Dolar 32,5163
%0.09
Euro 34,9135
%-0.17
Altın 2.438,760
%0.1
Bist-100 9.717,00
%-0.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Karabağ: Başka partiye çalışmak ahlaksızlıktır

Karabağ: Başka partiye çalışmak ahlaksızlıktır

Radyo Egepostası'na konuk olan Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Sercan Avcı ve Erman Şentürk ile söyleşti, çarpıcı açıklamalar yaptı. Bayraklı'da 11 bin insanı işe yerleştirdiklerini, çok sayıda kuruma bina sağladıklarını belirterek, "Bayraklı'da belediye de biziz, hükümet de biziz" diyen Karabağ, CHP'deki disiplin sürecine ilişkin de "Benim ilçemde Büyükşehir'de Aziz Bey'e, ilçe seçiminde Hüseyin Aslan'a oy verin diye mesajlar çekti bunlar. Başka partiye çalışmak ahlaksızlıktır" diye konuştu.

  • Ege Postası
  • 19.12.2014 - 16:22
EGEPOSTASI - Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Radyo Egepostası'na konuk oldu, CHP'deki disiplin sürecinden, AK Parti'nin uygulamalarına kadar pek çok konuda görüşlerini açıkladı. "İlçe başkanına, genel başkanına hakaret eden, küfreden insanları affediyorlar. Bu nasıl iştir, ben anlamıyorum" diyerek, CHP'deki disiplin süreciyle ilgili düşüncelerini ifade eden Başkan Karabağ, kentsel dönüşüm için de "Bayraklı'nın bir an önce dönüşmesi gerekiyor" diye konuştu. 
Sercan Avcı ve Erman Şentürk ile söyleşen Başkan Hasan Karabağ, programda şunları söyledi: 
HALK MECLİSLERİ: TÜRKİYE’YE ÖRNEK ÇALIŞMA

Bayraklı zor yer. Bunu herkes biliyor. Özellikle gecekondu mahallelerinde ak partinin kemikleşmiş bir oyu var. dört seçimdir denedik, ama o oy oranın değişmediğini gördük. Apartmanlarda ve sitelerde yaşayan insanlarımızla buluşamıyorduk. Bu yönde şikayetler vardı. Yirmi günde bir siteleri bir araya getirerek sorunlarını dinliyoruz, tartışıyoruz, bu buluşmaları gerçekleştiriyoruz. Halk arenası gibi bir etkinlik gerçekleştiriyoruz. Çözebildiğimiz sorunları yirmi gün içerisinde çözüyoruz. Büyükşehir ile ilgili sorunları oraya aktarıyoruz. Her şeyden önemlisi, insanlar belediye başkanını karşısında görüyor, konuşma şansı yakalıyorlar. Vatandaş anında cevap alıp rahatlıyor. Örnek bir çalışmadır. Özelikle dikey mahalleler ve sitelerde kemikleşmiş bir seçmenimiz var. Burada strateji gereği bize oy veren seçmeni birlikte mutlu olduğumuz bir sürece sokmamız gerekiyor. Bunun üzerine de artı koymak gerekiyor. Zaten seçimi de böyle alabiliriz. Kırgınlıkları gidermek gerekiyor. Bu seçimde herkes sandığa geldi. Mansuroğlu Mahallesi’nde katılım yüzde doksanın üzerine çıktı. O kesim sandığa geldiğinde ve oyunu bizden yana kullandığında, gecekondulardan gelen oylarla öne geçiyoruz zaten. Bu bir seçim malzemesi değil, seçimlerden hemen sonra başladık ve bunu bir ihtiyaç olarak algıladık. Bence site masası uygulaması Türkiye’de yine bir ilk çalışma. Tam bir halk meclisi kurduk. Toplantının birinde bir vatandaşımız benim telefonlarım burada çekmiyor baz istasyonu yapılsın dedi. Mahalle istemiyoruz diye koro halinde ayağa kalktı. Sonra birbirlerini tolore ettiler. Sonra siz karar verin dedik. Halkın da ortak fikir birliğine vardığı çok  iyi bir platform yarattık. Sonlardan toplantıların sonuçlarını alıyorum. Sorunlarının yüzde otuzunu çözsek bile insanlar mutlu oluyor. Bunun seçimle filan alakası yok, seçimden hemen sonra başladık, 11 toplantı yaptık.  

