
Dervişoğlu'ndan asgari ücret ve emekli maaşı açıklaması
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, terör örgütü elebaşı Öcalan'ın, TBMM'de kurulması planlanan komisyonla görüşme talebine tepki göstererek, "Şuna bak şuna! Sanki İmralı adasına tatile gitmiş namussuz. Bir komisyon kuruldu da bizim mi haberimiz yok? Minareyi çalıp, kılıfını meclise mi hazırlatacaksınız? O katili meclise getiremediniz, meclisi onun ayağına mı götüreceksiniz?" diye sordu. "Türk milletinin iradesini, Öcalan canisine ve onun örgütü ile uzantılarına ipotek ettirmeyiz" diyen Dervişoğlu, "İhanet projelerinizi yaşama geçirmek için kurmayı planladığınız komisyon üzerinden evet-hayır oylarını dayanak gösterip ihanetinizi meşrulaştırmanıza yol ve izin vermeyiz! Bu süreci siz planladınız. Beştepe, Balgat, İmralı, Kandil, DEM, Hüda-Par kendi kendinize çalıp oynayın. Bu oyunda biz yokuz" ifadelerini kullandı. Dervişoğlu, asgari ücretin ve en düşük emekli maaşının 29 bin 850 TL olması gerektiğini ekledi.
- Ege Postası
- 18.06.2025 - 13:05
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu.
Silivri cezaevinden tahliye olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a geçmiş olsun dileklerini ileten Dervişoğlu, “Biz, hukuka uygun olmayan bir tutuklamanın aylarca süren hak mahrumiyetinin tahliye ile neticelenmesine değil, Ümit Özdağ’ın Silivri’den kurtulmasına seviniyoruz. Tekrar aramıza hoş geldin diyoruz. Siyasi tarih, bu tutuklamayı birçok yönüyle ele alıp sorgulayacaktır. Ne için yapıldığını, neye hizmet ettiğini, kendi içinde hangi stratejileri barındırdığını hiç şüphesiz değerlendirecektir. Gözaltına alındığı gün mahkemeye çıkmadan önce Çağlayan Adliyesi’nin önünde söylediklerimi tekrarlıyorum. Ne planlanıyor olursa olsun, milliyetçilerin ayrışmasına ve birbiriyle yarışmasına değil, milliyetçilerin birleşip Türk milletini birleştirmesine vesile olacaktır. Hürriyet lütuf değildir. Hürriyet, keyfe keder bir iş değildir. Hürriyet piyango hiç değildir! İşte tam da bu yüzden, bu devran son bulmalıdır. Onu da hep birlikte yapacağız. Kurulan tuzakları bozacak, zalim devlet zihniyetinden arınıp, adil devletin temellerini atacağız” dedi.
“23 yıllık iktidarın en büyük yıkımı milli eğitim”
2024-2025 eğitim öğretim yılının bu hafta sona ereceğini hatırlatan Dervişoğlu, “23 yıllık iktidarın yarattığı en büyük üç yıkım alanı nedir derseniz, şüphesiz en başa milli eğitimi koyarım. Bu eğitim dönemine nasıl başladığımızı hatırlayalım. Atanamayan yüzbinlerce öğretmenle başladık. Sebebini kimsenin bilmediği ama arkasındaki gerekçeleri herkesin tahmin ettiği şekilde, daha dönem bitmeden tayin edilen, hatta sürgüne yollanan öğretmenlerle başladık. Bu ortamda, atanacak kadar şanslı olanların ise bu maaşlarla öğrencilere nasıl faydalı olacakları sorusuyla başladık. Okullara sabun, temizlik malzemesi ve temizlik görevlisi koyamadan eğitim dönemine başlayan bir bakanlıkla karşı karşıya kaldık. Oturduğu bölgede çocuğunu göndereceği nitelikli okul bulamadığı için boğazından kesip, varını yoğunu çocuklarının okul masrafına harcayan velilerle başladık” ifadesini kullandı.
