Dolar 32,4246
%0.2
Euro 34,8147
%0.07
Altın 2.399,950
%0.13
Bist-100 10.209,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Bornova’daki 'askeri alan'a ilişkin yeni dava

Bornova’daki 'askeri alan'a ilişkin yeni dava

İzmir Bornova’da Hacılarkırı olarak bilinen bölgede yer alan askeri alanın TOKİ aracılığıyla ranta açık hâle dönüştürülmemesi için 2016’yılından beri mücadele eden TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mahkeme Kararlarını Yok Sayarak Mükerrer Plan Onaylamaktadır” açıklamasını yaparak, yeni bir dava açacaklarını duyurdu. Hacılarkırı'ndaki 'askeri alan' davası sürüyor

  • Ege Postası
  • 10.03.2020 - 15:03

OZAN GÜMÜŞ/EGEPOSTASI - 2016 Yılından beri İzmir gündeminde olan ve Bornova Hacılarkırı olarak bilinen bölgede yer alan askeri alanın “Toplu İşyeri ve Akartyakıt+LPG Servis İstasyonu gibi ticari kullanımları içeren imar planı değişikliği” ile TOKİ’ye tahsis edilmesi karşısında TMMOB Şehir Plancılar Odası İzmir Şubesi ile birçok meslek odasının verdiği hukuk mücadelesinde yeni bir dava süreci daha başlıyor.

Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası; kent içerisinde yer alan “Askeri Alan”ların şehir merkezinin dışına çıkarılması tartışmalarının, sermaye sahiplerinin bu alanlara yönelik ilgilerinin artmasına neden olduğunu kamuoyuyla paylaşan TMMOB Şehir Plancılar Odası İzmir Şubesi, yayınladığı basın bildirisinde bu alanların “yeşil alan” niteliğine sahip olmasından dolayı, bu alanların “askeri alan” statüsünden çıkarılması durumunda hukuki olarak halkın kullanımına tahsis edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Hacılarkırı olarak bilinen; İzmir İli, Bornova İlçesi, Doğanlar Mahallesi, Korkut Mevkii, 143 parsele ilişkin “Cumhurbaşkanlığı 1 nolu Kararnamesinin ilgili hükümleri ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca onanan ve 03.02.2020 – 04.03.2020 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı”nın şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olması sebebiyle, onanan imar planına dava açacaklarını bildiren TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi konuya ilişkin tespitlerini de madde madde açıkladı.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NIN HUKUKSUZLUĞU

TOKİ’ye tahsis edilen Hacılarkırı askeri alanda Toplu İşyeri ve Akartyakıt+LPG Servis İstasyonu gibi ticari kullanımları içeren imar planı değişikliğinin 24.03.2016 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanması sonrası Mimarlar Odası İzmir Şubesi ile ortak olarak ortak açtıkları davanın İzmir 4.İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesiyle başlayan hukuk mücadelesinde, 27.02.2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı benzer içerikteki imar planını yeniden onayladı ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi ile Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin konuyu tekrardan yargıya taşıması sonrası İzmir 3.İdare Mahkemesi’nin 20.11.2019 tarihli kararıyla Bakanlığı’nın onadığı imar planları iptal edildi.

Son olarak, benzer içeriğe sahip imar planlarının 10.01.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeniden onaylanması üzerine, yaşanan bu hukuki süreçlere dikkat edilmesini gerekildiğini ifade eden TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’den “Mahkemelerin iptal kararlarına rağmen devam eden inşaatları meşru kılmak için başvurdukları mükerrer plan onaylama hukuksuzluğudur” değerlendirmesi yapıldı.

Hacılarkırı askeri alanının “TOKİ aracılığıyla rant artışı sağlanarak peşkeş çekildiği” açıklamalarının geldiği TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, yargı kararlarının belli olmasına rağmen bu alanda “inşai faaliyetin aksamaması amacıyla” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mükerrer plan onaylaması yaptığını gözler önüne seren raporun detayları şu şekilde:

 

TOKİ’ye tahsis edilen Hacılarkırı askeri alanda Toplu İşyeri ve Akartyakıt+LPG Servis İstasyonu gibi ticari kullanımları içeren imar planı değişikliği 24.03.2016 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. Mimarlar Odası İzmir Şubesi ile ortak olarak açılan dava İzmir 4.İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Ardından 27.02.2018 tarihinde benzer içerikte imar planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış olup şubemiz ve Mimarlar Odası İzmir Şubesi ayrı dosyalarla konuyu yargıya taşımıştır. Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin açtığı dava sonuçlanmış olup İzmir 3.İdare Mahkemesi’nin 20.11.2019 tarihli kararıyla imar planları iptal edilmiştir. Ancak benzer içerikte imar planları 10.01.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yeniden onaylanmıştır.

