Dolar 32,5004
%0.08
Euro 34,6901
%-0.12
Altın 2.496,860
%0.5
Bist-100 9.693,00
%1.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
İmamoğlu: Rakibimizin kim olduğuna şaşırıyoruz

İmamoğlu: Rakibimizin kim olduğuna şaşırıyoruz

Millet İttifakı’nın İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, "İstanbul'da Hayatı Kolaylaştıracak Çözümler Toplantısı" bitiminin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

  • Ege Postası
  • 11.06.2019 - 14:26

Yabancı basından bir gazeteci İmamoğlu'na "Bu seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı yarışıyorsunuz ve kendisi son 16 yıldır girdiği hiçbir seçimi kaybetmemiş bir insan. Başkanlık seçimlerinde kaybedeceği söylendi ama kendisi orada da kazandı. Sizi kazanacağınıza inandıran şey nedi? Erdoğan’ın hata yaptığını düşünüyor musunu? Nerede hata yaptı'" diye sordu. İmamoğlu bu soruya "Rakibimizin hataları ya da eksikleri neler diye bir soru beklerdim ama Türkiye’nin bu konuda aksı kaymış durumda. Çünkü bir yönde yabancı bir ülkenin basın mensubu olarak bunu sormalarını haklı buluyorum. Bazen o kadar çok konuşan var ki, rakibimizin kim olduğunu bazen biz de şaşırmıyor değiliz. Dediğim gibi, başkalarının hataları üzerinden yorum yapacak bir siyasi anlayışım ve bununla vakit harcayacak bir kişi değilim." diye yanıt verdi.

Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Taksim’de bulunan bir otelde “İstanbul’da Hayatı Kolaylaştıracak Çözümler” toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

“KÜRTÇE ŞARKILAR VE TÜRKÜLER TÜRKİYE’NİN TOPLUMSAL BÜTÜNLÜĞÜNÜN PARÇASI”

Vaatleri arasında dil kursları açılacağını söyleyen İmamoğlu’na bir gazeteci, “İstanbul’da en çok konuşulan dillerden biri Kürtçe. 23 halde seçildiğiniz halde Kürtçe dil kursu da açmayı dil düşünüyor musunuz'” diye sordu. İmamoğlu bu soruya “Kürtçe şarkılar, türküler Türkiye’nin toplumsal bütünlüğünün bir parçası. Tabi ki Kürtçe türküler şarkılar da olacak. Bunun yanı sıra Kürtçe dil konusunda diğer diller gibi belki de onun daha da önünde talep olduğu kadar eğitim verilir.” şeklinde yanıt verdi.

“MECLİSTE İRADEM OLSAYDI EVET DERDİM”

Bir gazeteci de İSKİ’de yapılan suya yüzde 40 indirimle ilgili ” Biz söyledikten sonra kopyalıyorlar, diyorsunuz ancak Kasım ayında yapılan bütçe görüşmelerinde AK Parti grubu yüzde 15 indirim tavsiye etti. Siz de meclis üyesiyken CHP’liler bu indirimde red oyu kullandı ancak oy çokluğuyla bu indirim Ocak ayında uygulandı.” sorusu yöneltti.

İmamoğlu, o meclis oturumunda olmadığını belirterek “Yapılan zamdan sonra Ocak ayında indirimin dile getirilmesinde bizim arkadaşlarımızın karşı şey yaptığınız zamdan sonra indirimin gündeme gelmesiyle ilgili bir karşı çıkıştı. Benim yorumumda şuydu. Buna karşı çıkabilirsiniz ancak benim o gün mecliste iradem olsaydı ona rağmen indirime evet derdim. Karşı çıkması grubumuzun daha önce niye zam yaptınız şimdi niye indirim yapılıyor bu bir seçimle ilgili algı yönetimi olmasıydı. Yine de indirim reddedilmemeliydi.” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL, TÜRKİYE’NİN LOKOMOTİF GÜCÜ”