“Hayır! İşte orada duracaksınız!”
İktidarın eğitime dair anayasal görevlerini yerine getirmediğini savunan Dervişoğlu, “Önce her bir maddeyi, her bir fıkrayı ihlal ediyorlar. Sistematik ihlallerle, Anayasa’yı uygulanamaz hale getiriyorlar. Anayasamızı ve anayasal haklarımızı, vazgeçilmez, devredilemez haklarımızı bize unutturuyorlar. Devletin bireyle, toplumla yaptığı sözleşmeyi ortadan kaldırıyorlar. Ahdi ve akdi çiğniyorlar. Sonra da yeni anayasa istiyorlar. Hayır! İşte orada duracaksınız! Biz nefes aldıkça bu ahdi de akdi de çiğnetmeyeceğiz. Bunu çiğnetmeyecek neferler vardır. Onlar da işte buradadır.” şeklinde konuştu.
İktidarın, “Türkçe’den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” şeklindeki Anayasa maddesine de gözünü diktiğini dile getiren Dervişoğlu, “Ana dilde eğitim safsatası ile Türkçe’nin eğitim dili olmasının önüne geçmek isteyenlere izin vermeyeceğimiz dost – düşman tarafından bilinmelidir” diye ekledi.
“Asgari ücret hem çalışanı hem de işvereni zorluyor”
Asgari ücretin yeniden güncellenmesi gerektiğini altını çizen Dervişoğlu, “Bu güncelleme ihtiyacını İYİ Parti olarak ilk defa biz ifade ettik. 2025 yılı için bizim asgari ücret talebimiz 28 bin TL idi. Yüzde 21’lik enflasyon hedefinde bir sapma olursa, bu rakam Temmuz ayında güncellenmeli demiştik. Bugün enflasyon hedefi, önce yüzde 24’e, sonra da yüzde 29’a çıkmıştır. Arada neredeyse yarı yarıya bir sapma mevcuttur. Asgari ücret hem çalışanı hem de işvereni zorlamaktadır. Bu ekonominin hiç kimse için refah üretememesinden kaynaklanmaktadır. Konuşulacak her rakam çalışan için yetersiz, işveren için ise fazla gelmektedir. O halde yapılması gereken şey bellidir. Devlet vatandaşını bir bütün olarak düşünmelidir. Ücretliye en az insanlık sınırında bir hayat fırsatı vermelidir. Üreticinin, sanayicinin, esnafın da bu yükle zaten zor bela çevirdiği çarkların durmasına da müsaade etmemelidir. Bu lütuf değil haktır. Bu asıl toplumsal bekamızdır. Devlet, bu ücret artışını acilen ve behemahal gerçekleştirmeli, işverene de bu konuda somut destek vermelidir” dedi.
“Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun?”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e yüklenen Dervişoğlu, “Arttırılan vergilerle, adeta tuzak kurar gibi kesilen cezalarla sarayın ve iktidarın Hazine’de açtığı deliği yamamaya çalışan Tahsildar Mehmet Efendi! Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun? Asgari ücret enflasyon yaratır bahanesini sen milletin külahına anlat! 2015-2016; 2018-2019 yıllarında asgari ücret artmış ama enflasyon düşmüştür. Yani iddianızın tam tersi olmuştur. Milletinden refahı esirgeyen bir ekonominin ise hiç şahlandığı, büyüdüğü görülmemiştir” değerlendirmesini yaptı.
“Asgari ücret ve en düşük emekli maaşı 29 bin 850 TL olmalıdır”
Asgari ücretin yasal bir zorunluluk olarak yılda iki defa güncellenmesini isteyen Dervişoğlu, “İkincisi ise, bu rakam belirlenirken hem işçi hem işverenin hali birlikte düşünülmelidir. İşverenin üzerindeki yük, devlet tarafından omuzlanmalıdır. Vergi muafiyeti mi, doğrudan destek mi? Hepsini yapmaya, imkanlar ve yasalarımız müsaittir. Bizim hesabımız ve önerimize göre de asgari ücret bugün en az 29.850 TL olmalıdır. Önerimiz budur. Ayrıca bu rakam en düşük emekli maaşı da olmalıdır” açıklamasını yaptı.
