Dolar 32,5217
%-0.08
Euro 34,7710
%-0.27
Altın 2.420,420
%-0.4
Bist-100 9.713,00
%0.7

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Tünelin iki ucundan iki ayrı isyan

Tünelin iki ucundan iki ayrı isyan

Ulaştırma Bakanlığı’nın “Çılgın proje” olarak duyurduğu ve yaklaşık 150 milyon TL’lik yatırımla hayata geçirdiği Konak Tünelleri’ne, “Tünel mağdurları”ndan iki ayrı isyan birden geldi. Mülkiyet hakları için direnen tarihi Damlacık semtinin sakinleri devlete “Marjinal de olsak direneceğiz” diyerek açık mektup yazarken, tünelin yıkıp geçtiği Duatepe’den ise “Çökse de evimden gitmiyorum” tepkisi yükseldi.

  • Ege Postası
  • 03.09.2014 - 09:00
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- Ulaştırma Bakanlığı ve Karayolları Bölge Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Konak Tünelleri Projesi sonrasında yok olma tehlikesiyle yüz yüze kalan İzmir’in tarihi bölgesi Beştepeler’de isyan dinmek bilmiyor. Tartışmalı tünel projesinin güzergahı üzerindeki Damlacık ve Duatepe semtlerinin sakinlerinden devlete yeniden “Bizi evimizden etmeyin” çağrısı gelirken, vatandaşlar “Fotoğraf karelerinde saklı kalan tarihi güzelliklere ve anılarımıza kıymayın” diyerek mağdur yaratan projeye karşı bir kez daha feryat etti.

 

TÜNEL MAĞDURLARINDAN BAKANLIĞA AÇIK MEKTUP

Yeşildere’den başlayıp Bahribaba Parkı’nda son bulan tünelin inşaat çalışmaları nedeniyle yok olmaya yüz tutan ve her geçen gün bir başka semt sakininin taşınarak terk ettiği Damlacı’ta kalan vatandaşlardan 58 yaşındaki Naime Yazıcı, çareyi devlete mektup yazmakta buldu. Uzun yıllar önce yaşamını yitiren babasının emekleri ile İzmir’in memurları ve üst düzey bürokratlarının oturduğu Damlacık semtinde tüm imkansızlıklara rağmen kırk kanaat bir ev aldıklarını anlatan Yazıcı, tünel projesi nedeniyle evlerinin elinden alınmak istendiğini belirterek yaşadıklarına isyan etti.

 

“İSTEMEZÜKÇÜ DE DESELER, MARJİNAL DE DESELER…”

Yaşadıklarını satırlara dökerek, devlete açık mektup yazan Naime Yazıcı, ruh ve beden sağlığını kaybettiğini söyledi ve bakanlığa vicdan çağrısında bulunarak, “Evleri kamulaştıracağız söylentileri aylardır bitmek bilmedi. Peki, istedikleri parayı versinler. Ama bize burada geçen yıllarımızı geri verebilecekler m? Kendileri bizim yerimizde olsalar, ne yaparlard? Bunu öğrenmek istiyorum. Evimizin ya da şahsımızın zarar görmesi halinde bize takılan istemezükçü, siyasetçi, provokatör, marjinal gibi sıfatlara aldırmadan hak arayışı içinde olacağımızı bildiririm” dedi.

 

“GİDECEK BAŞKA YERİM YOK”

Tünelin en yüksek tepesi olan Beştepeler’den eski adı Sultaniye olan Duatepe Mahallesi sakinlerinden 90 yaşındaki emekli adliye katibi Sabri Kekikçioğlu ise, “Ben devlete yıllarca hizmet ettim. Karşılığı bu olmamalıydı” diyerek yaşadıkları dramı şu sözlerle özetledi: “Ben 4 yaşımdan beri buradayım. Bayramyeri’nde doğduktan sonra ailemle buraya taşınmışız. Biz buraya sayfiye  yeri diye geldik ve Duatepe İzmir’in en seçkin yerleri arasındaydı. 16 yıl boyunca devlette çalıştım ve kendime, aileme ancak bu iki katlı evi yapabildim. Gidecek başka hiçbir yerim yok. Alttan tünel geçmiş, benim haberim yok. Böyle şey olur m? Ben 85 yıldır buradayım, kimse tünel yaparken, evimin altını kazarken gelip bana sormadı” diyerek Duatepe’de geçen hayat hikayesini özetledi.

 

“BU SEMTE ATATÜRÜK GİBİSİ GELMEDİ…”

Geçirdiği kalp rahatsızlığı ve kanser hastalığı nedeniyle yatalak durumda bulunduğunu anlatan ve kendisine kızının baktığını belirten mahallenin Sabri Amca’sı, evini terk etmesinin mümkün olmadığını söyleyerek, “Ben yıllar önce eşimi kaybettim. Toplam 20 tane torunum var. Hayatım burada geçmiş, anılarım burada. Ben bu sokaklarda büyüdüm. Kimsenin bizi buradan çıkarmaya hakkı yok. Benim günahım n? Evimi terk etmiyorum, buradan gitmeyeceğim…” dedi ve yaşadığı bölgenin kendisini için öneminin ve tarihi değerinin de olduğunu hatırlatarak çocukluğunda Atatürk ile geçen şu anısını paylaştı: “Aşağıda, Damlacık’ın o tarafta, Bayramyeri’ne ben çocukken Mustafa Kemal Atatürk gelmişti. Hiç unutamam… Mustafa Kemal Paşa, İran Şahı Rıza Pehlevi ile ülkeyi dolaşırken buraya gelecek diye duyduk. 13 yaşımdaydım. Semtte bayram havası esti. Her yerde O’nun resimleri asılı... Semtin gençleri sıralandık, hazırlandık bekliyoruz. Atatürk’ü göreceğiz… Üstü açık arabayla bizim oraya geldiler. Bir alkış tufanı koptu.  Bütün mahalle sokaklara döküldü. Geldiğinde bizimle sohbet etti. Sonra veda edip gitti. O anılarımı asla unutmadım… Onun gibisi bu topraklara bir daha gelmedi.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.