Dolar 32,3520
%-0.4
Euro 34,7192
%-0.25
Altın 2.406,580
%-0.67
Bist-100 10.046,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Buca İlçe Başkanı Akdağ’dan çarpıcı açıklamalar: İlçe başkanlığı kasiyerlik gibi...

Buca İlçe Başkanı Akdağ’dan çarpıcı açıklamalar: İlçe başkanlığı kasiyerlik gibi...

TV 35 ekranlarında Birol Soylu’nun sunduğu 10. Köy programına katılan CHP Buca İlçe Başkanı Kasım Akdağ, Buca seçim sonuçları, aday belirleme sürecinde neler yaşandığı ve kendisinin belediye başkan adayı olmayı düşündüğü eleştirileri gibi konularda önemli açıklamalarda bulundu. Akdağ, aday belirleme sürecinde gelen eleştirilere, "İlçe başkanlığı kasiyerlik gibi. Gelen herkes bizim yaptığımızı düşünüp bizimle tartışıyor. Ama bütün bu aday belirleme sürecindeki sıkıntı doğru yöntemin olmamasından kaynaklıydı. Ön seçim olsun diye çok bağırdım. Ön seçim olsaydı bütün bunların hiçbiri olmayacaktı" dedi. Buca İlçe Başkanı Akdağ’dan çarpıcı açıklamalar

  • Ege Postası
  • 10.04.2019 - 13:05

EGEPOSTASI-Birol Soylu’nun sorularını içtenlikle yanıtlayan CHP Buca İlçe Başkanı Kasım Akdağ, Buca’daki aday belirleme sürecinde yaşanan sıkıntılı süreçten kendisinin sorumlu tutulmasının haksızlık olduğunu belirterek, sürecin zarar görmemesi için susmayı ve çalışmayı tercih ettiğini söyledi.

CHP Buca İlçe Başkanı Kasım Akdağ, “Sessiz kaldım. Sessiz kalmak doğruydu. Tartışmalara girmemek doğruydu. Susup çalışmak gerekiyordu. 49’u milletin önüne koymak gerekiyordu. Bu kentin her yeri heyecanlanmışken, alıyorken  Buca gibi bizde olan bir ilçeyi, 600 bin nüfuslu bir metropolü kaybetmeyi göze alamazdım. Çıkmadı, konuşmadı, açıklama yapmadı dediler. Bunların hiçbiri bilmediğimizden değil. Susup sonuç almak gerekiyordu. Ben onu yaptım.  Susup sonuç aldım. Bunun da bir cevap olduğuna inanıyorum” dedi.

BUCA SONUÇLARI BİZİM İÇİN SÜRPRİZ DEĞİLDİ

Buca sonuçlarının kendisi için sürpriz olmadığını kaydeden İlçe Başkanı Akdağ, ”Buca Şirinyer ve meydandan etkilenen arkadaşlar Buca’nın kaybedileceğini öngörüyordu. Buca’nın daha arka mahalleleri de var. Hiç görmedikleri mahalleler var. Herkese gittik, dinledik, yaşlısının elini öptük. Bizden ne istediklerini biliyorduk. Buca sonuçları bizim için sürpriz değildi. Buca bu işi başardı. Sosyal demokrasiye ve CHP’ye olan inancını bir kez daha tescilledi. Ben de o ayrıştırmaları reddeden herkese sonsuz teşekkür ediyorum” diye konuştu.

İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Çok hoşgörülü bir süreç yönetti. Herkesi dinledi. Kendine oy vermeyeni bile sarılıp elini öperek karşıladı. Aman sana oy vermeyeceğim diyenlere bile gülerek, boynuna sarılarak içten ve samimi bir kampanya yürüttü. Sabırla tüm baskılara ve eleştirilere, saldırılara cevap vermeden pozitif bir seçim kampanyası yürüttü ve sonucunu da aldı.