 

AKP BU OYLARI NEREDEN ALIYOR'

Kaymakamlıkla yaşayan, yoksullaştıkça önce Allah’a, sonra devlete sığınan kesim imkanları elinden gidecek diye AKP’yi elinden bırakmıyor. Türkiye’nin açmazı bu. Doğrular böyle, şimdi partinin genel merkezindeki arkadaşlar da o noktaya geldi. Bu meseleyi görmeden siyasetinizi belirleyemezsiniz. Sürekli seçim yaşıyoruz, sürekli yüzde elli oy alıyorlar. Ya bu oyları nereden alıyorla? Çok mu başarılı bu adamla? Yoksulluğu engellemediler, aksine arttırdılar. Üretimsiz bir ülke, ekonomisi borç harç içerisinde, 400 milyar dolar dış borcu olan, borç batağında bir ülke. Demokrasi kavramı zaten büyü koranda zarar görüyor. Her gün başka saçmalıklar yaşanan bir ülke. Ama oy alıyorlar, oy almasının sebebi yoksullaşan kesimin devletten aldığı olanakları kaybetme korkusu. Sağlık yardımı alıyor, çocuk bakım parası alıyor, ekmediği tarlanın dönüm başına parasını alıyor, yoksulluk parası alıyor, bir dünya para alıyor.

 

11 BİN İNSANI İŞE YERLEŞTİRDİK

11 bini bulan insanı işe yetiştirdik. Allah razı olsun bu insanların bir kısmı bile ize oy verse yeter. Zaten bunarlın büyük kısmı gecekondulardaki işsiz kesim. Bayraklı’da hükümet de biziz, belediye de biziz. Hükümet bugüne kadar hiçbir şey yapmadı. Bunu kendileri de biliyor. Hastane temeli atıldı, temel ortada yok. Hükümet binası yok, emniyet binası yok. Emniyet bizim binayı işgal etmiş durumda. Kızılay’a yeri ben verdim, kirasını biz veriyoruz. Seçim kurulunun kirasını masraflarını biz karşılıyoruz. Düne kadar halk eğitim bizim binamızda duruyordu.

 

ÜÇ TANE ARSA VARDI, ONLARI DA VERMEDİLER

Özel idare mallarının paylaşımı. Bizim ilçemizde üç dört tane özel idare malı vardı. Zaten onları da bize vermediler. Devlet kurumlarına benim bu imkanları sunmaktan başka çarem yok. Yoksa vatandaş sıkıntı yaşıyor. Nüfus müdürlüğüne bir yer verdik. İnsanlar ilçenin bir ucundan diğer ucuna nasıl gidecek yoks? Olaya böyle bakmak zorundayız. Özel İdare kapanınca bize hiçbir şey gelmedi. Zaten iki üç tane arsa var. Bir de eski yapı vardı, onu da restore ettiler. Kaymakamlık değerlendirecek herhalde.  

 

BAYRAKLI’DA İSMAİL SARI, TAYYİP ERDOĞAN’DAN FAZLA OY ALDI

2011’de yerel ve genel seçim arasında azalma oldu. Ama cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’a 65 bin oy çıktı. İsmail Sarı’ya 76 bin oy, Binali Yıldırım’a 82 bin oy çıktı. Burada öyle bir kırılma oldu. ama genel seçime göre, yerelde başka bir takım dinamikler söz konusu. Ulaşımda yaşanan sıkıntılar sandığa yansıtabiliyorlar. Dilerim İzmir yine Türkiye’yi düşünerek oy kullanır.

 

BAYRAKLI’DA AKP’Yİ ALLAH KURTARSIN

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 30 bin fark yediler. Ben hep geriye gittiklerini söylüyorum. Bir AK Parti yöneticisi ile görüşmemde, hiçbir şansları olmayan Narlıdere’de ilçe başkanlığı için 6-7 aday çıktı, Bayraklı’da 1 aday dilekçe verdi. Bayraklı’nın işsizi, aşsızı bol bir kent olarak yerel seçimden parti tabanı umutlarının uzaklaştığını gösteriyorlar. Kaybedenin arkasında durmazlar sürekli. Üçüncü kayıp, Üçüncü seçimde de tabandaki insanları umutsuzluğa götürdüğü için öyle bir sıkıntılar var. Bayraklı’da AKP’yi Allah kurtarsın. 

