
DİSK’ten kamuoyuna ‘demokrasiye sahip çıkma’ çağrısı: Kadınların mücadelesi bastırılıyor!
DİSK Genel İş Örgütlenme Dairesi Başkanı Ali Haydar Kaya tutuklanan Genel İş 8 Nolu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin ve 3 Nolu Şube Kadın Komisyonu Başkanı Mine Bilir için gerçekleştirilen açıklamada, “Kadınların iş yerinde, alanlarda, hak mücadelelerinde aktif olmaları, emekten yana, eşit ve özgür bir toplum için mücadeleleri bastırılmaya çalışılıyor. Bu bir yargı kararı değil, bu bir siyasi mesajdır. ‘Kadınlar susmalı, geri durmalı, boyun eğmeli’ diyen zihniyetin yargı eliyle verdiği bir gözdağıdır.” dedi.
- Ege Postası
- 18.06.2025 - 13:22
- Güncelleme: 18.06.2025 - 14:23
ŞİLAN KOCADAĞ/EGEPOSTASI- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından ülke genelinde yapılan eylemlere Devrimci İşçi Sendikası Konfederasyonu (DİSK) yöneticileri ve üyeleri de destek vermişti.İmamoğlu için gerçekleştirilen mitinglerde ise DİSK Genel İş Şube Başkanları ‘Diktatör Erdoğan’ ve ‘Hırsız Erdoğan’ sloganları attığı gerekçesiyle ifadeye çağırılmışlardı.
GÜMÜŞTEKİN VE BİLİR TUTUKLANDI
İfadelerinin ardından Genel İş; 2,6,9,10 Nolu Şube Başkanları serbest bırakılırken, 8 Nolu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin ve İzmir 3 Nolu Şube Kadın Komisyonu Başkanı Mine Bilir tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Mahkeme, Gümüştekin ve Bilir’in ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla tutukluluğuna karar verdi. DİSK ise bugün Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanarak açıklama gerçekleştirdi.
“DEMOKRASİ MÜCADELESİNE GÖZ DAĞIDIR”
Basın açıklamasını okuyan DİSK Genel İş Örgütlenme Dairesi Başkanı Ali Haydar Kaya, “Bu tutuklama sadece iki sendika yöneticisine değil, doğrudan sendikal hak ve özgürlüklere, ifade özgürlüğüne ve emek demokrasi mücadelesine yönelmiş açık bir gözdağıdır. Bu hukuksuz uygulama, ülkeyi yönetenlerin kendilerinden farklı düşünenleri bastırma ve örgütlü mücadeleyi sindirme çabalarının yeni bir örneğidir. Genel-İş Sendikası, tarihi boyunca yalnızca ekmek ve ücret için değil; adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasi için mücadele etmiştir. 19 Mart sonrası artan baskılar, yargının siyasallaşması ve toplumsal muhalefetin hedef haline getirilmesi karşısında sendikamız demokrasi için sesini yükseltmeye devam etmiştir. Bugün yaşananlar, bu direngen duruşun cezalandırılmasıdır. Arkadaşlarımızın talebi yalnızca adalet ve demokrasi olmuştur. İfade ettikleri düşünceler Anayasa’nın ve uluslararası sözleşmelerin tanıdığı ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Ancak siyasi iktidar, bu temel hakları dahi yok saymakta; muhalif olanı, örgütlü olanı cezalandırmak istemektedir.” dedi.
“BU BİR POLİTİKA ÜRÜNÜDÜR”
Kaya ortada kaçma şüphesinin olmadığını belirterek, “12 yaşındaki kız çocuğuna tek başına bakmakla yükümlü olan Mine Bilir tutuklanmıştır. Bir çocuğun annesinden ayrı büyümesi, en temel insan hakkının ihlalidir. Bugün siyasi nedenlerle tutuklanan arkadaşlarımız, aynı zamanda annedir, evlattır, kardeştir ve toplumun vicdanıdır. Siyasi fikirleri, hak talepleri ya da barışçıl eylemleri nedeniyle özgürlüğünden mahrum bırakılan arkadaşlarımız, sadece kendileri değil, çocuklarıyla birlikte cezalandırılmaktadır. Kadınlar, çocukları için daha adil ve özgür bir gelecek inşa etme arzusuyla seslerini yükseltirken buna şiddetle ve cezayla karşılık verilmesi geleceğimizin de cezalandırılması anlamını taşır. Hukuk, bir sindirme aracı değil, adaletin güvencesi olmalıdır. Delil karartma ihtimali ve kaçma şüphesi yokken Deniz Şahin Gümüştekin tutuklanmıştır. Biz biliyoruz: Bu bir tesadüf değildir, bu bir politikanın ürünüdür. Bu olsa olsa Şube Başkanımızın kadın olması ve bir kadın olarak itiraz etmesiyle ilgilidir.” ifadelerine yer verdi.
“DEMOKRASİYE SAHİP ÇIKMA” ÇAĞRISI
Açıklamanın devamında ise şu sözlere yer verildi:
“Kadınların iş yerinde, alanlarda, hak mücadelelerinde aktif olmaları, emekten yana, eşit ve özgür bir toplum için mücadeleleri bastırılmaya çalışılıyor. Bu bir yargı kararı değil, bu bir siyasi mesajdır. “Kadınlar susmalı, geri durmalı, boyun eğmeli” diyen zihniyetin yargı eliyle verdiği bir gözdağıdır. Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşleri kapsamında hakkını kullanan, düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğünü kullanan Şube Başkanımız ve temsilcimizin tutuklanmasını kabul etmiyoruz. Bu hukuksuzluk, yalnızca Genel-İş’e değil; tüm emekçilere, sendikalara, demokratik kamuoyuna verilmek istenen bir gözdağıdır. Ama bilinmelidir ki; bu baskılara boyun eğmeyeceğiz. Genel-İş Sendikası olarak hukuka aykırı bir biçimde tutuklanan yöneticilerimizin yanındayız. Bu hukuksuzluklar sendikal hak ve özgürlüklere yönelik müdahaledir. Çağrımızdır; Bu karanlık düzeni, birlikte dayanışmayla aşacağız. Demokrasiyi, adaleti ve özgürlüğü savunmak, hepimizin görevidir. Tüm kamuoyunu, demokrasiye, hukuka ve sendikal haklara sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
Yorum Yazın