“Orta oyununu görüyor musunuz?”
İsrail ve İran arasındaki gerilime değinen Dervişoğlu, “Bizim iktidar İsrail’e ve operasyonlarına karşı olduğunu söylüyor, doğru mu? Doğru. Peki aynı iktidar ve ortakları, PKK’nın silah bıraktığını, terörsüz Türkiye hedefinin gerçekleşeceğini söyleyip katillere kahraman muamelesi yapıyor, doğru mu? O da doğru. Peki, PKK’nın İran kolu PJAK’ın elebaşısı ne diyor biliyor musunuz; ‘İsrail'in İran'a yönelik olası saldırılarını destekliyoruz. İran'a yönelik operasyona katılmaya hazırız. Bölgede hakimiyeti kurmak için gerekeni yaparız’ diyor. Orta oyununu görüyor musunuz?” diye sordu.
“İşte bu şantaj siyasetidir”
“Cumhur koalisyonu ortağı” dediği DEM Parti’den yaşananlarla ilgili yapılan “Kendi ülkesindeki farklılıkları yok sayan bir anlayış işte bugün İsrail yarın başka hegemonik emperyalist ülkelere davetiye çıkarır. Bu davetiyeyi onların elinden almanın en iyi yolu demokratikleşmektir. İran'a da bir an önce kendi meselelerini demokratik yol ve yöntemlerle müzakereyle çözülmesini belirtmek istiyorum.” şeklindeki açıklamaya işaret eden Dervişoğlu, “İşte bu şantaj siyasetidir! Emperyalizmle kucak kucağa, kol koladır. Ya aracıdır ya amacıdır. Ya kuklasıdır ya da kuklacısıdır. Terörsüz Türkiye ise bunun başka bir görüntüsüdür. Bizim iktidar güya İsrail’e karşı. Karşı ama İsrail’in taşeronu terör örgütüyle kol kola! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demek geçiyor insanın içinden” değerlendirmesini yaptı.
“Bu süreç, bizim açımızdan kalkışmadır”
Ortada devasa bir şantaj siyaseti olduğunun altını çizen Dervişoğlu, “Bu şantaj siyaseti hem içeride hem dışarıda yürütülüyor. Türkiye’yi sözde devlet aklı kisvesiyle yöneten güruh, istihareye yattıktan sonra bir sabah aniden Apo katiline sarılarak uyanıyor. Şimdi de İsrail’in İran’a yönelik haksız ve hukuksuz saldırısıyla orkestralarına yeni bir enstrüman eklediler. İsrail davulu! Hedef: İktidarda kalalım. Yöntem: Bu yolda bize kim yardım ediyorsa yardım alalım. Süreç: Kime el uzatmak gerekiyorsa uzatalım. Başta tüm bu katliamların ve hukuksuz saldırıların sorumlusu ABD ve İsrail, bölgedeki tüm taşeron örgütler PKK, PYD, YPG, PJAK. Hepsi buna dahildir, ortaktır. İstiyorlar ki, Cumhuriyeti de verelim, ulus devletten de vazgeçelim, Türk vatandaşlığını çözelim ve bu diyetle de iktidarda kalalım. Evet bize bunu dayatıyorlar. Bu yüzden bu süreç, bizim açımızdan kalkışmadır. Yapılanlar da ihanettir. Bunun bizim dilimizde başka bir karşılığı yoktur. İsrail’in hakimiyetini ve kayıtsız şartsız güvenliğini amaçlayan küresel oyunun adı Büyük Ortadoğu Projesidir. Büyük Ortadoğu Projesi demek, küçültülmüş Türkiye demektir. Buna yol vermeyeceğimiz ve direnme hakkımızı kullanacağımız açıktır. Darbeye direnmek nasıl bir anayasal haksa, ihanete direnmek de anayasal hakkımızdır” dedi.
