Dolar 32,4907
%-0.15
Euro 34,9249
%0.28
Altın 2.434,600
%0.47
Bist-100 9.717,00
%-0.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
8. Gün'de yoğun gündem: Burak Oğuz'un tahliyesi, sosyal medya düzenlemesi, CHP'de kurultay hareketliliği...

8. Gün'de yoğun gündem: Burak Oğuz'un tahliyesi, sosyal medya düzenlemesi, CHP'de kurultay hareketliliği...

8. Gün’de gündem Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) üye olduğu iddiasıyla dava açılan ve görevden uzaklaştırılan eski Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz'un tahliyesi, sosyal medyaya düzenleme getirilmesi ve CHP’de yaklaşan kurultay öncesi yaşanan hareketlilik, Tunç Soyer’in yaptığı toplantılar, CHP’li Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin hakkında bir süredir ardı ardına açılan soruşturma ve davalar oldu.

  • Ege Postası
  • 04.07.2020 - 12:33

EGEPOSTASI-Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın eşine yönelik yapılan hakaretler sonrası başlayan sosyal medyaya sınırlama getirilmesi tartışmalarına destek veren TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları ve Gerçek Haberci Genel Yayın Yönetmeni Adem Nakçı, sosyal medya üzerinden hakaret ve küfür içerikli paylaşımlara tepki gösterdi.

Mithat Umutoğulları, “Demirtaş’ın eşine söyleyen şerefsiz de çekecek, (gitsin beni mahkemeye versin), bırakmayacak; Berat Albayrak’ın eşine söyleyen şerefsiz de bulunacak, yargılayacak. Meral Akşener’e bir başkasına söyleyen, kim olursa olsun. Tayyip Erdoğan bu ülkenin cumhurbaşkanı. Sen eleştirirsin, oy vermezsin. Anti propagandasını yaparsın, demokratik hakkındır. Ama oturup da cumhurbaşkanına küfür edersen kusura bakma yani. Sev sevme. Sosyal medya meselesi ya. Kusura bakma. Bu sosyal medyaya sınırlama getirilsin kardeşim. Beş dakika oturayım, bir tane facebook açayım, sana küfür etmeye başladığımda, bunu alıp savcılığa gidip şikayet edinceye kadar ne kadar zaman geçe? İki gün boyunca bu adam sana küfür edecek, değil m? O da torpilliysen, 2 gün” yorumunu yaptı.

Adem Nakçı, “Sayın Berat Albayrak’ın eşiyle ilgili şeyler aşağılık, haysiyetsiz şeyler. Ama aynı benzer davranışı Başak Demirtaş’a daha ağırı, daha alçakçası yapıldı. Alındı gözaltına, bir gün sonra serbest bırakıldı. Bu olaydan bir gün sonra Meral Akşener ile ilgili yapılan var. O adam da dışarıda. Çıktı özür diledi. İyi valla. Adamlar çıktı. Özür dilerim dedi. Sen kanunu kendine göre yorumlarsan yarın başkası da gelir kendine göre yorumlayacak” diye konuştu.

Karaburun Belediye Başkanı hakkında ortaya çıkan yeni suç duyurusu ve soruşturma sürecini de değerlendiren Mithat Umutoğulları, “Seçildiği günden beri skandalları var Karaburun Belediye Başkanı'nın. Sürekli bir akçeli iş hikayesi var. Sürekli bir şey var. Hep kendine, Birilerine rant sağlamaya çalışıyor. Bir belediye başkanı var, 7-8 bin liralık maaşın peşine düşmüşsen, akrabalarını işe alıyorsa. Türkiye’de bir sürü işsiz insan var. Koca koca belediye başkanları var, bunlar neden eşine dostuna akrabasına iş vermiyor. Kınık Belediyesi AK Partili. Beydağ Belediye Başkanı'na bak, CHP’li. Müthiş çabası var. Niye onunla ilgili bir soruşturma açılmıyor, akçeli işlerle ilgili. Niye bu belediye başkanıyla ilgili sürekli soruşturma açılıyo? Sürekli kötü eleştiriler var. Niye böyle garip garip enteresan haberler çıkıyor, soruşturmalar açılıyor'” diye sordu.

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

A.N: Bence yanlış. Yanlışı şöyle, ben kendimden örnek vereyim, kendi irademle seçtiğim bir adamın görevde kalmasını isterim. Urla’da bu adam eze eze seçim almış. Ama öyle ama böyle.

