'Kılıçdaroğlu için kovuldum'

TBMM Komisyonu'na 28 Şubat'ı anlatan Kadir Çelik ve Mehmet Altan'dan çarpıcı açıklamalar.

Ege Postası
03.10.2012 - 12:15

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu'nu, dönemin gazeteci ve köşe yazarlarını dinliyor. Komisyonun sabahki toplantısının konuğu Kadir Çelik ve Mehmet Altan oldu.

KADİR ÇELİK: "ASKERLERDEN UYARI ALMADIM"

Gazeteci Kadir Çelik, komisyondaki konuşmasında 28 Şubat sürecinde Refah Partilileri en çok ekrana çıkartan isimlerden biri olduğunu, bu nedenle zaman zaman tepki aldığını söyledi. Askerden herhangi bir uyarı almadığını kaydeden Çelik, "Hayatımda ne MİT ile ne jandarma ile ne polis ile iç içe olmadım. Oğlum askere gidinceye kadar çavuş bile tanımıyordum. Hiçbir zaman ısmarlama elbise dikmedim." diye konuştu.

Kendisinin de bazı mağduriyetler yaşadığını dile getiren Çelik, Kanal 6'da çalışırken, dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile ilgili bir program nedeniyle işinden olduğunu söyledi.

KILIÇDAROĞLU'NU ÇIKARDIM DİYE KOVULDUM

Yaklaşık 4 yıldır program yapmadığını aktaran Çelik, yaşadığı başka bir olayı ise "Kemal Kılıcdaroğlu ve Gürsel Tekin programını yaptım. O programdan sonra Fox TV'deki sözleşmem fes edildi." ifadesi ile anlattı.

Bir komisyon üyesinin, "1998'in sonuna kadar tarikat liderleri ile ilgili, irtica ile ilgili haberler, programlar yapılıyordu. Sonra hepsi sona erdi. Bu durum önceden kararlaştırılmış bir planın parçaları mıydı'" sorusuna karşılık Çelik, "Sorunuzun içinde, cevabı da yatıyor. Siz cevabı verdiniz." dedi.

"10 GÜN İÇİNDE ÖLDÜRÜLECEKSİN"

‘28 Şubat’ döneminde ‘Objektif’ programını hazırlayan ve sunan Kadir Çelik, komisyondan ayrılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, TBMM’nin uzun bir süre geçmesine rağmen 28 Şubat dönemini araştırmasının demokrasi açısından önemli olduğunu söyledi. Komisyon tarafından kendisine “O dönem neler yaşadını? Size bir baskı var mıyd? Bir telkin var mıydı'” sorularının yöneltildiğini aktaran Çelik, bir gazetecinin ‘Var mıydı'’ yönündeki sorusu üzerine şunları söyledi:

“İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden gelen benim 10 gün içinde öldürüleceğimi, bulunduğum binanın bombalanacağına ilişkin bir tedbir yazısı gelmişti. O gün baktığım zaman birilerinin ayağına bastığımı veya onların istemediği şeyleri yazıyoruz diye gözdağı olarak görüyorduk.”

15 YIL GEÇİNCE HERŞEY DEĞİŞİYOR

Darbelerin herkesi olduğu gibi kendisini de etkilediğini belirten Çelik, darbeler döneminde işinden olduğunu, koruma polisleri ile yaşamak zorunda kaldığını söyledi. Çelik, “İçeride şunu söyledim; aradan 15 yıl geçtiği zaman insanların olaylara karşı algısı ve değerlendirmeleri farklılaşabiliyor. 28 Şubat süreci içerisinde en çok eleştirilenden bir tanesi rahmetli Erbakan’ın Resmi Konut’ta cemaat liderlerine verdiği iftar yemeğiydi. O yemeğin fotoğrafları günlerce gazete manşetlerinde kalmıştı. Şimdi o yemeğin bir benzerini 15 sene sonra Ramazan ayında Sayın Kılıçdaroğlu verdi. O da bir demokratik tavır olarak nitelendirildi. Sonuçta aradan 15 yıl geçince insanların duyguları çok farklı olabiliyor” diye konuştu.

DARBE İÇİN ZEMİN OLUŞTURULDU MU'

O dönemde darbe süreci için bir zemin oluşturulmasına ilişkin soru üzerine Çelik, komisyonun da aynı soruyu kendine yönelttiğini söyledi. Çelik, bu soruya kendisinin sadece o dönemde ‘Objektif’ programını sunduğunu ve medya yönetimiyle alakalı olmadığını söylediğini aktardı. O dönemde bir şeylerin olduğunun çok açık olduğunu ifade eden Çelik, ‘Zemin oluşturuldu mu'’ yönündeki soruya, “Yani o iktidarın gitmesi için bir zeminin oluşturulduğu o gün de belliydi, bugün de” yanıtını verdi.

MEHMET ALTAN: 'HÜKÜMET SİSTEMİ ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞIYOR'

Darbe Komisyonu’nda konuşan Mehmet Altan: Darbe Komisyonu’na geldim ama 12 Eylül rejimi bütün mevzuatı, zihniyeti ve hukuksal yapısı ile yürürlükte.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu dün gazeteciler Kadir Çelik, Mehmet Altan, Ali Bayramoğlu, Yavuz Donat ve Fehmi Koru’yu dinledi. Mehmet Altan, komisyon üyelerinin sorularını yanıtlarken yaptığı 28 Şubat değerlendirmesinde, Türkiye’de Prusya tipi ordu stilinin devam ettiğini, bunun “ordu demek millet demek, ordu milletin bir parçasıdır” mantığıyla dokunulmaz, sorgulanmaz bir konuma yerleştirildiğini anlattı.

Prusya tipi ordu rejiminin değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Altan, darbelerin nedenleri üzerinde durarak özellikle dış politikadaki sapmalara dikkat çekti. Türk siyaseti dünyadaki değişime uyamadığında ekonomik krizlerin patlak verdiğini, sonra da siyasetin bulunduğu kampın dışında çareler aramaya başlandığını, bunun da NATO ordusu vasıtasıyla darbelere neden olduğunu ifade eden Altan, şöyle devam etti:

“Bugünkü mevcut yapıda hükümet, sistemi dönüştürmek yerine sistemi ele geçirmeye çalışıyor. Örneğin bugün AK Parti iktidarının 10. yılı olmasına rağmen asker maaşlarının ne kadar olduğu hala kamuya açıklanmıyor.”