 

KAVGA MI EDECEĞİZ'

Yeni ulaşım sistemi tepelerdeki insanları nasıl etkilediyse, Bayraklı’yı da öyle etkiledi. Şikayetler geliyor. Muhtarlar bizlere şikayetleri iletiyor. Yapacak bir şey yok. Ne yapalım yani, kavga mı edeceğiz şimdi'

 

ENGELLİLER İLE NEDEN İNATLAŞIYORSUN'

Türkiye Sakatlar Derneği’nin kira borçlarının kapatılması. Babayiğitlik bir konu değil. Aziz Bey o konuda biraz kırıldı sanırım. Tekerlekli sandalyedeki insanla niye inatlaşıyorsun, neyi tartışıyorsu? Allah kimseyi oraya düşürmesin. Meseleye böyle bakmak lazım. Yanına AKP’liler de gelip konuşuyor, bazı gazeteler de geliyor. Onarla bakıp tavır alırsan, bu işin sonu gelmez. O insanlar denize düştü mü bir şekilde yılana sarılıyor.

AK Parti’nin son meclis toplantısında yardımdan vazgeçmesi. Biz mecliste böyle bir durum olacağını tahmin ettiğimiz için kendimizi hazırladık. Böyle bir şeyi bekliyorduk. Enteresan bir siyasi tecrübedir. İş adamları derneklerine birkaç ziyaretim olacak. Yardım edin dediğimiz iş adamları sağ olsunlar ediyor. Bir yerde kendilerine bir mekan sağlayabilirsek, orada eğitimlerine devam edecekler. Engellilere kurslar, eğitimler veriyorlar. Onlar o şekilde hayatlarını geçirmesi de güzel bir şey, hayata katkı koyuyorlar.

 

BEŞ KATLI GECEKONDU VAR

Kentsel dönüşüm. Uzlaşmada sıkıntı var. Çok katlı kaçak yapılar var. Tek katlı köy evleri yok Bayraklı’da. Ankara Pursaklar’daki gibi tek katlı evler yok Bayraklı’da. Gecekondular var. orada uzlaşmak kolay. Bir daire veriyorlar, iş bitiyor. Burada oğlu var, kızı var. Bizimki gecekondu değil, kaçak yapı. Beş katlı gecekondu  mu olu? Bayraklı’da var. Onun için de imar planlarını değiştirip, alın müteahite verip ne yaparsanız yapın deme noktasına getirmemiz lazım.

 

BAYRAKLI’NIN BİR AN ÖNCE DÖNÜŞMESİ GEREKİYOR

Kentsel dönüşümü Büyükşehir yapacak, bizim yapacağımız yeni bir çalışma var. Kentsel dönüşüm bölgesinin dışında imar planlarını değiştiriyoruz. İlçeye yeni insanlar gelecek, arsalar değer kazanacak. Gecekondu sahipleri 100-150 milyarlık kaçak yapıları 500-600 milyarlık yapılara dönüşecek. Satacak çocuğuna iş açacak. Ankara Dikmen Vadisi’nde nasıl hayat standartları yükseldiyse, burada da aynısı olacak. Yeni insanların gelmesi ile yaşam tarzı yüksek, daha kentli insanların gelmesi ile İzmir’in kentlileşme hızı artacak orada. Bu dönüşüm hem ekonomik olarak, hem de sosyo-kültürel olarak gelişimi sağlayacak. Biz de imarı o anlamda çok geliştirdik. Artık vatandaşlar cep telefonlarından imar durumunu görebiliyor. İmar Müdürlüğü’nü çok geliştirdik. Bir an önce dönüşümü yapmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümü adım adım takip ediyorum. Bayraklı’nın bir an önce dönüşmesi gerekiyor.Dönüşüm büyük oranda seçimlerde CHP’ye yarıyor. Tepekule Mahallesi ve Adalet Mahallesi’nde bunu gördük. Seçim sonuçlarını alın, 2011’de gerideydik, öne geçtik. Karşıyaka’da yüzde 75 oy almayıverelim, bir bölümü bize gelsin. Konak’tan Bornova’nın merkezinden bize gelen insanlar var.işin siyasi karı anlamında da böyle. İzmir’deki bu gecekonduların kalkması lazım. Köy muhabbetine Aziz Bey de köpürüyor. Ankara’da İstanbul’da daha fazla kaçak var. burada tepeler olduğu için millet şehir merkezine geldiğinde gecekonduları görüyor. Gecekonduları gören İzmir köy oldu diyor. Bu algıyı bir an önce kaldırmamız gerekiyor. İzmir yaşam biçimi olarak tartışılmaz bile. Yoğunluğu çok arttırmadan bunu başarmamız gerekiyor.

