Dolar 32,5184
%-0.09
Euro 34,8007
%-0.19
Altın 2.426,810
%-0.14
Bist-100 9.719,00
%0.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Baykal Erdoğan ile yaptığı o görüşmeyi anlattı

Baykal Erdoğan ile yaptığı o görüşmeyi anlattı

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Tarafsız Bölge'de gazetecilerin sorularını yanıtladı.Baykal, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Saray'daki görüşmesini anlattı. Baykal, "Kılıçdaroğlu gitmemden hoşlanmadı; çünkü aleyhimde kullanılacağını düşündü. Kemal Bey, korumak amaçlı 'gitme' dedi ama ben görüşmenin doğru olduğunu düşündüm" dedi.

  • Ege Postası
  • 06.07.2015 - 22:42
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, TBMM Başkanlığı seçimlerinin ikinci turundan sonra kulislerde neler yaşandığını anlattı. Baykal, Devlet Bahçeli'nin 'HDP' çıkışından sonra MHP'den Yusuf Halaçoğlu ile CHP'li Levent Gök'ün buluştuğunu söylerken, Halaçoğlu'nun Levent Gök'e, "'Bir sıkıntı yok, kutlarız. Baykal seçilebilir. Çünkü biz grubu serbest bırakacağız" dediğini iddia etti. Baykal, Erdoğan ile görüşeceğini duyan Kılıçdaroğlu'nun ‘aman ha sarayda olmasın’ dediğini ifade etti. Baykal, görüşme sonrasında eleştiri alacaklarını söylemesi üzerine Erdoğan'ın ise ‘Ya boş ver ne yaparlarsa yapsınlar’ dediğini belirtti.
 
CNN Türk’te yayınlanan “Tarafsız Bölge” programında soruları yanıtlayan Baykal şunları söyledi:
 
İşte Baykal'ın açıklamalarındna satır başları:

ÜÇ ARKADAŞIM SORGULAMAK İSTEDİ

“Meclis başkanlığı konusunun gündeme geldiği sıralarda partimiz içinde de bunun dışında da bir önemli tartışma yaşandı. Benim etrafımda... Bu tartışmanın mihverinde Sayın Tayyip Erdoğan’la yaptığımız görüşme yatıyordu. Bu görüşmeyi gerçek niteliği ile önce kendi partime sonra da Türkiye’ye anlatmak ihtiyaç halinde çıktı. Meclis’te bir tartışma yapılmadı. Ben bir değerlendirme yaptım, cevap verdim. O açıklamalar bazı arkadaşları rahatsız etti. Çünkü onların varsaydıkları yoktu. Yanlış değerlendirme yapıyorlardı. Bende o değerlendirmelerin doğru olmadığını kararlı bir şekilde ifade ettim. Üç arkadaşım oturdukları yerlerden sorgulamak istediler beni. Sayın genel başkanın önünde. Toplantı bittikten sonra genel başkan yemeğe çağırdı. İftarı beraber yaptık. Ertesi gün de buluştuk, konuştuk. İş bu ziyaret etrafındaki peşin fikirdi. Karalayıcı, suçlayıcı değerlendirmelerin temelinin olmadığını anlatmanın fırsatını buldum.

TERCİHİNİ NET OLARAK SÖYLEDİ
Sayın genel başkan bana kimlerin müracaatta bulunduğunu söyledi. ‘Bunlar olmaz siz bizim adayımız olacaksınız’ dedi. Başka bir aday isteyeceği ile ilgili bir gözlemim olmamıştır. Erdoğan’la görüşmemi güven bunalımı haline getirmeye çalıştılar. Ben haber vermeden gitmişim gibi şey söylediler. Genel başkana bilgi vererek gittim, bunda tereddüt yok. Meclis Başkanı pazarlığı diyenler oldu. 20 kişi ile hükümet kuracak diyenler oldu. Bu gerçeklikten kopuk karalayıcı bir anlayış içinde siyasetin yapıldığını gösteriyor. Ben bunlara sert tepki gösterdim. Ben kimseyle parti içinde rekabet içinde olduğum izlenimini almadım. Sayın genel başkan kendi tercihini bana net bir şekilde söylemiştir.