M.U: Seçim aldı ama geçmiş süreçle ilgili bir davayla ilgili yargılanıp suç işlemişse de, yargılanmalı ama Türkiye’de yargı maalesef.

A.N: Maddi delil yok Mithat. Beyan esası kötü. Açık tanık ol, neden gizli tanık.

M.U: Açılan davaların büyük bölümünde artık AK Partili siyasetçiler davacı oluyor. Bu da hükümetin yargı ile olan ilişkisini zedeliyor. İşte bence buna biraz dikkat etmek lazım. Menemen’deki örnek var. Birkaç örnek daha var. Burak Oğuz’un sürecinin başlamasında da bir AK Partilinin ifadesi var. Bunlar etik ve doğru şeyler değil. iktidarda olmayan DSP’li biri yapsa anlarım. Ama iktidar partisinin yöneticiliğini yapmış kişilerin..

A.N: Silah buluyorsun, silahta kurşun izi buluyorsun. Ya da banka hesabını buluyorsun. Senin hesabın belli benim hesabım belli. Sen örgüt üyesi isen zaten bir çizelge var. Maddi delil dediğim o. Masak’ın takibi var bugün. Ankesörlü telefon konuşması var, bir sürü delil var. Bununla ilgili delillere kimse itiraz etmiyor. Ama yani ifade üzerine.

M.U: Emniyet bunu takip etmiş. Bir delil oluşturmuş yani.

A.N: Dün FETÖ yapılanmasıyla ilgili babalar dosyası var ya, eski televizyon sahibi, sayılı iş adamlarından birisi vardı, içeri girdi, cezasını çekti, geçen gün devletten ekonomik teşvik almış. Onun üzerinde bir de maddi delil vardı. Para gitmiş, reklam verilmiş vesaire. Paralel devlet yapılanması içindeki örgüte finans sağlamış ise, bu örgütün baş aktörü ise bununla ilgili bazı ifşaatlarda bulunan adama, sen devlet olarak teşvik veriyorsun. Bu sefer ben nasıl mücadele ettim zayıf kalıyor. Burak Oğuz’unki şey kalıyor. Adamlar diyecek ki, bu kadar suç işleyeni sen affettin, bu adamı bir şeyi yok ceza veriyorsun, bu nasıl mantık'

M.U: Hiçbir şey yok değil. Yargı da gelen şikayetleri değerlendirecek tabi ki. Ben Adem Nakçı’yı 2005 yılında FETÖ’nün sohbetlerinde gördüm. Beyan esas da, nasıl ispatlayacaksı? Ya da sohbete gitsen ne olu? Bülent Arınç’ın bir tv programında, hiçbirimiz masum değiliz dedi mesela. Sadece ve sadece bunu getirip de, bu örgüt AK Parti döneminde örgütlenen bir örgüt değil ki. Polis, savcı olmak istiyorsa ya da iş almak istiyorsa ya da başka başka bir şey olmak istiyorsa gidip bir şekilde o örgütün tezgahından geçmiş. Devlet baba bu insanların iş koşullarını, imkanlarını, adam orduya gidiyor, mülakatta eliyor adamı. Bunu öğrenen vatandaş ne diyor, aman diyor cemaatten birini bulayım diyor. Şimdi hükümette bir milletvekilini bulsak da işimizi yapsak hikayesine dönüyor. E şimdi bu insanların suçu n? Ama 17-25 Aralık bir milat olmalıydı. Onu alırsın koyarsın. Burak Oğuz’un bir suçu varsa, alırsın koyarsın. Ama 2004-2007. E peki o zaman, Türkçe Olimpiyatlarını kim organize ett? Bülent Arınç o dönem bu olimpiyatlarının planlayıcısı idi. Biz o dönem Türkçeyi sevdiren, öğreten bir yapı gördük karşımızda. Bu da bizi memnun etti diyor.  Bekir Bozdağ’ın konuşmaları ortada. Ya da şu anda AK Parti’de aktif olan isimlerin açıklamaları var.

Dolayısıyla bu da çok doğru değil. İzmir’de belli gazeteciler Fethullah Gülen ile fotoğraf çektirmişler. Bunu aldılar mesela birçok gazeteci arkadaşımız kullanmaya çalıştı. Bu doğru değil. bu insanların suçlu olduğu anlamına gelmez.

A.N: 17-25 Aralık’ı milat kabul ediyorsun, Bank Asya’yı milat kabul ediyorsun, 15 Temmuz’dan bir hafta öncesini milat kabul ediyorsun. Bu değil.

