Dolar 32,5791
%0.29
Euro 34,9915
%0.06
Altın 2.456,660
%0.84
Bist-100 9.775,00
%0.59

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Hükümetten ve HDP'den PKK'ya flaş çağrı: 'Silah bırak...'

Hükümetten ve HDP'den PKK'ya flaş çağrı: 'Silah bırak...'

Öcalan'dan PKK'ya çağrı: 'Silah bırakmak için toplanın'

  • Ege Postası
  • 28.02.2015 - 13:07
İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile bir araya gelen HDP heyeti, Öcalan'ın PKK'ya yönelik çağrısını okudu. Dolmabahçe'deki başbakanlık çalışma ofisindeki toplantıda HDP adına hazırlanan metni okuyan Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan'ın PKK'ya yönelik çağrısını açıkladı. Öcalan çağrısında, "Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi karar vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır." ifadelerine yer verdi.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 'Çözüm Süreci'ne ilişkin gelişmeleri değerlendirmek üzere Başbakanlık Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde HDP heyeti ile bir araya geldi. 


Saat 11.00 sıralarında başlayan ve 45 dakika süren görüşmeye Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve İdris Baluken katıldı. Toplantıda İçişleri Bakanı Efkan Ala da yer aldı. Görüşme sonrası ortak açıklama yapıldı.

ÖNDER: TARİHİ BİR KARAR SÜRECİNİN EŞİĞİNDEYİZ
Görüşmenin ardından bir açıklama yapıldı. İlk olarak konuşan Sırrı Süreyya Önder, uzun bir sürecin önemli bir aşamasına gelindiğini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana süre gelen demokratikleşme sorunları ve son 30 yılda 40 binden fazla insanımızın yaşamına mal olan Kürt meselesinin çözümü için yürütülen Çözüm Süreci çalışmalarında tarihi bir karar sürecinin eşiğinde bulunmaktayız" dedi.

"TARİHİN BİZLERE YÜKLEDİĞİ BÜYÜK SORUMLULUK"
Önder, başlagıcından bu güne bu sorun devletin dönüşümüyle ilişkili olduğunu dile getirerek, "Bugüne kadar ki egemen devlet zihniyeti bu meseleyi salt iktidarlaşma aracı olarak düşünülmüş ve kör şiddetin kurbanı haline getirilmekten çekinmemiştir. Dolayısıyla çözümün barış ve evrensel demokrasiyle bağı sağlıklı kurulmadıkça, kurmaya çalıştığımız demokratik barışın devlet ve toplum yarışında; haktan, adaletten ve eşitlikten bir yana dönüşüm sağlaması düşünülemez. Bu itibarla süreç, cumhuriyet tarihi boyunca varlıkları yadsınan ve dışlanan tüm unsurların özgür ve eşitçe tanınması ve yeni norm sisteminde kendileri olarak yer almalarıyla gelişmek durumundadır. Tarihin bizlere yüklediği büyük sorumluluk; çözümünde, çözümsüzlüğünde salt bizim toplumlarımızla ilgili olmayıp, tüm bölgeyi hatta dünyayı etkileyen bir muhtevası olmasıdır. Bölgenin 100 yıllık dengeleri alt üst olurken, küresel ve bölgesel zorbalıkların yol açtığı algısal ve iradesel yaklaşımlar, evrensel insani değerler ölçüsünce geliştirilerek aşılmalıdır" diye konuştu.

"ÖCALAN'IN TEMEL BELİRLEMESİ"
Sırrı Süreyya Önder, muhtevası gereği çok hareketli ve dinamik bölgesel koşullar göz önüne alınarak, sürece de dinamik bir yaklaşım gerektiğini ifade ederek, "Bütün bu belirlemelerin ışığında zaman zaman aksamalar ve kırılmalarla yürütülen diyalog süreci, resmi, ciddi ve sorumlu bir aşamaya  gelmiş bulunmaktadır. Süreçte gelinen aşamaya ilişkin Öcalan'ın temel belirlemesi şudur; Bu 30 yıllık çatışma sürecinin kalıcı barışa götürürken demokratik bir çözüme ulaşmak temel hedefimizdir. Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelin, stratejik tarihi kararı vermek için PKK'yi bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. bu davet silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır" dedi.


