Dolar 32,4442
%-0.13
Euro 34,7787
%-0.55
Altın 2.441,250
%0.21
Bist-100 9.946,00
%2.36

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
8. Gün'de kongrelerin perde arkası masaya yatırıldı

8. Gün'de kongrelerin perde arkası masaya yatırıldı

Gazeteciler Mithat Umutoğulları ve Adem Nakçı, 8’inci Gün programında CHP’de devam eden ilçe kongrelerini değerlendirdi. Bayraklı, Buca ve Karşıyaka kongrelerinin perde arkası masaya yatırılırken, Umutoğulları, Karşıyaka’da önümüzdeki ay yapılacak kongre öncesi ortaya çıkmaya başlayan adaylar arasından sanayici kimliği de olan Serdar Koç’un seçimi kazanıp ilçe başkanı olma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti. 8. Gün'de kongrelerin perde arkası masaya yatırıldı

  • Ege Postası
  • 31.12.2019 - 14:13

EGEPOSTASI- TV 35 ekranlarında yayınlanan Sekizinci Gün programında ilçe kongrelerini değerlendiren TV 35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları ve Gerçek Haberci Genel Yayın Yönetmeni Adem Nakçı, Bayraklı, Buca ve Karşıyaka kongrelerinin perde arkasını masaya yatırdı.

Bayraklı’da belediye başkanı Serdar Sandal’ın sert eleştirilerine karşın seçimi kazanarak ilçe başkanı olan Pınar Susmuş’un kazanmasının hemen ardından belediye başkanını ziyaret etmesini eleştiren Gerçek Haberci Genel Yayın Yönetmeni Adem Nakçı, “Pınar Susmuş’un tavrı da ilginç bu arada. Sana bu kadar  saydıran adam. Tamam CHP’de kavga olmasın, kavga dövüş olmasın, belediye parti uyumu olsun. İyi de, sen bir kadınsın ya. Pınar Susmuş’un yerinde olsam, beklerdim, önce başkan arasın, nezaketen desin ki, ‘geçmişte yaşanan yaşandı, kusura bakma’. Bir nezaket beklerdim ondan sonra giderdim. Yanlış girdiler. Bu yanlışlık zincirleme devam edecek. Gömleğin düğmesini üstten yanlış iliklersen öyle gider ya. Öyle bir ilişki başladı orada parti ve belediye arasında. Bir kadınlık duruşun onurun olacak. Adım atacak kişi kadın değil erkektir. Bekleyecekti başkan gelecekti, ondan sonra gidecekti” dedi.

Umutoğulları: Çıkıp cevap ver

Mithat Umutoğulları da Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ın hakkında ortada dolaşan dolandırıcılık gibi iddialara sessiz kalmasını eleştirdi. Umutoğulları, “Bu kadar ayyuka çıkmış konu hakkında nasıl konuşmazsı? Adam sana resmen dolandırıcı diyor ya. Çıkıp cevap ver. Ben dolandırıcı değilim diye. Dava aç. Niye açmıyorsu? Sen belediyenin birinci katında bir şey söyle, taa sekizinci kata on beş dakikada gider. Bu insanlar sokağa gidiyor, sokakta da dağılıyor. İnsan bir konuşur. Biri bana hırsız gözüyle bakarsa nasıl susarım ya. Ben kıyameti koparırım ya!” ifadelerini kullandı.