“23 Haziran’da kazanmanız durumunda Türkiye’de muhalefet açısından nasıl bir gelecek bekliyorsunu? İstanbul Türkiye’nin en kalabalık şehri. Politik olarak yön tayin edici bir şehir. Gelecekte anlattığınız bu projeler tüm Türkiye’de uygulanabilir mi'” sorusu yöneltilen İmamoğlu, İstanbul’un Türkiye’nin lokomotif gücü olduğunu söyleyerek “Ortaya koyacağınız her politika her uygulama elbette Türkiye’ye ışık tutacaktır. Kırsal gelişimin, tarımın daha verimli hale gelmesi kent tüketimiyle kırsalın bir zincire dönüşmesi aynı zamanda bir tarım politikası. Bu ve bunun gibi bir çok iş İstanbul’da başarıya ulaşacağına inanıyoruz. Ortaya koyacağımız bu başarı yarınlarda siyasal ortamı da değiştirecektir. İstanbul’un yaratacağı rüzgarın farkındayız. O bilinçle, o kararlılıkta yol yürümeye dikkat ediyoruz. Türkiye’nin insanını hissetmeyi, çocukları ve gençleri anlamlı bir şekilde düşünmeyi milletimize tekrar hatırlatan politikaları aktardık. Umuyorum ki tüm Türkiye’ye yayılacak.” diye yanıt verdi.

“TOPLAM BÜTÇENİN YÜZDE YEDİSİNİ YARDIMLARA HARCIYORUZ”

Açıklanan projelerin bütçe olarak hesaplandığında yıllık olarak nasıl bir maliyet ön görüldüğü de İmamoğlu’na yöneltilen sorulan arasındaydı. İmamoğlu, İBB’nin şu anda yardım bütçelerinin 5 katına çıkarmaktan söz ettiğini ifade etti. İmamoğlu, “Toplamda verilere göre bütçenin yaklaşık yüzde bir buçuğu civarında yardım bütçesi vardı. Biz bunu yüzde 7’lere çıkarıyoruz. Bütçe kaynağı açısından bütçeyi verimli kullandığınız da tasarruf yarattığınızda aslında çok büyük bir sayıdan bahsetmiyoruz. Kolaylıkla bunu karşılayabilecek bir düzey. Özellikle yoksullukla mücadele kavramı geçici bir kavram. Biz İstanbul’un önümüzdeki yıllarda yoksulluk yaşamasını istemiyoruz. Yukarıda yoksullukla mücadeleyi açıklarken aşağıda nasıl istihdam sağlayacağımızı nasıl kaynaklar yaratacağımızı aktardık. Bugünün yoksullukla mücadele kavramına katkı sunmayı İBB’nin bir sorumluluğu olarak görüyoruz. Bütün bunlara rağmen İBB’nin bütçesinin büyük bir kısmını kapsamadığını da anlatmaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımızla yaptığımız çalışmalarla israf ve tasarruf kalemleri üzerinden belediyede yapılan israfların engellenmesi, yanlış maliyetlerin giderilmesi ve bir kısım tasarrufla beraber yılda yaklaşık 5 buçuk 6 milyar civarında bütçe üzerinden kaynak yaratacağız.” diye konuştu.

SEÇİMLERDEN ÖNCE 3 KATIYDI ŞİMDİ 5 KATI NE DEĞİŞTİ'

Bir gazeteci ise “31 Mart seçimlerinden önce 3 kat demiştiniz. 18 günlük görev süresi boyunca yapılan incelemeyle kıyasladığınız için mi 5 kata çıkardını? Bir de mazbatanız alındıktan sonra İBB’de bazı ihaleler vardı. Biri de Okçular Müzesi. 23 Haziran’dan sonra göreve gelirseniz herhangi bir müdahaleniz olacak mı'” diye sordu. İmamoğlu, sosyal yardım bütçesini 5 katına çıkarmamız 18 günlük incelemeyle paralel olmadığını söyleyerek “Oradan da edindiğimiz bilgi var ama bu projeleri hazırladığımız 6 ay öncesinde yaptığımız hazırlıklar ve 4 ay önce sunduğumuz durum daha kötü bir durum. Her ay yoksullaşan, işsizleşen bir İstanbul’dan bahsediyorum. Bu 5 kat dediğimiz şey güncellenmiş ihtiyaç rakamlarına göre. Keşke azalsaydı. Bugün 5 katına çıkarmak zorunda kaldık. Ayrıca tüm ihaleler tabi ki incelenecek. Özellikle davet usulüyle aynı firmanın aynı kurumlara servis edilen ihaleler vardır. Tümüyle bunlar incelenecek. Bahsettiğim ‘bir avuç insan’ kavramını toplum hafızasında tutmalı. Bizim derdimiz bu şehrin imkanlarını en sağlıklı şekilde kullanabilme ahlakını ve erdemini ortaya koyan bir yönetim olmalı. Bu unutulmuş durumda. Bahsettiğiniz ihale gibi bir çok ihaleyle ilgili elimizde bilgiler, belgeler mevcuttur. Keşke o ihaleler yapılmamış olsaydı, biz görevde kalmış olsaydık. Muhtemelen bizim mazbatamızın elimizden alınmasıyla 23 haziran arası ne yapıldığıyla ilgili raporu mutlaka vatandaşımızla paylaşacağız.” dedi.

