Dolar 32,4448
%0.39
Euro 35,1039
%0.11
Altın 2.324,340
%0.17
Bist-100 9,08
%3.1

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP'li Yüksel, gazetecilere içini döktü

CHP'li Yüksel, gazetecilere içini döktü

7 Haziran’da milletvekilliğine veda edecek olan CHP İzmir Milletvekili, PM Üyesi Alaattin Yüksel, kentteki siyaset muhabirlerini akşam yemeğinde ağırladı. Yüksel, 2019 yerel seçimleri için Büyükşehir'e aday olacağı söylentilerine “Bu durumdan hakikaten üzülüyorum. Böyle bir planım yok” yanıtını verdi. Parti içindeki “ekip” kavramını da açan Yüksel, AK Parti’nin çöküş yaşadığını söylerken parti içinde DSP’den aday olanların dönüşüne karşı çıktı. Yüksel, Cumhurbaşkanı'nın Atatürk Stadı’nda gerçekleştirdiği toplu açılış törenine katılan Aziz Kocaoğlu’na "Stada gitme" dediğini açıkladı.

  • Ege Postası
  • 26.05.2015 - 13:11
SERCAN AVCI/HABER SERVİSİ - CHP İzmir Milletvekili Parti Meclis Üyesi Alaattin Yüksel, Bostanlı Altınbalık’ta kentteki siyaset muhabirlerini  ağırladı. Yüksel’in görev yaptığı dönemde birlikte çalıştığı ekip arkadaşları Sevda Kılıç, Hüseyin Sezer, Umut Tekin, Utku Gümrükçü, Ebru Okay, Barış Erel gibi isimlerde yemekte yer aldı.

İLLAKİ BAŞKAN VEYA VEKİL OLMAN GEREKMEZ
Yüksel, toplantının amacını açıklarken siyasetin uzun soluklu olduğunu söyledi. Yüksel, “Siyaset aslında hepimizin olması gereken yaşam biçimi. Hayatın içinde bir konu. Her gün siyasetle baş başa ve iç içeyiz. Özellikle bizim kuşağımız Anadolu’nun belli yerlerinden Büyükşehir’e geldik. Ben kendi köyümden çıkan ilk üniversite öğrencisiyim. Bunlar bizim için ayrıcalıktı. Ayrıcalığı elde etmekte birlikte olduğumuz insanların payı büyüktür. Bizim kuşağımız kendi ülkesinin sömürülmesine tepki duyardı. İçinden çıktığı yoksul halkı düşünür. Siyasetin içinde aydın olarak yurtseverlik duygusu içinde yer aldık. Bizim kuşak mutluluk tarifini ‘içinden çıktığımız topluma faydalı olmak’ olarak anlatırdı. Siyaset kariyer planlaması amacıyla yapılmaz. Belediye başkanı, milletvekili olalım istemedim. Özellikle bu dönem parlamentoya giderken de bu fikir ile hareket ettim. İlla ki siyaset yapıyorsam vekil, başkan olman gerekmiyor. Siyaseti yapıyorsan nefer ve üye olarak da yapabilirsiniz. Zaman zaman hayatımda siyaset kesintiye uğramıştır. Zorunlu kesintiye uğradığı dönemler oldu.  İl başkanı olduğum sırada görevden alındım.  Aktif siyaset içinde olmadığım zaman STK’larda görev yaptım.  Bana ‘niye siyaset yapmıyorsun’ diyenlere o dönem yanıtlar verdim. O dönem siyaset yaptığında partinin lideri için yapıyordun.  O bir zorunluluktu. Partiden ayrılmadan, kopmadan ama partide aktif görev almadan çalıştım. Siyaset kişiye hizmet anlayışına dönüşmüştü. Diğer partiler zaten öyle ama CHP de öyle olunca parti dışında kaldım” dedi.

BÜYÜKŞEHİR’İ DÜŞÜNMÜYORUM
Yüksel, 2019 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yerine aday olup olmayacağı yönündeki soruya ise, “Geçmiş dönemde de bana “aday ol” demişlerdi o zaman bu konuyu yakın çalışma arkadaşlarıma yasakladım. Kimse bu konuda konuşamıyordu.   Siyasetin illa ki kariyer planlaması olmadığını, uzak hedefli iş olmadığını hep söyledim.  En çok üzüldüğüm şeylerden birisidir bu konu. Partide ‘Alaattin Yüksel milletvekili seçimleri var aday olmadı, demek ki belediye başkanı adayı olacak’ diye değerlendirmeler yapılıyor.  Belediye başkanlığı seçimi olmayınca da milletvekili adayı olacağımı düşünüyorlar. Sonra da ‘zaten bunlar paylaşmıştır. Aziz Kocaoğlu belediyede, Alaattin de meclise gider’ denildi. Şimdi de bunun 2019 için tersini söylüyorlar.  Böyle şeyler söyleniyor. Ben bu durumdan hakikaten üzülüyorum. Böyle bir planım yok. Açık ve net söylüyorum. Siyasette yeni arkadaşların, gençlerin öne çıkması gerektiğine inanıyorum. 2014 genel seçimlerinde de bunu çok tartıştık. Bana ‘aday ol’  diyen önemli görevdeki arkadaşlar oldu. Ben görevi kabul etmeyeceğimi söyledim. Hatta Aziz Başkana da ‘aday olma, genç arkadaş çıkartalım’ dedim. Danışma meclisi toplantısında da ‘adayım Aziz Kocaoğlu değil’ dedim. Bana sonra  ‘sen ol’ dedi. Böyle bir şey düşünmüyorum, düşünmediğimi de ifade ettim” diye konuştu.

