Dolar 32,1725
%-0.16
Euro 34,9233
%-0.04
Altın 2.427,710
%0.38
Bist-100 10.605,00
%-0.67

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Karaburun'da RES'lerle yaşam alanı yüzde 16'ya düşecek

Karaburun'da RES'lerle yaşam alanı yüzde 16'ya düşecek

İZMİR'in Karaburun İlçesi'nde, rüzgardan elektrik enerjisi üretmek için kurulan Rüzgar Enerji Santralleri'nin (RES) tamamlanması durumunda yarımadada yaşam alanı, yarımadanın yüzölçümünün yüzde 16'sına düşecek. Karaburun'da RES'ler tamamlanınca

  • Ege Postası
  • 07.05.2016 - 12:27

İzmir merkeze yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki kentin en küçük ilçesi Karaburun'un yüzölçümü yaklaşık 500 kilometrekare. İlçede yaşayanların başlıca geçim kaynakları arasında turizm, tarım, hayvancılık ve balıkçılık geliyor. İlçeye ulaşım çevre yolunun yapılmasıyla daha da kolaylaşırken, Karaburun kıl keçisi, enginar, endemik bitkiler, cennet koylarıyla Karaburun Yarımadası Türkiye'nin en büyük yarımadası olma özelliğine sahip.

Yarımadanın kuzeyinde yer alan ve en yüksek tepesi bin 218 metre yüksekliğindeki Akdağ denize yakın olması ve yılın büyük bölümünde rüzgar alması nedeniyle RES firmalarının gözdesi oldu. Bu kapsamda, şu ana kadar 81 türbin kuruldu. Değişik firmaların 3 RES projesine izin verilirken, 3'ünün ise izin alma süreci devam ediyor.

TÜRBİN SAYISI 266'YI BULACAK

Karaburun'a kurulması planlanan türbinlerin toplam sayısının 266 olduğunu kaydeden Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli, "Uzun süredir Karaburun'da doğa ve yaşam hakkı mücadelesi içindeyiz. Kurulması planlanan 266 türbinin yarımadada kapladıkları alan, yarımada yüzölçümünün yüzde 71 gibi çok vahim bir rakam. Yarımadada Akdağ kütlesi vardır, yarımadanın yüzde 13'ünü kaplar orada hiç bir şekilde yerleşim ya da tarım yapmak mümkün değil. Dolayısıyla o yüzde 13'lük alanı da düştüğünüz zaman Karaburun'da yaşayanlara diyorlar ki; 'Size yüzde 16'lık bir yaşam alanı bıraktık. Siz çok değerli olan Karaburun kıl keçilerinizle, enginarınızla, zeytininizle ve turizminizle bu yüzde 16'lık alan içinde ne yaparsanız yapın.' 266 türbin lisanslı gözüküyor ama yatırımını tamamlayan firma hemen kapasite artışına geçiyor. Böylelikle bu sayı artıyor. En büyük proje ki, tek başına Karaburun Yarımadası'nın yüzde 61'i kaplıyor, buna ÇED gerekli değildir kararı verilmiş. Sonuç olarak biz RES'lerle mücadelemizi yurttaş davası olarak sürdürme kararı aldık. Şimdi 80 yurttaş vekaletini avukatlara verdi ve davalar bu şekilde açıldı. Açılmış olan 11 dava var, imar planı, ÇED kararı, acele kamulaştırmaların iptali gibi davalar bulunuyor. Elimizde sonuçlanmış kazandığımız 3 dava var" diye konuştu.

 