“BAŞKALARININ HATALARIYLA İLGİLENECEK KADAR ZAMAN FAKİRİ DEĞİLİM”

Bir gazeteci ise İmamoğlu’na “Bu seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yarışıyorsunuz ve kendisi son 16 yıldır girdiği hiçbir seçimi kaybetmemiş bir insan. Başkanlık seçimlerinde kaybedeceği söylendi ama kendisi orada da kazandı. Sizi kazanacağınıza inandıran şey nedi? Erdoğan'ın hata yaptığını düşünüyor musunu? Nerede hata yaptı'” diye sordu. İmamoğlu, “Ben başkalarının hatalarıyla ilgilenecek kadar zaman fakiri biri değilim. Onu kendileri düşünsünler. Ben elbette ki topluma karşı yapılan, yerel yönetimle ilgili yaptıkları eksiklikleri burada anlattım. Çözümlerimi de anlatıyorum. Konumuz elbette ki Sayın Cumhurbaşkanı değil. İBB seçimi. Rakibimizin hataları ya da eksikleri neler diye bir soru beklerdim ama Türkiye'nin bu konuda aksı kaymış durumda. Çünkü bir yönde yabancı bir ülkenin basın mensubu olarak bunu sormalarını haklı buluyorum. Bazen o kadar çok konuşan var ki, rakibimizin kim olduğunu bazen biz de şaşırmıyor değiliz. Dediğim gibi, başkalarının hataları üzerinden yorum yapacak bir siyasi anlayışım ve bununla vakit harcayacak bir kişi değilim. Biz çok doğru işlere temas ediyoruz. Çok doğru, sorunları çözen politikalarımızı toplumla buluşturuyoruz. Samimiyetimizi ve politikanın, yönetmenin bir erdem işi olduğunu, vatandaşla bir arada olduğunuzda kıymetli olabileceğini, kibirli yönetimin artık hiçbir şey ifade etmediğini insanlarımıza anlatıyorum. Bence bu karşılık buluyor. Dolayısıyla kazanmamızın anahtarı başkalarının hataları değil, bizim doğrularımızdır. Doğrularımıza daha da fazla ilaveler yaptık. 31 marttaki neticeden çok farklı bir sonuç beklediğimi eklemek isterim.” diye yanıt verdi.

FİNLANDİYALI GAZETECİ: “AVRUPA’DA BİR ÇOK KİŞİ BİNALİ YILDIRIM’I TANIMIYOR”

Finlandiyalı bir basın mensubu da İmamoğlu’na “Vaatleriniz arasında işsizlik, yolsuzluk, yoksullukla ilgili vaatler var. Bunlar belediye başkanının değil iktidarın vaatleri olması beklenir. Avrupa'daki çok kişi Binali Yıldırım'ı tanımıyor. Sizin belediye başkanlık seçiminde olduğunuzu da düşünmüyor, iktidar seçiminde olduğunu sanıyorlar. Neden'
” diye sordu. iMAMOĞLU, “Türkiye'nin en önemli sorunu şu an yoksulluk ve ekonomi, işsizlik. Son altı aydaki rakamlar çok çarpıcı ve can yakıyor. Biz elbette biliyoruz makro ekonomi düzeninde Türkiye'nin hükümet olarak yapacağı çok şey var. Asıl sorumlu onlar. Ancak her yerel yöneticinin ekonomiye ve istikrara katacağı bir takım pratik çözümler ve katkılar vardır. Bu açıkladıklarımın tamamı İBB'nin kendi bütçesiyle ortaya koyacağı politikalar. Biz yoksulluğu, ekonomiyi 31 mart öncesi rakibimizin dediği gibi bu belediyenin işi değil diyemeyiz. Politikalarımızı açıkladık ve karşılık bulduk. Görüyoruz ki rakibimiz de benzer politikaları İstanbul ölçeğinde açıklamaya başladı bizim politikalarımızı koplayarak. Biz doğru yoldaydık, bugün aynı şeyleri yapıyoruz. Dışarıdaki ülkelerde siyaset yorumu biraz daha üst ölçekten yapılıyor olabilir. Bu bir İstanbul seçimidir. Rakibimiz bellidir. Rakibimizin olduğu alanda çok sesli bir propaganda süreci, özellikle şahsıma dönük bir takım ithamlarla ve iftiralarla yapılmaktadır. Belki bu yaratılan atmosfer dışarıda böyle bir hava yaratmış olabilir.” diye yanıtladı.

“İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BAŞKANI ADAYI BENİM EKREM İMAMOĞLU”

Bir başka basın mensubu ise “Canan Kaftancıoğlu geçmişte attığı twitlerden dolayı çok fazla kamuoyu önüne çıkartılmak istenmiyor mu'” diye sordu.
İmamoğlu “İBB Başkan adayı benim. Dolayısıyla gündemde olan kişi de benim, olmalıyım. Zaten etik olarak da böyledir. Başka bir anlayışı yoktur. Tıpkı dış basından bizi takip eden arkadaşlarımızın sorduğu gibi rakibiniz şu mu, bu mu diye bir kaos yaratmanın anlamı yok. İBB Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'u seçildikten sonra yönetecek kişi de Ekrem İmamoğlu.”

“BEYLİKDÜZÜ BELEDİYESİ’NDE İNCELEME YAPAN MÜFETTİŞ AK PARTİ’DEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLMUŞ KİŞİ”

“Seçimdeki bir diğer aktör de İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu. İçişleri Bakanlığı’na bağlı mülkiye müfettişleri tarafından Beylikdüzü Belediyesi’ne inceleme başlatılması gündemde. Böyle bir uygulama var m? Size dönük taramalar var m? Yine Soylu’nun, ”Görevimiz, İBB Başkan seçimi üzerinde PKK’nın sızmasını engellemek” şeklinde açıklamaları var.” sözleri de İmamoğlu’na yöneltilenler arasındaydı.

İmamoğlu, “Birincisi, tabii sayın Bakan ya da onun gibilerin, bizimle ilgili bu süreçte yaptıkları, hukuksuz ve anlamsız uygulamaları elbette izliyoruz, görüyoruz. Dediğiniz araştırmalar şu anda Beylikdüzü Belediyesi’nde yapılmakta. İşin başındaki müfettiş de bir önceki seçimde, AK Parti’den milletvekili adayı olmuş bir kamu görevlisi. Dolayısıyla bu kadar siyasi, bu kadar partizanlık üzerinden, seçimden önce yapılan bir iş. Kaldı ki Beylikdüzü Belediyesi’ni inceleyecekseniz, şunu deselerdi, ‘2019’dan 2014’e kadar değil, 2009’a kadar, hatta daha öncesinden incelensin’ deselerdi, ben derdim ki, ‘Beylikdüzü Belediyesi’ni incelemeye aldılar. Belli ki Ekrem İmamoğlu’nun röntgenini çekmeye çalışıyorlar. Kaldı ki tüm bu dosyalar soruşturulmuş, ifadeler alınmış. Hiçbir soruşturma izni yok. Hakkımda tek bir dava yok. Böyle bir durumdayım. Ben, yılda 2 defa check-up yaptıran, röntgen çektiren birisiyim. Beylikdüzü belediye başkanıyken de devletin kurumları neredeyse ayda 1 röntgenimi çekip, cehck-up’ımı yaptılar. Benimle ilgili kanaatler ve kararlar verilmiştir. Şu anda yapılan işlemin siyasi olduğu ortadadır. Oraya gönderilen kişi de siyasi tabanlı bir kişidir. Görevli gelmiştir. Israrla da bitirme çabası içindedir. ‘Seçime kadar yetişsin’ çabası içinde olduğunu duyuyorum. Öyle acele etmesin, 5 yılı inceleyecek. İnsan gibi incelesinler, baksınlar.

Terör örgütlerine karşı, tutum ve tavırda, ben, kendimi herkesten daha iradeli, bu memleketin en güçlü bireylerinden biri olarak görüyorum. Başkaları da kendini öyle görebilir. Benimle ilgili, beni terör örgütleriyle ilişkilendirerek kurulan her cümle hadsizliktir, utanılacak laflardır. Kötü söz, sahibine aittir deyip geçiyorum. ” diye yanıtladı.