10 MADDEYİ SIRALADI
Sırrı Süreyya Önder, "Hem gerçek bir demokrasinin hem de büyük barışımızın omurgasını teşkil edecek olan olgusal başlıklarımız şunlardır" diyerek şu başlıkları sıraladı:
1. Demokratik siyaset tanımı ve içeriği
2. Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması
3.Özgür vatandaşlığın, yasal ve demokratik güvenceleri
4. Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına yönelik başlıklar
5. Çözüm sürecinin sosyo ekonomik boyutları
6. Çözüm sürecinde demokrasi güvenlik ilişkisinin, kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması
7. Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri
8. Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi
9. Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması
10. Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa


"BÜTÜN DEMOKRASİ GÜÇLERİNİ SELAMLIYORUZ"
Önder, "Tüm bu hususlarda beklenen tarihi gelişmelerin hayata geçebilmesi için tahkime edilmiş bir çatışmasızlığın elzem olduğuna şüphe yoktur" diye konuştu. Önder, "Biz de Hakların Demokratik Partisi heyeti olarak tüm demokratik çevreleri ve barıştan yana olan kesimleri gelinen bu demokratik müzakere ve çözüm aşamasına güç katmaya davet ediyoruz. Barışa her zamankinden çok daha yakın olduğumuzu bilerek, emek veren ve verecek olan bütün demokrasi güçlerini selamlıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.


YALÇIN AKDOĞAN: SİLAHLARIN DEVRE DIŞI KALMASI DEMOKRATİK GELİŞİME HIZ KATACAKTIR
Daha sonra ise konuşan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecinde önemli bir aşamaya gelindiğini belirtti. Akdoğan, "HDP heyeti dün İmralı'ya giderek bir görüşme gerçekleştirdi. Biz de Sayın Başbakanımızın başkanlığında çözüm süreci kurulunda gelinen aşamayı tüm boyutlarıyla kapsamlı bir şekilde ele almıştık. Silahların bırakılmasına yönelik çalışmaların hız kazanması, tam anlamıyla bir eylemsizliğin hayata geçmesi ve demokratik siyasetin bir yöntem olarak öne çıkartılması konusunda ki açıklamayı önemli görüyoruz" dedi.

"SİLAHLARIN DEVRE DIŞI KALMASI, DEMOKRATİK GELİŞİME HIZ KATACAKTIR"
Yalçın Akdoğan, "AK Parti iktidarı olarak 12 yıldır akan kan dursun, analar ağlamasın diyerek sessiz devrim niteliğinde adımlar attık. Her türlü sorunun çözüm yeri olarak siyaset kurumunu gördük. Demokrasimiz sorunları konuşabilecek, tartışabilecek, çözüm yoluna koyabilecek imkan ve kabiliyete ulaşmıştır. Demokrasimizin daha ileri noktalara ulaşması için bütün toplum kesimlerinin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının el birliğiyle gayret göstermesi gerektiği de açıktır. Silahların devre dışı kalması, demokratik gelişime hız katacaktır" diye konuştu.


"SÜRECİ NİHAİ SONUCA ULAŞTIRMAKTA KARARLIYIZ"
Bir kısım konu başlıklarının uzun yıllardır konuşulduğunu ve tartışıldığını dile getiren Akdoğan, "Bundan sonrada öz güven içinde tartışmaktan, konuşmaktan geri durmamamız gerekiyor. Aslında gök kubbe altında konuşulmadık bir şey kalmadı. Demokrasilerde halkın desteğini alan düşünceler, görüşler politikalar değer kazanır. Biz de milletimizin hayır duası ve desteğiyle süreci nihai sonuca ulaştırmakta kararlıyız" dedi.


"SAMİMİYET, CESARET VE KARARLILIKLA SONUCA ULAŞACAĞIMIZA DA İNANIYORUZ"
Yalçın Akdoğan, yeni anayasayı bir çok kronik ve köklü sorunun çözümünde önemli bir fırsat olarak gördüklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi uygulama önem taşıyor. Sürecin ete kemiğe bürünmesi, somut gelişmelerin yaşanması önemlidir. Bu çerçevede iyi niyetli, samimi kararlı şekilde sürece sahip çıkılması, tüm kesimlerin katkıda bulunmak için taşın altına elini koyması zorlukları kolaylaştıracaktır. Sorunlara demokratik çözümler bulmak, bölen ve ayrıştıran değil, birleştiren ve güçlendiren bir etki yapmaktadır. Temel hak ve özgürlükleri daha da geliştirmek, hakça ve kardeşçe bir ortam hazırlamak ancak bütünlüğe katkı sağlar. Vatandaşlarımızın aidiyet duygusunu daha da geliştirir. Temel sorunlarını geride bırakan Türkiye küresel ve bölgesel bir güç haline gelecektir. Çözüm sürecinin zor, meşakkatli, akşamdan sabaha bitmeyecek bir süreç olacağını biliyoruz. Ancak samimiyet, cesaret ve kararlılıkla sonuca ulaşacağımıza da inanıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi biz birlikte Türkiye'yiz ve her şey Türkiye için."