SARAY’I UYGUN GÖRMEDİM
Hiç kuşku yok aklımdan bile böyle bir şey geçmezken gece 12’ye yakın bir saatte, ayın 9’unda Antalya’dayım ben, gece yarısı telefon geldi ve ‘Sayın Cumhurbaşkanı sizinle geçici Meclis Başkanı olarak, deneyimli siyasetçi olarak istişare etmek istiyor, gelir misiniz’ dediler. Cumhurbaşkanlığı yetkilileri... Bende dedim ki ‘bu konuda karar almam için genel başkanla konuşmalıyım’ dedim. Bu ilk şart dedim. Onlarda gerek yok falan demediler, gayet tabi dediler. Onun üzerinde ben ikinci olarak ‘cumhurbaşkanlığı programında resmi olarak ilan edilmesi gerekir, kaçak bir görüşme olmaz’ dedim. Uygun dediler. ‘Sarayda yapılacak’ dediler ben uygun olmayacağını söyledim. Böyle olması gerekir, Dışişleri Konutu’nda olabilir dedim. Ben gecenin o saatinde genel başkanın iki numarası vardır. Birisini çevirdim üç defa çaldırdım cevap almayınca rahatsız etmeyeyim diye kapattım. Beni arayanlara dedim ‘görüşemedim yarın sabah konuşuruz.’ Sabah 7 buçukta aradılar, henüz konuşmadığımı söyledim. 8’de genel başkanı aradım yine düşüremedim. Anladım ki ev telefonuymuş onu kullanmıyormuş. 


GENEL BAŞKAN HOŞLANMADI
Özel kalem müdürüne söyledim, ‘yardımcı olun’ dedim. Hemen bağladılar, Kemal Bey'in ilk reaksiyonu ‘aman ha sarayda olmasın’ dedi. Çıktığımızda kamuoyu bunu nasıl karşılar aleyhinizde kullanırlar’ dedi ve haklı çıktı. Ben yapmam gerektiğini düşündüm. Genel başkan ‘koalisyon konuştuk izlenimi vermeyin’ dedi. Ben de merak etmeyin dedim. Tekrar aradılar ve neden bu kadar acele ediyorsunuz dedim. Onlar da önemli bir konuşma yapacak ondan önce görüşmesi gerekiyor dediler. Net bir tablo varken bilgi vermeden gitti görüştü dediler. Ben görüşmek istedim diye birileri çıktı. Yok böyle bir şey. Sizi nasıl inandıracağım, yok böyle bir şey. Genel başkan bu işten hoşlanmadı. Bu çok doğal bir şey, hoşlanmama gerekçesi olarak ‘aleyhinizde kullanırlar’ dedi. Ben önemsemedim, böyle bir derdim yok benim. Gitme deseydi bir an bile tereddüt etmezdim, hiç kuşku yok gitmezdim. ‘Ben ona hayır desem de gidecekti’ böyle bir şey yok. Bu kadar yalanı dolanın hakim olduğu yerde gerçeği nasıl paylaşacağız. Erdoğan’a ‘her bir araya gelişimizde kıyamet kopuyor bunda da olacaktır’ dedim. ‘Hatırlar mısınız, 1 Mart tezkeresini YÖK’ü falan konuştuğumuz zaman, yıllardır buna bir pazarlık yapıldı diye inananlar vardır’ dedim. ‘Ya boş ver ne yaparlarsa yapsınlar’ dedi. İçerik olarak tutulmuş saklanmamış bir şey yok.

DAVUTOĞLU DA ÖNERDİ
Bunların dışında konuların konuşulabilir olduğunu içinize sindirmeniz gerekiyor. Partimizin koalisyon konusundaki tercihi ortaya çıkmış değil. Kimse adına bir şey müzakere edebilecek durumda değilim. Karşıda Cumhurbaşkanı var. Alışılmamış bir siyasi tablo var karşısında ve istişare ihtiyacı hissediyor.

Adaylığım açıklandıktan sonra Sayın Ahmet Davutoğlu ile de görüştüm. Davutoğlu bana ‘ben de Cumhurbaşkanımıza sizinle görüşmesini tavsiye ettim’ dedi. ‘Seçmen bir hata yaptı ve seçime gitmek lazım kriz üreterek’, seçimin rövanşını alma duygusunun zihinlerde dolaştığını biliyordum ilk günden itibaren. Cumhurbaşkanına ilk söylemem gerekenin bu seçim sonuçlarını ciddiye alın. Seçmen yanlış yaptı yeniden bir seçime gidelim değil hemen gereğini yapmamız lazım.

