Dolar 32,3298
%0.24
Euro 35,0481
%-0.21
Altın 2.284,020
%0.28
Bist-100 8,98
%1.97

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Soma duruşmasında 2 bakan da tutuklansın!

Soma duruşmasında 2 bakan da tutuklansın!

Manisa’nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'de bugün görülen sekizinci duruşmasına mağdurların avukatlarından Selçuk Kozağaçlı'nın ifadeleri ve yaşamını yitiren başmühendis, iş güvenliği uzmanı Mehmet Efe'nin eşi Melike Efe'nin avukatı İbrahim Yayla'nın savunması damga vurdu. Soma Davası'nın 8. duruşmasında flaş gelişme

  • Ege Postası
  • 24.04.2015 - 11:54
MANİSA'nın Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili 8'i tutuklu 45 sanıklı davanın, Akhisar'da bugün görülen 8. duruşmasına mağdurların avukatlarından Selçuk Kozağaçlı'nın ifadeleri damgasını vurdu. Sorgulanan sanıkların facianın olduğu madende yangın olmadığı söylediklerini belirten Kozağaçlı, "Park Enerji, daha önce aldığı ihaleyi, 'Bu madende yangın var' diye Türkiye Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye (TKİ) iade etti. Aynı madeni, Soma Madenleri A.Ş. aldı. Tek düşündükleri fazla para kazanmaktı" dedi. Öte yandan mağdur avukatları 4 sanığın tutuklanmasını talep etti.

8 tutuklu sanığın cezaevi ring aracıyla getirildiği duruşmaya, tutuksuz yargılanan 37 sanıktan ise 28'i katıldı. Duruşmaya, madenci yakınları ise ilk günlerdeki gibi ilgi göstermedi. Salonda yer yer boşluklar olması dikkati çekti. Saat 09.15'te sanıklar, duruşma salonuna getirilirken, ölen madenci yakınlarından biri "Evlatlarımızı yaktınız. Allah da sizin evlatlarınızı yaksın" diye bağırdı. Salonda tekrar sükunetin sağlanmasının ardından mahkeme hakimi Aytaç Ballı, sanıkların adli sicil kayıtlarını okudu. Adli sicilde Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in TCK'nın 'tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden çok kişinin ölümüne neden olma' hükmünü içeren 455/2. maddesinden 1695'er lira para cezası aldıkları belirtti. Hakim Ballı, daha sonra mağdurlar ve avukatlarının isimlerini tek tek okumaya başladı.

Ancak, bunun 1 saat kadar sürmesi üzerine mağdur yakınlarından bazıları "Biraz dinlenin hakim bey" dedi. Ancak, Hakim Ballı, isimleri okumayı sürdürdü. İsimlerin okunmasının ardında Hakim Ballı, duruşmada çapraz sorguya, zabıtların toplanamaması nedeniyle geçilemediğini söyledi.

Sanık avukatları, ODTÜ'nün kömür ocaklarının yanmasıyla ilgili bir makalesini mahkemeye sundu. Avukatları, tutuklu sanıkların tahliyelerini istedi. 

Bu arada mahkeme Başkanı Ballı, Celal Bayar Üniversitesi ile Ege Linyit İşletmeleri A.Ş.'den var olduğu söylenen madenciler için eğitim protokolünün yapılıp, yapılmadığının sorulmasına karar verdi.

"BAKANLIK BÜROKRATLARI DA MAHKEMEYE GETİRİLSİN"

Manisa Barosu eski Başkanı Zeynel Balkız, mahkeme başkanından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratlarının Danıştay kararı sonrası mahkeme getirilmeleri konusunda yazı yazılması istedi. Mağdur avukatlarından Serhan Özbek de Türkiye Barolar Birliği'nin hazırladığı 136 sayfalık kaza raporunun sistem ve temel mevzuata göre yapıldığını belirtip, raporu mahkeme heyetine sundu. 

