Dolar 32,3780
%0.19
Euro 35,0278
%-0.11
Altın 2.324,000
%0.15
Bist-100 9,08
%3.1

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP'den Cumhuriyet davası kararına ilk tepki

CHP'den Cumhuriyet davası kararına ilk tepki

Cumhuriyet davasında ara karar açıklandı. 7 gazeteci tahliye edilirken, 4 gazetecinin tutuklu kalmasına CHP'li vekiller tepki gösterdi.

  • Ege Postası
  • 29.07.2017 - 06:56

CHP'li Sezgin Tanrıkulu, "Bu dava düşman ceza hukuk kurallarına göre işliyor. Bu karar kesinlikle adil değil. Ama şunu not ettiğimizi bilsinler. Dün kimlerin tahliye edileceği, kimlerin tahliye edilmeyeceği yazılmıştı. Bu davayı yönlendirenler tarafından yazılmıştı. Bu hakimler de ona göre karar verdiler. Bunu not ettiğimizi ve unutmayacağımızı bilmelerini isterim. Özellikle basın önünde ifade etmek istiyorum; bu karar başka yerde verildi, burada açıklandı" dedi.

Barış Yarkadaş: Gazeteciliği mahkum etmeye çalışanlar kendileri mahkum olmuştur

Cumhuriyet çalışanları hakkında mahkemenin verdiği ara kararın ardından Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Tam 270 gün önce gazetecilik bir operasyonla mahkum eidlmeye, yok edilmeye, susturulmaya çalışıldı. 270 gün önce operasyon için düğmeye basanlar, Cumhuriyet gazetesini ve dolayısıyla mesleğin namusuyla mesleğinin arkasında duran tüm meslektaşlarımızı susturmayı, topluma da gözağı vermeyi düşündüler. Uydurma dahi denilemeyecek delillerle arkadaşlarımız tam 270 gün boyunca Silivri zindanlarında gün saydılar. Ama bu 270 günün sonunda yapılan yargılamalarda gördük ki, yargılanan gazeteci arkadaşlarımız değil o iddianameyi yazanlardı. Tüm meslektaşlarımız iddianameyi yargılamanın başladığı andan itibaren çöpe attılar ve tarihin çöplüğüne gönderdiler. Bir gazetecinin yaptığı haberden, attığı tweetten, televizyonda yaptığı konuşmadan, Facebook'ta yaptığı paylaşımdan, kebapçıdan kebap, pideciden pide, parkeciden parke almasında suç arayanlar, gazetecilerin bu suçları işlediklerini hiç bir şekilde ispatlayamadılar. Dünyanın hiç bir yerinde bir gazeteci haber yaptığı için yargılanamaz, sorgulanamaz. Dünyanın hiç bir yerinde bir gazeteci, attığı başlıktan dolayı Ağır Ceza Mahkemesine getirilemez. Öyel hazin ve trajikomik bir yargılamaya tanık olduk ki, Ağır Ceza Mahkemesi bir gazetenin yayın politikasının depğişip değişmediğini dahi mahkeme kürsüsüne getirdi. Bunun adı açıkça gazeteciliğin yargılanması, gazetecilere gözdağı verilmesi, toplumun susuturulmaya çalışılmasıdır. Kötü cerrahların eline verilen kör bıçaklarla gazetecilik ameliyat masasına yatırılmış ve adeta iğdiş edilmiştir. Ancak hem 270 gün süren tutukluluk hem de 5 gün süren yargılama sonucunda görüldü ki, bu ülkenin gazetecileri her türlü baskıya rağmen gazetecilik yapmaya devam edecektir. Az önce verilen karar yanlış bir karardır. Arkadaşlarımızın sadece 7'si değil, tamamının derhal hem tahliye edilmesi hem de beraat etmesi gerekirdi. Siz bizim arkadaşlarımızı neyle suçluyorsunuz da hala tutukluluklarının devamına karar veriyorsunuz. Hangi suçu işledi bu arkadaşlarımız. 270 günde bulamadığınız suçu, 11 Eylül tarihine attığınız duruşmada mı bulacaksını? Eğer bir suç varsa getirip herkesin önüne koyabilirdiniz. Gazeteciliği mahkum etmeye çalışanlar, bugün Çağlayan Adliyesi'nde kendileri mahkum olmuştur. Bu karar yanlış bir karardır. Gazeteciler derhal beraat etmelidir ve kendilerinden özür dilenmelidir. Hem Cumhuriyet çalışanlarından hem onların ailelerinden hem de okurlarından ve demokratik kamuoyundan bu soruşturmayı açanlar derhal özür dilemelidir. Gazeteciliğin yargılanamayacağı, gazeteciliğin diz çökmeyeceği, gazeteciliğin hiç bir zalime boyun eymeyeceği arkadaşlarımızın verdiği ifadeler sonucunda da bir kez daha görülmüştür. Biz iyi ki Ahmet'in, Akın'ın, Kadri'nin arkadaşlarıyız. Onların arkadaşı olmaktan, onların duruşmalarını izlemekten ve onlarla aynı dünya görüşünü paylaşmaktan da gurur duyduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bugün Ahmet'i, Kadri'yi, Murat'ı, Turhan Günay'ı ve diğer arkadaşlarımızı güya yargılamaya çalışanların tarih önünde nasıl utançla anılacaklarını da hep birlikte göreceğiz." dedi.