Umutoğulları: Hayatımda bu kadar kötü konuşan iki aday görmedim

Ali Hıdır Uludağ ve seçimi kazanıp ilçe başkanlığı koltuğuna oturan CHP İzmir İl eski Sekreteri Hacer Taş arasında geçen CHP Buca İlçe Kongresini de değerlendiren Mithat Umutoğulları, “İki adayın konuşması da inanılmaz kötüydü. Bu kadar yıldır siyaseti takip ediyoruz. Hayatımda bu kadar kötü konuşan iki aday görmedim. Çok net. Aklımda kalan, iki tane şey kaldı, bir tanesi Erzincan’dan geldim dedi biri diğeri de fabrikada çalıştım dedi. Bütün konuşma metnini alıp da sol, sosyalizm, devrim gibi. İzlerken döndüm salona baktım bir ara, TKP kongresine mi geldik acaba dedim. Hacer Taş seçildi ama. Bir ilçe başkanı, belediye başkanının örnek olması lazım. Bir ilçe başkanı olmuş kişinin salonda zafer işareti yapması çok ciddiyetsiz geldi bana. 1970-80 yılları arasındaki söylemlerle hala 2020 söylemleri aynıysa orada bir sıkıntı var. Burada bir anlayış sıkıntısı var. Sen kendini aşamamışsın, gelmişsin hala Deniz, Mahir, Yusuf bilmem kim. Karşındaki insanları ajite ederek, duygularını istismar ederek oy almaya çalışıyorsun, karşındaki insanları salak  yerine koyuyorsun. Sen salonda ya arkadaş, sen ilçe başkanı olduğunda ne yapacaksın onu anlat. Bunların hiçbiri yok. Ali Hıdır Uludağ, seçimi niye kaybetti. İnan, o bir saat 15 dakika konuşması yüzünden seçimi kaybetti” diye konuştu.

Karşıyaka’da Koç ilçe başkanı olacak

Umutoğulları, Karşıyaka’da önümüzdeki ay yapılacak kongre öncesi ortaya çıkmaya başlayan adaylar arasından sanayici kimliği de olan Serdar Koç’un seçimi kazanıp ilçe başkanı olma ihtimalinin yüksek olduğunu, “Net söyleyeyim, Karşıyaka’da ilçe başkanı olacak ismi söyleyeyim. Serdar Koç. Bu kadar iddialı söylüyorum. Serdar Koç Karşıyaka’da ilçe başkanı olacak” şeklinde ifade etti.

PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

M.U: İlçe başkanlığı ziyaretinde yaptığı bir konuşma var Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ın. Aklımdaki değil gönlümdeki başkan seçildi diyor. Mecburiyetlerimiz vardı diyor. Mecburiyet karşısında başka bir adayı desteklemek zorunda kaldık diyor. Ama gönlümüzden geçen de sizdiniz diyor. Sürece şöyle bakmak lazım, her seferinde ne dedik size, bu tercih yanlış. Son yaptığı açıklamalar gönlümüzde siz vardınız, biz sizinle yola devam edeceğiz. Çıkardığınız adaya, Pınar Hanımla konuştuk, kendisinin uygun bir aday olmayacağını ifade ettik. Türkçesi şu, seninle çalışmak istemiyoruz kardeşim. Değil m? Buydu. Ne değişti abi 24 saatte'

A.N: Başkan düz olmalı bence. Bir gün söylediğini diğer gün değiştirmemeli. Kafamda iki tane soru var, gönlümdeki buydu mecburiyetten yaptım diyor. Mecburiyet dediğin nedi? Kafana silah mı dayadıla? Neyin mecburiyet? Şahsa gebe olmak mıdır mecburiyeti? Yoksa kavga dövüş olmasın. Olacaktı ama Selçuk Ayhan olsun. Kavga dövüşü önler, onun için mi mecbur kılındı? Sen gönlündekini açıklamazsan. Ucu sivri konuşmak istemiyorum başkanlarla ilgili ama net olan bir şey var, gönlündeki buysa, niye mecbur kaldı? Artı. Pınar Susmuş)un yerinde olsam nasıl güveneceğim. Çıkıyorsun sen, ‘Sen başaramazsın, çalışamayacağım’ diyeceksin. Ağır kelimeler kullanmışsın. Senden olmaz, çapsızsın, yetersizsin, kabiliyetsizsin demeye getirmişsin. Ama sonra benim gönlümdeki sendin diyorsun. Pınar Susmuş’un tavrı da ilginç bu arada. Sana bu kadar  saydıran adam. Tamam CHP’de kavga olmasın, kavga dövüş olmasın, belediye parti uyumu olsun. İyi de, sen bir kadınsın ya. Pınar Susmuş’un yerinde olsam, beklerdim, önce başkan arasın, nezaketen desin ki, ‘geçmişte yaşanan yaşandı, kusura bakma’. Bir nezaket beklerdim ondan sonra giderdim. Yanlış girdiler. Bu yanlışlık zincirleme devam edecek. Gömleğin düğmesini üstten yanlış iliklersen öyle gider ya. Öyle bir ilişki başladı orada parti ve belediye arasında. Bir kadınlık duruşun onurun olacak. Adım atacak kişi kadın değil erkektir. Bekleyecekti başkan gelecekti, ondan sonra gidecekti. Başkanın yaptığı daha ikircikli bir tavır. Gönlümde ayrı aklımda ayrı bir aday! Böyle siyaset anlayışı olmaz. Kötü olan ne biliyor musun, kötü olan ilçelerden bahsediyoruz, kritik giden, AK Parti’nin gözüne kestirdiği ilçelerden bahsediyoruz. Bunlardan biri Bayraklı mı kardeşim! Biri Buca, diğeri Karabağlar. Hepsinde kaos var kardeşim.