“RAKİBİMİZ DÜN ÖYLEYDİ BUGÜN BÖYLE”

31 Mart seçimi öncesinde ‘beka’ sorununun gündemde olması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Beğenmiyorsanız Kürdistan’a gidin’ söylemleri olmasına rağmen rakibi Binali Yıldırım’ın ‘Kürdistan mebusu’ sözlerine yönelik değerlendirmesi bir gazeteci tarafından İmamoğlu’na yöneltildi. İmamoğlu, “Kazanmak için her yol mübah. Bugün siyah, yarın beyaz. Biz ne söylüyorsak o. Bunu adı zemine göre, zaman göre, kişiye göre değişiyor. Ben, bu şehrin insanlarını kardeş ve hemşehri kabul etmiş birisiyim. Kürt hemşehrimin çocuğu için ne düşünüyorsam, Türk hemşehrimin çocuğu ile ilgili de aynı şeyi düşünüyorum. Siyasal anlamda içinde zikzakları olmayan net bir duruş. Ama görüyorum ki rakibimiz, dün öyleydi, bugün böyle. Kazanmak için yarın başka bir şey de diyebilirler. Bu millet yoruldu. Samimiyet, dürüstlük arıyor. Biz, neysek oyuz. Bu memleketin her insanını eşit seviyorum. Böyle severseniz, bu memlekete erdemli bir yönetici olursunuz. Ben, erdemli ve ahlaklı bir yöneticiyim.” diye yanıt verdi.

“SÖZLERİM CUMHURBAŞKANINDA KARŞILIK BULMUŞSA MUTLU OLURUM”

Bir başka gazeteci ise “Konuşmasınız da ‘İstanbul, İstanbul’a ihanet edenlere bırakılamayacak bir kenttir’ dediniz. Cumhurbaşkanına bir gönderme miyd? Siz, esasında yalnız Sayın Binali Yıldırım’la yarışmıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanı, 31 Mart’a kadar İstanbul’da ilçe ilçe gezmişti. Bu seçimde çok olmadığını gördük. Bugün de İstanbul’da miting yapmayacağı yönünde bir bilgi medyaya düştü. Sayın Cumhurbaşkanı’nın sahadan çekilmesini ve bu aşamadan sonra TV yayınının gündeme gelmesini nasıl yorumluyorsunuz'” sorusu yöneltildi. İmamoğlu, rakibini teke düşürmeye çalıştığını ifade ederek “Ben, 31 Mart seçimlerinden önce herkesi görevlerini yapmaya davet etmiştim. Demiştim ki, ‘Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, geçen sene Haziran ayında 5 yıl süreyle yetki almış. Bu ülkeyi yönetecek. Onlar kendi işleriyle uğraşsa.’ Sayın Cumhurbaşkanı’nı ben nasıl isteri? Şöyle isterim. Meydanlarda zaman harcayacağına işine baksa, Türkiye’nin genel sorunlarıyla ilgilense. Bu sorunlarla ilgilenecek kadar vakti yok demiştim. O zaman böyle davranmamışlardı. İlçe ilçe mitinglerini de yapmıştı. Benim sesim kulağına gitmişse Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve karşılık bulmuşsa mutlu olurum. Gerçekten bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nın yoğun işleri var. Ülkenin can yakan yoğun gündemi var. Başka sebebi, stratejik bir nedeni varsa, onu bilemiyorum. TV yayını konusunda, 31 Mart öncesinde, defalarca ısrarla bu daveti yapmıştım rakibimize ama karşılık bulmamıştı. Ben, dün ne söylüyorsam, bugün de aynı şeyi söylüyorum. Rakibimizin bu konuda da diğer konularda olduğu gibi fikri değişmiş. Bu da bir strateji m? Hangi bakış olursa olsun, ülkeye 17 yıl sonra, ısrarlarımla, çabamla, bunu inatla dile getirerek, birkaç medya mensubunun da bunun üstüne gitmesiyle bunun bir tarihi buluşmaya dönüşmesi, beni Türkiye demokrasi süreci adına mutlu etmiştir. Her şeye rağmen güzel olacaktır.” sözleriyle yanıtladı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.