Dolar 32,3696
%0.16
Euro 34,9642
%-0.29
Altın 2.324,720
%0.19
Bist-100 9,08
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Demirtaş: Şiddet isteyen bize oy vermesin

Demirtaş: Şiddet isteyen bize oy vermesin

BUGÜN TV'de Nazlı Ilıcak ve Hayko Bağdat'ın hazırlayıp sunduğu Özgür İfade programına konuk olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.

  • Ege Postası
  • 09.10.2015 - 00:36
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BUGÜN TV'den canlı olarak yayınlanan Özgür İfade programına katılarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Şiddet isteyenler 1 Kasım'da bize oy vermesin" diyen Demirtaş, "Koalisyon kötü bir şey değildir" ifadelerini kullanarak "Tek parti olsak, 276'yı alsak bile koalisyon yaparız.Türkiye'yi ancak bu rahatlatır." diye konuştu.

Bugün TV canlı yayınında gazeteci Nazlı Ilıcak ve Hayko Bağfat'ın sorularını cevaplandıran HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarından satır başları ise şöyle:

Halkların Demokratik Partisi sadece Kürtlerden ya da Türklerden oluşmuyor. Partimizde Ermeni, Ezidi, Süryani, Boşnak da var. Eşitler arasında bir yeni yaşamı vadediyor bu parti. Milletvekillerimiz, parti yönetimimiz, parrti programımız da böyle. Siyasetimiz ve devlet yönetimimiz de buna uygun olmalı. HDP farklı bir şey yapmaya çalışıyor, bu partinin parlamentoda olması, toplumsal barışın güvencesidir.

NE PKK NE DE PARTİ BAYRAĞI
“Partimiz Türkiye toplumunun hiçbir toplumsal gerçeklerini inkar ederek siyaset yapmıyor. Bütün değerler Türkiye’nin ortak değeri olarak kabul edilecekse hiçbir şeyi dışlayamazsınız. Bayrak mevzusu çok tartışılıyor. Sarı, kırmızı, yeşil Kürtlerin yüzlerce yıldır kullandıkları renklerdir. Ne PKK bayrağıdır, ne parti bayrağıdır. Bir ülkenin cumhurbaşkanı o renklere paçavra diyecek bu bir hassasiyet, bu konuşulmayacak. Öte taraftan Türk bayrağını ortak değer olarak kabul etmedin diye hakaret yağdıracaksın.

ARIZAYI BİZ ÇIKARMIYORUZ
Bayrağın iki anlamı var. Birincisi bayrak bütün kirlikleri, hırsızlıkları, tetikçiliği örtmenin aracı olarak kullanılıyor. Her türlü ret ve inkarın aracı olarak kullanılıyor. Bir de devletin sembolüdür. Etnik kökeni, ırkı, milliyeti temsil etmez. Türk bayrağı, kendini Türk olarak hissetmeyen herkes için bir biat etme aracı olarak kullanıldı. 12 Eylül’de bir işkence aleti olarak kullanıldı. Parti binamız yakıldı, Türk bayrağı asıldı. Bizden hangisine saygı göstermemiz bekleniyor. Kirlilikleri örtmenin aracı olarak kullanılana mı, Türkiye’nin, devletin sembolü olan Türk bayrağına m? (Türkiye’nin sembolü olan) Bunda hiçbir sorun yok. Burada ki arızayı biz çıkarmıyoruz. Bayrağa bu anlamları yükleyenler çıkarıyor.

DÖRT TELEVİZYON PROGRAMINA ÇIKTIM
(Basına yönelik saldırılar)Biz basın özgürlükleri konusunda ileri aşamaya gelmiş bir ülke değildik çok daha ağır bedellerin ödendiği günler de oldu Gazeteci cinayetleri gazete binalarının bombalanması, gazetecilerin tutuklanması bunlar yaşandı. Bunlar belli bir amaca hizmet için oldu. Bu dönemde iktidar ulaşmak istediği amaçlar için engel olan herkesi hedef olarak görüyor. Siz medyayı kısıtladığınız anda sadece o basına değil bütün toplum mağdur hale geliyor. İfade özgürlüğünü engellemiş oluyorsunuz. Merkez medya tarafından toleranslı olarak karşılanmadık. 7 Haziran’dan önce toplam 4 televizyon programına çıktım. Bu tür baskı ortamında 7 Haziran’ı geçirdik. Çıktığımız televizyon programında da bize toleranslı davranılmadı.