''SÜREÇ RESMİ, CİDDİ VE SORUMLU BİR AŞAMAYA GELMİŞTİR''
HDP heyeti adına konuşan Sırrı Süreyya Önder, sürece ilişkin Hükümetle ortak kaldıkları şu maddeleri sıraladı:
* Demokratik siyasetin tanımı ve içeriği
* Demokratik çözümün yerel boyutlarının tanımlanması
* Özgür vatandaşlığın güvenceleri
* Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri
* Kimlik kavramı, tanımı ve tanınmasına yönelik anlayışın geliştirilmesi
* Ortak vatan ve milletin demokratik ölçülerle tanımlanması
* Demokratik hamleleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa…

PKK'YI OLAĞANÜSTÜ KONGREYE ÇAĞIRIYORUZ
Beklenen tarihi gelişmelerin hayata geçebilmesi için tahkim edilmiş bir çatışmasızlığın elzem olduğuna şüphe yoktur. Biz de HDP heyeti olarak tüm demokratik çevreleri ve barıştan yana olan kesimleri, gelinen bu demokratik müzakere ve çözüm aşamasına güç katmaya davet ediyoruz. Barışa her zamankinden çok daha yakın olduğumuzu bilerek, emek veren ve verecek olan tüm demokrasi güçlerini selamlıyoruz
PKK'yı olağanüstü kongreye çağırıyoruz
Zaman zaman aksamalar ve kırılmalarla yürütülen diyalog süreci resmi, ciddi ve sorumlu bir aşamaya gelmiştir. 
Hayırlı uğurlu olsun


İşte Türkiye'nin ağır faturası

HDP'li Sırrı Süreyya Önder Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'la yaptıkları görüşmeden sonra PKK'ya silah bırakma çağrısı yaptı. Önder, "PKK'yı silah bırakma için kongre toplamaya çağırıyoruz'' dedi. 1984 yılından bu yana süren terör saldırılarında ise 30 bin kişi hayatını kaybetti.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun bünyesinde kurulan “Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Yönelik Alt Komisyon” raporu 2013 yılının Ocak ayında yayımlandı. İşte 1984 yılı ile 2013 yılı arasında terörün Türkiye’deki bilançosu:

30 BİN 576 KİŞİ ÖLDÜ
*Terör nedeniyle son 30 yılda 7 bin 918 kamu görevlisini şehit oldu.

*1984-2012 yılları arasında ölen PKK’lı sayısı 22 bin 101.

*1984-2012 arasında 5 bin 557 sivil hayatını kaybetti.

*PKK’nın iç infazlarının sayısı ise bilinmiyor.

*Faili meçhul cinayetlerin sayısı da tam olarak bilinmiyor. Ancak iki binin altındaki rakamlar ile 17 bin arasında olduğu tahmin ediliyor.

*İstatistiklere geçmeyen ölüm olayları hariç, toplam 35 bin 576 kişinin terör nedeniyle yaşamını kaybetti.

386 BİN 360 KİŞİ GÖÇ ETTİ
*18 Kasım 2011 itibarıyla er statüsünde 8 bin 543, iştirakçi statüsünde 6 bin 483 ve köy korucusu statüsünde 5 bin 34 olmak üzere toplam 20 bin 60 kişi Sosyal Güvenlik Kurumundan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında aylık alıyor.

*20 Ağustos 2012 tarihi itibarıyla toplam 82 bin 724 kişinin genel sağlık sigortası primleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü tarafından ödeniyor.

*İçişleri Bakanlığının 2011 rakamlarına göre Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında İçişleri Bakanlığına toplam 5 bin 34 başvuru yapıldı. Bunlardan 760’ı reddedildi, 4 bin 274’ünün ise kabul edilerek 18 milyon 755 bin 197 TL tazminat ödendi.

*Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde 2011 itibarıyla toplam 359 bin 249 başvuru yapıldı. Bunlardan yüzde 82,7’ine tekabül eden 297 bin 143’ü hakkında neticeye ulaşıldı. Bunların arasında yüzde 56,1’ine tekabül eden 166 bin 754’ü olumlu karara bağlanırken yüzde 43,9’una tekabül eden 130 bin 389’una ise olumsuz yönde karar verilerek toplam 2 milyar 659 milyon 967 bin 285 TL ödenek kullanıldı.

*14 ilde 62 bin 448 hanede 386 bin 360 kişinin köylerinden göç etmek zorunda kaldı. Bunlardan 28 bin 384’ü (yani yüzde 45,4’ü) hanede 187 bin 861’inin (yani yüzde 48,6’sı) KDRP sayesinde köylerine geri döndü. Bu amaçla 1999-2011 arasında 128 milyon 360 bin TL ödenek aktarıldı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.