Şimdi Serdar Sandal alındı alınmadı hikayesinden bahsediyorlar.

M.U: Gergin geçen bir kongre var.  Topuyla tüfeğiyle sizin aday olmamanız konusunda konuşmuş, alınmamanız için bir sürü şey yapmış adam. Kongreyi kaybediyor, bir gün sonra seçilen ilçe başkanı koşarak belediyeye gidiyor.

Çok uzun zamandır dillenen artık ayyuka çıkmış farklı iddialar var. İddia şu, işte başkan görevden alınacak. Bir sürü farklı gerekçe var. Kimisi bir imar dosyasından dolayı ceza aldığı, Yargıtayda onandığını söylüyor. Kimisi taciz hikayesi var, saçma sapan şeyler de var. Nasıl birşeydir ki. Şahsi kanaatim, bu tip iddialar olsaydı buna iktidar partisinin milletvekilleri, ilçe yöneticileri, il başkanı kimse işte elli defa yandaş medyada çıkmıştı. Burak oğuz olayı nasıl patlad? Günlerce tartışıldı.

Başkan da bundan haberdar. Açıklama yapamaması bu sıkıntıyı devam ettiriyor. Başkanın ısrarla açıklama yapmaması. Bu konuyu ciddiye alıp konuşmaması işi bu noktaya getirdi belki. Başkan ilçe kongresinde bu iddiaları orada dile getiriyor. İlçe kongresinde yaptığı konuşmada, iki üç gazeteci var, örgütle dost muhabbeti şeklinde geçmiş. Orada diyor ki Bayraklı’da bizim karşımızda 500-600 kişilik blok var, bunlar oturmuş sürekli senaryo ve dedikodu peşinde. Olmadık şeyler düşünüyor. Dedikodu üretiyorlar. Bizim yolsuzluğumuz, hırsızlığımız, ahlaksızlığımız yok, kimseyi ötekileştirmedik diyor. Geçen GÜN İki gazeteci arkadaşım aradı, vali bey sizi aramış, görevden alınıyormuşsunuz, dosyanız kesinleşmiş bugün iş bitiyormuş diye gazeteci arıyor Serdar Sandal’ı. Sonra o gazeteci valiliği arıyor, makamla konuşuyor. Valilikle belediye başkanıyla ilgili böyle bir dosya olmadığını söylüyor gazeteciye. Bak gazeteci görevini yapmış, sana sormuş. Böyle bir şey olmadığını ifade etmişsin. Peki bununla ilgili neden bununla ilgili açıklama yapmıyorsu? Hakkınızda bu kadar ithamlar, dedikodunun ayyuka çıktığı bir şeyde niye açıklama yapmazsını? Buna mantığınız eriyor mu'

A.N: Algı yönetmek diye bir kavram var. Karşındaki adamlar çok iyi algı yönetiyor kardeşim. Seninle ilgili bu kadar açıklama var. Biz cevap verirsek ciddiye almış oluruz diyor çevresindekiler ona. İyi de sükut ikrardan kaynaklı diye bir atasözü var. Soranlardan biri de benim. Yok öyle bir şey diyor. Yoksa niye cevap vermiyorsu? Direkt kendisine sormadım yakındaki adamlara sorduk. Cevap verin kardeşim!