‘EKİP’ DEĞERLENDİRMESİ
Yüksel, parti içinde kendileri için kullanılan “ekip” değerlendirmesini de yorumladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu ile birlikteliğini anlatan Yüksel, siyaset yaptığı isimlerin seçimde önseçimden çıkamaması, kontenjanlara yazılamaması sonrasında “ekip dağılıyor” yorumlarına da yanıt verdi. Yüksel, “Bizim ekip anlayışımız düşüncede, eylemde birliktir. Kişisel değildir. Ahmet, Mehmet meselesi değildir. Bizim ideolojik birlikteliklerimiz var. Partinin en çok çalışan kesimiyiz. Parti çalışmalarında kim gelirse gelsin onunla çalışmaya hazırım. Ben sürekli ‘benim ekip anlayışım yoktur’ dedim. Bir toplantıda ‘ekip, ekip’ konuşuluyor ama etkinliklere gidenler belli. Ben, Mustafa Moroğlu ve Hülya Güven gidiyoruz. Bizimki eylemde birlik. Dördüncüsü, beşincisi gelse onunla ekip oluruz. Çıkıp da Aziz Kocaoğlu ya da ben ‘şunu destekleyin’ diye bir ilanda mı bulundu? Yok.  Görüntü senelerdir oluyor. Biz sevmediğimiz belediye başkanlarının etkinliklerine de gittik. Aldığımız parti terbiyesi var. Başkan, üç dönemdir belediyeyi yönetiyor. Arkadaşları olarak anıldığımız için 15 yıl yıpranmak kaçınılmazdır. Sen erksen ve görevin varsa belediye başkanı, meclis üyesi olamayan senden biliyor. O yüzden de kendimizi dinlendirmemiz gerekiyor” dedi.  

STADA GİTME DEDİM
Yüksel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nu kapıda karşılayan, karşılama töreninde duruşu ve tavırları ile parti içinden birçok kişinin tepkisini çeken Kocaoğlu’nun eğilmesini de yorumladı. Yüksel, “TBMM’nin belirlediği protokol var. Başkan, Cumhurbaşkanını havalimanında karşılamak ve uğurlamak zorunda. Bu seçimde Cumhurbaşkanı ve başbakan kendisini ekstra ziyarete geldi. Şimdi ‘sana ziyarete geliyoruz’ diyeni kabul etmeme şansı yok.  Ben kendisine söyledim.  Ona  ‘stada gitme’ dedim.  Gitmek zorunda değilsin. Kapıya git ve dön. Gidince beklemeden konuşma verdiler. Eğilme meselesinde Aziz’in alçak gönüllükte üstüne yoktur. Birincisi herkese ‘abi’ der.  Hatta bana kaç kişi ‘bana abi diyor’ demiştir. Birisini görse abi der, eğilir, nezaket gösterir. Bu onun kendi yapısı ile ilgilidir. Başkanın bu tavrı valiye örnektir. Binali Yıldırım’ı karşılıyor ama bizi karşılamıyor. Yine, Aziz Bey’in İzmir’de ‘AKP’yi ikiye katlarız’ değerlendirmesine de katılıyorum. İzmir’de AKP teslim olmuştur. Artık yoktur. Bana göre 2002 sendromunu yaşıyor. Genç partinin o dönemki yerini MHP ya da HDP İzmir’de alabilir. CHP çok güçlü çıkacak. Türkiye genelinde de seçimler başa baş gider. Oy oranı yüzde 35’er olur. CHP ile AKP aynı oy oranını alır” dedi.