"SANIKLARIN YALAN SÖYLEME HAKKI VAR"

Daha sonra söz alan avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, 100'e yakın müştekinin vekilliğini yaptıklarını belirtip, "Daha önce sanıkların sorgularını tamamladınız. Kuvvetli şüphenin dağılması konusunda bir fikriniz oldu m? 301 insanın ölümüne neden olanlar, kendilerine sorulduğunda değişik varyasyonlar sergilediler. Yüksek ücretli amirler, maden sahibiyle birlikte hareket etti. Altlarındaki mühendislere ne istedilerse verdiklerini söylediler. Patron, 'Ne istedilerse verdim' dedi. Genel müdür, 'şirketin para işlerine bakıyorum' dedi. İşletme müdürü de sadece adam kurtardığından bahsetti bugüne kadar. Burada bir sorgulama yapılıyor. Sanıkların yalan söyleme hakkı var. Siz mahkeme başkanı, biz avukatlar, bilirkişilerin ise böyle bir hakları yok. Söylerlersek hapis cezası alırız. Ancak, sanıklar için böyle bir şey söz konusu değil. Diğer grupta çalışan 2 bin 500 lira alan mühendisler de, 'Maden dört dörtlüktü. İşimizin gücümüzün başındaydık. Maden, cennet gibiydi. İşçi tabiki çalışırken, terler. İşçiler, herhangi bir sorun nedeniyle terleseler bilmez miydik'' diyorlar. Kimi sorgulasanız, sağdan da soldan da başmühendis Mehmet Efe'yi gösteriyor. Mehmet Efe, madende öldü. Dinimiz, 'Ölüler hakkında hayırlı konuşun' der. Mehmet Efe, öteki tarafta hesabını verecek" dedi.

"PARK ENERJİ, 'BU MADENDE YANGIN VAR' DEYİP, İADE ETMİŞTİ"

Bilirkişilerin mağdurların adamlı olduğu gibi izlenim yaratıldığını da ifade den Kozağaçlı şöyle devam etti:

"Sorgulamada, 'Yangın yok' diyorlar. Park Enerji, daha önce aldığı ihaleyi, 'Bu madende yangın var' diye Türkiye Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye (TKİ) iade etti. Aynı madeni, Soma Madenleri A.Ş. aldı. Tek düşündükleri fazla para kazanmaktı. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ile Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru bir dönem küstüler. Şimdi ise anlaştıklarını söylüyorlar. Siz aranızda anlaşmayacaksınız, hep birliikte bu sorunu çözeceğiz. Siz anlaştığınız için 301 kişi öldü. Topçu Defteri, sizde olduğu sürece tutuklu kalacaksınız, bunu bilin" dedi.

Bu sırada sanıklardan birinin avukatı söz almak isteyince mağdur yakınları arasındaki bir kadın, "Siz evlat acısının ne olduğunu bilmezsiniz. Daha hala onları mı savunuyorsunuz'" diye bağırınca, diğer mağdur yakınları tarafından sakinleştirilmeye çalıştı. Ancak, sakinleşmesi üzerine mahkeme hakimi Ballı, duruşmaya 10 dakika ara verdi.

MANİSA BARO ESKİ BAŞKANINDAN AÇIKLAMA

Manisa Barosu eski Başkanı Zeynel Balkız, duruşmaya verilen arada gazetecilere bir açıklama yaptı. Mahkemeye çok önemli bir talepte bulunduklarını belirten Balkız, "Başlangıçtan itibaren söylüyoruz. Bu yargılamanın bir ayağı eksik. Sadece şirket yöneticileri ve memur olmayan Ege Linyitleri İşletmeleri Kontrol Mühendisleri üzerinden dava yürütülüyor. Halbuki bunun kamu ayağında önemli sayıda ve sıfatta şüphelilerin olduğunu biliyor ve düşünüyoruz. Bu bakımdan bilirkişi raporu doğrultusunda hem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bürokratları, hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bürokratları hakkında suç duyurusunda bulunmuştuk. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bürokratlarının soruşturulmasının iznin verilmemesi üzerine dava açtık ve Danıştay bu kararı kaldırdı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yeni bir ön inceleme yaparak suçlular hakkında soruşturma izni verilmesi kararını verdi. Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bugüne kadar böyle bir cevap vermemişti. Ben de bir kısım müştekiler ve müdahiller vekili olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na başvuruda bulunmuştum. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 15 Nisan 2015 tarihinde tarafımıza gönderilen bakan adına Denetim Hizmetleri Başkanı sıfatıyla imzalı cevap dilekçesinde Maden İşleri Genel Müdürü ile Maden İşleri Genel Müdürlüğü adına bu madende denetim yapan müfettişlerin tamamı hakkında soruşturma izni verilmemesiyle ilgili yeni bir karar elimize geldi" dedi.

