Dolar 32,4062
%-0.05
Euro 34,7080
%-0.27
Altın 2.433,500
%-0.06
Bist-100 10.083,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Pakdemirli'den İzmir'de önemli açıklamalar

Pakdemirli'den İzmir'de önemli açıklamalar

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile akademisyenler tarafından hazırlanan 'Türkiye'de Biyoçeşitlilik' kitabının İzmir'de gerçekleştirilen tanıtım programına katıldı. Programda konuşan Bakan Pakdemirli, "Tabiat anaya karşı gelerek, bir yere varılamayacağını bizler, artık anlamış olmalıyız. Doğaya rağmen değil doğa ile birlikte yaşamımızı şekillendirmek durumundayız. Biyoçeşitliliğin yok olması, hayatın yok olmasıdır" dedi.  Pakdemirli'den İzmir'de önemli açıklamalar

  • Ege Postası
  • 29.04.2019 - 12:38

Tarım ve Orman Bakanlığı, FAO ve akademisyenler tarafından hazırlanan 'Türkiye'de Biyoçeşitlilik' kitabı İzmir'de tanıtıldı. Kitabın tanıtımına Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de katıldı.

Balçova'da bulunan otelde 'Biyoçeşitlilik hayattır' sloganıyla düzenlenen programa ayrıca Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilcisi ve Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü Dr. Viorel Gutu, Azerbaycan Tarım Bakanı İnam Karimav, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu ve çok sayıda davetli de katıldı. Programda konuşan Bakan Pakdemirli, gıda ve tarım için önem taşıyan canlı kaynakların, bir ülkenin sahip olabileceği en önemli avantajlar arasında bulunduğunu söyledi. Bu nedenle sahip olunan biyoçeşitlilik zenginliğinin, ülkeleri özellikle genetik kaynaklar anlamında büyük güç durumuna getirdiğini belirten Pakdemirli, Türkiye'nin de biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın şanslı ülkeleri arasında olduğunu söyledi. Pakdemirli, "Bu önemli zenginlikten kaynaklanan sorumluluklarımızın bilinciyle biyolojik zenginliğimizi gelecek nesillere aktarmak için bakanlık olarak yoğun çaba sarf ediyoruz. Bugün burada düzenlenen bu etkinlikle bakanlığımızın biyoçeşitlilik alanında sürdürdüğü çalışmaları sizlerle paylaşma olanağı bulduk. İhtiyaç duyduğumuz birçok yapısal değişikliği bu süreç içerisinde birlikte gerçekleştireceğiz. Geçmiş başarılarımız ve geldiğimiz yer de bize daha birçok başarıya imza atabileceğimizin güvenini aşılıyor. Tabiat anaya karşı gelerek, bir yere varılamayacağını bizler artık anlamış olmalıyız. Doğaya rağmen değil doğa ile birlikte yaşamımızı şekillendirmek durumundayız" diye konuştu.

'BİYOÇEŞİTLİLİĞİN KAYBI, EKOSİSTEMLERİN VERİMLİLİĞİNİN DE KAYBI OLUR'

Biyoçeşitliliğin önemini vurgulayan Pakdemirli, "Her birimizin sağlığı kadar ekonomimizin de güçlü ve sağlıklı bir yapıda olması ekolojik hizmetlerin kesintiye uğramadan varlığını sürdürmesine bağlıdır. Her ne yaparsak yapalım, yaşayan canlıların doğal ortamda uyguladıkları zararlılarla mücadeleyi insan eliyle sağlayamayız. Biyoçeşitliliğin kaybı, ekosistemlerin verimliliğinin de kaybı anlamına gelir ki bu da ekosistemleri, taşkınlara, fırtınalara, insan kaynaklı çevre kirliliğine ve iklim değişikliğine karşı çok daha hassas bir noktaya getirir. Dolayısıyla şunun altını bir kez daha çizmek isterim; biyoçeşitliliğin yok olması hayatın yok olmasıdır. Bunun için düzenlediğimiz bu etkinlikte sloganımızı 'Biyoçeşitlilik hayattır' olarak belirledik" dedi. 

