uygar Çocuk Anaokulları Genel Müdürü Psikolog Bahar Güneş'ten velilere önemli uyarılar geldi.

Anne ve babaların çocukların başarısını sadece karnedeki notları üstünden değerlendirmemesi gerektiğini vurgulayan Psikolog Bahar Güneş, “Çocuk yetiştirme, ömür boyu süren bir süreçtir. Karne dönemlerinin, çocuk yetiştirmede kritik aşamalar olduğu unutulmamalıdır" dedi. Çocuğun kötü bir karne getirmesi halinde anne babanın, çocuğu suçlamak yerine sağduyulu davranarak başarısızlıkta kendi paylarını da aramasının önemine dikkat çeken Güneş, “Çocuklar mutlaka karne değerlendirmesinin içine katılmalı. Karnelerinde zayıf olan dersler hakkında konuşulmalı, nedenleri üzerinde birlikte tartışılmalı. Onlara hataları ve yapabilecekleri gösterilmeli. Asla ceza ve kıyaslama gibi olumsuz davranışlara girilmemeli" diye konuştu. Ne tatil dönemlerinde ne de okul zamanında çocuklara sürekli ders çalışması yönünde baskı yapılmasının yanlış bir tutum olduğunu vurgulayan Bahar Güneş, “Kötü karne getiren çocuğu suçlamak ve aşağılamak, çocuğun ileriye dönük motivasyonunu da yok ederek gelecek zamanlarda onun öğrenmesine ket vurabilir. Anne - babanın iyi birer dinleyici olması ve çocuğun yaşadığı sorunları samimiyetle paylaşması, veli ile çocuk arasında kurulacak en sağlıklı köprüdürö değerlendirmesinde bulundu. Çocuklara ödül - ceza sistemiyle yaklaşmanın büyük yanlış olduğunun altını çizen Güneş, “Çocuklara mutlaka sorumluluk bilinci aşılanmalı. Anne - babalar çocuklarına verilen ödevler sanki kendilerine verilmiş gibi davranıyor. Ödev çocuğa verilir ve çocuğun yapması gerekir. Bu sayede sorumluluk bilincini öğrenir. Aile ise çocuğun tıkandığı yerde en fazla yardımcı olur" ifadesini kullandı. Çocukların aileleriyle kaliteli vakit geçirmeye ihtiyacı bulunduğunu ve aileyle geçirilen vaktin çocuklar için büyük değer taşıdığını anlatan Güneş sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Aileler, maalesef çocuklarıyla ilgili beklentilerini ayarlayamıyorlar. Büyük beklentilere giriyorlar. Kendi yapamadıklarını çocuklarının yapmasını istiyorlar. Bu durum da, çocuklar üstünde büyük baskı oluşturuyor.