M.U: Bu iş çok basit bir iştir. E devletten savcılık kağıdını alırsın, çıkarırsın. Varsa suçun orada yazar. Şu şu şu mevzudan sabıka koydu yoktur ya da vardır diye yazar. Bu kadar basit olan bir mevzuyu niye kanıtlamazsın. Facebookta iki satır yaz bari, gazetecileri ciddiye almıyorsun ya.

A.N: 300 500 kişilik karşımızda blok var diyor başkan. Kendi belediyesinde, ekibinde de var. Dibinde adamlar var. Kendiyle ilgili iddiaları araştıran, seslendiren kendi dibinde adamlar var. İlla Ahmet Mithat mı söylüyor. Bir kısmı senin içinde. Serdar Sandal gidecek o gidecek bu gelecek diye konuşuluyor. Niye kamuoyunda tartışılıyorsun. Çok basit. Basın toplantısı düzenlersin. Açıklama yaparsın bitti.

M.U: Bununla ilgili bir köşe yazısı vardı. Fatih Yapar köşe yazısı yazmış. Okurken belli ya başkanla konuşmuş ya da onun yanındaki arkadaşla konuşmuş. Bunu sipariş vererek birilerine yazı yazdırmanın bir mantığı yok. Bayraklı’da Bayraklı Belediyesi’nde siyasetle ilgili herkes bunları konuşuyor. AK Partili MHP’li HDP’li herkes konuşuyor. Ve sen susuyorsun. Bu mevzu üç dört aydır konuşuluyor. Bu kadar başkan hakkında spekülasyon yapılıyor. Yanındaki bir tane adamdan bunlar doğru değil diye bir açıklama duydun m? Sen belediye başkanısın yanında 2 bin 500, 3 bin kişi çalışıyor. Her kuruma aynı anda yetişme şansın yok. Bunu kadronla yaparsın. Hem özel kalemlik yapıyor hem özel işletmesi var. Aldığı maaşa bak, bir gecede o maaşı masada yer. Öyle bir adamın belediyede ne işi var kardeşi? Adamın açtığı yerdeki kirası 40-50 bin lira. Dışarıdan yardım etsin. 5-6 milyar maaşa mı ihtiyacı var. Bu adamlar oturup belediyenin dördüncü beşinci katında başkana yapılanları izliyorsa ya da okuyorsa, buna bir çözüm üretemiyorsa ne işi var kardeşim bu adamların orad? Soruyorum ya. Başkanın ekibi yok. Başına gelenler normal yani. İki gazeteci oturmuş, adam diyor ki belediye başkanı şunu dolandırmış bunu yapmış. Dershanesini birine vermiş vergiden kurtulmak için. Yahu arkadaş bunu söyleyen adamla ilgili, biri devleti, vatandaşı, sekreterini dolandırmış diyor. Mutlu Tuncer ve Ender Coşkun. Hepimiz izledik, konuşuyorlar. Bu adama dava açtın m? Yok. Adamlar hala konuşuyor. Yetmiyor dershaneyi devrettiği adamı çıkarıyorlar. Bununla ilgili de açıklama yok. Sen bu dershaneyi başkasına verdin mi kardeşim. Çık konuş. Niye kamuoyunun kafasında farklı bir Serdar Sandal yaratıyorsun.

Serdar Sandal’ı sen de tanıyorsun ben de. Bu güne kadar adını bu  tür şeylerde hiç duymadık. Duymadık. Sandal ile ilgili herşeyi biliriz. Biri şu adamdan avanta istediği bugüne kadar duyduk m? Duymadık. Eee… Bu Serdar Sandal’a ne oldu. Bir anda dolandırıcı oldu. Öğretmen Serdar’a ne oldu arkadaş. Niye bunlara cevap vermezsi? ‘Başkanım ciddiye almayalım’ diyor çevresindekiler ama bütün Bayraklı konuşuyor. Sen sustukça adamlar bir daha yazıyor bir daha yazıyor. Artık herkes herşeyi biliyor, hiçbir şey gizli kalmıyor.

A.N: Üç dört aydır herkes hakkında belden aşağı sallıyor. Ayyuka çıkmış.