Bu kararla ilgili herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığını Cumhuriyet Başsavcılığı'na da sorduğunu anlatan Balkız şunları söyledi:

"Bilirkişi raporunda suçlanan kişiler varsa onlarla ilgili soruşturma izni istenmesi başsavcının görevidir. Eğer bu cevap veya benzeri bir cevap başsavcılığa gitmiş ise 15 gün içerisinde başsavcısının bu karara itiraz etmesi gerekiyordu. İtiraz edilip, edilmediğini bilmediğimiz için mahkemede bunun araştırılmasını istedik.

Mahkeme başsavcılığa 'Size böyle bir olumsuz cevap geldi m? Geldi ise buna karşılık Danıştay'da dava açtınız mı bir başvurunuz var mı'' diye sorması gerekir. Ama, bize ulaştığı andan itibaren kanuni süre içerisinde Danıştay'a başvuruda bulunup, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı aleyhine Danıştay'da dava açacağız. Açıkça görüyoruz ki hükümet, ilgili bakanlıklar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bu davanın üzerinde maalesef bir kara bulut gibi durmaktadır. Bu davayı etkilemeye çalışmaktadır. Bu davanın yargı bağımsızlığı ilkesine göre ve bu davanın adil yargılanma ilkesine göre yürütülmemesi için ellerinden gelen çabayı sarf etmektedirler. Ağırdan almaktadırlar. Danıştay kararı 4 Aralık'ta verilmesine rağmen aradan geçen 4,5 aylık bir süreye rağmen halen bakanlığın harekete geçmediği ortadadır. Şimdi ne yazık ki içeride yüzlerce aile sanıkların yargılanmasını istiyor ama yargılananlar 45 tane memur sıfatı taşımayan, suçla olabilirler ama düz vatandaş. Fakat ihmali olmasına rağmen bu işin içinde devlet yok, kamu personeli yok. Nede? Çünkü adil yargılamaya mani olan bir hükümet bir bakanlık anlayışı var. Bu anlayış yıkılmadıkça Türkiye'de bir hukuk devletinin olmasından ve yargının bağımsızlığından asla bahsedemeyiz."

4 SANIĞIN DAHA TUTUKLANMASI TALEP EDİLDİ

Soma Davası'nda verilen ilk aranın ardından mağdurların avukatları söz almaya devam etti. Soma'daki faciada yaşamını yitiren madencilerden 40 yaşındaki Mustafa Kaya'nın bugün doğum günü olduğunu belirten avukatı Sercan Aran, "Tutuksuz sanıklar arasında bulunan havalandırma mühendisi Fuat Ünal Aydın, 'Defter önüme hazır geliyor imzalıyordum.' İş güvenliği sorumlusu mühendis Ergün Yılmaz da bütün pano ayaklarını gezdiğini belirtip, 'Gaz ölçümü yapmadım. Topçu defteri de vekilimde' diyor. Bu iki tutuksuz sanığın delil karartmasının engellenmesi için tutuklanmalarını istiyoruz" dedi.