HODRİ MEYDAN DEMESİ LAZIM
Bütün toplum bir karartma ile karşı karşıya. Yandaş bir medya grubu var, istediklerini çalıp söylüyorlar. Yalan gırla gidiyor. Tek taraflı bir bilgi bombardımanına tabi tutulmak isteniyor toplum. Ama sosyal medya var. Toplum, bir şekilde gerçekleri duymak isteyen bunları alabiliyor. 7 kanalın bir yayın platformundan hukuksuz bir şekilde çıkarılması, gazete binalarına saldırı, gazetecilere saldırı bunların hepsi iktidarın yıpranmış olduğu gerçeğini toplumdan saklaması olarak görülüyor. Kanalları engellemek yayınları yasaklamak yerine hodri meydan demesi lazım. Canlı yayında tartışalım demesi lazım. Biz olsaydık bunu söylerdik. Neyi kimden saklamaya çalışıyorsunuz.

ŞİDDET İSTEYEN OY VERMESİN
Şiddetin panzehiri demokrasidir. Biz demokrasiyi genişletelim. Şiddet şu ya da bu şekilde çözümlenecektir. Türkiye’de şiddet kullanan sadece PKK değil; şiddetin panzehiri demokrasidir. Demokrasinin azaldığı yerde şiddet artıyor. Hükümetin tavrına bir bakın; PKK eylem yapıyor, HDP’yi lanetliyorlar. Hükümet olarak sizin yapmanız gereken şey HDP’nin 400 binasını yakmak değildir. Biz partimizi kapatıp gidelim, Türkiye sorunlarını nasıl çözecek! Kaç yüz bin evladımızı yitirmemiz lazım, demokrasiyle bu işi çözelim demek için. Bu noktaya gelmek için ne kadar kayıp gerekiyor. ‘Ben şiddet istiyorum’ diyen bize oy vermesin, biz şiddet istemiyoruz, barış içerisinde çözüm istiyoruz diyenler bize oy versinler. 6 milyon oy alan bir partiye herkesin saygı duymasını beklerdik. Kendinizi savunun dedik insanlara, meşru müdafaa hakkınızı kullanın diyebildim bir tek; 400 binamız yakıldı, tek soruşturma var, benim hakkımda.”

"POLİTİKALARI İFLAS ETTİ"
Hükümet isyan durumuyla karşı karşıya olduğunu düşünüyorsa demek ki politikaları iflas etmiş durumda. 2,5 yıl boyunca neyi çözdün diye sorarlar sana. Halk senden çözüm bekliyordu. Demek ki 2,5 yılda bir şey yapamamış ki, insanları isyan durumuna getirmiş. Biz halkta isyan durumu, hükümette inkar durumu olsa da bizim bu durumdan devleti ve toplumu çıkarmamız lazım.

(Davutoğlu'nun sivil kayıp yok açıklamaları) Doğruyu söylemiyorlar. Cizre'de bebekler defnedildi. Onlar da sivil değil miyd? Çocuklar var, 12 yaşındaki Cemile soğutucuda bekletildi. Böyle bir yalan olabilir mi'

Diyarbakır'da, akşamüstü karanlık çöktüğünde çöp toplayan bir çocuk, polis aracının geldiğini görünce kaçmaya çalışmış. Hareket eden herkese veya her şeye ateş ettikleri için 15 yaşındaki çocuğu vurup gitmişler. Bugün havuz medyasına bakıyorsunuz, "Demirtaş terörist cenazesine katıldı" diyorlar. Orada yaşayan milypnlarca insan gerçeği biliyor, batıda yaşayanlar bu dramı görmezse, bizim çıkıpDiyarbakır'da kardeşlikten söz etmemiz zorlaşır. Diyarbakır halkının da bir haysiyeti var. "Bunca duruşumuza rağmen ülkenin batısı bizi anlamıyorsa, bizim başka bir şey düşünmemiz lazım" der insanlar.

"TEK BAŞINA İKTİDAR OLSAK BİLE..."
Türkiye artık koalisyonla yönetilecektir. Tek parti iktidarı için oy veren vatandaşlara saygı duyuyorum. Koalisyon kötü bir şey değildir. Tek parti olsak, 276'yı alsak bile koalisyon yaparız. Türkiye'yi ancak bu rahatlatır. Ülkeyi beraber yönetelim, beraber çözüm bulalım. Tek başına iktidar olsanız dahi diğerlerini ürkütüyorsanız. Bir dahaseçim olmaz, koalisyon kurulacaktır.