ONLAR İÇİN ÜZÜLMÜYORUM
Yüksel, CHP’de İzmir’den bu dönem birçok ismin aday listelerinde yer almaması konusundaki soruyu da yanıtladı. Yüksel, kendisi gibi bu dönem milletvekili adayı olamayan Mehmet Ali Susam’ın, “Milletvekili arkadaşlarımdan Erdal Aksünger, Rahmi Aşkın Türeli gibi isimlerin mecliste yer almasını isterdim” sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Hiçbirisi için üzülmüyorum. Çünkü biz bu partide önseçim kararı alınmasını istedik. Önseçim kararı alındı. Parti Meclisi’nde bunun tartışması yapıldı. Birçok kişi çıkıp ‘şu niye olmadı, bu niye olmadı’ dedi. Ben de dayanamadım o zaman ‘bırakın hoş görünme işlerini, parti önseçim kararı almış. Dört yıl milletvekilliği yapmışsın. İstiyorsan yarışacaksın’ dedim. Peki Erdal, Mehmet Ali girmedi de önseçime giren Mustafa Moroğlu’nun, Hülya Güven’in ne kabahati var. Bunlar önseçime girdi. Bu açıdan değerlendirmeler yanlıştır. Hiçbir milletvekilinin ‘ben neden değerlendirilmedim’ diye soru sorma hakkı yoktur. Girecekti önseçime yarışıp, kazanacaktı.  Aday gösterilmeyenler kontenjandan aday gösterilen milletvekili için ‘niye onu gösterdin de bizi aday göstermedin’ diye sorabilirler. Bu da onların hakkıdır” dedi.

BİR BOŞLUK VAR
Yüksel, genel seçim sürecinde partinin tek savunucusu olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun görünmesine de değindi. Yüksel, “Bir boşluk olduğu kesin. Bu neden kaynaklanıyo? İl başkanımızın yeni olması, deneyim kazanmamış olmasının etkisi olabilir. Biliyorsunuz atama il başkanları farklı oluyor. Bu iş tırnakla falan kazılıp gelirken kendiniz de ona göre gelişerek geliyorsunuz. Onun dışında milletvekillerinin birçoğu yeni dönemde değişiyor. Bizler eski ve köhne milletvekilleri olarak görüş alınmıyor. Açıklamayı sorulursa yapıyoruz. Yeni arkadaşlar da henüz milletvekili değil diye ciddiye alınmıyor. Herkes bir yerlerde bir şeyler söylüyor.  Aziz Kocaoğlu’nun açıklamaları neden gündemdi. Çünkü Kocaoğlu haftada üç gün etkinlik yapıp, kürsüden konuşuyor. Kendisi de bu durumdan şikayet ediyor.  Kürsü kamu açılış kürsüsü olduğu için bizler konuşma yapmıyoruz.  Bu konuda partinin bir eksiği olabilir ama basının da ilgi alanından kaynaklanan durum oluyor.  Basına aktarmada, iletişimde sorunlar olabiliyor” dedi.

PARTİDE GERİTOKRASİ VAR
Partinin gençlere ulaşması için çabalaması gerektiğini ifade eden Yüksel, genç kadrolara görev verilmesini istedi. Genç kadrolar görevlerde bulunmayınca aktif özelliğini kaybettiğini anlatan Yüksel, “Ne yazık ki partide bir ‘geritokrasi’ yaşanıyor. Bütün siyasi partilerde var ama bizde de var. Ne yazık ki sosyal demokrat bir partide yaşanmaması gerekiyor. Geritokrasi demek engelleme demektir” diye konuştu.

CHP’YE DÖNMELERİNE KARŞIYIM
Yüksel, yerel seçim sürecinde DSP’den aday olduktan sonra birçok yerde seçimin kaybedilmesine neden olan isimlerin yeniden partiye dönüşü fikrine karşı çıktı. Yüksel, “Seçim sonrasında 30 ilçede 8 ilçenin kaybı olarak sorumluluk hepimizde vardır. AKP seçime başlarken genel seçim sonuçlarına göre 12 ilçede öndeydi. Yerel seçimlerde CHP daha güçlü oluyor. Yine alabilirdik ama olmadı. Bizden aday aday adayı olanlar sonra başka partilere geçtiler. Onların bölmesine baktığınızda süreç ortaya çıkıyor. Seçimin kaybedilmesinde bizim sorumlu tutulmamız çalışmadığımız anlamına gelmiyor. Aziz başkan ‘ben aday olacaksam şunlar olsun’ değil ‘olmasın’ dedikleri oldu. O seçimin en çok çalışanların başında geliyorum. En çok çalışan adamı seçimin kaybından sorumlu tutmak kadar saçma bir şey olamaz. Bunu söyleyen adamlar da bir gün gelip katkı vermeyenlerdir. Bu isimlerin geriye gelişi konusu da nettir. Siyaset tutarlılık ister. Siyaseti yurtseverlik ve inançların için yapacaksın. Kendini bir yerlere taşımak için yapmayacaksın. Bu arkadaşlarımız kendini bir yerlere taşımak için düşmanca tavır almışlardır.  İzmir gibi Türkiye’nin örnek şehrinde bizi CHP olarak zafiyete uğratmışlardır. Bunların öyle langur, lungur ellerini kollarını sallayarak geri gelmeleri  diye bir şey söz konusu olamaz. Kimse buna karar veremez.  Bu partinin tabanında çok büyük tepki görür. Adam ‘biz hata yaptık, CHP’ye sekiz ilçeyi kaybettirdik’ derlerse ki bunlar birinci dereceden sorumlu arkadaşlardır. Onların kendilerinin gelmemesi bin, iki bin kişinin gelmemesi değildir. Tek başlarına kalırlar. Zaten tek kişi de gelmesinler.  Geleceklerse önce hiçbir şey beklemeden, CHP’ye kayıt olma gibi bir iddiaları da olmadan gelmeliler. CHP’ye kayıtlarına karşıyım.  Kaydetmeyiz. Kayıt olmadan gelirler seçimde hatalarını telafi etmek için çalışırlarsa, bizim kadar, bu insanlar kadar koştururlarsa ondan sonra belki ilerde PM’ye başvurur ve af dilerlerse gelebilirler. Parti Meclisi affederse gelebilirler. Kimseye ‘git’ diyemeyiz, gelir çalışır ama CHP üyesi olarak değil” diye konuştu.