“Ben, birinci vazifeyi yerine getiriyorum”
Aylardır yaptığı uyarı ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyla başlayan sürecin tesadüf olmadığının altını çizdiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Gerek bölgemizdeki son gelişmeler gerekse ülke olarak tecrübelerimiz, Türkiye’nin büyük bir tuzağa çekilmek istendiğini gösteriyor.
Bana, ‘Tekere çomak sokuyor’, ‘Bozgunculuk yapıyor’ hatta daha ileri gidip ‘Kandan besleniyor” diye bir ahmak tekerlemesini piyasaya sürenler de oluyor. Öncelikle şunu belirteyim; Allah’a şükür kansız değiliz ki, kan isteyelim. Besleme değiliz ki kandan beslenelim! Bozgunculuğa gelince; ben, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gençliğe Hitabe’de tevdi ettiği ‘Birinci vazife’yi yerine getiriyorum” diye ekledi.
“Bozgunculuk, bir katile kurucu önder diyecek kadar küçülmektir”
Dervişoğlu, “Lozan’ı yırtıp atmayı amaçlayan, Cumhuriyetimizin tapu senedine kasteden her adımın yolunu kesmeye, planlarını bozmaya, tekerlerine çomak sokmaya devam edeceğim. Bunun adı bozgunculuk değil, vatanseverliktir. Bozgunculuk; Lozan’a saldıranlarla kol kola girmektir. Bozgunculuk; Türkiye’nin üniter devlet yapısını hedef alanlara, hamilik yapmaktır. Bozgunculuk; büyük Türk milletinin yoluna mayınlar döşeyen bir katile, kurucu önder diyecek kadar küçülmektir. Çomak sokuyor dedikleri teker; milletimizin üzerine doğru ilerleyen bir silindirdir. Çomak sokuyor dedikleri teker; devletimizi çiğnemek üzere kurgulanmış bu orta oyunudur. Bu gerçeği görüyor ve bir kez daha haykırıyorum; Lozan’a dil uzatanların, üniter devlet yapımızı hedef alanların, milletimizin varlığına ve birliğine kastedenlerin, milletimizin yoluna mayınlar döşeyenlerin tekerine çomak sokmaya devam edeceğiz! Bizim için tek bir kurucu önder vardır, O da, büyük Türk milletinin kahraman evladı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür” dedi.
“Bizim komisyonumuz Türkiye ve Türk milletidir”
Terör örgütü elebaşı Öcalan'ın, TBMM'de kurulması planlanan komisyonla görüşme talebine de tepki gösteren Dervişoğlu, "Şuna bak şuna! Sanki İmralı adasına tatile gitmiş namussuz. Bir komisyon kuruldu da bizim mi haberimiz yok? Minareyi çalıp, kılıfını meclise mi hazırlatacaksınız? O katili meclise getiremediniz, meclisi onun ayağına mı götüreceksiniz? Bakın açık ve net olarak ifade ediyorum: Türk milletinin iradesini, Öcalan canisine ve onun örgütü ile uzantısı partilere ipotek ettirmeyiz. İhanet projelerinizi yaşama geçirmek için kurmayı planladığınız komisyon üzerinden evet-hayır oylarını dayanak gösterip, ihanetinizi meşrulaştırmanıza yol ve izin vermeyiz! Bu süreci siz planladınız. Beştepe, Balgat, İmralı, Kandil, DEM, Hüda-Par kendi kendinize çalıp oynayın. Bu oyunda biz yokuz! Bizim komisyonumuz Türkiye ve Türk milletidir.” diye ekledi.
Yorum Yazın