'TANIMLANMIŞ TOHUMLU BİTKİ TÜRÜ SAYISI 9 BİNİN ÜZERİNDE'

Dünya çapında, biyolojik çeşitlilikte endişe verici düşüş gözlenmesine rağmen Türkiye'nin karasal ve sucul sistemleri ile Avrupa'nın en az kirli habitatları arasında yer aldığını kaydeden Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Benzer şekilde ticari gübreler ve kimyasalların sınırlı kullanımı nedeniyle tarım topraklarımız da Avrupa'nın en az kirletilmiş toprakları arasındadır. Üç kıtanın birleşme noktasında yer alan ülkemiz, biyolojik çeşitlilik açısından küçük bir kıta gibidir. Tarım, orman, dağ, bozkır, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerine ve bu ekosistemlerin farklı formlarına ve farklı kombinasyonlarına sahiptir" dedi. Türkiye'nin  tohumlu bitkiler ve bitki türleri açısından zengin bir ülke olduğunu dile getiren Bakan Bekir Pakdemirli, şöyle dedi: "Avrupa kıtasının tamamında bulunan tür sayısı 12 bin 500 civarındayken, ülkemizde tanımlanmış tohumlu bitki türü sayısı 9 binin üzerinde. Tür ve tür altı takson sayısı ise 11 bin civarındadır."

'ULUSAL BİYOLOJİK ENVANTER ÇALIŞMAMIZI BU YIL TAMAMLIYORUZ'

Tüm birimlerle Türkiye'deki biyoçeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla yoğun çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Pakdemirli, "Ülkemizdeki 2 tohum gen bankasında yaklaşık 120 bin tohum örneği, 17 arazi gen bankasında ise 10 bin civarı canlı örneği koruyoruz. Ülkemiz tarihindeki en geniş iş birliği ile yerli ırklarımızın performanslarını geliştiren ıslah programlarını yürütüyoruz. Bu sayede pek çok ırkımızın koruma altına alındığını memnuniyetle ifade etmek isterim. Türlere ait tehditler ve öneriler ile türlerin kullanım amaçlarını belirlediğimiz cumhuriyet tarihimizde bir ilk olacak olan ulusal biyolojik envanter çalışmamızı bu yıl tamamlıyoruz. Ekonomik değere sahip tıbbi aromatik bitkilerimizi de bu vesileyle tespit ettik" dedi.

'ÜLKEMİZDEKİ KORUNAN ALANLARIN SAYISI 4 BİNİN ÜZERİNDE'

Korunması ve izlenmesi gereken hassas tür ve alanları tespit ederek, izlemeye aldıklarını ve bu kapsamda nesli tehlike altındaki 79 türü koruma altına aldıklarını belirten Bakan Pakdemirli, "Çeşitli türleri üretip doğaya salıyor, gerektiğinde yaşama alanlarını taşıyarak nesillerinin devamını sağlıyoruz. Biyoçeşitliliğimizin zengin olduğu alanları özel statüde koruyor, yatırımların doğaya uygun yapılmasını sağlıyoruz. Bugün itibarıyla ülkemizdeki korunan alanların sayısı 4 binin üzerindedir. Türkiye'nin yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 7'si korunan alan statüsündedir. Biyolojik kaynaklarımızın izinsiz olarak yurt dışına çıkarılmasına karşı caydırıcı tedbirler alıyoruz" diye konuştu. 

Türkiye'deki geleneksel bilgileri uluslararası koruma altına alacak ve ilaç sektörüne önemli girdiler sağlayacak olan diğer projeyi 2023 yılı sonunda tamamlamayı planladıklarını kaydeden Bakan Pakdemirli, tüm bu genetik kaynaklara ait bilgileri 'Genetik Kaynakları Veri Tabanı' ile tek çatı altında topladıklarını açıkladı. Arkeolojik kazıların, tahıl tarımının yaklaşık 10 bin yıl önce Anadolu'da başladığını kanıtladığını belirten Pakdemirli, şunları söyledi:

"Dünyanın en eski tapınak merkezi olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Şanlıurfa Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarında buğday taneleri bulundu. Sayın Cumhurbaşkanımız 2019 yılını turizmde Göbeklitepe yılı ilan etti. Ayrıca, Türkiye, sadece buğdayın değil, dünyanın beslenmesinde önemli bir rolü olan mercimek ve nohut gibi pek çok temel tarımsal ürünün de ana vatanıdır."