Bütün koalisyon seçeneklerine açık olmak lazım. Muhalefet partileri kendi aralarında anlaşıp çoğunluk oluştururlarsa bunun normal bir koalisyon gibi parlamentoya sunulması lazım. Ben bütün seçeneklerin işletilmesi konusunda iyi niyetli bir anlayışın olmasını anlatmaya çalıştım. Seçim sonuçlarının yaşanmış 13 yıllık anlayışın ardından çıktığını anlatmaya çalıştım. Buradan yola çıkarak uyum işbirliği içinde siyaset götürmenin yoluna kendimizi intibak ettirmemiz lazım. Bana ziyaretten önce bir konuşma yapacak onun öncesinde görüşmek istiyorlar demişlerdi. Ertesi gün geçtim televizyon başına siyasi konuşmayı izlemem ama bunu izledim. Hatırlarsanız gençlerle bir görüşme yaptı. ‘Egolarımızdan sıyrılalım, halk bunu istedi’ dedi. Söylediğimi yaptı, ben bundan memnun oldum.

 
ERDOĞAN İLE YAPILAN GÖRÜŞME
 
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım görüşmeyi güven bunalımı haline getirmek istediler. Sanki o görüşmeye Kemal Bey’den habersiz gitmişim gibi söylediler. Kemal Bey’e bilgi vererek gittim. Tereddüt yok yani. Genel Başkan da bilgi verip gittiğimi biliyor. Geldikten sonra da bilgi verdim. 'Koalisyon görüşmesi yaptı' diyenler oldu, 'Meclis Başkanlığı görüşmesi yaptı' diyenler oldu. Gerçeklerden insanlardan saygı duyma anlayışından uzan siyasetin yapıldığını gösteren olaylar. Bunlara sert tepki gösterdim.
 
Antalya’dayken aklımdan bile böyle bir şey geçmezken, bir gece saat 12’ye yakın saatte, ayın 9’uydu galiba, telefon geldi. Cumhurbaşkanlığı yetkileri 'Meclis’in geçici başkanlığı konusunda Cumhurbaşkanı sizinle görüşecek. İçinde bulunduğumuz durumu istişare etmek istiyor.' dediler. 'Birkaç şeyi netleştirmem lazım. Genel Başkan’ın bilgisi dâhilinde bunu kabul edebilirim.' dedim. Hiç tereddüt etmediler. 'Gayet tabi' dediler. İkinci olarak bunun 'Cumhurbaşkanlığı programında resmi olarak ilan edilmesi gerekir.' dedim. 'Uygun' dediler. Cumhurbaşkanlığı makamında görüşmenin yapılması gerektiğini söylediler. Ben bunun başka bir yerde olması gerektiğini söyledim. Eğer ısrarlı olursam bunun da olabileceğini söylediler. 'Görüşme Dışişleri Konutu'nda olabilir.' dedim, Onlar da 'olabilir' dediler.

HESAPLAŞMAK İÇİN ADAY OLDUM
Erdoğan ile görüştükten sonra Meclis Başkanlığı adaylığına karar verdim. Erdoğan ile görüşüp tezgah kurdu diyenlerle hesaplaşmak için aday oldum. Birlikte bir meclis başkanı seçelim anlayışı muhalefet partilerinin ortak arayışı olmamıştır. Hiç böyle bir mesaj da gelmemiştir. Konuşmamızda TBMM Başkanlık seçimi, koalisyon modelleri asla konuşulmadı. Süreç içinde CHP’ye bir ortak aday çıkarılması konusunda teklif yapılmadı. 3. tur sırasında partinin ihtiyaç duyduğu anda çekilebileceğimi söyledim. Meclis Başkanı olursam nasıl bir yönetim sergileyeceğime dair konuştum. MHP’nin CHP ile birlikte bir aday seçme arayışı yok. ‘Benim adayım budur’ dayatması var. Ekmeleddin İhsanoğlu, HDP’ye bir nezaket ziyareti yapmamış, onları yok saymıştır. Ekmel Bey ortak aday değildir. MHP’nin bir milletvekilidir artık. TBMM başkanlık seçimi sürecinde kilit noktayı Bahçeli’nin anlayışı teşkil etti.