Eren Erdem: Tutukluluğun devamı tamamen siyasi ve intikam kokan bir karar

CHP'li vekil Eren Erdem Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, "Bütün gazetecilere özgürlük! Tutukluluğun devamı tamamen siyasi ve intikam kokan bir karardır. Cumhuriyet'e özgürlük istiyoruz...

Selin Sayek Böke: Onurumuzla mücadele etmeye devam edeceğiz

Selin Sayek Böke Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda,"Bir gün adalet size de gerekecek. O güne dek biz omuz omuza, onurumuzla mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

Veli Ağbaba: Cesaret kazanacak

CHP'li Veli Ağbaba davanın görseli ile yaptığı paylaşımda,"Hak, hukuk, adalet gelecek. Gerçekleri yazan kalemler özgür kalacak. Cesaret kazanacak!" dedi.  

Gürsel Tekin: Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet

Gürsel Tekin, "Ortada suç yok, suçlu yok, tutukluluğa devam kararı var. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet" dedi. 

Zeynep Altıok: Dava kurgudan ibaret

Cumhuriyet Davası ara kararına CHP'den ilk tepki Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok'tan geldi.

Karar hukuki değil siyasi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok, Cumhuriyet Gazetesi yazarları için verilen ara kararının hukuki olmadığını söyledi. Cumhuriyet Gazetesine yönelik operasyonun MİT tırları haberinden sonra başlatıldığını belirten Zeynep Altıok, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Can Dündar’a yönelik ‘onu bırakmam öyle’ sözü bu sahte davanın miladıdır. Bizzat Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın emriyle ve FETÖ terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle müebbet hapisle yargılanan bir savcı tarafından başlatılan bu soruşturma, hukuki değil siyasidir. Eskiden Fetö’nün savcıları en azından sahte delil üreterek iddianame hazırlıyorlardı, şimdi delile bile gerek duymadan suç icat etmeye çalışıyorlar. Sadece mizah dergilerinde okuyabileceğimiz tarzda suçlamalarla, muhalif gazeteciler susturulmaya çalışılıyor. 6,5 yıl önce evine parke yaptırıp 2500 TL ödediği şahsın oğlunun yemek yediği restoranın işletmecisi hakkında ki MASAK raporu, Akın Atalay’ın FETÖ’den suçlanma nedeni mesela. Ya da Cumhuriyetin yayın politikasındaki değişiklik, iddianamede delil olarak geçiyor. Savcı, 6,5 yıl öncesinin uyduruk ilişkilerinden FETÖ’cülük üretiyorsa, AKP içindeki herkesin tutuklanması gerekir. Veya gazetelerin yayın politikasını değiştirmesi suç ise yandaş medyaya da bir bakmasını öneririm” dedi. 

Davada dinlenen tanıklara da dikkat çeken Altıok, “Hayatını Fetullah Gülen’e adamış şimdinin itirafçısı Hüseyin Gülerce, tescilli Fetö’cü Latif Erdoğan ve Feto’ya yazdığı övgülerle hatırladığımız Cem Küçük, şimdi Cumhuriyetçileri FETÖ'cülükle suçluyor. Sadece bu olay bile davanın kurgu olduğunu anlamak için yeterli” dedi.

FETÖ'cü hakim ve savcılar gibi bunlar da yargılanacak 

Zeynep Altıok “Ülkemizde gerçekleri yazan, siyasi iktidarları eleştiren tüm gazete ve gazetecilere her dönem bedel ödetilmek istenmiştir. Fakat güdümlü yargı eliyle basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün, haber alma hakkının bu kadar baskı altına aldığı bir dönemi daha önce hiç yaşamdık. Maalesef bugün en koyu istibdat rejimlerini aratacak bir rejimle yönetiliyoruz. Basın özgürlüğü ve insan hakları ihlallerinde neredeyse Kuzey Kore düzeyine geriledik. 150'yi aşkın gazeteci arkadaşımız tek kişinin baskı ve zorla da olsa, siyasi iktidarını devam ettirmek takıntısı yüzünden tutuklu” diyerek zamanı geldiğinde bu davaların da kumpas olduğunun ortaya çıkacağını ve geçmişin Fetö’cü hakim ve savcıları gibi bunlarında yargılanacaklarını belirtti.

Karar davanın siyasi olduğunun ispatı

Altıok, mahkemenin, Güray Öz, Musa Kart, Bülent Utku, Hakan Kara, Önder Çelik, Kemal Güngör ve Turhan Günay'ı tahliye etmesine rağmen Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel ve Ahmet Şık'ın tutukluluk halinin devamı yönünde karar vermesini ise şöyle yorumladı; "Aynı iddaname üzerine 7 gazeteci hakkında tahliye kararı verilirken 4 gazeteci hakkında tutukluluk kararı verilmesi davanın siyasi olduğunu ispatıdır"

Mehmet Tüm: 11 Eylül'e değil 12 Eylül'e ertelemeleri gerekir

CHP Balıkesir Milletvekili ve PM Üyesi Mehmet Tüm, kararın ardından Twitter'dan paylaştığı mesajda "Cumhuriyet davasını 11 Eylül'e değil 12 Eylül'e ertelemeleri gerekir. Malum, sadece darbe hukukuyla yönetilen yerde gazeteci tutsak edilir!" diye yazdı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.