FAO Orta Asya Altı Bölge Ofisi Koordinatörü Viorel Gutu da Türkiye'nin birçok alanda zengin bir ülke olduğunun iyi bilindiğini, sadece kültürleri değil aynı zamanda iklimi, gıdası ve doğasının da zengin olduğunu söyledi. Türkiye'nin kuzeyden güneye, doğudan batıya kadar eşsiz coğrafyaya sahip olduğuna değinen Gutu, Anadolu'nun yüzyıllar boyunca sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliğinin temelini oluşturan çeşitli ekosistemlere ev sahipliği yaptığını belirtti. Konuşmasında Göbeklitepe'deki 12 bin yıl önce başlayan insan uygarlığının, tarımsal gelişmenin erken belirtilerini gösterdiğini söyleyen Gutu, gıda ve tarım sektöründeki politikaların önemli olduğunu belirtti.

KARİMAV: TOPRAĞA VERİLEN ZARARI AZALTMALIYIZ

Azerbaycan Tarım Bakanı İnam Karimav ise yaptığı konuşmada, Türkiye'nin desteği ile Azerbaycan'da organik tarımın yanı sıra balıkçılık da olmak üzere 16 projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Kaliteli gıdanın giderek azaldığını belirten Karimav, gıda çalışmalarının doğaya zarar vermeden yapılmasının önemine değindi. Karimav, "Sağlıklı gıda bulmak giderek zorlaşıyor. Doğaya zarar vermeden çalışmalarımızı yürütmeliyiz. Sahip olduğumuz zengin ekosistemden faydalanmalıyız ve toprağa verilen zararı azaltmalıyız. Esas hedeflerimizden biri tabiatın bize verdiği kaynakları faydalı şekilde kullanarak gıda güvenliğini sağlamak. Bu nedenle birçok uluslararası kuruluşlarla birlikte çalışıyoruz" dedi.

Konuşmaların ardından hatıra fotoğrafı çektirildi. Bakan Pakdemirli, konuşmalardan sonra fidan da dağıttı. Program, panellerle sürdürüldü.

15 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİMİZ VAR' 

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Azerbaycan Tarım Bakanı İnam Karimov arasında, Türkiye - Azerbaycan Tarım Yürütme Komitesi (TYK) 9'uncu Dönem Toplantısı kapsamında TYK Tutanağı, Pamuk Mutabakat Zaptı ve Pamuk Niyet Beyanının imza töreni gerçekleştirildi. İmza töreninin ardından taraflar arasında, basına kapalı olarak ikili görüşmeler yapıldı. Yaklaşık yarım saat süren görüşmelerin ardından, gazetecilere açıklama yapıldı. Bakan Pakdemirli, Azerbaycan ile 15 milyar dolarlık ticaret hedeflerinin olduğunu, bu hedefe ulaşmak, 15 milyar dolarlık potansiyel ticaretten daha fazla pay alabilmek için çalıştıklarını söyledi. Türkiye'nin fındık alanında dünya pazarının yüzde 65-70'ine sahip olduğunu belirten Pakdemirli, “Azerbaycan'da artık ciddi bir fındık üreticisi haline gelmeye başladı. Bu alanda Azerbaycan'la hem üretim hem pazarlama alanında işbirliği yapma konusunda birlikte adımlar atmaya kararlar verdik' dedi.