YAŞAM ALANLARINA ÇOK YAKIN YAPILMASIN

RES için türbin yapılmasına karşı olmadıklarına dikkat çeken Başkanı İpar Buğra Dilli, "Biz asla RES'e karşı değiliz. Biz yaşam alanlarına çok yakın olmasına karşıyız. Mordoğan'da bir kapasite artışı geliyor, yaşam alanlarının 100 metre yakınına kadar ulaşıyor. Sarpıncık'ta köye 230 metre. Türkiye'de türbinlerin yaşam alanlarına uzaklığıyla ilgili bir yasal sınırlama yok. Yalnızca iki türbin arasının ne kadar olması gerektiğiyle ilgili sınırlama var. Dünyada bununla ilgili çalışmalar var ve yasalar çıkartılıyor. Yaşam alanının özelliklerine bağlı olarak 1-2 kilometre uzağına yapılması isteniyor. Pek çok bilimsel araştırma yapılmış, buna göre türbinlerin yaşam alanlarına en az 1.4 kilometre mesafede olması gerekiyor. Hal böyleyken bizim neredeyse bahçemize yapıyorlar. Türbinler, yükseklik olarak direk ve kanat birleştiğinde 200 metreye kadar ulaşıyor. Yaylaköy'de 59 türbin var ve orada insanlar gece uyuyamıyor. Dünyada rüzgar sendromu diye bir hastalık tanımlandı, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, sara hastalığının pek çok belirtisinin görüldüğü bir rahatsızlık, bu belirtilerin hepsi Yaylaköy'de görülüyor. Yönetmelikte geçen 50 ya da 70 desibel sınırı sanayi bölgeleri, havaalanları için geçerli. Biz 365 gün 24 saat gürültüye maruz kalıyor. 100 desibelin üzerinde bir gürültüden söz ediyorum" dedi. 

HER KUŞ YOL DEĞİŞTİRMİYOR

Bazı kuş türlerinin güzergahlarında engelle karşılaşması durumunda yol değiştirdiğini ancak Karaburun'a özgü koruma altındaki Ada Doğanı gibi bazı türlerin yol değiştirmediğini dile getiren İpar Buğra Dilli, türbinlerin faaliyete geçmesinin ardından keçilerin düşük yaptığını, peynirlerin maya tutmadığını savundu.

81 TÜRBİN ARTMASIN

DHA'nın havadan görüntülediği türbinlerin sayısının 81'de kalmasını istediklerini belirten İpar Buğra Dilli, "Bunların içinde köylere çok yakın olanlar durdurulsun istiyoruz. Bunların içinde köylere çok yakın olanlar durdurulsun istiyoruz. Santral nerede kurulacaksa yerelle birlikte kurulacak alan kararlaştırılsın. Elde edilen enerji de o bölge için kullanılsın. Bakın, nakil hatlarıyla elektriği bir başka yere göndermek istediğiniz zaman yüzde 60'a varan kayıplar yaşanıyor. RES yapılacaksa, bölgeye zarar vermeden bölgede tüketilecek şekilde yapılmalı. Urla'da korkunç şeyler yaşanıyor, Çeşme bitmiş durumda. Türkiye'de rüzgar enerji santrallerinin yüzde 40'ı Ege Bölgesi'nde kurulması için izin verilmiş. Türkiye'nin doğal mirasları, kültürel varlıkları ve tarım alanları gidiyor. Ormanları yeşil alanları yok ederek temiz enerji üretiyoruz diyemezsiniz. Enerji tüketimi artan tek sektör ticaret sektörü, sanayi, konut ve tarımda enerji kullanımı düşüyor. 2000 yılında 1 milyon metrekare olan AVM'ler 2014 yılında 9 milyon metrekareye çıkmış. Bunlar ışıl ışıl, rezidanslar gece gündüz ışıklandırılıyor. Ne pahasına yanıyor bu ışıklar, keçilerin, tarım alanlarının ormanların turizmin yok edilmesi pahasına yanıyor" diye konuştu.

'UZMAN BİLİRKİŞİ' TALEBİ

Öte yandan, Türkiye'nin en önemli ve büyük Rüzgar Enerji Santrali (RES) projelerinin hayata geçirildiği İzmir ve ilçelerinde, çevreciler ile firma yetkilileri, karşılıklı açtıkları davalarla hukuk mücadesine girdi. Çevrecilerin, ormanların ve ekolojik sistemin yok edildiğine yönelik suçlamalarına karşı, Çevreci Enerji Derneği Hukuk Kurulu Başkanı Avukat Arsin Demir, "Sera gazını azaltabilmemizin en etkin yöntemi rüzgar ve güneşten elektrik üretebilmektir, ama gizli bir el enerji bağımsızlığımızı ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanmamızı engellemeye çalışıyor. Özellikle rüzgâr enerji santralleri aleyhine çokça davalar açılıyor" dedi. 

Yılboyu kesilmeyen rüzgarıyla İzmir'in Çeşme, Karaburun, Urla gibi ilçeleri, RES projesi hazırlayan firmaların büyük ilgi gösterdiği alanlar haline geldi. Ancak hem bu yörede oturan vatandaşlar, hem de çevreciler, projelerin yapımını engelemek için hukuk mücadelesi verdi, çok sayıda dava açtı. Uzun dava süreçlerinden dolayı da, çevreciler ile firma yetkilileri, sık sık açıklamalarıyla karşı karşıya geldi. 