M.U: Serdar Aksoy’un şiir hikayesine benzedi. Cumhurbaşkanı da şiir okuduğu için yargılanmadı. Buradaki temel hikaye şu; eğer iktidar partisinin mensupları geçmişte yapılan eski defterleri açarlarsa, kendilerine muhalif siyasetçileri yargılarlarsa.

A.N: Sayın Berat Albayrak’ın eşiyle ilgili şeyler aşağılık, haysiyetsiz şeyler. Ama aynı benzer davranışı Başak Demirtaş’a daha ağırı, daha alçakçası yapıldı.

M.U: Ama ona AK Parti cephesi çok tepki gösterdi.

A.N: Alındı gözaltına, bir gün sonra serbest bırakıldı. Bu olaydan bir gün sonra Meral Akşener ile ilgili yapılan var. O adam da dışarıda. Çıktı özür diledi. İyi valla.

M.U: Demirtaş’ın eşine söyleyen şerefsiz de çekecek, (gitsin beni mahkemeye versin), bırakmayacak; Berat Albayrak’ın eşine söyleyen şerefsiz de bulunacak, yargılayacak. Meral Akşener’e bir başkasına söyleyen, kim olursa olsun.

A.N: Adamlar çıktı. Özür dilerim dedi. Sen kanunu kendine göre yorumlarsan yarın başkası da gelir kendine göre yorumlayacak.

M.U: Tayyip Erdoğan bu ülkenin cumhurbaşkanı. Sen eleştirirsin, oy vermezsin. Anti propagandasını yaparsın, demokratik hakkındır. Ama oturup da cumhurbaşkanına küfür edersen kusura bakma yani. Sev sevme. Sosyal medya meselesi ya. Kusura bakma. Bu sosyal medyaya sınırlama getirilsin kardeşim. Beş dakika oturayım, bir tane facebook açayım, sana küfür etmeye başladığımda, bunu alıp savcılığa gidip şikayet edinceye kadar ne kadar zaman geçe? İki gün boyunca bu adam sana küfür edecek, değil m? O da torpilliysen, 2 gün.

A.N: Yeşil top hikayesi. Birden patladı. İnsanların gerçek yüzü çıktı.

M.U: TC numaramı vereyim, bana yasal Mithat umutoğulları olarak resmi hesap versin. Bir giriyorum, beş tane var. Şimdi ben hangisiyim ab? Biri Adem Nakçı diye bir facebook açsa, sayın cumhurbaşkanına  küfür etse, nasıl ispatlayacan'

A.N: Benim annem on senedir rahmete gitmiş. Annemin adıyla birkaç ay önce hesap açmışlar. Bana da davetiye gönderiyor.

M.U: Bugün herkes sosyal medya mağduru. Hakaret edersin gider cezasını çekersin. Adam oturmuş, ne güzel ya, yeni doğmuş çocuğa, onun annesine, senin kimsenin hakaret etmeye hakkı yok. Onlar aciz, şerefsiz, haysiyetsiz insanlar. Yüreğiniz yetiyorsa çıkın kendi hesaplarınızla yapsanız ya. Çıkıp klavye delikanlılığı yapıyorsun. Yakalanınca da kedi gibi özür dileyeceksin. Sahte hesap açan adamı direkte tutuklayacaksın. İki ay gitsin yatsın. Bak bakalım bir daha yapıyor m? Niye açıyorsun kardeşi? Demek ki birinin canını acıtacaksın.

Dönelim İzmir’de Tunç Soyer iki gündür geziyor. Soyer’i konuşmadan önce AK Partili Hüsnü Boztepe’nin bir konuşması vardı. Boztepe, körfezin kokmaya başladığını söyledi.

A.N: Çiğli’den dışarı çıkmıyor galiba. Çıksaydı kireçleme çalışmalarını görürdü. Sıcak havalar nedeniyle oluyor. Her sene oluyor. Aziz Kocaoğlu zamanında da oluyordu.

M.U: Fabrikaların filtreleme sistemlerini getirsinler bak nasıl duruyor. Boztepe aktif bir siyasetçi idi. Bayraklı’ya beş yıl kök söktürdü. Ama sayın Boztepe Çiğli’de dut yemiş bülbüle dönmüş durumda. Aynı performansı Çiğli’de de bekliyoruz. Çiğli Belediyesi'nin uygulamalarında hiç mi olumsuz şey yok. Orada grup sözcüsü var, kimse onu ciddiye almaz da! CHP’den gelmiş

A.N: Özgür Hızal’ın yerine mi gelmek istiyor.