"DELİLLERİ KARARTMA DURUMU VAR"

Mağdur avukatlarından Ceren Uysal da sanıklardan iş güvenliği uzmanı Serhat Dinç ve maden mühendisi Serdar Günay'ın tutuklanmalarını istedi. Avukat Uysal, "Serdar Günay, mahkemedeki ifadesinde, 'Tehlike görünce madeni boşaltma yetkim var ancak olay günü risk yoktu" demişti. Ancak, risk vardı. Sensörler yüksek değerleri gösteriyordu. Bu kişi yine Eynez Maden Ocağı'nda çalışıyor. Delilleri kartma durumu var. Tutuklanmaları lazım" dedi. 

Avukat Evren İşler de bazı tutuksuz sanıkların, amirlerini kurtarmak için mahkemede ifade değiştirdiğini belirtip, bunun dikkate alınmasını talep etti.


"BAKANLIK, DANIŞTAY KARARINA RAĞMEN ELEMANLARINI YARGILATMIYOR"

Mağdur avukatlarından Can Atalay da "Burada konuştuğumuz ölüm. Bakanlık, Danıştay kararına rağmen elemanlarını yargılatmıyor. Bu ülke Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan'ın isimlerini unutmayacak" dedi. Avukatların taleplerinin ardından duruşmaya ara verildi.

"DAVA SİSTEMATİKTEN UZAK VE NOKSAN DEVAM ETMEKTE"

MHP Manisa Milletvekili ve Soma Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu üyesi Erkan Akçay da duruşmaya verilen arada bir açıklama yaptı. Milletvekili Akçay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Danıştay kararına rağmen sanık konumunda olması gereken kişilere soruşturma izni vermemekte ısrar edilmesinin doğru olmadığını söyledi. Bunun suç olduğunu belirten Akçay, "Bu yargılama fevkalade bir sistematikten uzak ve noksan devam etmektedir. Dolayısıyla baştan itibaren bu noksanlığın devam etmesi halinde yargılama sonucunun da adaletsiz bir şekilde sonuçlanacağını görmek için kahin olmaya gerek yok. Çünkü sadece şirketin belli başlı birkaç yöneticisine yönelik bir tutuklama ve iddiaların olması, asıl mal sahibi, mülk sahibi ve denetimden sorumlu kamunun bu mahkemenin dışında tutulması mümkün değildir" dedi.

'İKİ BAKAN DA YARGILANSIN'
Soma Davası'nın öğleden sonraki oturumunda da mağdur ve sanık avukatlarının savunmalarının alınmasına devam edildi. Can Gürkan'ın avukatı Kadir Çetin, maddi gerçeğin ortaya çıkmasını kendilerinin de istediğini belirtip, "Suçlu varsa, cezalarını çekmesini istiyoruz. Park Teknik'in TKİ'ye madeni devrederken saydığı gerekçeleri biz Meclis Araştırma Komisyonu'ndan öğrendik. Park Teknik'in devir sırasında 700 çalışanını da işe aldık. İşçilerin bize söylediği ise ticari nedenlerle madeni terk ettikleri yönündeydi. Müvekkilim Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu başkanıdır. İstese de her işi kendisi yapamaz. Zaten bu işte de uzmanlığı yok. Dört bilirkişi, müvekkilimi suçlarken, 'tahmine göre' diyor. Böyle tutuklama olabilir m? Müvekkilimin tahliyesini istiyorum" dedi.
 
Maden faciasında yaşamını yitiren başmühendis, iş güvenliği uzmanı Mehmet Efe'nin eşi Melike Efe'nin avukatı İbrahim Yayla da savunmasında, devletin bu işte ciddi sorumluluğu olduğunu söyledi. Avukat Yayla, "Üst yönetimde, alttakiler de suçu Mehmet Efe'ye attılar. Olay günü Mehmet Efe, 142 kişiyi nefesliğe çıkartıp, kurtarıyor. Onları güvenli yere aldıktan sonra, tekrar madene giriyor. Kendisi, ocaktan en son cesedi çıkan kişi. Mehmet Efe C sınıfı iş güvenlik uzmanı. Oysa sanıklardan Akın Çelik A sınıfı iş güvenlik uzmanı. O da suçu Mehmet Efe'ye atıyor. Bu durum çok ilginç. Biz bu işte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve TKİ yöneticilerinin de yargılanması istiyoruz" dedi.
 