İLGİLİ KANUN MECLİS’TE

Pamuk alanında da bir iş birliği imzaladıklarını vurgulayan Bekir Pakdemirli, “Azerbaycan'ın pamuk üretimi potansiyelinin artması konunda Türkiye'nin her türlü desteği vermesi konusunda fikir birliğine vardık. Toprak analizleri konusunda Türkiye iyi. Burada da Azerbaycan'la işbirliği yapacağız. İyi işleyen bir sigorta modelimiz var, TARSİM. Kötü zamanda çiftçinin yanında olan bir sistem. Aynısını, bir benzerini Azerbaycan'da hayata geçirmek istiyoruz. Azerbaycan'da bu konuda hızlı adımlar attı, ilgili kanun meclistedir" dedi.

‘BALIK TİCARETİ İTHALATINDA DAHA FAZLA PAY ALMAK İSTİYORUZ’

Azerbaycan’ın karşılıklı tarım müşaviri atanması konusunda talebinin bulunduğunu da aktaran Pakdemirli, şunları söyledi:

"Azerbaycan tarafından bir tarım müşaviri olursa biz de atarız, hiç bir sıkıntımız yok. İşbirliği alanlarında biri de TİGEM, Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğümüz. Hem tohumculuk hem de diğer alanlarda iş birliklerimiz devam edecek. Biz kültür balığı yetiştiriciliğinde dünya önde gelen ülkelerdeniz. 2023 hedefimiz olan 1 milyar dolar ihracat hedefimizi geçen yıl itibarıyla gerçekleştirdik. İleriye yönelik daha agresif bir hedef koyarak 2023 için 2 milyar dolar ihracat hedefini koyduk. Kültür balıkçılığı konusundaki bilgi birikimimizi paylaşmak istiyoruz. Azerbaycan'ın yaptığı balık ticareti ve ithalatından da daha fazla pay almak istediğimizi, ama Azerbaycan'ın kendi kapasitesini oluşturmak istediğinde onların yanında olacağımızı dost ve kardeş ülke olarak bildirdik."

‘KARŞILIKLI TİCARET VE YATIRIMA DÖNÜŞTÜRECEĞİZ’

Ormancılık konularında da her türlü yardıma hazır olduklarını söyleyen Pakdemirli, “Türkiye'nin orman alanın artıran nadiren ülkelerden biri olduğumuzu, son 15 yılda 4,5 milyar fidanı toprakla buluşturduğumuzu kendilerine ilettik. Bu alanda da her türlü teknik desteğe hazır olduğumuzu ilettik. Yangınla mücadelede dünyada birinciyiz, bu alanda da bilgimizi becerimizi aktarmaya hazır olduğumu ilettik. Azerbaycan ve Türkiye ‘iki devlet, bir millet’ diyoruz. Bu anlamda kardeşlerimize hiç bir şekilde birbirinden ayırmadan bilgi birikim ve becerimizi karşılıklı paylaşacağız. Önümüzdeki günlerde bu ilişkimizi karşılıklı ticaret ve yatırıma dönüşeceğine inanıyorum" diye konuştu.

Azerbaycan Tarım Bakanı İnam Karimov da, şunları söyledi:

"Türkiye ile Azerbaycan arasında tarım sayesinde ilişkilerin daha iyi olması için karşılıklı görüşmeler yaptık. Azerbaycan ve Türkiye arasında tarım sayesinde ilişkiler hızla yükseliyor. Azerbaycan'da önemli ıslahatlar yapıldı. Hayata geçirilen ıslahatların olumlu neticelenmesi için bizim esas strateji partnerimiz Türkiye'dir, Türkiye'nin Tarım Bakanlığıdır."

DEVLET ÖVÜNÇ MADALYASI VERİLDİ

Toplantının ardından 15 Temmuz 2016 yılında gerçekleştirilen darbe girişimi sırasında Urla Zeytinalanı Camii'nde sela okuduktan sonra bazı vatandaşlar tarafından fiziksel şiddete maruz kalan imam Mehmet Beskisiz ile Narlıdere Kutlu Yalvaç Camii'nde sela okuduktan sonra fiziksel şiddete maruz kalan müezzin kayyım Mehmet Kuzgun’a, Devlet Övüç Madalyası verildi. Kuzgun ve Beskisiz madalyalarını, Bakan Pakdemirli ve İzmir Valisi Erol Ayyıldız’dan aldı. (DHA)

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.