M.U: Çiğli’de ne konuşuyor ki, büyükşehirde! Kendi liginde performans gösterememiş, kim seni oynatır şampiyonlar ligind? 15 aydır Boztepe’nin Çiğli Meclisinde belediye başkanına yönelik bir eleştirisi var m? İşçiler işten atılırken o belediye başkanıyla Fransa’ya gitti. Niye bir şey söylesin k? Sen olsan söyler misin'

A.N: Adam aradı, iki partinin grup başkanvekili gitti dedi. Bir çalışma çerçevesinde gitmişler.

M.U: Sen işçini maaşını ödeyemiyorsun. Çiğli’nin bu kadar sorunları varken, iktidar partisinin grup sözcüsünün ne işi var Fransa’da. Levent Piriştina geçen dönem Buca’da bir yurtdışı gezisi düzenleyecekti. AK Partililer yüksek maliyetli olduğu gerekçesiyle katılmayacaklarını söyledi ve reddetti. Bu kadar kendi ilçesinde pasif siyaset yapan birinin çıkıp buradan büyükşehire gitmesi… ben belediye başkanı olsam 30 meclis üyesi varsa, götürür gezdiririm. Çünkü belediye başkanı bir proje anlattığında, muhalif olan meclis üyeleri reddediyor. Ama emin ol yurtdışına çıkıp gördüğünde hiçbir projeyi reddetmiyor. Çünkü yerinde görüyor.

A.N: Kasım ayında da Gaziemir’de 10 Kasım anmasına otobüsle gitmeyelim, uçakla gidelim dedi AK Partililer.

M.U: Mantıklı talep. Uçakla gitsen bir saat. Siyasetçinin zamanı kıymetli. Tunç Soyer iki gündür dolaşıyor.

A.N: İstihdam konuşulacak demiştim. Mesela Çağdaş Kaya. Açık açık demiş. Buca’da bir sürü adam almışsınız, Buca’da ayrı bir yapılanma yapıyorsunuz demiş.

M.U: Ne demiş Tunç Soyer'

A.N: Benim ekibim bu. Beğenen beğenir, beğenmeyen gider.

M.U: Bence doğruyu yapmış. Bu konuda örgütün haklı talepleri var, işçi alımlarıyla ilgili.

A.N: Buca’da örgüt içinde örgütlülük yapıyorsun ama. Çünkü ilçe başkanının haberi yok, başkaları CHP adına adam topluyor. Mustafa Özuslu’nun adını vermişler ısrarla mesela. Belediyelerde istihdam fazlası var. Özellikle bazı birimlerde. Masa başı istiyor herkes. Kimse park bahçe, temizlik istemiyor. Orada gariban adam var, temizlik işini kabul ediyor. Diğeri sabah sekiz akşam beş diyor.

M.U: Örgüt içinde Tunç Başkan ile ilgili ciddi sıkıntılar var, bu kesin. Kimle konuşursak. Tunç Başkan büyükşehir başkanı ise, buna izin vermeyecek. Kurultay yaklaşıyor. CHP’de kulisler hareketlendi.

A.N: Süleyman Gencel yazmış. İstanbul’da Battal İlgezdi ile görüşmüşler Rıfat Nallbantoğlu. Ataşehir Belediye Başkanının il delegasyonu üzerinde etkisi var. 25-26 Temmuz’a kadar bu devam edecek.

M.U: İzmir’de kurultay sonrası ciddi denge değişiklikleri olacak. Şu an kurultayın önderlerini yürütenler Tuncay Özkan, Tunç Soyer cephesi, Abdül Batur ve Deniz Yücel. Yücel atamalar konusunda. Ali Engin, Deniz Yücel grubu diyelim. İl başkanı Yücel’in belediye başkanları seçiminde özellikle atamalar konusunda ciddi etkisi oldu. Birçok ilçede tuttu ama kurultayda da Yücel’in ciddi anlamda ağırlığının olabileceğini düşünüyorum. Rıfat Nalbantoğlu son dakikaya kadar bir kazaya kurban gider m? Çünkü Tunç Soyer cephesinin Nalbantoğlu üzerinde çok ciddi bir talebi, baskısı var. Nalbantoğlu kongrede biliyorsun, kurultay delegesi olmasın diye, kendi beraber liste yaptığı ekip tarafından anlaştığı ekipler tarafından çizildi. Aynı grup Devrim Barış ile Nalbantoğlu’nun arasını ayırdı. İkisine de operasyon yaptılar. 