İSTANBULLU BUNA ASLA İZİN VERMEYECEK

İstanbul bu iktidarın başlangıç noktasıydı. Bu iktidar İstanbul’da var oldu, yola çıktı. İstanbul’un bütçesini, her şeyini bu iktidar kullandı. Tabi ki bırakmak istemeyecektir. Ama İstanbul her şeyiyle, insanıyla, kültürüyle yoruldu. O tarihi kent yoruldu. Onun için İstanbullu buna asla izin vermeyecek. Mutlaka İmamoğlu gibi içten, samimi, sosyal demokratlara, CHP’ye teslim edecek. Bugün hile diyenler geçmişte demek ki bunu yaptılar.

İZMİR BÜYÜKŞEHİRİYLE VE İLÇELERİYLE ŞANSLI

İzmir’de de Tunç Bey’in yarattığı heyecan hakim oldu. Sloganı da çok güzeldi. Bir kenti aşkla yönetmek iddiasıyla yola çıktı. Yarattığı heyecanla seçimi başarıyla götürdü. İzmir büyükşehiriyle ilçeleriyle şanslı ve yeniden sosyal demokratlara emanet. Aslında daha yüksek oy bekliyorduk.

BUCA SONUÇLARI BİZİM İÇİN SÜRPRİZ DEĞİLDİ ÇÜNKÜ..

Buca’daki aday kargaşası nedeniyle kaygı vardı. Biz 16 aydır Buca’nın en gidilmedik sokağına, köşesine, evine tek tek gittik. Her yerde de olumlu tepki alıyorduk. İlk defa gördük dediler. Milletvekili seçimlerinde başka bir cephe oluşturmak gerekiyordu. Bir kısım oyumuz HDP ve İYİ Parti’ye gitti ama asıl kemik oyumuzu koruduk. Buca Şirinyer ve meydandan etkilenen arkadaşlar Buca’nın kaybedileceğini öngörüyordu. Buca’nın daha arka mahalleleri de var. Hiç görmedikleri mahalleler var. Herkese gittik, dinledik, yaşlısının elini öptük. Bizden ne istediklerini biliyorduk. Buca sonuçları bizim için sürpriz değildi.

BUCA BU İŞİ BAŞARDI

Tepki oylarını düşünürsek daha fazla oy almayı bekliyorduk. Referandumdaki oy bir tepki oyuydu. Bu dönem öyle değil. Bu oylar bizim oylarımız. Bir takım kırgınlıklar nedeniyle yüzde 50’nin altına düşmüştü o dönem. Cemil Şeboy AK Partili olmasına karşın Bucalı, Buca’da yaşayan, esnafla, halkla ilişkileri olan birisi. 2014’te 122 bin oy almıştık biz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 136 bin, 2015 Kasım milletvekilliği seçiminde 120 bin, 2018 yılında da 117 bin, 2019 belediye başkan seçimlerinde de 143 bin oy aldık. En kritik dönemlerde bile oyumuz gördüğünüz gibi 120 bin. Göçmeni de Kürdü de Lazı da oy verdi. Buca bu işi başardı. Sosyal demokrasiye ve CHP’ye olan inancını bir kez daha tescilledi. Ben de o ayrıştırmaları reddeden herkese sonsuz teşekkür ediyorum.

İLÇE BAŞKANLIĞI KASİYERLİK GİBİ, GELEN HERKES BİZİM YAPTIĞIMIZI DÜŞÜNÜP BİZİMLE TARTIŞIYOR

Var gibi anlatılıyor ama öyle değil. İlçe başkanlığı kasiyerlik gibi. Gelen herkes bizim yaptığımızı düşünüp bizimle tartışıyor. Ama bütün bu aday belirleme sürecindeki sıkıntı doğru yöntemin olmamasından kaynaklıydı. Ön seçim olsun diye çok bağırdım. Ön seçim olsaydı bütün bunların hiçbiri olmayacaktı. İlçe başkanının ne düşündüğü, ne istediği, ne kadar iyi niyetli olduğu tartışılmazdı. Ön seçimden çıkan bir iki kişi olurdu, genel başkana yetki verilirdi ve değerlendirme yapılırdı.

