Dolar 32,3749
%0.18
Euro 35,0165
%-0.14
Altın 2.325,460
%0.22
Bist-100 9,10
%0.17

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
'İkiz' coşku

'İkiz' coşku

İzmir'de 33 ikiz ve bir üçüzün eğitim gördüğü ortaokulda karne sevinci ikiye katlandı. Bu okulun dünyada eşi yok

  • Ege Postası
  • 19.01.2018 - 10:43

Buca ilçesinde bin 44 öğrencili Makbule Süleyman Alkan Ortaokulu, ikiz öğrencilerle dikkati çekiyor. Okuldaki 33 ikizden 13'ü 5, 12'si 6, 2'si 7, 5'i 8, 1'i de ana sınıf öğrencisi. Ayrıca 8. sınıfta bir de üçüz kardeşler öğrenim görüyor.

Kardeşlerden bazıları aynı sınıfta, bazıları ise farklı sınıflarda eğitimlerini sürdürüyor. Genellikle yan yana oturan çocuklar, benzerlikleri dolayısıyla zaman zaman hem öğretmenleri hem de arkadaşları tarafından karıştırılıyor.

Eğitim-öğretim yılının sona ermesiyle ikizler de karne almanın heyecanını birlikte yaşadı.

Okul Müdürü Bertan Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okuldaki bu olağanüstü durumu kayıt işlemleri sırasında fark ettiklerini söyledi.

Dünyada bu kadar çok sayıda ikizin olduğu başka okul olmadığını iddia eden Çetin, diğer ülkelerdeki okullarda farklı sayıda ikiz bulunduğunu ancak kendi okullarındaki sayısının fazla olduğunu savundu. Eşine az rastlanır durumu dünyaya duyurmak için Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek istediklerini belirten Çetin, şöyle konuştu:

"İkinci dönemin başında başvurumuzu yapacağız. Sonrasında heyet gelip inceleyecek. Bu yılın sonunda inşallah sürecin tamamlanacağını düşünüyoruz. Okulda bu kadar çok ikiz olduğunu duyanların ilginç tepkiler veriyor. Bu okuldaki ikiz sayısını duyunca 'Burada ikizler okulu varmış' diyerek kayıt için gelenler var. 'Benim de ikizim var, buraya kaydetseydim' diyenler oluyor. Bizim özel bir projemiz değildi, tesadüfen gelişen bir olay."

TATİL PLANLARI DA ORTAK

İkizlerden 6. sınıf öğrencisi Naz Demir, sıkıldığında arkadaşa ihtiyaç duymadığını, ikizinin hep yanında olduğunu ifade etti. Okulda bu kadar çok ikiz olduğunu duyunca çok şaşırdığını dile getiren Demir, bazılarıyla tanıştığını anlattı.

Takdir belgesi alan Naz Demir, yarıyıl tatilinde de ikiziyle eğlenceli planlar yaptıklarını söyledi.

İkizi Naz gibi takdir belgesi alan Nil Demir de bu kadar çok ikizin bir arada olmasının kendilerini de şaşırttığını dile getirdi. Demir, tatilde birlikte oyun oynayıp sinemaya gideceklerini, gelecekte doktor olmak istediklerini belirtti.

Teşekkür belgesi alan 5. sınıf öğrencisi Kaan Demir ise "İkizleri hep karıştırıyorlar. Bir kere ikizim Yağız tiyatro oyununa çıkmak istememişti. Yağız ile teneffüsteyken kıyafetleri değiştirdik, onun yerine ben oynadım." dedi.

UZAYLI GÖRMÜŞ GİBİ OLUYORLAR

Okuldaki üçüz kardeşler de tatile teşekkür belgesiyle girdi.

Üçüzlerden 8. sınıf öğrencisi Ecesu Soysal, farklı sınıflarda olsalar da öğretmenlerin kendilerini karıştırdığını anlattı. Okula birlikte girdiklerinde öğrencilerin "uzaylı" görmüş gibi şaşırdığını ifade eden Soysal, "Bizi çok karıştırıyorlar. Bazen ben de kendimi Hatice ya da Beste sanıyorum. Çok fazla ilgi çekiyoruz." diye konuştu. 

