Dolar 32,2020
%-0.22
Euro 35,0069
%-0.22
Altın 2.498,740
%1.32
Bist-100 10.644,00
%3.14

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Taksim demokrasi çıtasını yükseltti

Taksim demokrasi çıtasını yükseltti

CHP İzmir Milletvekili Hülya Güven gündemdeki etkisini her geçen gün arttıran "Gezi Parkı"olayları ile ilgili bir basın açıklamasında bulundu. Hükümeti eleştiren Güven, halk üzerinde büyük bir baskı olduğunu ifade ederek bu baskıların kaldırılmasını ve Gezi Parkı'nın da halka bırakılmasını istedi.

  • Ege Postası
  • 13.06.2013 - 09:25
 İşte o açıklama...

Taksim Gezi Parkı’nın yıkılarak orada bulunan ağaçların kesilmesine karşı parkın gençler tarafından korunması, buraya AVM, Topçu Kışlası ya da başka bir yapı yapılmaması talebiyle başlayan protestonun, polisin uyguladığı zulümle bir anda ve bütün dünyayı da şaşkına çevirecek şekilde “Her yer Taksim her yer direniş” sloganı ile dalga dalga büyüyerek tüm ülkeye yayıldığını görüyoruz. İçeride, dışarıda ve yanlı yansız hemen herkesin ortak değerlendirmesi, bu hareketin kendiliğinden gelişen ve halk hareketine dönüşen bir direniş ve direnişin hedefinde ise Tayyip Erdoğan ve onun iktidarı olduğudur.
11 yıldır iktidarda bulunan Tayyip Erdoğan ve AKP’si devletin kurumlarını bir bir ele geçirdikçe halk üzerindeki baskılarını artırmış, ‘herşeyi ben bilirim, ben yaparım’ noktasına ulaşmıştır… Bıçak kemiğe dayanmış, halkın Tayyip Erdoğan’a tahammülü kalmadığını göstermiştir.
Taksim’de kıvılcımlanan halk, görülmemiş bir direnişle Tayyip Erdoğan’a ‘Yeter artık! Bu ülkenin gerçek sahibi bizleriz’ demiştir. ‘Taksim gezi parkı direnişi’ yalnızca bir çevreci direnişi olmayıp bardağı taşıran son damlayla gerçek demokrasi isteklerinin yükselen sesi olmuştur.
Taksim halktır…Bu “Direniş”de bindirilmiş kıtalar yoktur. Vaat, teşvik ya da bilinç yansımasıyla kışkırtılmış insanlar da yoktur. Direnen ve direnişi şimdiden efsane boyutlarına taşıyarak tarihe yazdıran her kesimden halk vardır.
Direniş haklıdır… Ülkenin tüm meydanlarını Taksim’e dönüştüren direniş meşrudur ve yerindedir. Başta Taksim olmak üzere polisin insanlık dışı düşmanca, ölümlere ve binlerce insanın yaralanmasına yol açan saldırısı, iktidarın ve yandaş medyanın direnişi görmezden gelen, küçümseyen, karalamaya, çarpıtmaya çalışan tutumu direnişe geri adım attıramamıştır. Her türlü saldırı kararlılıkla savuşturulmuş, direnişi daha da büyütmüş, daha yoğun ve daha büyük tepkileri açığa çıkartmıştır.
Halk, özellikle de yarınlarımız olan gençlik direnişi ile siyasi arenaya inmiştir. Apolitik olarak değerlendirilen gençlik, sokak sokak meydan meydan yayılan direnişe öncü olmuştur. Her yurttaşın Taksim gezi parkını görmesini isterdim. O kadar genç, o kadar masum, o kadar kararlı ve cesurlardı ki. Muhtemelen kendilerine ne kadar kötülük yapılabileceğini bilmiyorlardı. Çok alçak gönüllü ve doğaldılar. Yaşadıkları koşullarda barınmaları, beslenmeleri ruh ve beden sağlıklarını korumaları çok zordu. Bir sonraki saatlerde saldırı beklerken bile gülümseyebiliyorlardı. Her şeye rağmen gençliğin iyimserliğini ve güzelliğini duyumsuyorsunuz.
‘Tencere tava’ eylemlerine öncülük eden ev kadınlarından, gençlerimize varıncaya kadar politikanın dışında sandıklarımız, mucize yarattılar. On yılları günlere, haftalara sığdırdılar. Zulüm arttıkça beklenen direnişin dağılması, geri çekilmesiydi. Öyle olmadı. Saldırılar karşısında kararlı duruş korkuyu yenmiş, tereddütleri dağıtmış, halk bilincini de, tepkileri de bir çığ gibi arttırmıştır.
Bireysel yaşam özgürlüğüne müdahale edilmemesi talebini savunanlar yok edildi zannedilen dayanışma kültürünü yeniden ve en güzel haliyle yeşertmeyi başarmıştır.
Yurttaşlar kendisine ait olan ve rant için yok edilmek istenilen doğası ile kendi özgürlüğüne sahip çıkmışlardır. Taksim şimdiden ülkemiz demokrasi çıtasını yükseltmesiyle Türkiye için bir milat olmuştur. Doğanın yağmalanmasına karşı direnenlerden gelecekleri, özgürlükleri, iş güvencesi ve ücretleri için direnenlere, Türkiye halkının ‘yeter artık’ diye ayağa kalktığı bir milattır… Kimse, olaylar durulduktan sonra bu topraklarda işlerin eskisi gibi devam edeceğini sanmasın. Direniş şöyle ya da böyle sonlansa bile yapılan her işi, atılan her adımı halk gözleyecek, gerektiğinde müdahale edecektir. Halk artık Tayyip Erdoğan’ın sadece mağduru değil, bundan böyle yönetici kim olursa olsun muhatabı olacaktır. Halk, direniş içerisinde vahşice kendine saldıran polise ‘senin maaşını ben veriyorum’ diyebiliyorsa, iktidarda kim olursa olsun dikensiz gül bahçesi dönemi bitmiş, meydanı boş bulup istenildiği gibi tepinme dönemi kapanmıştır. BUNDAN BÖYLE MEYDANLAR HALKINDIR.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.