A.N: Çelik, Çalkaya’nın listesinden gelmeyle yırttı.

M.U: Tuncay Özkan-Tunç Soyer-Deniz Yücel aynı fotoğrafta gibi görünüyorlar. Tuncay Özkan mutlaka kendisini yazacaktır ama ben onunla birlikte Murat Bakan, Şakir Başak gibi isimlerin kurultay sonrası. Soyer’in etrafında Murat Bakan çok ısrarcı. Diğer taraftan Rıfat Nalbantoğlu. Soyer’in birebir yanında olan ve Tuncay Özkan’ın birebir yanında olan isimlerden bahsediyoruz. Eğer bunlardan biri, Şakir Başak, PM’de listeye giremezse, Özkan ile bir yol ayrılığı yaşayacağını düşünüyorum. Murat Bakan ayrılmayabilir. Onun büyükşehirde ticari faaliyetleri olabilir. Bunların zedelenmemesi için. Kendisi mutlaka iş yapmıyordur ama danışmanlık yaptığı. Niy? AK Partili il yöneticisi Yusuf Gültekin’in kardeşi Çiğli hayvan pazar yerini almış. Satıyormuş yerleri.

A.N: Sayın Hüsnü Boztepe’den ben kendim bir açıklama bekliyorum.

M.U: Bir açıklama yapacağını sanmam. İl başkanı nereden bilece? Adam onu mu takip edecek'

A.N: Siyasi olarak benim ticari faaliyetim var diye sineye çekmek, siyasi ahlaksızlığa giriyor. Murat Bakan aday olacak.

M.U: Belki aday olmayacak.

A.N: On tane tekil imza gerekiyor. İzmir kaç tane aday çıkaraca? Herkes herkes aday. 128 aday çıkacak ya da 126. Bin 200 delege var, on kişi imza toplayacak, genel başkanın direkt göstereceğinin haricinde, delegeler en fazla 130 kişiyi aday olarak gösterecek.

(Nakçı ve Umutoğulları, Hüsnü Boztepe’ye iki soru yöneltti. (İl başkan yardımcısının çiğli pazar yerlerinde yerleri sattığı belirtiliyor. İkinci soru, çiğli belediye başkanını başarılı mı buluyorsunuz')  Boztepe, Çiğli Belediye Başkanı Gümrükçü’nün Hasan Arslan’dan daha başarılı bulduğunu söyledi. )

M.U: Karaburun Belediye Başkanı var.

A.N: İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma açtı. İddia vahim. Meydan düzenlemesini meclis üyesine yaptırdığı, ortaya çıkması üzerine resmi evrakta değişiklik yaptığı için. Kızını belediyede işe alıp para ödediği, yeğenini işe aldığı.

M.U: ilçe başkanı şikayet ediyor. Sonra da açıklama yapıyor. Habere bak. Zaten şikayet etmişsin. Soruşturma açılıyor başkana. AK Partili Karaburun İlçe Başkanı Adem Avcı sonra da açıklama yapıyor.

A.N: Bana başka bir iddia da geldi. Seçim öncesi belediye başkanıyla birebir konuştum. Başkanlığı hizmet için yapacaksanız amenna, avukatlıktan daha fazla kazanmak için yapacaksanız hiç yapmayın demiştim. Sonrasında yakın takip ettim. Belediyeden farklı gelir nasıl elde ederim durumunda gibi. Bana gelen başka bir belge var. Belge 19 Haziran tarihli. Bir ihalenin iptali ile. Mordoğan’da Fatih Caddesi’nde bir plajın kiralanması işi. İhaleye 8 Haziran’da çıkmışlar. İhale 60 bin lira muammen bedel ile açılmış. 130 bin küsura kadar yedi kişi katılmış, sonra iki üç kişi kalmış. 200 bin liraya kadar gelmiş. Bir adam kazanmış. Sonra o ihalenin iptal edileceği dedikodusu olmuş. Rivayet o ki, belediye başkanının etnik kimliği bahane ederek, ‘ben bunlara burada ihale verdirmem’ şeklinde ifade kullandığı iddiası var.

İhaleyi iptale ediyor. İhale anında caydırıcı tavırlar yaptırırsam. Karşı taraf kamera kayıtları var diyor. Adam alacağım diye bekliyor, teslim etmiyorlar. Bir etnik söylemle, ben bunlara ihale vermem dediği ihale ediliyor. İhale 8 Haziran’da yapılmış, 11 Haziran’da iptal ettim diyor iki üç gün içinde teslim etmesi gerekirken. İhaleye bir şekilde haksızlık karışıyor. İhaleyi alan aslında kurtulmuş. Mordoğan Karaburun’dan büyük. Orada üç beş tane plaj var.