M.U: Belediye başkanları buraya geliyor, sohbet arasında bana soruyorlar. Bu kadar ayyuka çıkmış konu hakkında nasıl konuşmazsı? Adam sana resmen dolandırıcı diyor ya. Çıkıp cevap ver. Ben dolandırıcı değilim diye. Dava aç. Niye açmıyorsu? Sen belediyenin birinci katında bir şey söyle, taa sekizinci kata on beş dakikada gider. Bu insanlar sokağa gidiyor, sokakta da dağılıyor. İnsan bir konuşur. Biri bana hırsız gözüyle bakarsa nasıl susarım ya. Ben kıyameti koparırım ya! Siyaset ekip işi. Belediyenin bütün olanaklarını yanındaki adamlara veriyorsun, kullanıyorlar. Gemi su almaya başladı. Birinin suyu durdurması lazım. Bunlar daha çok keseri almış ellerine deliği büyütüyorlar. Ekip mekip yok kardeşim ne ekibi ya! Serdar Sandal’ı sosyal medyada takip ediyorum, her yere şoförü Kurtulmuş ve yardımcısı ile gidiyor. Metin Güler. Yanında dördüncü birini hiç yanında görmedim. E nasıl olacak'

A.N:  Ulaş bey nered? Basına bakıyor. Nered? Ankara’dan geldin. Önce insanları tanıyacaksın. Çıkacaksın basın birimine, basın biriminde çok sevilen isimler var. Gidip onlarla konuşacaksın. Pırıl pırıl çocuklar var. Bunları alacaksın yanına başkan yardımcılarının yanına gideceksin.

M.U: Serdar Sandal’ı kaç kere medyada gördü? On ayda bir adamın anlatacak hikayesi olmaz mı ya!

Gelelim Buca kongresine. Oy verme bitimine kadar oradaydık, takip ettik.

A.N: Kötü bir kongreydi. Hacer Taş sokaktan gelmiş, süslü lafları bilmeyen olur dersiniz de bir avukat bu kadar kötü konuşamaz. Yarım saatlik konuşmasında arkadaşlar kelimesini 90 110 kere söyledi. Yazılı metni irticalenden daha kötüydü. 45 dakika hiçti yani.

M.U: İki adayın konuşması da inanılmaz kötüydü. Bu kadar yıldır siyaseti takip ediyoruz. Hayatımda bu kadar kötü konuşan iki aday görmedim. Çok net. Aklımda kalan, iki tane şey kaldı, bir tanesi Erzincan’dan geldim dedi biri diğeri de fabrikada çalıştım dedi. Bütün konuşma metnini alıp da sol, sosyalizm, devrim gibi. İzlerken döndüm salona baktım bir ara, TKP kongresine mi geldik acaba dedim. Hacer Taş seçildi ama. Bir ilçe başkanı, belediye başkanının örnek olması lazım. Bir ilçe başkanı olmuş kişinin salonda zafer işareti yapması çok ciddiyetsiz geldi bana. Senin Hacer Taş,  tabanın belli. HDP tabanı olsa anlarım. O zafer işareti anlamlıydı o zaman, onlar için. HDP bile kendini aştı o konuda. Ama CHP hala aşamadı. 1970-80 yılları arasındaki söylemlerle hala 2020 söylemleri aynıysa orada bir sıkıntı var. Burada bir anlayış sıkıntısı var. Sen kendini aşamamışsın, gelmişsin hala Deniz, Mahir, Yusuf bilmem kim. Karşındaki insanları ajite ederek, duygularını istismar ederek oy almaya çalışıyorsun, karşındaki insanları salak  yerine koyuyorsun. Sen salonda ya arkadaş, sen ilçe başkanı olduğunda ne yapacaksın onu anlat. Bunların hiçbiri yok. Ali Hıdır Uludağ, seçimi niye kaybetti. İnan, o bir saat 15 dakika konuşması yüzünden seçimi kaybetti.

