Dolar 32,5004
%0.08
Euro 34,6901
%-0.12
Altın 2.496,860
%0.5
Bist-100 9.693,00
%1.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
'Helikopterin vurulmasını ilahi bir yardım önledi'

'Helikopterin vurulmasını ilahi bir yardım önledi'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen, 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davaya, yarbay Davut Uçum'un esasa ilişkin savunmasıyla devam edildi.

  • Ege Postası
  • 13.09.2017 - 15:53

Uçum, darbe gecesinde Marmaris'teki otel saldırısı sırasında Dalaman Hava Meydan Komutanlığı'nda bulunan Korgeneral Yılmaz Özkaya'nın 2 F-16'ya helikopterleri düşürün emri verdiğini belirtip, "Birileri bu helikopterleri, bu timi öldürmek istedi, vuramadılar. İlahi bir yardım, bunu başka türlü açıklayamam" dedi.

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinde görevli, 1'i firari 37 darbeci askerin de aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün devam edildi. Yoklama alınmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak sanık tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in avukatı savunma yaptı. Savunmanın ardından pilot yarbay Davut Uçum, esasa ilişkin savunmasına dünkü kaldığı yerden devam etti. 

'KAHRAMAN OLMAK İSTEYEN BİRİLERİ VAR' 

Davut Uçum, darbe gecesinde Marmaris'teki otel saldırısı sırasında Dalaman Hava Meydan Komutanlığı'nda bulunan Korgeneral Yılmaz Özkaya'nın 2 F-16'ya helikopterleri düşürün emri verdiğini söyledi. Uçum, "Dalaman Hava Meydan Komutanlığı'nda bulunan Korgeneral Yılmaz Özkaya saat 04.30 sıralarında Marmaris'teki helikopterlerin vurulması için F-16'lara talimat verdi. Özkaya'nın direk emir verme yetkisi olmadığından, F-16'lar yazılı emir isteyerek önce kalkmıyor. Bunun üzerine hangara giden Özkaya tekrar emir veriyor. Ancak, pilotlar yazılı emirde ısrar ederek kalkmıyor. Daha sonra Özkaya, Eskişehir Birleşik Hava Harekat Merkezi'ni (BHHM) arıyor. Çünkü bu uçaklar BHHM'nin izniyle kalkabiliyor. BHHM'nin devreye girmesiyle, uçaklara kalkış izni veriliyor. Ancak, bu sırada saat 05.30 olduğu için biz Muğla'dan ayrılmıştık, düşürülmedik. Kahraman olmak isteyen birileri var. Birileri bu helikopterleri, bu timi öldürmek istedi, vuramadılar. İlahi bir yardım, bunu başka türlü açıklayamam. Yaşadıklarımı kronolojiye koyuyorum başka bir açıklaması yok" dedi. Duruşmaya ara verildi. 

Uçum'un savunmasının ardından mahkeme heyeti, suikast timindeki MAK ekibinden astsubay İlyas Yaşar'ı kürsüye çağırdı. Heyet, MASE kayıtları ve radar kayıtlarına ilişkin görüntülerin desteklediği verileri salondaki ekrana yansıtılarak Yaşar'dan daha önce yarım kalan savunmasını tamamlamasını istedi.

SAVCI, SAHTE DELİL ÜRETİLDİĞİ VE KOMPLO İDDİALARINA YANIT VERDİ 

Yaşar'ın savunmasının ardından, davanın savcısı Ali Cenk Düzgün söz aldı. Düzgün, sanıkların esasa ilişkin savunmalarında sahte deliller üretildiği ve kendilerine komplo kurulduğu iddialarında bulunduklarını belirterek, bu iddialara yanıt vermek istediğini ifade etti. Savcı Düzgün, tanıkların olay gecesinin ortamı nedeniyle olayın, 01.00-02.00 gibi geniş saat aralıklarında meydana geldiği şeklinde ifade verdiklerini belirterek, "Tanıklar daha sonra mahkemedeki ifadelerinde bu saatleri düzeltti. Sanıklar, tanıkların ifadelerindeki düzeltmeleri görmezden gelerek, bu beyanları çarpıtarak, onlarca tanığın ifadeleri de hiç yokmuş gibi göstererek, olay saati belirsizmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Polis tutanaklarındaki sadece belli cümleleri okuyarak, olayı başkalarının gerçekleştirdiğini iddia ediyorlar. Delillerin sahte olduğunu iddia ederek, yargılamayı tekrar delillerin değerlendirilmesi aşamasına geri döndürmek amacıyla yapıldığını anlıyoruz" dedi. 