(Erdoğan'la denk gelseniz) Şunu söylerim, diyalog kurun, bir de bizden dinleyin. Çevrenizdeki dar bir grubu dinlemek yerine, bizden de dinleyin. Kızar mıyız birbirimize, bağırıp çağırır mıyız ama dinleyin. Tek taraflı dinleme sizi yanlış bir yere götürüyüor. Tek başımıza iktidar olsa bile koalisyon kurarız. Biz de MHP'yle koalisyon kurma sevdalısı değiliz, iki benzemezler bir araya gelmez. AmaTürkiye'nin geleceği için diğer ihtimalleri değerlendiririz.

"DEMOKRASİNİN AZALDIĞI YERDE ŞİDDET ARTIYOR"
Şiddetin panzehiri demokrasidir. Biz demokrasiyi genişletelim. Şiddet şu ya da bu şekilde sönümlenecektir. Türkiye'de şiddet kullanan sadece PKK değil; şiddetin panzehiri demokrasidir. Demokrasinin azaldığı yerde şiddet artıyor. Hükümetin tavrına bir bakın; PKK eylem yapıyor, HDP'yi lanetliyorlar. Gükümet olarak sizin yapmanız gereken şey HDP'nin 400 binasını yakmak değildir. Biz partimizi kapatıp gidelim, Türkiye sorunlarını nasıl çözecek! Kaç yüz bin evladımızı yitirmemiz lazım, demokrasiyle bu işi çözelim demek için. Bu noktaya gelmek için ne kadar kayıp gerekiyor.

Ben şiddet istiyorum diyen bize oy vermesin, biz şiddet istemiyoruz, barış içerisinde çözüm istiyoruz diyenler bize oy versinler. 6 milyon oy alan bir partiye herkesin saygı duymasını beklerdik.

Kendinizi savunun dedik insanlara, meşru müdafaa hakkınızı kullanın diyebildim bir tek; 400 iş yerimiz yakıldı, tek soruşturma var, benim hakkımda!

Önce bir ateşkes! 2,5 yıl ateşkes uygulanmadı m? Bilemiyorum ben o dönemde silahlanıp silahlanmadıklarını, devlet öyle diyor. Tankla tüfekle üstlerine mi gideceksiniz, silahlara ihtiyaç olmayan bir zemin mi sunmak daha mantıklı. Panzerin arkasına bağladığınız her Kürt genci, başka Kürt gençlerinin silahlanmasına sebep oluyor.

SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI
PKK'ya da silahları bırakın diyoruz, çözüm masasına dönmelisiniz diyoruz. Mevzu sadece PKK m? Biz çağrılar yaptığımızda MHP'nin CHP'nin AKP'nin çağrılarından çok daha etkilidir. Bizim çağrılarımız eminim ki ciddiye alınıyor ve biz buradan sonuç alacağımıza inanıyoruz. "PKK, HDP'yi zora sokmak için silah kullandı" deniyor, sonra da "PKK HDP'ye oy toplamak için silah kullandı"; e hangisi doğr? Bunu hükümet aynı cümle içerisinde kullanıyor. Biz amasız, ancaksız, silahların susmasını istiyoruz.

5 Nisan 2015'ten beri heyetimiz Abdullah Öcalan'dan haber alamadı. Teyit edebildiğimiz hiçbir bilgi yok. YSK karar alırken hem Anayasa'ya hem yereldeki duruma baktı. 2002'de AKP iktidara geldiğinde biz Cizre'de yine vardık, o zamandan bu zamana aşağı yukarı aynı oyları aldık. 85-90 aralığında. Hiçbirine de silahla oy aldılar demediler, ne zamana kadar, 8 Haziran'a kadar. Biz Cizre Belediyesi'ni her zaman kazandık. Genel seçimde hep birinci parti olduk. Miting yapmaya gidiyoruz, en az 50 bin kişiyle miting yapıyoruz. Hadi sandığa zorla getirdik, mitinge de mi zorla getirip slogan attırdık'

O görüntüleri izleyen herkesin morali bozuluyor, İçişleri Bakanı denen zat çıkıp güvenlik güçlerinin morali bozulmasın diyor.

(Şehit cenazesi) Ben gittim efendim, provokasyonun olmayacağını bildiğim her yere gittim. Olmaması için dua ettim beraber. Başbakan'a sorun, ömrü hayatında bir kere PKK'linin ölümünden acı duyuyorum diyebilmiş m? Bir Ermeni'nin acısını paylaşabilmiş mi! Cem evinde cenaze olmasın diye gitmiyorlar. Acılar arasına ayrıım koyuyorlar.