HALAÇOĞLU SERBEST BIRAKACAĞIZ DEDİ
Ekmeleddin İhsanoğlu genel başkanımızı ziyaret ettiği zaman Kemal Bey ‘bizim adayımız Baykal işte onu destekliyoruz’ deyince o da onu doğal karşıladığını söyleyip ‘adaylar azalınca gereği yapılır’ dedi. O ana kadar ne MHP’den ne de başka bir çevreden Baykal nasıl aday olur, böyle bir şey kabul edilemez. Böyle bir şey kesinlikle yok. Bahçeli’nin iki açıklaması bundan sonra bir rahatlama ortaya çıktı. Gece bizim bir grup başkanvekilimiz, MHP’nin resmi bir yetkilisiyle buluştu. Ve o ona, ‘Bir sıkıntı yok, kutlarız. Baykal seçilebilir. Çünkü biz serbest bırakacağız grubu dediğini; o görüşmeden kısa bir süre sonra benim evime gelerek Grup Başkanvekili benim evime gelerek bunu bana söyledi. Sabah Bahçeli’nin açıklaması geldi ve bu tabloyla karşılaştık.(Kim bu yetkili') Yusuf Halaçoğlu. Yusuf Halaçoğlu, 1 gün önce MHP’nin son turda gruplarını serbest bırakacağını bize söyledi.” 


HALAÇOĞLU TELEFONLA BAĞLANDI
Bunun üzerine telefonla canlı yayına bağlanan Yusuf Halaçoğlu, “Benim Levent Gök’e grubu serbest bırakacağız diye bir şey söylemem söz konusu olmadı. Levent Bey bana geldi doğrudur. ben kendisine İhsanoğlu’nu destekleyeceğimizi, Devlet Beyle görüşmesi gerektiğini söyledim. Bunu biraz herhalde ya Levent Bey yanlış aktardı kendisine ya da etik olmayan bir sonuç ortaya çıktı. Kesinlikle böyle bir şey geçmedi aramızda” dedi.



"3 KEZ ARADIM, CEVAP ALAMADIM"
 
Baykal, Cumhurbaşkanlığı yetkilileri ile gece saatlerinde yaptığı görüşmenin ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu üç kez aradığını fakat ulaşamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu'nun kendisinde iki telefon numarası bulunduğunu söyleyen Baykal, Kılıçdaroğlu'nun sabit telefon numarasını aradığı için görüşemediğini söyledi. Baykal, Kılıçdaroğlu ile sabah saat 08.00 sularında telefonla görüşme yaptığını açıkladı.
 
Baykal şöyle devam etti:
 
"Kılıçdaroğlu’nu 3 kez aradım, cevap alamayınca rahatsız etmemek için kapattım. Beni arayan kişilere kendisiyle 'görüşemedim, sabah ola hayrola' dedim.
 
Sabah 7.30’da aradılar. Görüşemedim henüz dedim. 8’de Genel Başkan’ı aradım yine görüşemedim. Benim aradığım telefon sabit telefonmuş. Kemal Bey’i bulamayınca özel kalem müdürünü aradım. Hemen temas sağladılar. Genel Başkan’a bunu anlattım. İlk reaksiyonu “Aman ha Saray’da olmasın” dedi. “Merak etmeyin. Başka türlü olamaz” dedim.
 
Çıktığınızda bunu aleyhinizde kullanırlar dedi, haklı da çıktı. Ben önemli değil dedim. Cumhurbaşkanı böyle bir şey istemişse buna hayır demek olmaz. Benden istişare talebi yapılmışsa düşüncelerimi her yerde olduğu gibi orada da söylerim. Koalisyon konuştuk izlenimini vermedin dedi.
 
Cumhurbaşkanlığı yetkililerine “Niye bu kadar acele ediyorsunuz.” dedim Dediler ki yarın önemli bir konuşma yapacak. Ondan önce bunu yapmak istiyor dediler. Peki dedim. 10.20 uçağı ile Ankara’ya gelebilirim. Kılıçdaroğlu, ne yapmamam gerektiğini söyledi. İstişaremizi yaptık. Bu kadar net bir tablo varken, “Bilgi vermeden görüştü” lafları çıktı. Hatta benim görüşme talep ettiğim haberleri çıktı.  Yok öyle bir şey. Sizi nasıl inandıracağım. Gece eşimle yan yanayken aradılar.  Genel Başkan hoşlanmadı. Bu çok doğal bir şey. “Bunu aleyhinizde kullanırlar” dedi çok önemsemedim. Ben bunun doğru olduğuna inandım. Genel Başkan bana gitme deseydi bir an bile beklemezdim.
 