Üçüz olmanın güzel bir duygu olduğuna işaret eden Beste Soysal da insanları şaşırtmanın eğlenceli olduğunu kaydetti.

Hatice Soysal ise "Ben onlarla konuşmayı, yalnız kalmamayı seviyorum." dedi.

DÖRT DÖRTLÜK KARNE SEVİNCİ

Öte yandan Gaziemir ilçesindeki Şehit Polis Ahmet Atilla Güneş İlkokulunda eğitim gören dördüzler Aleyna, Sude, Naz ve Ali Efe Top, karne almanın mutluluğunu yaşadı. Başarılı bir yarıyıl dönemini geride bırakan dördüzler, evlerine "teşekkür belgesi"yle döndü.

Aynı sınıfı paylaşan, birlikte oyun oynayıp ders çalışan kardeşler, eğitim hayatındaki başarılarının yanı sıra uyumlu davranışları ile dikkat çekiyor. 

Dördüzlerin ilkokula başladıkları ilk günden bu yana öğretmeni olan Mukaddes Tosun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 4 sene önce "okula dördüzler geldi" denildiğinde her öğretmenin onları kendi sınıfına almak istediğini ancak şansın kendisine güldüğünü söyledi.

Öğrencilerinden çok memnun olduğunu anlatan Tosun, onların iyi bir öğrenci ve davranışlarıyla örnek olduğunu ifade etti.

Çocuk yetiştirmenin zor bir iş olduğunu, annelerin burada büyük bir rol oynadığını belirten Tosun, "Tek çocukla bile ilgilenmek çok zorken anneleri dördüzlerine sevgiyi, saygılı ve adil olmayı öğretmiş. Bunları sınıfta uyguluyorlar. Onların davranışlarıyla, dersleriyle ilgili hiçbir sıkıntı yaşamadım. Arkadaşlarına çok saygılılar ve paylaşmayı çok iyi biliyorlar. Bir arkadaşının ihtiyacı olduğunda dördü de yardım eder." diye konuştu.

Çocukların farklı ilgi alanları olduğunu kaydeden Tosun, Ali Efe'nin resim yapmayı sevdiğini, Aleyna ve Nazlı'nın matematikte daha başarılı olduğunu, Sude'nin müziğe ilgi duyduğunu sözlerine ekledi.

NE GEREKİYORSA YAPACAĞIM

Anne Fatma Top, yorucu olsa da dördüzlerin mutluluğunun tüm yorgunluğunu aldığını dile getirdi. 

Kardeşlerin evde de birbirleriyle oyunlar oynadığını, ders çalıştığını anlatan Top, kızların Ali Efe'yi daha küçük yaştaymış gibi görerek ona özel ilgi gösterdiğini kaydetti. 

Dört çocukla ayrı ayrı ilgilenmenin çok fazla vakit aldığını anlatan anne Top, "Onlar okuduğu sürece ne gerekiyorsa yapacağım. Başta vatanımıza, milletimize hayır evlat olmalarını istiyorum. Karnelerinden memnunum. Daha güzel olabilir ama inanıyorum daha iyi çalışacaklar." ifadelerini kullandı.

DOKTOR OLMAK İSTİYORLAR

Kardeşlerden Aleyna Top ise teşekkür belgesi almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, tatilde de ikinci dönem için hazırlanacağını söyledi.

Kitap okumayı çok sevdiğini ifade eden Top, ikinci dönem takdir akmak istediğini, gelecekte ise iyi bir doktor olmayı hedeflediğini belirtti.

Ali Efe Top da tatilde çokça kitap okuyacağını ayrıca Türkçe ve Matematik çalışacağını, ikinci dönem için hedefinin takdir belgesi almak olduğunu söyledi.

Tatilde oyun için de vakit ayıracağını ifade eden Top, Aleyna gibi doktor olmak istediğini sözlerine ekledi. 