Yasin Börü için üzülmeyen insan değildir. Hükümet bunu siyasi rant aracı olarak kullanıyor, kolektif bir vicdan oluşmasına engel oluyorlar. Yasin Börü üzerinden beni, partimi vurmaya çalışıyorlar. Biz bu acıyı paylaşmaya çalışıyoruz, izin vermiyorlar, provokasyonu büyütmeye çalışıyorlar. Hala 6-8 Ekim olaylarında etkili bir soruşturma yürütmüyorlar. 44 HDP'li, 6 Hüda-PAr'lı katledildi. Diyoruz ki, bunları soruşturun. Arkasında ben varsan hesap vereyim. Bunun devletten bağpımsız olup bitmesi mümkün müdür! Niye sürekli beni suçlayıp duruyor hükümet!' Ben verdiysem bu emri, hakkımda düzenlenmiş tek bir fezleke yok, soruşturma yok; olamaz da! Ben bu kadar alçaksam, kendi vicdanımla kendimi cezalandırırdım.

RUSYA'NIN SURİYE MÜDAHALESİ

Bize sürekli parmak sallıyorsunuz dedim, yüz ifadesine bir bakın: Bizimle ilgili konuşurken inanılmaz bir kin, nefretle konuşuyor. Hiç mi konuşulamaz insanlarız biz. Velev ki seni başkan yaptırmadık, budur suçumuz herhalde. Putin'le cami açılışı yapıyorsun, geri dönüp bize parmak sallıyorsun. Rusya'ya kafa tutacak durumda değil, çünkü ilişkiler buna uygun değil. Sen kaynaklarını düzgğün organize edemediğin için enerji açısından Rusya'ya bağımlısın. Suriye'de taraf tuttuğun, orayı karıştırdığın için orada etkisizsin. Türkiye en uzun kara sınırıına sahip, her şey bizi ilgilendiriyor ama biz tarafız orada. Kimden tarafız, Selefilerden yana tarafız. En başından beri Türkiye, ÖSO, IŞİD; El Nusra'yı destekledi. İstihbarat desteği aldılar, yaralıları tedavi edildi.

PYD'den Türkiye'ye tek bir kurşun geldi mi, düşmanlık oldu m? Süleyman Şah Türbesi'ni de PYD'nin desteğiyle taşıdınız. Dünya temas halinde, Türkiye hala PYD DEAŞ'tan daha tehlikelidir diyor. Selefiler hariç bölgedeki herkes Türkiye'yi düşman olarak görüyor. Putin'e karşı sessiz kalırsın böyle. 2 günde 3 kere sınır ihlali yaparlar, anca üzüldüm, kırıldım diyebilirsin. Bize karşı bir kere böyle bir dil kullandılar m? Bu nasıl bir kibirdir, kendini üstün görme anlayışıdır.

Herkes diyor ki en etkili mücadeleyi Kürtler yürütüyor, bizimki çıkıp diyor ki onlar terör örgütüdür. Kürtlerden korkmuyorsan, tehdit olarak görmüyorsan; örgütünü de tehdit olarak görmeyeceksin. Örgütler geçicidir, halk kalıcıdır.Örgütü terörist ilan ederek halkla sağlıklı ilişki kurulamayacağını bilmen lazım.Tam bizimle iletişim kurmasın, biz engel değiliz; kimi görüyorsa onunla kursun. AKP'yi mi kuruyor, kendi kendine mi ilişki kuracak'

Size televizyon açtık, eskiden asit kuyularına atıyorduk şimdi yok diyerek Kürtlerle iletişim kuramazsın. Bu ülkede demokrasi talep eden insanlara ne diyorsun, bunu söyle. Sen yap bakalım, biz engel olmayız. Türk toplumunu da bunu anlat ama. Ey Türk halkı bu Kürtlerin hakkıdır, yapmazsak haksızlık olur, cumhuriyet bunları inkar etti, düzeltmemiz lazım de. Kürtlere parmak sallama, yapma böyle. Temsiliyet mevzusu farklı bir konudur, tartışmak istemem ama aksini iddia eden çıkıp yapsın, biz engellemeyiz.

HDP'nin savaş çıkarma, karar alma gücü yok. Devlet bize bağlıu değil, PKK bize bağlı değil. Herkes bunu görüyor. Olup biteni herkes takdir edecektir, bu kanaatlerini de sandığa yansıtacaktır.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.