 

İLÇEYE YÜZ BİN METREKARE YEŞİL ALAN KAZANDIRDIM

Biz anlayış olarak yeşili koruyan bir siyasi görüşe sahibiz. Ben göreve geldiğimden beri ilçeye yaklaşık yüz bin metrekare yeşil alan yapmışım. Büyükşehir de aynı şekilde. Sahildeki tramvay hattının ağaçlar kesilmesin diye güzergahının değiştirildiğini duyduk. Geçen sitelerden birindeki toplantıda ağaç yolun ortasına denk geliyor dendi. Ben kesmem dedim, sağından solundan geçin. Yapacak bir şey yok. Parke taşı yapıyoruz, yolda iki üç ağaç var, şikayetler geldi. Yolda kalsın ne yapayım dedim.

 

AKP’Lİ BELEDİYELER ANAM YANDIM DİYE BAĞIRMAYA BAŞLADI

6306 sayılı kapsamında biri ya da mal sahipleri gitti şikayet etti. iki ay içinde bu binayı yıkacaksınız, yıkmazsanız biz geliriz yıkarız. Bankaya paranı koyar ben yıkar, işini bitiririm kanunu bu. Mülkiyete olan saldırı gibi algılanıyor bu kanun. Belediye kanununun 73’üncü maddesi daha uzlaşmacı bir kanun. Mal sahiplerinin, hak sahiplerinin gönlü alınarak yapılarak bu süreç tamamlansın istiyoruz. Bayraklı’daki tıkanmanın sebebi de bu. Birtakım adamlar gidiyorlar, eski bir binadan daire alıyor. Gidip şikayet ediyor. ondan sonra bu işe katılmayan daireleri de ellerine alıyorlar. İstismara açık bir kanun oldu. Bir de gidip Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan harçlardan muafiyet belgesi alıyorlar. O da tam bir facia. Nasıl kanun çıkartıyorlarsa… Bu kanun yapanları anlamıyorum, nasıl kanun yapıyorlarsa. Belediye kanunu değişirken, bütünşehir yasası çıkartılırken, kapanan beldelerin borçları ilçe belediyelerine, gelirleri büyükşehir belediyesine geçti. Sonra AKP’li belediyeler anam yandım diye bağırmaya başladı. Bu işler böyle…

 

AVRUPA MARS’A, BİZ TERSE…

İller Bankası paylarının yüzde 40’ı Büyükşehir Belediyesi’ne gidiyor. Bütün büyükşehir belediyeleri canı istediği gibi takılıyor. Bir ailede baba hangi oğluna daha fazla seviyorsa, ona daha fazla para veriyor. Burada da durum o. Büyükşehir Belediyesi’ne bu işi bıraktın mı, aynı partili bile olsan işin içinden çıkılmaz. Bu işi sistemleştirmek lazım. Bir ilçe belediyesi, Büyükşehir Belediyesi’ne aktardığı paranın takipçisi olabilmeli. Yatırım olarak ne kadarı döndü, hangi projelerde döndü, bunu takip edebilmeli ve hak ediş olarak o belediyenin o büyükşehire ödemesi lazım. Böyle bir düzenleme de o. Bir kanun çıkartıyorlar paldır küldür, bütün yetkileri büyükşehirlere veriyorlar. Tepesine vali koydum diyor, o da ben ne istersem onu yapar diyor. Avrupa Mars’a gidiyor, biz tersine… Fransa’da 40 bin belediye var, bizde indi 1400’e. Yakında tek belediye oluruz herhalde. Ankara Belediyesi diye. Son dönemde projelerimizi hazırlayıp Aziz Bey’e götürüyoruz. Maliyetimiz bu, bu kadar destek bekliyoruz diyoruz. O da projesine göre, yüzde 70, 80 destek veriyor. Daha projelerimiz de var.