Sonuç olarak dava konusu imar planları yukarıda ifade edilen süreçler dikkate alındığında; mahkemelerin iptal kararlarına rağmen devam eden inşaatları meşru kılmak için başvurdukları mükerrer plan onaylama hukuksuzluğudur. Bu nedenle söz konusu mahkeme kararları ve bilirkişi raporları dikkate alınarak kamu yararı yönünden telafisi mümkün olmayan zararları önlemek amacıyla öncelikli olarak dava konusu işlemlerin yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi gerekmektedir. Davalı idare, mahkeme kararlarını uygulamamakta, üstü üstüne iptal edilen planları dava konusu bu kararı ile ikame edecek yeni plan/plan değişiklikleri onaylanmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27.maddesi uyarınca; “Danıştay ve idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.” denilmek suretiyle mahkemelerce yürütmeyi durdurma kararı verilebilmesi için dava konusu işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması şartlarının birlikte gerçekleşmesini aramıştır. Her ne kadar idarenin işlemlerinin icrailik niteliği taşıdığı ve aksi yargı kararları ile kanıtlanıncaya kadar icra edilebilir olduğu gerçeği göz önünde bulundurulsa da; idari yargılama usulüne has olan yürütmeyi durdurma müessesinin amacı ve varlık nedeni dikkate alındığında, dava sonucu beklenmeden davalı idare işleminin icra edilebilir olma niteliğinin ortadan kaldırılmaması ağır sonuçlar doğuracaktır.

Dava konusu planların isabet ettiği alanlar; yürürlükte bulunan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planında ''Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı'' kullanım kararında yer almaktadır. Ancak 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Plan Notlarının 7.6.2. maddesinde Askeri Alanlar ve Askeri Yasak Bölgelerin Askeri Alandan çıkarılması halinde ne tür kullanımlara ayrılacağı şu şekilde ifade edilmiştir: “Kentsel Yerleşmeler içerisinde yer alan Askeri Alanların, Milli Savunma Bakanlığı’nın programı dahilinde Askeri Alandan çıkarılması halinde, bu alanlar sosyal donatı alanı olarak değerlendirilebilir.”.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7 maddesinin 1.bendinin ç fıkrasında "Üst kademe planlar, alt kademesindeki planlara mekânsal nitelikte hedef koyan,yol gösteren ve ilke belirleyen plandır." şeklinde hükümler yer almaktadır. Üst ölçekli planlar, temel hedefler, bölgenin ana gelişme kararlarını ve arazi kullanış biçimlerini şematik olarak belirlemektedir. Bir üst ölçekli plan kararından alt ölçekli plan kararına geçilirken üst ölçekli plan kararında yeteri düzeyde ayrıntılandırılmamış plan kararında yeniden düzenlemeler yapılabilmektedir. Üst ölçekli plan kararlarının alt ölçekli plan kararlarını denetleyen, geliştiren ve yönlendiren kararlar olduğu dikkate alınmalıdır. Anılan yönetmelik hükmünden de anlaşılacağı üzere her plan, ölçeğinin gerektirdiği ayrıntı

düzeyine/plan tekniğine sahiptir. Bu nedenle dava konusu alanın büyüklüğü göz önüne alındığında üst ölçekli planlarda gösterilememesi planlama tekniği açısından doğal olup, üst ölçekli plan kararı “dayanağı olmadığı” gerekçesiyle söz konusu alanların konut, sanayi, turizm vb. fonksiyonlara çevrilmesinin kent içerisindeki büyüklüğü gerekçesiyle üst ölçekli planlarda gösterilemeyen çok sayıdaki Askeri Alanın(Ör. Alsancak ve Konak merkezde yer alan Askeri Alanlar üst ölçeklerde “Merkezi İş Alanı” kullanımında yer almaktadır) da sosyal donatı dışındaki fonksiyonlara ayrılabilmesine emsal teşkil edecektir. İzmir’in yapılaşmaya açılan ilk askeri alanı olan dava konusu plan, emsal oluşturacak niteliğe kavuştuğunda tüm askeri alanlar için ciddi bir tehdit oluşturacaktır. Konunun bu yönüyle değerlendirilmesi büyük önem taşımakta olup, anılan plan notları ve imar mevzuatı dikkate alındığında dava konusu planların üst ölçekli plan kararlarına aykırı karar geliştirmesi nedeniyle ''Planların Kademeli Birlikteliği'' uygun olmadığı açıkça aykırıdır.

Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 6.maddesinin 2.bendi, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Plan Notlarının 5.3.8 ve 7.24 maddesi ve 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Plan Notlarının 5.3.5 ve 6.5 maddesinde yer alan hususlar dikkate alındığında dava konusu planların üst ölçekli plan kararların bütünlüğünü bozmaya yönelik parçacı bir yaklaşımla hazırlandığı açıktır.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7 maddesinin 1.bendinde "Bu Yönetmeliğe göre hazırlanacak her tür ve ölçekteki mekânsal planlar aşağıda yer alan planlama ilke ve esaslarına, planların hazırlanması ile ilgili standartlara, gösterim tekniklerine ve tanımlara uygun olarak yapılır:" aynı maddenin a fıkrasında "Planlar, kamu yararı amacıyla yapılır." Şeklinde yer alan hükümler dikkate alındığında “askeri alanın” TOKİ eliyle başta toplu iş yerleri, ticarethaneler, akaryakıt + LPG istasyonlarına dönüştürülmesinde herhangi bir kamu yararı bulunmamaktadır.

Dava konusu planlar ile yıllardır kamu kullanımının tasarrufu altında kalmış bu alanın kamu malı niteliğinden çıkarılarak özel şahıs mülkiyetine konu edildiği görülmektedir. Planın hazırlanmasına ilişkin gerekçelerin yer aldığı bölümde herhangi bir bilimsel çalışmaya dayanmayan tespitlere istinaden toplu işyerlerinin yer aldığı site ve çarşı mekanı ihtiyacından bahsedilmiş ve bu ihtiyaca karşılık Bornova’nın Işıklar, Egemenlik, Doğanlar ve Gürpınar Mahallelerinde yeni site oluşturulabilecek alanlarının varlığından bahsedilmiştir. Sözü edilen ihtiyaç ve yer seçiminin gerekçelerine ilişkin herhangi bir bilimsel çalışma veya analiz bulunmamakla birlikte dava konusu planlama alanının eski askeri alan olması ve kamusal niteliği nedeniyle plan yapım gerekçeleri yönüyle Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7. Maddesinde “Planlar, kamu yararı amacıyla yapılır.” şeklinde belirtilen hüküm dikkate alındığında dava konusu planların herhangi teknik ve nesnel herhangi bir gerekçesinin olmadığı fiili durumda yaşanan bir sorunu kamu yararı çözmek yerine temel amacın kaynak yaratmak olduğu görülmektedir.

Dava konusu planların Plan Açıklama Raporlarının 18.sayfasında yer alan plan yapım gerekçeleri dikkate alındığında temel amacın yeni bir toplu işyeri alanı yaratmak olduğu ve İzmir kentinin bu anlamda var olan yetersizliklerini çözmeye dönük olduğu ifade edilmektedir. Ancak İzmir kentinde yürürlükte bulunan üst ölçekli plan kararları dikkate alındığında ''Merkezi İş Alanları'' ''Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanları'', ''Organize Sanayi Alanları'', ''Küçük Sanayi Alanları'' gibi istihdam ile doğrudan ilişkili kullanım kararlarının bulunduğu, üst ölçekli planlarda ayrılmış fakat günümüzde yetersizliklerinin ortaya koyan somut analizler olmadan bahsi geçen iddianın da temelsiz ve toplumu aldatmaya dönük olduğu açıktır.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 9. Maddesinde mekânsal planlara ilişkin kendi ölçeği ve plan tekniğine göre plan raporunun içeriğinin ne şekilde olacağı tariflenmektedir. Dava konusu planlara ilişkin hazırlanan plan açıklama raporlarının anılan yönetmelik hükmünde yer alan hususların hiçbirini taşımadığı, son derece yetersiz ve özensiz bir şekilde hazırlandığı görülmektedir.

Askeri Alanlar ülkemizde, büyük alan kullanımları olarak ve sınırlı yapılaşma koşulları nedeniyle doğal nitelikleri açısından büyük ölçüde korunmuş alanlardır. Bu alanlar sahip oldukları konum ve nitelikler nedeniyle kent peyzajına olumlu katkılar sunmaktadırlar. Ayrıca söz konusu alanın hemen doğusunda ve yakın bölgesinde yer alan askeri alanlar sayesinde kentin yayılması önünde bugüne kadar bir eşik olmuş, 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planında sıkça vurgulanan ''yeşil kuşak''ı tamamlayıcı nitelikte olduğu, bu nedenle ''Askeri Alanlar''ın bu yönüyle de değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.