İkinci olay da, Buca Belediye başkanına yapılan çok çirkindi. Adam çıldırıyor. Belediye konuşmalarda sonuna kadar şöyle yaptı böyle yaptı.  Arkadaş senin karşında büyükşehir gücüyle siyaset, pazarlık yapanlar var. Mavi liste dediğiniz kişiler nereden geld? Neyle geld? Arkasındaki güç, verilen vaatler neyd? En tehlikelisi şu, belediye başkanını prove etmek için arkadan biri belediye başkanına sürekli bağırıyordu. Sürekli sataştı. En son başkan çıktı delirdi, bağırdı. En son başkan çıktı, delirdi, ‘Nereden  biliyorsun dedi, sen orada mıydın’ dedi. Şu tehlikeli bir şey, biz seçimi kaybedelim ama il başkanını, belediye başkanını itibarsızlaştıralım. Bizden sonrası tufan olsun tehlikeli. Buca kongresindeki gerilim can sıkıcıydı ama Allah’tan delegasyon çok sakindi.

Bir parantez daha açayım. Divan Başkanı Ahmet Ersin. Ersin üç  dönem vekillik yaptı. Herhalde uzun z amandır delegasyon önüne çıkmış. Bütün hıncını çıkardı. Kullandığı dil ve üslup. Ama eline sopa alıp dövmediği kalmadı. Milletvekili, il başkanı konuşmuş, kimse dinlemez abi. Ön taraftakiler oturur, arkadakiler kulis yapar. Tüm kongrelerde bu böyledir. Kimse dinlemez kusura bakmasın. İl başkanı, milletvekili konuşmuş. Kimse dinlemez abi.

A.N: Hacer Taş konuşmaya başlamadan önce bütün kırmızılılar elini kaldırdı. Ahmet Ersin bence tarafsız değildi. Tarafsız davranayım derken daha kötü oldu.

M.U: Bekçi gibiydi ya. Nereden çıktı bu genel başkan sevgisini. Milletvekili gösterilmediğinde Kılıçdaroğlu hakkında neler söylediğini biliyoruz. İl başkanını da yoldan çıkardı. İl başkanı da ilk kez delegasyona nezaketsizlik yaptı. Siz susmazsanız ben konuşmam dedi.  Adam protokole bakıp konuşuyordu. Arkada kulis yapanlar dinlemek zorunda değil. Divan başkanı sakinleştirir ama Ahmet Ersin sürekli ateşliyordu, kavga çıksın diye. Bütün savaşı kızıştıran oydu. Ateşliyordu sürekli kavga çıksın diye. 60 yaşını geçen adama divan başkanlığını vermeyeceksin abi. Yüksel Çakmur kaç dakika konuşt? Bir saat ya. Vicdanın kurusun ya. Konak’ta Tacettin Bayır süreyle sınırlandırdı.

A.N: Kaç kongereye gittik. Hepsinde Çakmur konuştu. Çakmur’un bütün konuşmaları birbirinin aynısı. Adam köşesinde oturuyor. Onu kim öne sürüyo? Sunanı da söyleyeyim. Rıfat Nalbantoğlu onu öne sürüyor. İl başkanı yapalım gazıyla gidiyor. Yüksel Çakmur bu partinin emektarıdır, değeridir. Yapmadığı görev kalmamıştır. Şeref Bakışık var bu partide. Rahmetli. Evine ziyarete gittim. İsmet İnönü’nün, Ecevit’in sekreteridir. Adamı hiçbir kongrede gördün mü se? Adamın evi açıktı. Giden akıl alıyordu ondan..

M.U: Kemal Anadol, Ali Rıza Bodur bunlar partinin ağır topları. Efsane isimler. Bunları hiç gördün mü kongrelerd? Bu adamlar niye konuşmuyor'

A.N: Buca Kongresinde kazanan Erhan Kılıç’tır. Eze eze kazanmıştır. Kaybeden de Tunç Soyer ve Rıfat Nalbantoğlu’dur. Ezile ezile kaybetmişlerdir.