 

YENİ BİNA YIL SONUNDA BİTİYOR

Yıl sonu yeni hizmet binamız bitiyor. Sıkıntılı bölüm bitti. 20 günde bir kat çıkarız artık. İyi bir bina, yeri de çok güzel.

 İlçe genelinde  eğitim anlamında yapılan yatırımlar ve BAYGEM’in çalışmalarını özetleyerek sözlerini sürdüren Karabağ, “Çok önemli bir proje, bize engel olmadıkları sürece devam edeceğiz. 2009’da daha belediye kurulmadan biz dershaneyi açtık. Sonuç alamazsam ben oraya ne  diye 2 trilyon yatırayı? Bir genelge geldi, artık mezunlara  ders verin diye. Genelgede bir değişiklik olmazsa biz de sadece mezunlara yönelik eğitim vereceğiz. Ama bizim protokolümüz bu genelgeden önce Halk Eğitim’le imzalanmıştı, şimdi devam ediyoruz. Bir çaresini bulacağız… Hangi amaçla bu düzenleme yapıldı bilmiyorum.

 

İLÇEYE YARI OLİMPİK YÜZME HAVUZU GELİYOR

İki tane pazaryeri yapıyoruz. Çay Mahalle ve Osmangazi Pazaryerlerinin ihaleleri yapılıyor. Yılbaşından sonra başlıyoruz. Postacılar’a düğün salonu ve kültür merkezi var. Nafiz Gürman’da Cemevi ve taziye evi var. Orada pazaryerinin üstü kapatılıyor. Yeni parklar yapılacak. Bir de büyük Yarı Olimpik Kapalı Yüzme Havuzu yapıyoruz. Konferans salonu bin kişilik konferans salonu. Bir de Manavkuyu’da bir kompleks yapacağız. Spor tesisleri yapmaya devam edeceğiz. Diğer başkanlar kızmasın ama, şimdi Karşıyaka ve Bornova’da sınırında kalan mahalleler de bize bağlanmak istiyorlar.

 

ATATÜRK’Ü DİN DÜŞMANI İLAN EDENLER…

Biz ibadethaneleri şov yapmadan temizliyoruz. Sonuçta vatandaşlarımızın girdiği bir yer. CHP’liler dine karşı duruş sergiliyor diyorlar... Atatürk öyle mi yapıyord? İlk meclisi kuranlarla TBMM’yi dualarla açmış. Sağ tarafına da Alevi dedesini almış. Bin 200 tane yıkılan camiyi yeniden yapmış.  Kendisi özel cami yapmış. Dinle problemi yok ki. Atatürk’ü din düşmanı ilan edip şeriat düzenini özleyenler İŞİD gibi örgütlerin, sapkın düşüncelerin önünü açıyorlar. İslam alemini dünyada en kötü dönemini yaşıyor. Dinin bu kadar zarar gördüğü başka bir dönem daha olmadı. İnsan kellerini kesiyorum diyenler İslam dinini dünyada bir öcü gibi göstermeye başladılar. Oysa Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana en özgür yaşayan yegane ülke Atatürk’ün kurduğu bu ülkedir. Dün ortak olanlar bugün bas bas bağırıyorlar. Atatürk müthiş bir öngörüsü, zekası olan müthiş bir insanmış, bunu kabul etmek lazım.