ÜYE OLDUĞU GÜN ADAY OLAN ARKADAŞ DA BİR EMEK HIRSIZLIĞINDAN BAHSEDİYOR

Aydoğan beye, Suat beye haksızlık yapıldı adaylık döneminde. Ama onun dışındaki arkadaşlar da diğer aday adayı arkadaşlar da sürecin gerilmesine neden oldular. CHP’nin kapıları herkese açık, üye olabilir, aday olabilir. Ama üye olduğu gün aday olan arkadaş da bir emek hırsızlığından, emeğinin çalınmasından ya da genel başkana kendi sosyal medyasından defalarca hakaret etmiş. Sonra aday olmuş aday olmayı bekleyen, olmayınca da yine olumsuz konuşanların yaydığı bir olumsuz etkiydi bu. Bence hem Buca’nın hem İzmir’in hem başka illerin genel başkanın elini güçlendirmek adına, milletvekilleri o kentin ihtiyacıyla ilgili genel merkeze bir rapor götürmeliydi. Bir iki ismi önerip altına ortak imza atmalıydı. Buca’da 3 aday öneriyorum. Sayın genel başkanım takdir sizin. Konak’ta 3 aday öneriyoruz, ilçenin ihtiyaçları şu, takdir sizin. Yapılmadı herkes farklı farklı davrandı. Onun için haksızlığa uğrayan arkadaşlarımızın sonucunu bize fatura ettiler.

SUSUP SESSİZ KALMAK DOĞRUYDU, SUSUP ÇALIŞTIM VE SONUÇ ALDIM

Sessiz kaldım. Sessiz kalmak doğruydu. Tartışmalara girmemek doğruydu. Susup çalışmak gerekiyordu. 49’u milletin önüne koymak gerekiyordu. Bu kentin her yeri heyecanlanmışken, alıyorken  Buca gibi bizde olan bir ilçeyi, 600 bin nüfuslu bir metropolü kaybetmeyi göze alamazdım. Çıkmadı, konuşmadı, açıklama yapmadı dediler. Bunların hiçbiri bilmediğimizden değil. Susup sonuç almak gerekiyordu. Ben onu yaptım.  Susup sonuç aldım. Bunun da bir cevap olduğuna inanıyorum.

ERHAN BEY İLE SUAT BEYİ KARŞILAŞTIRMAK VE KONUŞMAK DOĞRU DEĞİL

Erhan Bey ile Suat Beyi karşılaştırmak ve konuşmak doğru değil. Ne onun aday olmasından ne de onun olmamasında diğerinin suçu yok. Başkanlık herkesin yapmak istediği bir görev. Verilirse herkes yapar, herkes ister bu görevi.

GÖREVİ BIRAKIRKEN AYAK DİREMEK DOĞRU DEĞİL

İçine sindirmesi lazım. 5 yıl önce göreve gelişinizle bugünkü biçim arasında farklılık varsa kırılabilirsiniz. O gün de Buca ve ilçelerde 30 tane adayın içinde sizler atandınız. Görevi bırakırken ayak diremek doğru değil. Bir başka arkadaşa devrederken gönül rahatlığıyla, gülerek verilmeli. Belediye başkanlarının da kırılmak ve küsmek gibi bir hakkı yok. Atanır atanmaz yapması gereken bütün işleri yapmaya devam emeli.

DÜŞÜNDÜM TABİKİ, AMA İSTİFA EDİP ADAY OLMADIM

Düşündüm tabi ki. Düşünmek suç değil. Ama istifa edip aday olmadım. Süreci kaçırdığım için . istifa etmem ve adaylığım önünde bir engel de yoktu. Başta düşündüm. Böyle bir şey konuşulmaya başlayınca ben de düşündüm. İlçe başkanlığı da bir hizmet, belediye başkanlığı da bir hizmet. O kente hizmet etmekten de onur duyardım. Sonra istifa edip aday olmadım. Niye düşündün diye suçlanıyorsam, düşünmek suçsa düşündüm yani. Hatta bu düşüncemi paylaşmadım. Tüm adaylara eşit mesafede durdum. Birine yakın birine uzak olmadık. Düşüncemiz bizi korudu.