"ARAMA KAYITLARINI BİLE ALDIM" 
 
Ben hangi numarayı aradığımı söyledim. Yalan mı söyleyeceğim. Ben arama kayıtlarını bile aldım. ‘Yalan söylüyor’ gibi muameleler yapınca tepem attı. Çok şeffaf, açık, net bir görüşme olacağını düşünemediler. Türkiye’nin bu kadar çok yadırgamış olmasını hâlâ yadırgayamadığımı söylemeliyim. Toplumdaki bu güvensizliğin, bu kadar toplumun tüm hücrelerine yansımasına şaşkınım.
 
"YİNE KIYAMET KOPACAK"
 
Cumhurbaşkanı’na “Her bir araya gelişimizde kıyamet kopuyor. Bundan sonra da kopacak” dedim. “Hatırlar mısınız daha önce de sizin arzunuz üzerine 1 Mart tezkeresini, YÖK’ü konuştuğumuz bir toplantı vardı. Onu da yıllarca bir pazarlık yapıldı diyenler oldu.” dedim. “Ya boşver, bırak ne halleri varsa görsünler” dedi. Toplantıyla ilgili içerik olarak tutulmuş, saklanmış hiçbir şey yok. “Siz bu parlementoda çok hizmetler yaptınız" diye başladı görüşmeye. İstişare etme ihtiyacı hissetmiş.
 
DAVUTOĞLU DA ÖNERMİŞ
 
Sayın Davutoğlu da Cumhurbaşkanı’na benimle konuşması gerektiğini söylemiş. Koalisyon konuşmadığımızı, meclis başkanlığını konuşmadığımızı, bunların söz konusu bile olmadığını konuşmalıyız.
 
Baykal, Ahmet Hakan'ın sorusu üzerine, Erdoğan'ın kendisiyle görüşme gerekçesini ise şöyle anlattı: Sayın Erdoğan'ın seçim sonuçları üzerine yol arıyordu. Yıllarca aktif siyasetin içinde yer almış bir isimden görüş almak istedi. Hatta şunu da söyleyim. Adaylığım açıklandıktan sonra Sayın Ahmet Davutoğlu ile de görüştüm. Erdoğan'a benimle görüşmesi yönünde kendisinin de öneride bulunduğunu söyledi.
 
"SÖYLENMESİ GEREKENLERİ SÖYLEDİM"
 
Görüşmemizde koalisyon modeli önermeden seçim sonuçları ciddiye alınmalıdır dedim. Nezaket çevrçevesi içinde Erdoğan'a söylenmesi gerekenleri söylediğimi düşünüyorum. Dünyanın her yerinde bu tip sağlıklı görüşmeler yapılır bizde de olmalıdır. Seçim kampanyasının büyük kutuplaşmalara yol açtığını kendisine bizzat ilettim. Görüşme sonrası konuşmalarımızı Kemal Bey'e ayrıntısıyla anlattım.
 
ERDOĞAN'LA GÖRÜŞTÜKTEN SONRA ADAYLIĞA KARAR VERDİM"
Erdoğan ile görüştükten sonra Meclis Başkanlığı adaylığına karar verdim. Erdoğan ile görüştükten sonra Meclis Başkanlığı adaylığına karar verdim. Erdoğan ile görüşüp tezgah kurdu diyenlerle hesaplaşmak için aday oldum.

Baykal'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
 
-Türkiye'de yeni bir siyasi dönem açmak mümkünse o davete gitmek benim görevimdir.
- Kişisel hırs intikam nefret ve hesaplaşma duygularımdan arındığımı düşünüyorum.
- Bu temas neticesinde yıpratırlarsa yıpratsınlar görevimi yapmaya çalışıyorum.
- Konuşmamızda TBMM Başkanlık seçimi, koalisyon modelleri asla konuşulmadı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.