 

BAŞKA PARTİYE ÇALIŞMAK AHLAKSIZLIKTIR

YDK ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun söyledikleri örtüşmüyor. YDK üyeleri siyaset yapıyorlar. Milletvekilinin şunun bunun araya girmesi ile partinin genel başkanın söylediklerini tersine partiye ihanete açık olan, başka partiye çalışan, ilçe başkanına hakaret eden, genel başkanına hakaret eden, küfreden insanları affediyorlar. Onları ben anlamıyorum, bu nasıl bir iştir. Bugün bana, yarın sana da küfreder. Bugün ona ihanet eden, yarın sana da eder. Onlar partili filan değil. Bizim de siyaset içinde kırılıp döküldüğümüz zamanlar oldu. başka parti adayına çalışalım noktasına gelmedik. Bu ahlaksızlıktır. Benim ilçemde Büyükşehir’de Aziz Bey’e, ilçe seçiminde Hüseyin Aslan’a oy verin diye mesajlar çekti bunlar.

 

İZMİR’DE İL BAŞKANLIĞI KOLAY İŞ DEĞİL

Yönetimdeki arkadaşlar biz seçimle geldik kalalım diyorlar. Haklı olabilirler ama tabii, İstanbul’da bu böyle olmadı. Genel Başkan ayrı bir tavır koydu. Bizim arkadaşlarımız tavrını belirleyip genel merkeze iletecektir. Yeni tüzüğe göre görevden alınan yönetim altı ay görev başında kalabiliyor. O da seçimleri atlatmaya yeter. Biraz da genel başkanın insiyatifine bırakmak gerekiyor. Seçimler genel başkanın siyasi hayatını ve Türkiye’nin genel durumunu çok büyük ölçüde etkiliyor. Dolayısı ile her şey olabilir. İzmir’de İstanbul formülü de olabilir. ben bu iki buçuk yılda Ali Bey için ne düşündüğümü onun yüzüne söyleyeyim. Mikrofonda söyleyeceğim şeyler iyi de olabilir, eksik de olabilir. biz onunla görüşüyoruz, zaten onu da biz seçtik sonuçta. İzmir’de il başkanlığı kolay bir iş değil. işin gücün yerinde olacak. idare edeceksin, hata yapmayacaksın. Kendi hayallerini belki bir müddet erteleyeceksin. İl başkanlığı zor bir iş.

 

BAŞKANA HAKARET ETMEKLE MUHALEFET OLMAZ

Mecliste gelip bağırıp çağırarak iyi siyasetçi oldum diyenler bunun böyle olmadığını gördüler. Böyle bir şey yok. Bağırıp çağıranlar dışarıda kaldılar. Şov yapmak bir şey getirmez. İcranın başı belediye başkanı. Belediye mevzuatı TBMM mevzuatı gibi değil. Büyükşehir ve ilçe belediyelerinde meclisler karar organıdır. Yetkiler başkanda. Ben de muhalefet meclis üyeliği yaptım. Seviyeli muhalefet yapmak lazım. Başkan ilişkiyi koparacak kadar hakarete varan şeyler söylememek lazım. hakaret etmek, taciz etmek, ağzına gelen her şeyi söylemek muhalefet değildir. Bu sefer vatandaşın işini çözemez hale geliyorsun,çünkü belediye başkanından bir şey istemeye yüzün kalmıyor. Belediyede işi görülmeyen vatandaş, sen mecliste bağırdın belediye başkanına hakaret ettin sen çok iyi meclis üyeliği yaptın demiyor. Ben de meclis üyeliğinden gelme bir insanım. Muhalafeti dozunda ve ayarında yapıp, belediye başkanı ile ilişkilerini doğru kurup, vatandaşın işini yapıp, partinin siyasetini de meclise taşıman gerekiyor. Bu dönem daha iyi gidiyor. Arkadaşlar daha sağduyulu. Biz de kimseyi ayırmıyoruz. Telefonum tüm meclis üyelerine açıktır.diyalog kadar güzel bir şey yok. Demokrasi kültürü bu. Beş sene bitecek. Sonra yüz yüze bakacağız. Geçen dönem mecliste bağıran çağıranlar bu dönem dışarıda kaldı. Bu dönem daha iyi gidiyor. Ben arkadaşlardan memnunum.


PROGRAMIN TEKRARINI DİNLEMEK İSTEYENLER İÇİN GECE SAAT 00:05'DEN İTİBAREN 92.2 RADYO EGE POSTASI (KRT FM)'NDA TEKRAR YAYINI OLACAKTIR.



 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.