İZMİR’E BAKIŞ AÇILARI BELLİ
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımı ile açılışı yapılan Başbakanlık Ofisi’nin İzmir’de seçim sürecine olası etkisini de değerlendiren Yüksel, “Hizmet edemiyorsan politik gösteri yap diye bir laf vardır. Başbakanlık ofisinin açılması seçim öncesinde tamamen siyasi amaçlı politik gösteridir. Çünkü İzmir’e verdiği bir şey yok. Bununla kapatmaya çalışıyorlar. Değil başbakanlık ofisini Cumhurbaşkanlığı sarayını getirseler bir şey olmaz. İzmir hükümete göre ‘Ufuk şehir’ değil uzak şehirdir.  Hükümetin İzmir’e yaptıkları bellidir. Birisi geliyor 28 milyar, diğeri geliyor 30 milyar yatırım yaptık diyor. Hükümetin 12-13 yılda yaptığı yatırım 7 milyar TL’dir. Kent ne yazık ki vergileri geri alamıyor. Bunların İzmir’e bakış açısı bellidir. Ne gidiyorsa engellediler. Kentsel dönüşümden tutun da birçok konuda izin vermediler” dedi.

BALIK AVLAYACAĞIM DEDİ AMA…
Yüksel, hükümetin bu dönem İzmir’de geçen dönem kadar güçlü olmadığını söyledi. Yüksel, “Geçen dönem CHP’nin karşısında iki bakan, kamu kurumları temsilcileri vardı. Başbakana kadar herkes vardı. Vali zaten hep var. Bütün devlet vardı. Bu seçimde AKP darmadağın. AKP diye bir şey yok. En zayıf bakanlarını bu dönem İzmir’e gönderdiler. Bu adamın bir sürü defosu var. Mecliste defalarca çaktık.  Cevap bile veremedi. Daha önce ’31.12.2012’de balık avlayacağım’ dedi ama tek bir şey yapmadı. Kendi partisinin belediye başkanları bile arıtma tesisleri yapmadılar. Bergama Kozak Yaylası’nda fıstık çamında yaşanan sorunun çözümü için çabalayan uzman ekibi dağıttılar. Başka yerlere sürdüler.  Yarımada’da yapılması planlanan Çamlı Barajı’nı engellediler. Bu bakan ‘İzmir’in suya ihtiyacı yok’ dedi.  AKP İzmir’den umudunu kesti. Mitingler gösteriyor ki AKP çöküşe gidiyor” diye konuştu.

BAKAN ÖLDÜREN TARAFTATIR
Yüksel, Soma’da maden faciasında hayatını kaybedenler için toplanan paraların nerelere harcandığını sormasından sonra Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın kendisi için kullandığı “okuma özürlü” ifadesine de yanıt verdi. Yüksel, “Bunu sadece bu bakan yapmadı. Çevre ve Şehircilik Bakanı da aynısını yaptı. Bir soru sorulduğunda ‘bunlar anlamaz, bilmezler’ mantığı ile hareket ediyorlar.  Üslup olarak cevabı lümpencedir. Bir bakan cevabı değildir. Soma’da ölen 301 vatandaşımızın sanki kendisi yanında biz de karşısındaymışız gibi bir izlenim vermeye kalktı.  İşin terbiyesiz yanı da budur. Bakan orada öldüren taraftır, biz ise ölenlerin tarafındayız.   Taner Yıldız maden cinayetlerinin sorumlusudur. Orada bir katil arayacaksa herkes ona bakacak. O sistemi koyan, üretime zorlayan, Ağustos ayında sıcakta Karabağlar’da dağıttığı kömürün bedelidir bu durum” ifadelerini kullandı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.