M.U: Buharkent Belediyesi’ne gittik. 12 bin 500 nüfusu var. Bir organize sanayi bölgesi kuruyor. Orada Millet Parkı yapmış. 4 milyona mal olmuş. Bayraklı, Karabağlar, Karşıyaka, Buca, Çiğli, Konak belediyeleri metropol. Seçildiği günden beri skandalları var Karaburun Belediye Başkanının. Sürekli bir akçeli iş hikayesi var. Sürekli bir şey var. Hep kendine, Birilerine rant sağlamaya çalışıyor. Bir belediye başkanı var, 7-8 bin liralık maaşın peşine düşmüşsen, akrabalarını işe alıyorsa. Türkiye’de bir sürü işsiz insan var. Koca koca belediye başkanları var, bunlar neden eşine dostuna akrabasına iş vermiyor. Kınık Belediyesi AK Partili. Beydağ belediye başkanına bak, CHP’li. Müthiş çabası var. Niye onunla ilgili bir soruşturma açılmıyor, akçeli işlerle ilgili. Niye bu belediye başkanıyla ilgili sürekli soruşturma açılıyo? Sürekli kötü eleştiriler var. Niye böyle garip garip enteresan haberler çıkıyor, soruşturmalar açılıyor'

A.N: Nüfusu 10 bin Karaburun’un. Kınık’ın nüfusu 28 bin.

M.U: Kınık Belediye Başkanı taşıma suyuyla kendi ilçesine doğalgaz bağlatacak. Kınık, Bergama, Kiraz belediyelerine bak. Bu hanımefendi daha büyük belediyede olsa artık neler duyarız, bilmiyoruz. Allah CHP’ye yardım etsin.

A.N: Kızını bir ay niye belediyede çalıştırıyorsun abi.

M.U: Yapıyor tepki geliyor geri alıyor. Bir de doğru konuşmuyor.

A.N: Geçmişle ilgili bir ihaleyle ilgili dedi. Öyle değil ama. Serdar Yasa ile ilgili neden bir tane dedikodu yok. İlçe başkanı az bile konuşmuş. Kafa göz yarardım ben. O koltukta oturtmazdım onu.

M.U: AK parti ilçe başkanlarının hala gidip suç duyurusunda bulunmasını doğru bulmuyorum.

A.N: Ne yapacak Mitha? Bu kadar haksızlık, hukuksuzluk çıkmış ortaya. Niye itiraz etmesi? 30 trilyon bütçen var. 60 bin liralık ihale 200 bin liraya çıkıyor. Niye iptal ediyorsu? Belediye burada 140 bin lira ekstradan para kazanacak, 52 asgari ücretlinin parası. Niye ihaleyi iptal ediyorsun kardeşi? İhaleyi neye göre iptal ediyorsun kardeşim. Topu topu 3 ay. Kendi iktidarlarını düşünürken ülkede iktidar olma durumunu da riske atıyorlar. Güçlü bir iktidar güçlü bir muhalefetle oluşur.

M.U: İktidarın bu kadar muhalif belediye başkanlarını mercek altına aldığı bir dönemde bunları yapmak büyük cesaret.

A.N: Yürek yemiş.

M.U: Tunç Soyer ile ilgili bugün Yeni Asır’da bugün vardı. Tarcan Ülük. Özel haber diye vermişler. Soyer’e suç duyurusu diye geçmişler. Soyer’in İzmir bayrağı ve parası ile ilgili suç duyurusunda bulunmuş Ülük. Savcılara acıyorum. Bunun neyine savunma. Videoyu burada koyduk, başkanın açıklaması net ortada. O da Boztepe gibi hedef büyüttü. Büyükşehir. İBB Başkanına ne yazık ki çok üzülüyorum. Böyle bir dönemde belediye başkanı olduğu için üzülüyorum. İnsan olarak üzülüyorum. Öyle kötü bir dönemde başkan oldu ki, yoldan geçen dava açıyor, eleştiriyor. Garip bir hal aldı İzmir.

A.N: Başkan, acilen sinirlenmenize neden olacak bir hastalık çıkarmanızı tavsiye ediyorum. Keşke Tarcan Ülük Konya’ya da baksa.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.