Kocaoğlu’ndan başkanlara ‘İzmir modeli’ çağrısı

EGEPOSTASI – İzmir Büyükşehir belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Habertürk Televizyonu’nda “Ege Penceresi” programında Osman Gencer’in sorularını yanıtladı, İzmir Modeli’ni anlattı. Üretimin artması, insanların işsiz kalmaması, krizden çıkılması için belediye başkanlarına da büyük görevler düştüğüne vurgu yapan Başkan Kocaoğlu, “2019’da bence projeler yarışacak, kentin, ülkenin kalkınması için üretim yarışacak” dedi.

İzmir Modeli’nin çıkış noktasını anlatarak sözlerine başlayan Kocaoğlu, ekonomi eğitimi aldığını, devlette, özel sektörde, kendi işinde, sanayi yatırımında 50 yıla yakın pratik yaptığını, Bornova Belediye Başkanı seçildiğinde, bir başkanın, yapması gerekli belediye görevleri dışında da hedeflerinin olması gerektiğine karar verdiğini anlattı.  Kocaoğlu, “Kendi kentini kalkındırmak, yaşam standardını yükseltmek, gelir düzeyini artırmak için, insanların yaşanılabilir bir çevrede üretim yapmasını, yaşamasını sağlamak için çalışma yapmak gerekiyordu. Adı konmamış, kentini kalkındıracak projelere imza atılması gerektiği düşüncesinden hareket ettim. Bu bilimsel bir çerçevede yapılması gerekiyordu. “Yarımadada, Gediz, Bakırçay’daki tarım havzalarında, Küçük Menderes’te, bu beldelerimiz, köylerimiz, kentlerimiz ne yaparsak kalkınır diye düşündük. Bir yol haritası belirlemek gerekir diye yola çıktık” dedi. Kocaoğlu, bundan sonraki süreci şöyle anlattı:

ÇARPAN ETKİSİ

“Pratiği olan öğretim üyelerinden kalabalık bir kadroyla yola çıktık. Köy köy gezerek, arama konferansları yaparak, birebir konuşarak,  senin ekmeğinin büyümesi için ne yapmam lazım, ne üretiliyor, vatandaş neye yatkın, gelenek göreneğine hangi sektör, hangi tarım uygun, hangi el sanatına yatkın diye bilimsel çalışmalar yaptık. Sonuçta kalkınma için örnek projeler çıktı. En önemlilerini sıraya koyduk ve uygulamaya başladık. Proje projeye çarpan etkisi yaptı. İzmir modeli pratikte öne çıktı. Sadece bizim tarımda yaptığımız işler ön plana çıkıyor. Çünkü nedeni uzun yıllardır tarıma hiç ilgi gösterilmemesi, siyasetçilerin kalkınma eşittir sanayileşme görüşünden yaptıkları çalışmalar, tarımı giderek çok cılız bir sektör haline getirdi. Halbuki bu coğrafyanın, havzaların, iklimin, ovaların tarım sektöründen vazgeçilerek atıl bırakılması bence ülkemize yapılan en büyük kötülük ve zarardır. Bunu çiftçilikten de gelen bir kişi olarak ön plana aldık.

Projeler hazırlarken, önce arazi yollarını asfaltladık. 12 ay tarlaya, bağa, bahçeye gidebilmek, daha fazla ürün almak demek, ürünlerin asfalt yoldan taşınmasından dolayı, örselenmemesi, ürünün tozdan kalitesinin düşmemesi, böceklenmemesi, verimin artması demek. Kaliteli ürün, katma değerinin dolayısıyla gelirinin artmasını sağlıyor. Güven ortamı oluşunca başarılı ve sağlıklı insanların yönettiği kooperatiflerin kurulmasını teşvik ettik. Çünkü büyükşehir belediyeleri, ihtiyaçlarına sadece kırsal kalkınma kooperatiflerinden ihalesiz alabiliyorlar. Böyle bir istisna var. Biz bu istisnayı kullanabilmek için kooperatifçiliği teşvik ettik. Kooperatif üretsin biz kooperatiften alalım dedik. Bayındır çiçekçilik kooperatifinden park ve bahçelerin çiçek ihtiyacını karşılıyoruz. Bir de Urla Bademler'den. Fidan ihtiyacını Ödemiş'teki kooperatiften karşılıyoruz. Tire Süt ile okul sütüyle başlayan, Süt Kuzusu'yla devam eden 135 bin 0-5 yaş grubu çocuğa süt dağıtıyoruz. Suriyeli 3 bin çocuğu da kapsıyor. Peynir ihtiyacımızı Kiraz İğdeli koopieratifinden alıyoruz. Bal ihtiyacını Bal birliğinden alıyoruz. Kozak yaylasında bergama belediyesiyle beraber eski bal tolum tesisini sıfırdan yaptık. Balları orada paketliyorlar. Koyun keçi dağıttık. Sözleşmeli üretim başlattık. Zeytinyağında, madalinada, patateste soğuk hava deposu yaptık. Tekne, ağ aldık. Balık üretimini teşvik ettik.

Elli aile Beydağ baraj gölünde balıkçılık yaparak geçimini sağlıyor. Hanımlar da balık ağı örmesini öğreniyor. Kurs açtık. Kendi ihtiyaçları olan ağları örüyorlar."

BAŞKANLARA ÇAĞRI

İzmir Modeli'ni kitapta topladıklarını ve belediye başkanlarına gönderdiklerini belirten Başkan Kocaoğlu, deneyimlerinden yararlanılmasını istediklerini ve reklam amacı gütmediklerini vurguladı. Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kitaplarda 15 yıllık deneyim var. Semeresini gördük. Belediye başkanlarımız ve seçimde başkan olacak arkadaşlarımızın çalışmasında yol haritası olacak bir altyapı yayını olarak veriyoruz. Gönderiyoruz. 2019'da başkan seçilecek arkadaşlar rutin belediye hizmetlerinin dışında, bulgur üretiyorsa bulguru, sebzeyse sebzesini, mandaysa manda kaymağını üretim kentinin kalkınması için çaba harcamalı. Kentinin gelirini artırmak için ortaya proje koymaları lazım. Bu yerel seçimde kalkınma projeleri yarışacak. Bu seçimde, bu ekonomik modelin, krizden çıkışın ve bir daha kriz olmaması için tasarruf, kaynak yaratılması, üretimin artırıalması, 81 milyon insanın işsiz kalmayacağı bir ekonominin kurulması için onların da makro düzeyde proje, yol haritası belirlemesi lazım. 2019’da bence projeler yarışacak, kentin ülkenin kalkınması için üretim yarışacak. Kültür sanatta bile, her dalda üretim yapılması gerek. Üretim yapmadan dış ticaret açığını kapatmadan, zenginleşmeden, kaynağını kendi ülke içinde yaratmadan, borçla, faiz ödeyerek, tüketimi kamçılayarak ne kentlerin ne ülkelerin refaha ulaşamayacağını hepimizin bilmesi ve ona göre belirlenmesi gerekir."