EVDE KARNE ALDI

İzmir'in Konak ilçesinde, yürüme bozukluğu nedeniyle okula devam edemeyen; ancak evde eğitim alan Mükerrem Solmuş (16), karne heyecanını da evinde yaşadı. Öğretmenlerinin evinde ziyaret ettiği başarılı öğrenci hem takdir hem de onur belgesi aldı. 

Kemik dokusu hassasiyeti nedeniyle kemiklerinin kırılma riski bulunan ve bu nedenle okula devam edemeyen Mükerrem Solmuş, 10'uncu sınıfın ilk dönemini, aldığı eğitimlerle tamamladı. Hastalığıyla ilgili ilk teşhisin koyulduğu 6'ncı sınıftan itibaren evde eğitim alan Konak Anadolu Lisesi öğrencisi Mükerrem, başarılarıyla hem ailesinin hem de öğretmenlerinin onur kaynağı oldu. 6 branş öğretmeninden toplam 7 farklı dersin eğitimini alan Mükerrem, karnesini bugün evinde aldı. Konak İlçe Milli Eğitim Müdürü Serdal Şimşek, Konak Anadolu Lisesi Müdürü Şemsinur Avcı ve fizik öğretmeni Meryem Alp'in birlikte ziyaret ettiği Mükerrem, hem karne hem de takdir ve onur belgesi almanın mutluluğunu yaşadı. 

DOKTOR OLMAK İSTİYOR

Babası Hasan Solmuş, annesi Aklime Solmuş ve 3 kardeşiyle sevincini paylaşan Mükerrem, resim konusunda da yetenekli olduğunu söyleyerek, kendisinin yaptığı tabloyu gösterdi. Kitap okumayı çok seven Solmuş, "En son Kürk Mantolu Madonna'yı okudum. İlk dönem 11 kitabı bitirdim. Ayda ortalama 4 kitap bitiriyorum. 2 yıl sonra üniversite sınavına gireceğim. Hedefim doktor olmak" dedi. 

OKUMA AZMİYLE ÖRNEK 

Bu yıl evde eğitim alan 3 öğrencilerinin bulunduğunu kaydeden Konak Anadolu Lisesi Müdürü Şemsinur Avcı ise Mükerrem'in haftada en az 10 saat eğitim gördüğünü belirterek "Mükerrem, yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen okuma azmiyle herkese örnek olabilecek bir öğrenci. Müthiş bir okuma isteği var. Ben, her hafta Mükerrem'e kitap gönderiyorum. Bir hafta içinde hem derslerine çalışıyor hem de kitaplarını büyük bir şevkle okuyor. Biz de böyle bir öğrenciye elimizden gelen yardım ve desteği sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. 

'YAŞAM SAVAŞÇISI' HAVİN'İN İLK KARNESİ

İzmir'in Bayındır ilçesinde, 3 günlükken yenidoğan sarılığı nedeniyle hastane ile tanışan Havin Ayata, 7 yıllık yaşamında, biri karaciğer sirozu diğeri lenfoma olmak üzere iki büyük sağlık sorunuyla mücadele edip, kazandı. 'Yaşam savaşçısı Havin', bu yıl ilkokula başlayıp, ikinci yaşamına yeni bir sayfa açarken, ilk karne heyecanını yaşadı. Havin, arkadaşlarının alkışları arasında ilk karnesini alırken, "Okulumu, arkadaşlarımı çok seviyorum. Bugün çok sevinçliyim" dedi. 

Bayındır ilçesi Çırpı Mahallesi'nde oturan Medine Ayata ile hayvancılık yapan Süleyman Ayata çiftinin 4 çocuğunun en küçüğü olan Havin, 21 Aralık 2010 tarihinde dünyaya geldi. Henüz 3 günlükken vücudu sararmaya başlayan Havin'e yenidoğan sarılığı teşhisi koyuldu; ancak sarılık geçmedi. Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde yapılan tetkikler sonucunda, Havin'in doğuştan safra kanallarının (bilier atrezi) gelişmediği saptandı. Havin'e 2 aylık olduğunda biraz daha büyümesi için zaman kazandırmak amacıyla 'kazai' denilen operasyon yapıldı. Havin, küçük yaşında hastanelerden çıkmaz hale gelirken, tek kurtuluşu olan karaciğer nakli için İzmir Kent Hastanesi'ne yatırıldı. 