Savcı Düzgün, sanıkların ifadelerinde yer alan, "Gaz maskesi olan başka sanıkların geldiği" yönündeki iddialara, polis memurlarının şehit edilmesiyle ilgili hazırlanan otopsi ve uzmanlık raporlarında farklılıklar bulunduğu ve olay yerine ilişkin güvenlik kayıtlarının alınmadığı ve bazılarının silindiği iddialarını da yanıtladı. Düzgün, "Tanık ifadeleri bir bütün olarak okunduğunda sanıkların eylemleriyle ve zaman bakımından tamamen uyuştuğu görülecektir.  Başka hiçbir olaydan bahsedilmediği açıktır. Şehit polislerle ilgili otopsi ve uzmanlık raporlarında sanıkların iddialarının tersine farklılık bulunmamaktadır. Olay yerine ilişkin kamera kayıtları ile ilgili olarak, bölgedeki tüm kameraların kayıtları temin edilip dosyaya konuldu. Sanıkların da bu görüntüler üzerine savunmalarını yaptıkları görüldü. Polis memurları Nedip Cengiz Eker ile Mehmet Çetin'in ne zaman, nerede, hangi çatışmada vuruldukları ve kendilerini şehit eden mermilerin hangi silahlardan atıldığı, otopsi, bilirkişi raporları ve uzmanlık raporlarından tespit edilmiş olmasına rağmen, sanıklar raporların sahte olduğunu iddia etmiştir. Şehitlerin otopsi işlemleri olayın hemen ardından yapılmış ve vücutlarından çıkan mermi çekirdekleri incelenmek üzere özel kutularla incelemeye gönderilmiştir. Sanıkların silahları ise sonradan arazide bulunarak incelemeye gönderilmiştir. Uzmanlık raporlarının sahte olduğu iddiasını kabul etmemiz demek, şehit polislerin kabirlerinden çıkartılıp bedenlerine yeniden atış yapıp veya bedenlerine mermi çekirdeklerinin yerleştirilmiş olması demektir. Bu kabul edilemez" dedi. 

'DEVLET KOMPLO KURMAZ, İÇİNDEKİ ÇETELER KURAR' 

Savcı Düzgün, sanıkların kendilerine komplo kurulduğu iddia etmeleri üzerine, "Böyle bir iddiayı kabul etmek mümkün değil.  Ülke tarihin en kanlı olayında, komplo amacıyla devletin kriminal ekipleri, adli tıp uzmanları, kuvvet komutanları gibi devlet birimlerinin ortak hareket ettiği, sahtecilik yaptığı anlamına gelir. Devlet komplo kurmaz, devletin içindeki çeteler kurar. Komplo, devletin içine çöreklenmiş çetelerin işidir. Devletin milli yargısı, içindeki çeteleri temizledikten sonra Ergenekon ve Balyoz kumpaslarını nasıl çökerttiyse, 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıkan çeteleri de temizleyecektir. Devletimiz buna muktedirdir" diye konuştu.

Savcı Düzgün'ün ifadelerinin ardından sanıklar tepki gösterdi. Bazı sanıkların ayağa kalkıp söz almaya çalışması nedeniyle jandarma ekipleri tedbir aldı. 

SAVCIYA CEVAP HAKKINI KULLANDI 

Gerginlik nedeniyle açıklama yapan Mahkeme Başkanı Baştoğ, "Sanıkların, sahte deliller düzenlediği ve komplo kurulduğu iddiaları nedeniyle davanın savcısına cevap hakkı doğmuştur. Savcı bu hakkı kullanmıştır" dedi. Baştoğ, açıklamasının ardından söz almak isteyen sanıklara da söz verdi. Sanıkların beyanlarının ardından Mahkeme Başkanı Baştoğ, davaya yarın saat 09.15'e kadar ara verdi.  (DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.