DAVA AÇANLARA İMAR SUÇLAMASI
Çevreci Enerji Derneği Hukuk Kurulu Başkanı Avukat Arsin Demir, RES prnojeleri hakkında açıklama yaptı. Sera gazının azaltılabilmesinin en etkin yönteminin rüzgar ve güneşten elektrik üretilmesi olduğunu vurgulayan Avukat Arsin Demir, "Ama gizli bir el enerji bağımsızlığımızı ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanmamızı engellemeye çalışıyor. Özellikle rüzgâr enerji santralleri aleyhine çokça davalar açılıyor. Paris İklim Anlaşmasına imza atan ülkemiz, küresel ısınma kapsamında sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutmak için 2030 yılına kadar yüzde 21 oranında sera gazı salınımını azaltma sözü verdi. Ülkemizin bu sözü tutabilmesinin ve iklim değişikliğinin önlenebilmesine katkı koyabilmesinin en etkin yöntemi rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretebilmektir. Rüzgar ırmakları üzerinde kurulması gereken türbinlere İzmir'de bilimsel olmayan nedenlerle karşı çıkılıyor. İnşaat firmalarının, doğal SİT'leri köylülerden ucuza alıp imara açma çabasında olanların, hazine taşınmazlarına ecrimisil yöntemiyle el koymaya çalışanların, açtığı davalar nedeniyle yatırımlar yavaşlamak ve hatta bazı zamanlarda durmak zorunda kalıyor. Boşa esen rüzgardan yararlanamamanın ve onu kullanamamanın maliyeti ise dolaylı olarak halkımıza, ülkemize yansıyor. Her yıl 50-60 milyar Amerikan dolarını başka ülkelere enerji ihtiyacımızı karşılayabilmek adına ödemeye devam etmek zorunda kalıyoruz" dedi.

İdare Mahkemelerinde açılan davalarda, dosyaların, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yetkin ve tecrübeli olmayan bilirkişilerin inisiyatifine bırakıldığını savunan Arsin Demir şu görüşleri önesürdü, 

"Bilirkişilerin yenilebilir enerji kaynakları konusunda bilgisizlikleri ve mahalle baskısı altında sübjektif değerlendirmelerle rüzgar enerji santralleri aleyhine bilirkişi raporlarını sunması soru işaretlerine neden oluyor. Örneğin çevreci kaygılarla rüzgar enerji santrallerine dava açtığını iddia eden ve Urla'da doğal SİT alanını imara açmak isteyen bir şirketin de ortağı olan davacı ile mahkemenin atadığı bilirkişilerin aynı üniversitede birlikte çalışıyor olması, bilirkişilerin RES'ler aleyhine sosyal medya hesaplarından olumsuz görüş yazmasına rağmen dava dosyalarından kendilerine yapılan görevlendirmeleri kabul edip rüzgar enerji santralleri aleyhine olumsuz bilirkişi raporu vermeleri, İzmir'in ortasına gökdelenler diken bir şirketin ortağı olmasına rağmen sözde çevreci kaygılarla Çeşme'de rüzgar enerji santrallerine dava açan bir kişinin, yetmezmiş gibi açtığı bu davaya tayin edilen bilirkişilerinin ise ilgili kişinin fahri doktora unvanı aldığı üniversiteden atanması ve ne hikmetse bu atanan bilirkişilerin de rüzgar enerji santralleri aleyhine rapor düzenlemeleri tam bir hukuk skandalı yaratıyor. Ayrıca açılan davaların mahkemelerce yatırım yapan şirketlere bildirilmesi zorunluluk olmasına karşın hiçbir bilgi verilmeden yargılama yapılıp yanlış kararlar verilmesi de savunma hakkına ve adil yargılanma hakkına zarar vermektedir. İdare mahkemelerinin iş ve dava yoğunluğu nedeni ile atamak zorunda kaldığı bilirkişilerin sübjektif ve olumsuz raporları ülkemizi enerjide dışa bağımlı olmaya devam etmesine neden oluyor. Bu nedenle Çevre Mahkemeleri gecikmeksizin kurulmalı ve açılan davalar rüzgar enerji santrali yatırımı yapanlara mahkemelerce tebligatla bildirilmeli, yenilenebilir enerji aleyhine açılan davalarda bilgisiz ve yenilenebilir enerjiyi bilmeyen kişiler bilirkişi olarak görevlendirilmemelidir." 

(DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.