BU BEŞ YIL KÖTÜ DEĞİLDİ AMA BİR PİRİŞTİNA PERFORMANSI DA DEĞİLDİ

CHP ile seçmenin ve Bucalının bir sorunu yok. Problem şu ki; bu iş kaptanlık gibi. İyi bir ekip kurarsanız, sahaya iyi bir ekip gönderirseniz iyi işler yapma şansınız var.  Onun için ikiye ayırmak lazım. Bürokrasinin kendi yapısı var. Değiştiremeyeceğiniz bir memur yapısı var. Heyecanını yitirmiş, emekliliği gelmiş, bana ne belediye başkanından diyen var. Çalıştırdığınız kişi parti içinde aynı zamanda hiyerarşik olarak bir yerde. Bütün bu tuhaflıklar sizi bazen başarısız olmaya itebiliyor. Onun için bu beş yıl kötü değildi ama bir Piriştina performansı da değildi. Bence ekibinden kaynaklanıyordu, şahsından değildi.

MAHALLELİNİN İSTEDİĞİ YATIRIMLAR YAPILIRSA MUTLAK BAŞARI OLUR

 Mutlaka iyi olacağına inanıyorum. Hem Erhan Kılıç ile hem belediye meclis üyeleriyle ilgili umudum ve ümidim fazla. Hem benim hem Bucalının heyecanı fazla. Biz yaptık oldu doğru değil. bazen bir mahallenin ihtiyaç duymadığı yatırımlar yerine kendi istediği yatırımlar olmalı. O mahalleliyi toplayıp o mahalleliyle öncelikleri birlikte tespit etmek mutlak başarı getirecek. Küçücük parka bile o mahallenin tamamı karar vermişse biz istedik yapıldı diyecek. Şaşalı kültür merkezleri, spor salonları yaparsınız ama mahalleli bundan bihaber ise inanın mahalleli geçerken keyifle bakmaz bile. İsteyerek severek bakmaz ona. Onun söylediği yatırımlar yapıldığında sevinecek, onun kararıyla ve ihtiyacı için yapıldığını görecek ve bu mutlak başarı getirecek. Geçen dönem evet bunu yapamadık.

ÖRGÜT VE BELEDİYE BAŞKANI AHENKLE ÇALIŞMALI

Örgüt belediyenin işine müdahale etmemeli, karışmamalı. Örgüt sürekli sokakta. CHP’nin bütün yönetimleri günlük sokakta. Sokakta aldığı ihtiyaçları, talepleri doğru yere iletmeli. Ya da belediye başkanıyla mahalleliyi bir araya getirmeli. Böylece başarısız olma şansınız yok. Belediye başkanı ile birlikte ahenkli çalışabilsin yeter ki. Birlikte düğünlere, cenazelere, açılışlara, yapılacak yerin tespitine kadar birlikte gidilebilir. Partinin o mahalledeki delegesi benim haberim yok dememeli. Bizim belediyemiz şunu yapacak, şu kadar süre sonra bitecek diyebilmeli. Tüm mahalle birimlerinin haberi olmalı. İnanın canla başla çalışacaklardır, ciddi sahipleneceklerdir. 19 bin üyemiz var. 19 bin üyenin size çalıştığını düşünün. Belediye başkanı da örgüte karışmamalı.

ENERJİNİZİ ÖRGÜT İÇİNDEKİ SEÇİMLERE VERMEK YERİNE…

Siz iyi işler yaparsanız sokakta her gittiğiniz yerde tanıyan, ceketini düğmeleyen, çay ve kahve içmeye çağırmayan insan olmaz. 19 bin üyenin tamamı size tabi olsa yetecek m? Enerjinizi örgüt içindeki seçimlere vermek yerine Buca’yı Türkiye’yi dizayn etmeye harcamalısınız.

MECLİS ÜYESİ ADAYI BELİRLEMEDE DE DOĞAL BAZI KIRGINLIKLAR OLUŞTU ANCAK..

140’a varan sayı vardı meclis üyesi adaylığında. İster istemez bir kırgınlık oluştu. Çünkü ortada bir yöntem yok. İlçe başkanının il başkanının iki dudağı arasına bırakmayalım, ön seçim olsun demiştim. Doğal olarak bir kırgınlık var. İttifaktan kaynaklı HDP’nin 9 bin küsur, DSP’nin 8 bin küsur oy var meclis üyeliğinde. Önümüzde de erken genel seçim var. Ön seçim olması orada temennim.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.