SAVCI MÜTEALASINDA YENİ BİLİRKİŞİ HEYETİ İSTEDİ
Avukatlarının dinlenmesinin ardından savcı mütalaasını verip, çapraz sorguda söylecekleri olacağını belirtti.
 
Söylendiği gibi Soma savcısının olay yerine gitmediğinin doğru olmadığını vurgulayan savcı, mütealasında, kalan müştekilerin ifadeleri tamamlanmasını, Maden-İş Sendikası temsilcilerinin de ifadelerinin alınmasını, mağdur avukatlarının belirttiği, olayın meydana geldiği işletmeden dört ay önce işten çıkan Süleyman Sarı'nın tanık olarak ifadesinin alınmasını, basına bilgi vermeyen bilim adamlarından yeni bir bilirkişi heyetinin atanmasını, tutuklu sanıkların tahliyesi ve tutuklama taleplerinin reddini istedi.
 
Savcı mütealasında 11 ay sonra ortaya çıkan topçu defterinin (Dinamit patlatma), bugüne kadar alınan ifadeler göz önünde bulundurularak öneminin kalmadığına da dikkat çekip, el konulmasına gerek olmadığını da belirtti.

SANIKLARIN TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ 
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi 'Soma Facisı'yla ilgili tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddedip, duruşmayı 15 Haziran 2015 tarihine erteledi. 

MÜDAHİL OLMAK İSTEYEN STK'LARIN TALEPLERİ REDDEDİLDİ 

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi, Soma Davası'nda tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddedip, duruşmayı 15 Haziran'a erteledi. 

Mahkeme Başkanı Hakim Aytaç Ballı, bundan sonraki duruşmalara maktüllerin birinci derecede zarar gören anne, baba ve çocuklarının katılmasına karar verirken, suçtan doğrudan zarar görmeyen ve müdahil olmak isteyen CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, bazı sivil toplum kuruluşları ile maden faciasında hayatını kaybeden işçi Ramazan Sökmen'in 2 çocuğunun annesi, imam nikahlı eşi Emine Elibol'un da davaya müdahil olma talebi reddedildi. 

Bugüne kadar talimatla ifadesi alınan sanık ve tanık ifadelerinin mahkemeye ulaştırılması için yazı yazılmasını da isteyen Hakim Ballı, ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden bugüne kadar davayla ilgili olarak yazılı ve sözlü basına açıklama yapmamış olan ve flora kömür ocakları konusunda bilgili doçent ve profesörlerden bilirkişi heyeti oluşturulması için isim istenmesine de karar verdi. Hakim Ballı'nın kararında maden ocaklarında çalışmış A sınıfı güvenlik uzmanı 3 kişinin isminin bilirkişi olarak belirlenmesi için isim istenmesi de yer aldı. Hakim Ballı, Park Teknik'in TKİ'ye terkettiği kömür ocağının sözleşmesinin istenip, o dönemdeki yöneticilerinin adreslerinin belirlenmesinin yanı sıra, Soma Kömürleri A.Ş. ile Manisa Celal Bayar Üniversitesi'nin madencilerin iş güvenliği konusunda eğitimi için protokol yapılıp, yapılmadığının tespiti için yazı yazılması, Soma Kömürleri A.Ş.'de olduğu belirlenen Topçu Defterleri'nin (Dinamit patlatma kaydı) arama yapılarak alınması, 8 sanığın tutukluluğun devamına, Maden-İş Sendikası işyeri temsilcisinin dinlenmesine, madenin Soma A.Ş.'ye devredilmesinden sonra meydana gelen kazaların Soma Savcılığı'na sorulmasına karar verip, duruşmayı, 15 Haziran'a erteledi.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.