Doç. Dr. Murat Kılıç- Opr. Dr. Cahit Yılmaz başkanlığındaki iki ekip tarafından 19 Şubat 2013 tarihinde gerçekleştirilen operasyonla anne Medine Ayata'dan alınan karaciğer dokusu, minik kıza nakledildi. Başarılı geçen nakil operasyonun ardından Havin için yeni bir yaşam başlarken, sağlık sorunlarına yenileri eklendi. Nakilden 1 yıl sonra diyafram fıtığı nedeniyle ameliyat olan Havin, iyileşti; fakat bir süre sonra bağırsak tıkanması yaşandı. Bağırsağında yaklaşık 7 santimetre çapında kitle saptanan Havin'e lenfoma tanısı koyuldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde ameliyat olan Havin, kanser tedavisi görürken, 6 ayda 6 kür kemoterapinin ardından alınan sonuçlar yüz güldürdü.

'HAVİN'İN BAŞARISI SINIF ORTALAMASININ ÜSTÜNDE' 

Kanseri de yenen Havin, bu yıl Çırpı İlkokulu'na başladı. Ciddi sağlık sorunları atlatan, hala doktor kontrolleri süren Havin, ikinci yaşamındaki en büyük heyecanı ve sevinci yaşadı. Havin, ilk karnesini arkadaşlarının alkışları arasında, öğretmeni Gökhan Mercan'ın elinden aldı. Okulunu, arkadaşlarını çok sevdiğini belirten Havin Ayata, karne sevinci yaşadığını dile getirerek, "Tatilde oyun oynayıp, kitap okuyacağım" dedi. 

Sınıf öğretmeni Mercan ise Havin'in kontrolleri ve zaman zaman enfeksiyon nedeniyle devamsızlık yapmasına karşın çok başarılı olduğunu söyledi. Mercan, "Havin'in başarısı sınıf ortalamasının üstünde. Tüm sağlık sorunlarının sona ermesini diliyoruz" dedi. 

Kızını kaybetme korkusuyla geçen zorlu yılların ardından yeni yeni düze çıktıklarını söyleyen anne Medine Ayata ise "Ameliyatlarla tedavilerle dolu kötü yıllar geride kaldı. Bugünleri görebileceğimi hayal bile edemiyordum. Küçük kızım, artık okullu oldu. Bu, müthiş bir şey. Onun karne sevincine ortak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diye konuştu. 

'BÜYÜK MUTLULUK YAŞIYORUZ' 

İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Kılıç da Havin ile ilgili şunları söyledi: 

"Havin, 5 yıl önce karaciğer nakli yaptığımız bir hastaydı. O zaman 2 yaşındaydı. Doğuştan safra kanalları yokluğundan karaciğer sirozu geliştiği için nakil yaptık. Nakil sonrası kontrollerine gidip, gelirken bundan yaklaşık 3 yıl önce bağırsak tıkanması oldu. Bu da lenfoma dediğimiz, lenf bezlerinin büyümesine bağlı bir tıkanmaydı. Ameliyat olup, sonrasında kemoterapiyle bu lenfomayı da atlatmış oldu. Şimdi de 7 yaşında okula başladı. Kontrollere gidip, geliyor. Bundan sonra normal bir çocuk gibi hayatını yaşayacağını düşünüyoruz. Bazen çocukları tanıyamıyoruz. Çoğuna bir yaşının altında, 6 ay civarında nakil yapıyoruz, 8- 10 yaşında gelip okula gittiklerini görmek, karnelerini görmek bizim için en büyük mutluluk." (DHA-AA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.