Aşkla İzmir kimin slogan? Soyer’in sloganı. Bucalılar ben bu işte yokum dese kim inanır kardeşim! Ben bir şey yapmayacağım diyorsun, dün mavi listenin tüm adamları orada. Mavi liste büyük darbe almıştır. Pankartları gördün mü' Buca’nın birleştirici gücü diye aday diye çıkıyorsun önce bir birleştirici yazmayı öğren. Yanlış pankart yazılmış. Bütün kavgalarda, tartışmalarda mavi atkılılar vardı. Buca’da yedinci kongreyi izliyorum. O merdivendekilerde kim bağırdıysa, bağırdıysa her seferinde Buca’da kaybetmiştir. Ali Hıdır Uludağ da büyük darbe almıştır. Bir saat on beş  dakika konuşması bir yana, ‘mahkeme kapısında yanınızdaydım siz de bana destek verin’ diyor. Ne demektir bu ya! Sahip çıkın bana diyor. Sen reklamını yapmadın mı kardeşim. Bütün gazetelerde Ali Hıdır Uludağ adı çıkmadı mı'

M.U: 4 bin oy veren CHP’liler 400 oy vermediler adama. Karşıyaka’ya gelelim.

A.N: Karşıyaka’da çok aday var. Netleşen bir şey yok. Mavi orada çok güçlü. Serdar koç adaylığını açıklayacak. Sonra Serdar Yavaşoğlu açıklayacak. Yeni adaylar var. Ali Engin ne yapacak diye bekleyenler var.

M.U: Ali Engin eğer orada aday çıkarma işine girerse seçim kaybeder. Engin’in hesabı, kongreyi belediye başkanına bırakır, kendisi il kongre delegasyonunu alır, çıkarlar. Şu an konjoktör buna çok uygun. Karşıyaka Belediye Başkanının da arzu etmediği bir adayı söylerse sıkıntı olur.

A.N: Ali Engin’in hepsinden fazla tabanı var.

M.U: Bu adam ilçe başkanı iken, Uğur Yıldırım bu adamı 16’ıncı sıraya yazmadı mı'

Mustafa Özuslu deme bana. Büyükşehirin desteklediği aday Bayraklı, Buca’da kaybetmedi m? Karşıyaka’da nasıl kazanacak! Gemi su alıyor kardeşim. Ali Engin için şu an birinci hedef il kongresi. İlçe kongresinde belediye başkanıyla bence şu an ahenk içindeler.

Net söyleyeyim, Karşıyaka’da ilçe başkanı olacak ismi söyleyeyim. Serdar Koç. Bu kadar iddialı söylüyorum. Serdar Koç Karşıyaka’da ilçe başkanı olacak. Nedenini söyleyeyim, serdar Koç bir önceki kongrede 90 imza toplamıştı muhalefet, 167 oy aldı, seçim kazanmayacağını biliyordu. Biraz daha zorlasa adama ilçe başkanı olacaktı.  Tabanın tepkisi var diyorlar ya. Bananın nasıl tepkisi olsun. Bu adam hiçbir çekişmenin içinde olmamış, milletvekili aday adayı olmuş, 3 binin üzerinde oy almış, ilçe başkanlığına bir kez aday olmuş. Bir adama tepki olması için, CHP içinde belli gruplar içinde yarışıyor olması lazım. Bir sanayicinin ilçe başkanı olması kadar güzel bir şey olabilir m? Siyasete nitelikli adamlar gelsin diyoruz değil mi'

Adam gelmiş, bir muhalefet anlayışı sergilemiş bir önceki dönem. Eski başkan Hüseyin Mutlu Akpınar’ın Uğur Yıldırım’ı masaya vurarak getirdiği zaman 167 oy almış bu adam. Çıkmış gücün karşısında durmuş. Bugün bütün konjoktör bu adama uygun. Tepki gösteren belli çevreler, dar bir grubun içine sıkışmış, ekipçilik yapan ve partinin büyümesini istemeyen adamlar istemeyen.

A.N: Konak, Çiğli, Buca, Bayraklı, Karabağlar’da kaybeden mavi liste, Ali Engin’e Deniz Yücel’i desteklediğini bile bile bir tane delege verir m? Engin’in gücü çok fazla. En kötü 80’e yakın adamı var. Beraber yol yürüdüğü adamlar.

M.U: Karşıyaka’da kazanamaz mavi. Buca’da listeler açıklandığında kesin mavi liste alır dedim. Son dakika bir değişiklik oldu. Biri yer değiştirdi. 4 delegesi varmış. Kongrenin seyrini o değiştirmiş. Onu kim akıl etmişse bir stratejidir.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.